İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

Fıkhî Sorulara Cevap

  • TAKLİT HÜKÜMLERİ
  • TAHARET HÜKÜMLERİ
  • NAMAZ HÜKÜMLERİ
  • ORUÇ HÜKÜMLERİ
  • HUMUS HÜKÜMLERİ
  • CİHAD
  • MARUFU EMRETMEK VE MÜNKERDEN SAKINDIRMAK
  • HARAM KAZANÇLAR
  • SATRANÇ VE KUMAR ALETLERİ
  • MÜZİK VE TEGANNİ
  • DANS
  • ALKIŞ
  • FOTOĞRAF VE FİLMLER
  • UYDU ANTENLERİ
  • TİYATRO VE SİNEMA
  • RESSAMLIK VE HEYKELTIRAŞLIK
  • SİHİRBAZLIK, BÜYÜCÜLÜK, MEDYUMLUK VE CİNCİLİK
  • HİPNOTİZMA
  • TALİH OYUNLARI
  • RÜŞVET
  • TIBBÎ KONULAR
  • EĞİTİM, ÖĞRETİM VE ADABI
  • BASIM, TELİF VE SANAT ESERLERİ HAKLARI
  • GAYRİMÜSLİMLERLE MUAMELE
  • ZALİM DEVLETTE ÇALIŞMAK
  • ŞÖHRET ELBİSESİ VE GİYİMLE İLGİLİ HÜKÜMLER
  • BATI KÜLTÜRÜNÜ TAKLİT ETMEK
  • TECESSÜS, HABER AKTARMA VE SIRLARI İFŞA ETMEK
  • SİGARA VE UYUŞTURUCU KULLANMAK
  • SAKAL TIRAŞI
  • GÜNAH TOPLANTILARINDA BULUNMAK
  • DUA YAZMAK VE İSTİHARE
  • DİNÎ PROGRAMLAR DÜZENLEMEK
  • VURGUNCULUK VE İSRAF
  • ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERİ
  • FAİZ HÜKÜMLERİ
  • ŞUFA (ÖN ALIM) HAKKI
  • KİRA
  • MALÎ KEFALET
  • REHİN (İPOTEK)
  • ORTAKLIK
  • HİBE
  • BORÇ
    Yazdır  ;  PDF
     
    BORÇ

     

    Soru 1758: Bir fabrika sahibi ham madde satın almak için benden bir miktar borç para aldı. Bir süre sonra bu parayı bir miktar fazlasıyla bana geri ödedi. O bu fazlalığı tamamen kendi gönül rızasıyla, önceden böyle bir şart ve benim bir beklentim olmaksızın bana verdi; acaba bu fazla parayı almam caiz midir?
    Cevap: Sorudaki varsayıma göre borç akdinde fazla para vermek şart koşulmadığı ve fazla miktarı borç alan kişi kendi rızasıyla borçluya verdiği için onu almanın ve kullanmanın sakıncası yoktur.

     

    Soru 1759: Eğer borçlu borcunu ödemekten kaçınırsa ve sonuç olarak alacaklı çek bedelini almak için mahkemeye şikâyette bulunur ve bunun neticesinde anaparaya ek olarak devlete icra vergisi de ödemek zorunda kalırsa, acaba borç veren şer’an bundan sorumlu mudur?
    Cevap: Eğer borçlu borcunu ödemekte kusur işler ve bundan dolayı devlete icra vergisi ödemek zorunda kalırsa, bundan alacaklı sorumlu olmaz.

     

    Soru 1760: Kardeşimin bana bir miktar borcu var. Ev satın aldığımda bana hediye olduğunu düşündüğüm bir halı getirdi. Fakat daha sonra alacağımı istediğimde, o halıyı bana borcu karşılığında verdiğini iddia etti. Bu konuda bana herhangi bir şey demediği dikkate alındığında, vermiş olduğu halıyı borcuna sayması sahih midir? Eğer halıyı borcunun karşılığı olarak kabul etmezsem, onu kardeşime iade etmem gerekir mi? Borç verdiğim günde paranın alım gücünün günümüzdekinden fazla olduğu dikkate alındığında, acaba kardeşimden borç miktarına ek olarak fazla bir meblağ da isteyebilir miyim?
    Cevap: Alınan borcun cinsinden olmayan halı ve diğer şeyler alacaklı kabul etmedikçe borç yerine verilemez. Eğer siz halının alacağınız yerine verilmesine razı değilseniz onu kardeşinize iade etmelisiniz; çünkü o halı hâlâ onun mülkiyetindedir. Paranın alım gücünü kaybetme durumunda, alacağınıza ek olarak paranın değer kaybı miktarını da talep edebilirsiniz.

