İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

Fıkhî Sorulara Cevap

  • TAKLİT HÜKÜMLERİ
  • TAHARET HÜKÜMLERİ
  • NAMAZ HÜKÜMLERİ
  • ORUÇ HÜKÜMLERİ
  • HUMUS HÜKÜMLERİ
  • CİHAD
  • MARUFU EMRETMEK VE MÜNKERDEN SAKINDIRMAK
    • Marufu Emretmek ve Münkerden Sakındırmanın Farz Oluş Şartları
    • MARUFU EMRETME VE MÜNKERDEN SAKINDIRMANIN NİTELİĞİ
    • MARUFU EMRETME VE MÜNKERDEN SAKINDIRMANIN DİĞER HÜKÜMLERİ
      Yazdır  ;  PDF
       
      MARUFU EMRETME VE MÜNKERDEN SAKINDIRMANIN DİĞER HÜKÜMLERİ

       

      Soru 1077: Kız kardeşim bir süredir namaz kılmayan bir adamla evli ve sürekli bizimle birlikte olduğu için onunla konuşmak ve ilişki kurmak zorunda kalıyorum ve bazen isteği üzerine bazı işlerde ona yardım ediyorum. Sorum şu ki, acaba şer’i açıdan onunla konuşmam, onunla ilişki kurmam ve yardım etmem caiz midir? Ona karşı görevim nedir?
      Cevap: Şartları gerçekleştiği takdirde, devamlı olarak ona marufu emretmekten ve münkerden sakındırmaktan başka bir şey size farz değildir. Onunla muaşeretiniz ve ona yardım etmeniz, eğer namazı terk etmesini daha çok teşvik etmezse, sakıncası yoktur.

       

      Soru 1078: Acaba büyük âlimlerin, zalimlerin ve zorba yöneticilerin yanına gidip gelmeleri ve onlarla muaşeret etmeleri, onların zulümlerinin azalmasına sebep olursa, caiz midir?
      Cevap: Eğer bir din âlimi için zalimle ilişkide olmasının onun zulmünü engellediği ve onu münkerden sakındırmada etkili olduğu sabit olursa veya zalimin yanında takip edilmesini gerektirecek önemli bir mesele söz konusu ise, sakıncası yoktur.

       

      Soru 1079: Bir kaç yıldır evliyim; dinî ve şer'î konulara büyük önem veriyorum ve İmam Humeyni'yi taklit ediyorum. Ama maalesef eşim dinî konulara çok önem vermiyor ve bazen aramızda çıkan sözlü tartışmadan sonra bir defa namaz kılıyor ve [sonra] yine tekrar namaz kılmayı terk ediyor. Onun bu durumu bana çok acı veriyor. Ona karşı vazifem nedir?
      Cevap: MARUFU EMRETME VE MÜNKERDEN SAKINDIRMANIN DİĞER HÜKÜMLERİVazifeniz, mümkün olan her yolla onun ıslah olması için ortam hazırlamak ve her türlü kötü ahlak ve uyumsuzluğunuzu gösteren şiddetten kaçınmaktır. Dini toplantılara katılmanın ve dindar ailelerle gidip gelmenin onun düzelmesinde [doğru yolu bulmasında] büyük etkisi olduğundan emin olun.

       

      Soru 1080: Eğer Müslüman bir erkek, karısının birkaç çocuğu olduğu halde, gizlice iffete aykırı işler yaptığını bazı delillere dayanarak öğrense; ancak bunu ispat etmek için şahitlik yapmak isteyen bir şahide sahip olmak gibi, şer’i bir delili yoksa çocuklarının böyle bir kadının terbiyesi altında olduğu dikkate alındığında, ona karşı davranışı nasıl olmalıdır? İlahî hükümlere aykırı olan bu hain eylemi yapan kişi veya kişiler tespit edilirse, haklarında şeriat mahkemesine sunulabilecek bir delil bulunmadığına göre, bunlara karşınasıl muamele edilmelidir?
      Müslüman bir erkek, bazı nişanelere dayanarak bir kaç çocuk annesi olan karısının iffete aykırı olan gizli işlere mürtekip olduğunu anlar, ancak bunu ispatlamak için şahitlik yapacak bir şahidin olması gibi şer'î bir delili olmazsa, çocuklarının böyle bir kadının terbiyesi altında yaşadıkları dikkate alındığında, ona karşı davranışının nasıl olması gerekir? İlahî hükümlere aykırı olan böyle çirkin bir ameli işleyen kişi veya kişileri tanıma durumunda, aleyhlerine şer'î mahkemeye sunulacak delil bulunmazsa, onlara karşı nasıl davranmak gerekir?
      Cevap: Suizandan ve zanna dayalı delil ve nişanelerden kaçınmak farzdır. Şer'i olarak haram olan bir fiilin yapıldığı kesin olarak ortaya çıkarsa, uyarma, nasihat etme ve münkerden sakındırma yoluyla onu engellemek farzdır. Eğer münkerden sakındırmak etkili olmazsa, [olayı] ispat edici deliller mevcutsa, yargı yetkililerine müracaat edilebilir.

