HAC AMELLERİ RİSALESİ
- GİRİŞ
- BİRİNCİ BÖLÜM: HACCETÜ'L-İSLAM VE NİYABET HACCI
- İKİNCİ BÖLÜM UMRE AMELLERİ
- İHRAM MİKATLARI
- İHRAM
- TAVAF VE TAVAF NAMAZI
- TAVAF
- Tavafın Şartları
Tavafın Şartları
Mesele 276- Tavafın sıhhat şartları şunlardan ibarettir:
1- Niyet
2- Büyük ve küçük hadesten temizlenmek
3- Necasetten temizlenmek
4- Erkeklerin sünnetli olması
5- Avret yerlerini örtmek
6- Tavaf elbisesinin gasbi olmaması
7- Kesintisiz ve peşi sıra yapmak (Muvalaat)
Birinci Şartı: Niyet
Mesele 277- Niyetten, umre veya hac tavafını Allah'a yakınlaşmak için yapılması kastedilmektedir. Dolayısıyla niyet olmaksızın -hatta bazı şartları olmasa bile- yapılan tavaf yeterli değildir.
Mesele 278- Niyette Allah'a yakınlaşma ve yapılacak amelleri yalnızca Allah'a has kılmayı kastetmek şarttır.
Dolayısıyla amelin Allah'ın emrine uyulması kastıyla yapılması gerekir. Riya ve gösteriş kastıyla tavaf eden kimse günah işlemiştir ve tavafı batıldır.
Mesele 279- Tavafa niyet ederken tavafın müfrede umresi tavafı mı yoksa temettu umresi tavafı mı yapıldığı belirlenmelidir.
Keza tavaf, Haccetü'l-İslam tavafı mı veya nezir tavafı mı yoksa müstehap hac tavafı mı olduğu tayin edilmelidir. Tavafın başkasının adına yapılması durumunda da o kimse için niyet edilmelidir.
Mesele 280- Tavafa niyet ederken şahsın dille söylemesine gerek yoktur ve kısaca ne yaptığını bilmesi yeterlidir. Kısaca şahsın yatığı ameli bilmesi ve sırasınca bunları yerine getirmesi yeterli olacaktır.
Mesele 281- Tavaf halinde huşuyla birlikte kalp huzuru olması ve sürekli Allah'ın zikriyle meşgul olarak zikredilen duaları okuması son derece uygun bir ameldir.
İkinci Şartı: Büyük ve Küçük Hadesten Temiz Olmak
Mesele 282- Farz tavafın bütün kısımlarında tavaf eden şahsın cenabetten, hayızdan ve nifastan temizlenmesi ve abdestli olması gerekir.
Hatırlatma: Farz tavaf, umre ve haccın amellerinin bir bölümünden sayılan tavaf olup hac ve müstehap umre tavafı da farz sayılır.
Mesele 283- Bilerek veya unutarak ya da umre ve haccın amellerinin bitmesinden sonra fark edilse bile büyük veya küçük hadesten temizlenmeksizin yapılan farz tavafı batıldır ve tavafla birlikte tavaf namazının yenilenmesi gerekir.
Mesele 284- Müstehap tavafta küçük hades temizliği (abdestli olmak) şart değildir, ancak tavaf namazı için abdest alınması gerekir. Cünüp veya hayız ya da nifas halinde Mescidü'l Haram'a girerken haram olan şeylerin yanında farz ihtiyat gereği tavafı da sahih değildir.
Hatırlatma: Müstehap tavaf, ister kendisi için niyet etsin isterse başkasının adına niyet etsin umre ve hac amellerinden ayrı yapılan tavaf olup bu amel Mekke-i Mükerreme'nin müstehap amellerindendir, dolayısıyla ecir ve ödül sebebi olacağı için mükellef yapabildiğince tavaf yapabilir.
Mesele 285- Tavaf esnasında küçük hadese duçar olan (abdesti bozulan) kimse için iki durum söz konusudur:
1-Dördüncü tavafın yarısı bitmeden önce, yani Kâbe'nin üçüncü rüknünün karşısına yetişmeden önce küçük hades vuku bulursa tavafın terk edilmesi ve abdest aldıktan sonra tavafın iade edilmesi farzdır.
2-Dördüncü tavafın yarısından sonra küçük hade-se duçar olunması durumunda tavafın kesilmesi ve abdest aldıktan sonra örfi muvalaat (amelin kesintisiz ve peşi sıra yapılması) ortadan kalkmaksızın kalınan yerden devam edilmesi gerekir. Ancak örfi olarak kesintisizlik ve peşi sıra amelin yapılması zarar görmüşse, abdest aldıktan sonra ihtiyat gereği önceki tavafı bitirme niyetiyle tavafı tamamlamalı ve yeni bir tavaf daha yapmalıdır. Bu konuda mükellef eksik tavafın tamamlanmasına niyet etmekle yeniden tavaf etmek arasında özgürdür. Aynı şekilde önceki tavafını tamamen bırakabilir ve abdest aldıktan sonra tavafa yeniden başlayabilir.