     

    Soru 1761: Borcu ödemek için haram mal vermenin hükmü nedir?
    Cevap: Başkasının malını vermekle borç ödenmez ve bununla borçlunun sorumluluğu kalkmaz.

     

    Soru 762: Bir kadın satın almak istediği evin değerinin üçte biri kadar birinden borç alır ve alacaklıyla maddî durumu iyileştiğinde onu kendisine ödeyeceğine dair anlaşır. Aynı zamanda oğlu, teminat olarak borç tutarında ona bir çek verir. Şimdi tarafların ölümünden dört yıl geçtikten sonra, mirasçıları bu meseleyi halletmek istiyorlar. Acaba kadının mirasçıları, alacaklının mirasçılarına borç parayla satın alınan evin mi üçte birini vermelidir, yoksa sadece çek tutarını vermeleri yeterli midir?
    Cevap: Borç verenin mirasçılarının evden herhangi bir şey talep etme hakları yoktur; onlar evi satın almak için kendilerine miras bırakan kişiden borç alan kadından, geriye borcunu ödeyebilecek miktarda bir mal bırakması şartıyla, sadece aldığı borç miktarını (paranın değer kaybını da hesaplayarak) isteyebilirler.

     

    Soru 1763: Bir kişiden bir miktar borç aldık. Bir süre sonra bu adam ortadan kayboldu ve ondan bir haber alamadık; bu durumda bu adamın alacağıyla ilgili olarak ne yapmamız gerekiyor?
    Cevap: Borcunuzu ona veya mirasçılarına vermek için beklemeniz ve onu aramanız farzdır; onu bulmaktan ümidinizi kestiğinizde, bu konuda şer'î hâkime müracaat edebilir ya da onun adına sadaka verebilirsiniz.

     

    Soru 1764: Borç veren borcunu ispatlayıp almak için harcadığı mahkeme masraflarını borçludan isteyebilir mi?
    Cevap: Borçlu şer'an alacaklının harcadığı mahkeme masraflarından sorumlu değildir.

     

    Soru 1765: Borçlu borcunu ödemez ve borcunu ödemede kusur işlerse, acaba alacaklının onun malından takas etmesi caiz midir; örneğin hakkını gizlice veya başka bir yolla alabilir mi?
    Cevap: Eğer borçlu borcunu inkâr eder veya bir mazereti olmaksızın borcunu ödemezse, alacaklı hakkını onun malından takas edebilir. Ancak söz konusu kişi kendini borçlu görmüyorsa veya alacaklısının kendisine karşı gerçekten bir hakkı olup olmadığını bilmiyorsa, bu durumda alacaklının kendisine karşı takas yapması sakıncalıdır; hatta caiz değildir.

     

    Soru 1766: Ölenin borcu, mirasçılarına mirasından ödemeleri farz olan kul hakkından mıdır?
    Cevap: Borç, ister gerçek ve ister tüzel kişilere olsun kul haklarındandır ve borçlunun mirasçılarına, onun borcunu bıraktığı maldan alacaklıya veya mirasçısına ödemeleri farzdır ve borçlunun mirasçıları onun borcunu ödemedikçe bıraktığı malı kullanamazlar.

     

    Soru 1767: Üzerinde başka birine ait bir bina bulunan arsanın sahibi, iki kişiye borçludur; acaba alacaklıların borçlarını almak için arsayla birlikte binaya da haciz koydurmaları caiz midir, yoksa sadece arsa konusunda mı böyle bir hakları vardır?
    Cevap: Borç sahipleri borçlunun mülkü olmayan bir şeye haciz koydurma talebinde bulunamazlar.