       

      Soru 1081: Acaba İslami ölçüleri gözeterek bir kız, genç bir çocuğa derslerinde ve diğer işlerinde yol gösterip yardımcı olabilir mi?
      Cevap: Sorudaki şekliyle sakıncası yoktur. Ancak şeytanî vesveselerden ve aldatmacalardan ciddi olarak kaçınmak gerekir. [Ayrıca] bu hususta yabancı biriyle yalnız kalmamak gibi şer'i hükümlere uyulmalıdır.

       

      Soru 1082: Eğer idarelerde ve kurumlarda çalışanlar, iş yerlerinde amirleri tarafından idari ve şer’i ihlallerin gerçekleştiğini görürlerse, görevleri nedir? Eğer bir çalışan, kötülükten sakındırmaya kalkıştığında üst makamlar tarafından kendisine zarar geleceğinden korkarsa, görev onun üzerinden kalkar mı?
      Cevap: Eğer marufu emretme ve münkerden sakındırmanın şartları mevcutsa, marufu emretmeleri ve münkerden sakındırmaları gerekir. Aksi durumda, bu hususta onların vazifesi yoktur. Aynı şekilde dikkate değer bir zarardan korkulması halinde vazife üzerlerinden kalkar. Bu hüküm İslam hükümetinin hâkim olmadığı durumlardadır. Ama ilahi farizaya önem veren İslam hükümetinin varlığıyla marufu emretme ve münkerden sakındırmaya gücü yetmeyen kimsenin, hükümet tarafından bu işlerle ilgilenmesi için tayin edilen kurumlara bildirmesi ve fesada sebep olan bozguncuların köklerinin kazınmasına kadar meseleyi takip etmesi farzdır.

       

      Soru 1083: Eğer devlet dairelerinden birinde beytülmalde sürekli devam eden bir yolsuzluk varsa ve birisi o idarenin sorumluluğunu üstlendiği takdirde kendisinde bu durumu düzeltebilecek gücü görüyorsa ve bu iş ancak içlerinden birine rüşvet vermekle mümkün ise acaba beytülmaldeki bu yolsuzluğun önünü almak için rüşvet vermek caiz midir?
      Cevap: Kanuna aykırı ihlallerden haberdar olan kişilerin görevi, şeriat hükümlerine ve kurallarına uyarak kötülükten sakındırmaktır ve yolsuzluğu önlemek için dahi olsa rüşvet ve hukuka aykırı yollara başvurmak caiz değildir. Elbette İslami kanunların hâkim olduğu bir ülkede şeriata ve hukuka aykırı böyle bir eylemin gerçekleştiğini varsayarsak, insanların sadece kişisel olarak iyiliği emretme ve kötülükten alıkoyma konusundaki acizliğinden dolayı bu görev ortadan kalkmaz; ilgili kurumlara bilgi verilmesi ve konunun takibi farzdır.

       

      Soru 1084: Acaba kötülükler göreceli midir, yani üniversitenin çevresi, örneğin daha kötü çevrelerle kıyaslanarak, bazı kötülüklere karşı münkerden sakındırmak terk edilip, haram olan diğer kötülüklere kıyasla kötülük sayılmadığı için önü alınmayabilir mi?
      Cevap: Münkerlerin, münker olmaları açısından aralarında fark yoktur. Ama bununla birlikte bazı münkerlerin haram oluşu diğer bazı münkerlere oranla daha şiddetli olabilir. Her hâlükârda şartlarına sahip olan biri için münkerden sakındırmak şer'i bir vazifedir ve onun terk edilmesi câiz değildir. Bu hükümde, münkerler arasında ve üniversite ortamıyla diğer yerler arasında fark yoktur.