Mesele 286- Tavaf esnasında büyük hadese (cünüplüğe) duçar olunması durumunda çabucak Mesci-dü'l Harem'in dışına çıkılması farzdır. Söz konusu durum, dördüncü tavafın yarısının bitmesinden önce gerçekleşmişse, mükellefin tavafı batıldır ve gusül aldıktan sonra iade etmesi gerekir. Eğer dördüncü tavafın yarısının tamamlanmasından sonra gerçekleşmişse, gusül aldıktan sonra örfi muvalaat (amelin kesintisiz ve peşi sıra yapılması) ortadan kalkmaksızın kalınan yerden devam edilmesi gerekir. Ancak örfi olarak kesintisizlik ve peşi sıra amelin yapılması zarar görmüşse, gusül aldıktan sonra ihtiyat gereği önceki tavafı bitirme niyetiyle tavafı tamamlamalı ve yeni bir tavaf daha yapmalıdır. Bu konuda mükellef eksik tavafın tamamlanmasına niyet etmekle yeniden tavaf etmek arasında özgürdür. Aynı şekilde önceki tavafını tamamen bırakabilir ve gusül aldıktan sonra tavafa yeniden başlayabilir.
Mesele 287- Abdest ve gusül almaktan mazur olan kimse abdest ve guslün yerine teyemmüm yapmalıdır.
Mesele 288- Abdest almaktan mazur olan veya farz guslünü alamayan kimse, tavafın bitmeden önce zaman dolmadan iyileşeceğini bilen hasta örneğinde olduğu gibi, özrünün bertaraf olacağını biliyorsa, özrü bertaraf olana kadar sabretmeli ve abdest almalı veya gusletmelidir. İhtiyat gereği abdest veya guslün alınmasını engelleyen özrün ortadan kalkacağına ümidi olursa, vakit azalana kadar beklemelidir, ancak özrün ortadan kalkmasına ümidi yoksa teyemmüm yaparak tavafını yerine getirmelidir.
Mesele 289- Teyemmüm yapmak veya cebire abdesti almakla yükümlü olan kimse, hükmü bilmemesi sebebiyle tavaf veya tavaf namazını abdestsiz yapmışsa, eğer imkânı varsa kendisi veya imkânı yoksa başkasını naib tutması ve tavafını iade etmesi farzdır.
Mesele 290- Müfrede umresi için ihram giyen kadın hayız olurda hayızdan temizlenip müfrede umresinin amellerini yerine getirmeyi bekleyemezse, müfrede umresinin tavafı için naib tutmalıdır, ancak sa'y ve taksiri kendisi yapmalı ve bunları yaptıktan sonra ihramdan çıkmalıdır. İhramlıyken hayız olursa, yine aynı hüküm geçerlidir.
Ne var ki kadın hayızken temettu umresinin ihramını giymişse veya temettu umresi için ihram giydikten sonra hayız olmuşsa ve temizlenip umre tavafı ve umre namazını yerine getirme gücü yoksa, daha önce söylendiği gibi[1] söz konusu kadının hükmü başkadır.
Mesele 291- Umre amellerinde abdestli olmak, yalnızca tavaf ve tavaf namazı için farzdır ve umrenin diğer amelleri için, her ne kadar bütün amellerde abdestli olmak faziletliyse de, abdeste gerek yoktur.
Mesele 292- Abdestli olup olmadığı konusunda şek eden mükellefin çeşitli durumlardaki vazifesi şu şekildedir:
1-Tavafa başlamadan önce abdestinin olup olmadığından şek ederse, abdest alması gerekir.
2-Gusletmeden önce vacip olmuşsa ve tavafa başlamadan önce gusül alıp almadığı konusunda şek etmişse, gusletmesi gerekir.
3-Abdesti vardı da abdestinin batıl olup olmadığından şek ederse, abdest almasına gerek yoktur.
4-Cünüp olmadan önce temiz olup cünüp olup olmadığından şek ederse veya kadın hayız olup olmadığından şek ederse, onların gusletmeleri farz değildir.
5-Tavafın bitmesinden sonra ve tavaf namazını kılmadan önce abdestli olup olmadığını bilmeyen kimse, tavafına nispetle şekkine itina etmemelidir, ancak tavaf namazı için abdest alması gerekir.
6-Tavafa abdestli başlamış ve tavaf esnasında abdestini bozacak bir şeyin olup olmadığı konusunda şekke düşmüşse, şekkine itina etmemeli ve abdestli olduğuna hükmetmelidir.
7-Tavaf esnasında tavafa başlarken abdestin olup olmadığından şüphe edilmesi durumunda, eğer şüpheden önce abdesti varsa, abdestli olduğuna hükmedip şekkine itina etmemelidir ve tavafı sahihtir. Ancak abdestin olup olmadığına şek edilmesi durumunda abdest almalı ve tavafı iade etmelidir.
8-Gusül ona vacipse ve tavaf esnasında gusledip etmediği konusunda şek etse çabucak mescitten çıkmalı, gusletmeli ve tavafını iade etmelidir.