     

    Soru 1768: Borçlunun kendisinin ve ailesinin oturmak için ihtiyaç duydukları ev, borç tahsili için konulan haciz mallarından müstesna mıdır?
    Cevap: Borçlunun hayatını devam ettirebilmek için ihtiyaç duyduğu ev, ev eşyası, araba ve telefon gibi toplumsal konumuna uygun yaşam ihtiyaçlarından sayılan şeyler, borcunu ödemek için satmaya mecbur edildiği mallarından müstesnadır.

     

    Soru 1769: Eğer borçları yüzünden aciz kalan bir tacir iflas eder, elinde bir binadan başka bir şeyi kalmaz ve onu da satışa çıkarır, ancak buradan aldığı para borcunun sadece yarısını karşılar ve kalan borcunu ödeyemezse, acaba alacaklılar onu bu binayı satmaya zorlayabilirler mi? Yoksa tedricen borçlarını ödeyebilmesi için ona zaman mı tanımaları gerekir?
    Cevap: Eğer söz konusu bina, onun ve ailesinin içinde oturduğu ev değilse, tamamını ödemek için yeterli olmasa da borçlarını ödemek için onu binayı satmaya zorlamanın sakıncası yoktur ve bunun için borç sahiplerinin ona mühlet tanımaları farz değildir. Sadece geri kalan borçlarını ödeyebilmesi için beklemelidirler.

     

    Soru 1770: Bir devlet kurumunun, başka bir devlet kurumundan almış olduğu borç parayı ödemesi farz mıdır?
    Cevap: Bu borç da, ödenmesi farz olan diğer borçlar hükmündedir.

     

    Soru 1771: Eğer birisi, borçlunun talebi olmaksızın onun borcunu öderse, acaba borçlunun bunun karşılığını o kişiye ödemesi farz mıdır?
    Cevap: Borçlu bir talepte bulunmadığı hâlde onun borcunu ödeyen kişi, ödediği şeyin karşılığını isteyemez ve borçluya da onun verdiği şeyin karşılığını ödemesi farz değildir.

     

    Soru 1772: Eğer borçlu borcunu zamanında ödemeyip geciktirirse, alacaklının ondan borç miktarından fazlasını ödemesini istemesi caiz midir?
    Cevap: Alacaklı borç miktarına ek olarak sadece paranın değer kaybının farkını alabilir.

     

    Soru 1773: Babam formalite icabı yapılan bir muamelede bir miktar para birine vermişti; fakat gerçekte o para borçtu ve borçlu da paranın kârı olarak her ay bir meblağ para ödüyordu. Alacaklının (babamın) ölümünden sonra da borçlu kendisi ölünceye kadar bu kârı ödemeye devam etti. Acaba kâr adıyla ödenen bu paralar, faiz sayılır mı ve alacaklının mirasçılarına bu parayı borçlunun mirasçılarına geri vermeleri farz mıdır?
    Cevap: Kendisine yapılan ödemenin aslında bir borç olduğunu varsayarsak, eğer ödenen miktar paranın değer kaybına eşit miktarda olursa bir sakıncası yoktur; aksi takdirde paranın değer kaybından fazla olan ve kâr payı olarak ödenen miktar faiz sayılır ve şer’an haramdır. Fazla ödenen paranın değer kaybının da hesaplanarak, alacaklının mirasçıları tarafından borçlunun kendisine veya mirasçılarına ödenmesi gerekir.

     

    Soru 1774: Kişilerin, mallarını başkalarının yanında emanet olarak bırakıp ondan her ay kâr payı almaları caiz midir?
    Cevap: Mülkün işletilmesi için başkasına emanet edilmesi doğru akitlerden birinin adı altında olursa, sakıncası yoktur ve kullanımından elde edilen kâr da sakıncasızdır. Fakat mallar borç olarak verilmiş ise, her ne kadar borç sözleşmesi sahih olsa da kâr şartı koşmak şer'an batıldır ve alınan kârlar faiz ve haramdır.