       

      Soru 1085: İslam memleketinin bazı kurumlarında görev yapan yabancı uzmanların görev alanlarında bulunan ve evlerinde veya kendilerine özel meskenlerinde tükettikleri alkollü içeceklerin ve aynı şekilde hazırlanan domuz eti ve onlar tarafından bunların yenilmesinin hükmü nedir? Onların iffete ve insanlara hâkim değerlere aykırı davranışlarda bulunmalarının hükmü nedir? O ildeki ilgili fabrika ve kurumların yetkililerine haber verdikten sonra hiçbir adım atılmazsa görev nedir?
      Cevap: İlgili sorumlulara, onları şarap içme ve haram etleri yemek gibi işleri göz önünde yapmamalarını emretmeleri ve onları bunları aleni olarak yiyip içmekten men etmeleri farzdır. Halkın genelinin iffetiyle uyuşmayan davranışları da yapmalarına kesinlikle izin verilmemesi gerekir. Her hâlükârda ilgili sorumluların bu hususta uygun tedbirleri almaları gerekir.

       

      Soru 1086: Bazı kardeşler marufu emretmek, münkerden sakındırmak, nasihat ve irşat için tesettürsüz kadınların olabileceği yerlere gidiyorlar. Acaba oraya marufu emretmek için gittiklerinden, tesettürsüz kadınlara bakmaları câiz midir?
      Cevap: Kasıtsız olan ilk bakışın sakıncası yoktur. Ama bilerek, yüz ve bileğe kadar ellerin dışında başka yerlere bakmak, marufu emretme maksadıyla olsa bile, câiz değildir.

       

      Soru 1087: Erkek ve kızların karışık olarak ders okuduğu üniversitelerde, mümin gençlerin o yerlerin bazılarında gördükleri yozlaşmalara karşı vazifeleri nedir?
      Cevap: Bu yozlaşmalara bulaşmaktan uzak durmanın yanı sıra, marufu emretme ve münkerden sakındırma şartlarının mevcut ve mümkün olduğu durumlarda bu farzı yerine getirmeğe teşebbüs etmek onlara farzdır.

       

  • HARAM KAZANÇLAR
  • SATRANÇ VE KUMAR ALETLERİ
  • MÜZİK VE TEGANNİ
  • DANS
  • ALKIŞ
  • FOTOĞRAF VE FİLMLER
  • UYDU ANTENLERİ
  • TİYATRO VE SİNEMA
  • RESSAMLIK VE HEYKELTIRAŞLIK
  • SİHİRBAZLIK, BÜYÜCÜLÜK, MEDYUMLUK VE CİNCİLİK
  • HİPNOTİZMA
  • TALİH OYUNLARI
  • RÜŞVET
  • TIBBÎ KONULAR
  • EĞİTİM, ÖĞRETİM VE ADABI
  • BASIM, TELİF VE SANAT ESERLERİ HAKLARI
  • GAYRİMÜSLİMLERLE MUAMELE
  • ZALİM DEVLETTE ÇALIŞMAK
  • ŞÖHRET ELBİSESİ VE GİYİMLE İLGİLİ HÜKÜMLER
  • BATI KÜLTÜRÜNÜ TAKLİT ETMEK
  • TECESSÜS, HABER AKTARMA VE SIRLARI İFŞA ETMEK
  • SİGARA VE UYUŞTURUCU KULLANMAK
  • SAKAL TIRAŞI
  • GÜNAH TOPLANTILARINDA BULUNMAK
  • DUA YAZMAK VE İSTİHARE
  • DİNÎ PROGRAMLAR DÜZENLEMEK
  • VURGUNCULUK VE İSRAF
  • ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERİ
  • FAİZ HÜKÜMLERİ
  • ŞUFA (ÖN ALIM) HAKKI
  • KİRA
  • MALÎ KEFALET
  • REHİN (İPOTEK)
  • ORTAKLIK
  • HİBE
  • BORÇ
  • SULH
  • VEKÂLET
  • HAVALE
  • SADAKA
  • ARİYET VE EMANET
  • VASİYET
  • GASP
  • KISITLILIK VE BALİĞ OLMA ALÂMETLERİ
  • MUDAREBE
  • BANKA İŞLEMLERİ
  • SİGORTA
  • DEVLET KANUNLARI
  • VAKIF
  • MEZARLIK HÜKÜMLERİ
700 /