Üçüncü Şartı: Beden ve Elbisenin Necasetten Temiz Olması
Mesele 293- Tavaf halinde beden ve elbise kanlı olmamalıdır ve farz ihtiyat gereği diğer necasetlerden de temiz olmalıdır, ancak çorap, mendil, yüzük ve benzeri şeylerin temiz olması şart değildir.
Mesele 294- Bir dirhemden küçük olan kan miktarı ve aynı şekilde namazı bozmayan yaralar, tavafın sıhhatine zarar vermez.
Mesele 295- Beden necis olursa bedenin temizlenmesine kadar tavafı erteleyebilirse ertelemesi gerekir, elbette vaktin daralmaması şartıyla.
Mesele 296- Mükellef elbisesinin temizliğinden şek etse, o haldeyken tavaf sahihtir, ancak beden veya elbisesinin önceden necis olduğundan ve temizleyip temizlemediğinden şek ederse, o haliyle tavaf etmesi caiz değildir.
Mesele 297- Tavaf bittikten sonra beden veya elbisenin temiz olduğunu anlarsa tavaf sahihtir.
Mesele 298- Tavaf esnasında beden veya elbiseye necaset bulaşsa örneğin, izdiham sebebiyle ayağı yaralanır ve tavafı kesmeksizin temizleyemezse, tavafı kesmeli ve beden veya elbiseyi temizlemeli, muva-laat zarar görmeden çabucak tavafa kesildiği yerden başlayıp bitirilmelidir ve böyle yapılması halinde tavaf sahihtir.
Mesele 299- Tavaf halindeyken beden veya elbisede necaset görülse ve tavaftan önce mi yoksa tavaf esnasında mı olduğunda şüphe edilse, bir önceki meseleye göre amel edilmelidir.
Mesele 300- Tavaf halindeyken beden veya elbisesinin necis olduğunu görür ve tavafa başlamadan önce necis olduğundan emin olursa, önceki meselede açıklandığı (297) gibi amel etmelidir.
Mesele 301- Beden veya elbisesindeki necaseti unutan birisi, tavaf ederken hatırlarsa, önceki meselede açıklandığı (297) şekilde amel eder.
Mesele 302- Bir kimse beden veya elbisedeki necaseti unutup bu haliyle tavaf etse ve tavaftan sonra hatırlarsa, tavafı sahihtir. Ancak tavaf namazını da necis beden veya elbiseyle kılmışsa, temizlendikten sonra namazı iade etmelidir. Müstehap ihtiyat gereği abdest aldıktan sonra tavafı da tekrarlamalıdır.
Dördüncü Şartı: Sünnetli Olmak
Mesele 303- Sünnetli olmak erkekler için tavafın şartlarındandır ve kadınlara şart değildir. Dolayısıyla baliğ olsun ya da olmasın, sünnet olmayan erkeğin tavafı batıldır.
Beşinci Şartı: Avret Yerlerinin Örtülmesi
Mesele 304- Farz ihtiyat gereği tavafta avretin örtülmesi şarttır.
Mesele 305- Kadın tavaf esnasında örtmesi gereken saç veya bedenin başka yerlerini örtmezse, her ne kadar günaha düşse de, tavafı sahihtir.
Altıncı Şartı: Tavaf Elbisesinin Gasbi Olmaması
Mesele 306- Tavaf elbisesinin gasbi olmaması tavafın şartlarındandır, dolayısıyla farz ihtiyat gereği gasbi elbiseyle yapılan tavaf batıldır.
Yedinci Şartı: Tavafta Muvalat (Ara Vermeden Birbiri Ardınca Yapmak)
Mesele 307- Farz ihtiyat gereği tavafın bölümleri arasında örfi muvalaatın olması gerekir, yani tavafların arasında, tavafı tavaf olmaktan dışarı çıkartacak fasıla olmamalıdır.
Elbette tavafın yarısından sonra (üç buçuk turdan sonra) namaz ve benzeri şeyler için tavafın kesilmesinin sakıncası yoktur.
Mesele 308- Mükellef tavafın yarısından sonra tavafını farz namazı için keserse ve namazdan sonra devam ederek yediye tamamlarsa, tavafın yarısının tamamlanmasından önce böyle yapılırsa aranın fazlaca açılması durumunda ihtiyat gereği yeniden tavaf yapmalıdır. Ancak tavafın arası çok açılmazsa, ihtiyata amel edilmemesi hiç de uzak bir ihtimal değildir, ne var ki her halükarda ihtiyat edilmesi beğenilen bir ameldir.
Bu konuda cemaat namazı olması ya da furada (ferdi) kılınması ve aynı şekilde vaktin dar olması ya da olmaması arasında bir fark yoktur.
Mesele 309- Müstehap tavafın ve hatta farz tavafın kesilmesi caizdir, ancak ihtiyat gereği vacip tavafın arası örfi müvalaatın zarar göreceği şekilde açılmaması gerekir.
- Tavafın Farzları
-
- Tavaf Namazı
-
- SAFA VE MERVE ARASINDA SA'Y YAPMAK
- TAKSİR
-
- ÜÇÜNCÜ BÖLÜM HAC AMELLERİ
- İSTİFTAAT HAC VE UMRE HAKKINDA FIKHÎ SORULAR VE CEVAPLARI