     

    Soru 1775: İktisadî bir iş yapmak için bir miktar borç alan biri, eğer bu işten kâr sağlarsa, kârından bir miktarını alacaklıya vermesi veya alacaklının bunu istemesi caiz midir?
    Cevap: Alacaklının, borçlunun borç parayla yaptığı ticaretten elde ettiği kârda hiçbir hakkı yoktur ve elde edilen bu kârdan hiçbir şey isteyemez. Fakat borçlu asıl paraya ek olarak bir şey vermeye dair aralarında bir anlaşma olmaksızın alacaklıya alacağından fazla bir meblağ vermek isterse, sakıncası yoktur ve hatta müstehaptır.

     

    Soru 1776: Birisi üç aylığına veresiye olarak bir eşya satın alır ve üç ay dolduktan sonra satıcıdan asıl paraya ilave olarak fazla bir meblağ vermesi karşılığında süreyi üç ay daha uzatmasını ister; acaba onların böyle bir şey yapması caiz midir?
    Cevap: Bu fazlalık faiz ve haramdır.

     

    Soru 1777: Eğer birisi, başka birinden faizli borç alırsa ve üçüncü bir kişi onların borç sözleşmesi ve şartlarını yazarsa ve muhasebeci denilen ve işi sözleşme belgelerini muhasebe defterine kaydetmek olan dördüncü bir kişi de varsa, acaba bu muhasebeci faizli borcun günahında onlarla ortak mıdır? Onun yaptığı bu iş ve bunun karşılığında aldığı ücret de haram mıdır? Bu arada muhasebecinin hesaplarını inceleyen beşinci bir kişi daha var; beşinci kişi ne bir şey yazar ve ne de bir şeyi bir yere işler, sadece faizli muamelenin hesaplarında fazlalık veya noksanlık olup olmadığını kontrol ederek bunu muhasebeciye bildiriyor. Acaba onun işi de haram mıdır?
    Cevap: Faizli borç sözleşmesine veya faizli borcun gerçekleşmesine ve tamamlanmasına veya borçludan faizi tahsil etmeye dâhil olan her iş şer'an haramdır ve o işi yapan kişi, ücret alma hakkına sahip değildir.

     

    Soru 1778: Çoğu Müslümanlar gerekli sermayeye sahip olmadıklarından, kâfirlerden faizle sermaye almak zorunda kalıyorlar. Kâfirlerden veya gayri İslâmî devletlere bağlı bankalardan faizli borç almanın hükmü nedir?
    Cevap: Faizli borç almak gayrimüslimlerden bile olsa mutlak olarak haramdır; fakat buna rağmen borç alınırsa borcun kendisi sahihtir.

     

    Soru 1779: Birisi alacaklının, hac yolculuğu gibi yolculuk masraflarını üstlenmek şartıyla ondan bir süreliğine bir miktar borç para almış; acaba onların yaptığı bu iş caiz midir?
    Cevap: Borç sözleşmesinde, alacaklının yolculuk gibi masraflarını ödeme şartı koşulması, borçtan kâr alınması olduğu için şer'an haram ve batıldır; ancak borcun kendisi sahihtir.

     

    Soru 1780: Karz-ı hasen kurumları [faizsiz çalışan, verdiği kredi karşılığında hiçbir kâr ve faiz almayan finans kurumları] borç verirken, eğer borçlu iki veya daha fazla taksitini zamanında ödemeyip geciktirirse, kurumun bütün borcu birden geri alma hakkı olacağını şart koşuyorlar; acaba bu şartla borç vermek caiz midir?
    Cevap: Sakıncası yoktur.

     

    Soru 1781: Bir kooperatif şirketinin üyeleri, kooperatife sermaye olarak bir miktar para veriyorlar ve şirket de kendi üyelerine karşılığında hiçbir kâr ve ücret almadan sırf yardım amacıyla borç para veriyor. Gaye sadece yardım etmektir. Acaba üyelerin sıla-ı rahim ve yardım amacıyla yaptığı bu işin hükmü nedir?
    Cevap: Soruda açıklandığı şekilde de olsa, müminlere borç temin etmeye katkıda bulunma ve bu amaçla yardımlaşmanın caiz ve iyi olduğunda şüphe yoktur; fakat şirkete borç olarak verilen para, parayı veren kişiye gelecekte kredi verme şartına bağlı olursa, borcun kendisi sahih olsa bile bu amel şer'an caiz değildir.

     

    Soru 1782: Bazı karz-ı hasen kurumları halkın kendilerine emanet bıraktığı paralarla emlâk ve başka şeyler satın alıyorlar; bu muamelelerin hükmü nedir? Bazı mal sahiplerinin bu işe razı olmadıkları göz önünde bulundurulursa, kurum yetkilisinin meselâ alım ve satım şeklinde bu mallar üzerinde tasarruf hakkı var mıdır ve acaba bu iş şer'an caiz midir?
    Cevap: Eğer insanların mallarını emanet olarak karz-ı hasen kurumlarına bırakmaları bu kurumların istedikleri kişiye borç vermeleri içinse, bu durumda bu malları gayrimenkul vb. satın almada kullanmak fuzulî olup geçerliliği mal sahiplerinin iznine bağlıdır. Fakat mevduatlar bu kuruma borç olarak verilmişse, bu durumda o kurumların yetkililerinin kendilerine verilen yetki çerçevesinde o malları emlâk vb. şeyleri satın almada kullanmalarının sakıncası yoktur.

     

    Soru 1783: Bazıları başkalarından aldıkları belli meblağlar karşılığında hiçbir şer'î sözleşme ve akit kapsamında olmaksızın sadece tarafların anlaşmasına dayanarak her ay mal sahiplerine kâr olarak bir miktar para veriyorlar; bunun hükmü nedir?
    Cevap: Bu gibi muameleler, faizli borç sayılır ve onda koşulan kâr şartı batıldır; fazlalık da faiz olup şer'an haramdır ve bunu almak caiz değildir.

     

    Soru 1784: Eğer karz-ı hasen kurumundan borç alan kişi, borcunu öderken şart koşulmamasına rağmen kendi rızasıyla borç tutarından bir miktar fazla öderse, acaba bu fazla meblağın ondan alınması ve bayındırlık işlerinde harcanması caiz midir?
    Cevap: Eğer borçlu, borcunu öderken müstehap bir amel olarak kendi rızasıyla fazladan bir ödeme yaparsa, ondan bu parayı almanın sakıncası yoktur. Ancak kurum yetkililerinin onu bayındırlık işleri ve diğer şeylerde kullanabilmesi, bu konudaki yetkilerinin sınırına tabidir.

     

    Soru 1785: Bir karz-ı hasen kurumunun yönetim kurulu, bir kişiden alınan borç parayla bir bina satın aldı ve bir ay sonra halkın kurumda biriken parasıyla onların rızası olmadan o adamın borcunu ödedi. Acaba bu muamele şer'an sahih midir ve o binanın mülkiyeti kime aittir?
    Cevap: Kuruma borç verilen malla kurum için satın alınan bina, eğer yönetim kurulunun yetkisi dâhilinde satın alınmışsa, bunun sakıncası yoktur; satın alınan bina kurumun ve o kurumun mal varlığının sahiplerinin mülküdür. Aksi takdirde muamele fuzulî olup geçerliliği para sahiplerinin iznine bağlıdır.

     

    Soru 1786: Bankadan kredi alırken işlem ücreti ödemenin hükmü nedir?
    Cevap: Söz konusu ücret, defter ve belge kaydı gibi kredi verme işleminin ve kurumun su, elektrik vb. giderleri için olursa ve verilen kredinin faizi olarak sayılmazsa, onu vermenin, almanın ve aynı şekilde krediyi de almanın sakıncası yoktur.

     

    Soru 1787: Kendi üyelerine borç para veren bir sandık (fon) var; fakat bu sandık üyelere borç para vermek için üyenin üç veya altı ay boyunca sandıkta belli bir miktar para bulundurmasını şart koşuyor ve belirtilen süre bittikten sonra üyenin sandığa bıraktığı paranın iki katı miktarında ona borç veriyor. Daha sonra üye borcunu ödeyip bitirdikten sonra, onun sandığa bırakmış olduğu parayı kendisine iade ediyor; bunun hükmü nedir?
    Cevap: Para, belli bir süre sandıkta borç olarak kalması şartıyla sandığa verilmiş ve bu doğrultuda belli bir süreden sonra sandığın kendisine borç vermesi şart koşulmuşsa veya sandığın ona belli bir miktar borç vermesi için daha önce sandığa belli bir miktar para yatırmış olması şart koşulmuşsa, bu durumda bu şart faiz hükmünde olup şer'an haram ve batıldır; ancak borcun kendisi her iki taraf için de sahihtir.

     

    Soru 1788: Karz-ı hasen kurumları borç para verirken, üye olmak, kurumda belli bir miktar para bulundurmak ve kurumun bulunduğu mahallede oturmak gibi birtakım şartlar koşmaktadırlar; acaba bu şartlar faiz hükmünde midirler?
    Cevap: Kişiye borç vermek için kuruma üye olması ve kurumun bulunduğu mahallede oturması gibi borç vermede sınırlayıcı şartların koşulmasının sakıncası yoktur. Kurumda hesap açtırmak da borcun sadece bu gibi kişilere ait olduğuyla ilgiliyse, bunun da sakıncası yoktur; fakat gelecekte kurumdan borç almak, eğer kredi başvurusunda bulunanın bankaya bir miktar para yatırmış olmasına bağlı olursa, bu şart borçta hükmen kâr şartından sayıldığı için batıldır.

     

    Soru 1789: Banka muamelelerinde faizden kurtulmanın bir yolu var mıdır?
    Cevap: Kurtuluş yolu, bankayla ilişkilerde şer'î akitlerin kullanılması ve sözleşmelerin şartlarına tamamen uyulmasıdır.

     

    Soru 1790: Bankanın kişiye belli bir yerde kullanması için vermiş olduğu borç parayı başka bir yerde kullanmak caiz midir?
    Cevap: Eğer bankanın kişilere verdiği para gerçekten borç olur ve onu belli bir yerde kullanmasını şart koşarsa, o şarta aykırı hareket etmek caiz değildir. Aynı şekilde bankadan mudarebe (emek-sermaye ortaklığı) veya kâr ortaklığı vb. sözleşmenin sermayesi olarak alınan parayı banka tarafından belirlenen hedef dışında kullanmak caiz değildir.

     

    Soru 1791: Savaş gazilerinden biri, savaşta yaralanıp sakat kalmış ve bedenindeki sakatlık oranında gazilere tahsis edilen çeşitli sosyal kolaylık ve kredilerden yararlanmak için Gaziler Kurumu tarafından verilen sakatlık tasdik belgesiyle kredi almak için bankaya müracaat etmiştir. Bu arada savaşta vücudunda oluşan sakatlığın belgede yazılandan daha az olduğuna kanaat getirmiştir. Bu konuyla ilgili olarak doktor ve uzmanların teşhisinin hatalı olduğunu düşünüyor. Bu adamın kendine sağlanan o özel imkânlardan yararlanması için bu tasdik belgesinden yararlanması caiz olur mu?
    Cevap: Eğer gazilik oranı, bunu belirlemek için tıbbî incelemeler yapan doktor ve uzmanların bağımsız görüş ve teşhislerine dayanıyorsa ve bankada gazilere kolaylık tanımada kanunen ölçü de buysa, bu durumda kendi görüşüne göre özür oranı daha az olsa da doktorların tasdik ettiği özürlük oranının avantajlarından yararlanmasının sakıncası yoktur.

     

  • SULH
  • VEKÂLET
  • HAVALE
  • SADAKA
  • ARİYET VE EMANET
  • VASİYET
  • GASP
  • KISITLILIK VE BALİĞ OLMA ALÂMETLERİ
  • MUDAREBE
  • BANKA İŞLEMLERİ
  • SİGORTA
  • DEVLET KANUNLARI
  • VAKIF
  • MEZARLIK HÜKÜMLERİ
700 /