HAC AMELLERİ RİSALESİ
- GİRİŞ
- BİRİNCİ BÖLÜM: HACCETÜ'L-İSLAM VE NİYABET HACCI
- İKİNCİ BÖLÜM UMRE AMELLERİ
- ÜÇÜNCÜ BÖLÜM HAC AMELLERİ
- İHRAM
İHRAM
Mesele 374- Haccın farzlarının ilki ihramdır. Hac ihramı keyfiyet, şartlar, haramlar, hükümler ve kefaretler açısından umre ihramı gibidir ve yalnızca niyet farklı olup mükellefin hac amelleri niyetiyle ihrama girmesi gerekir. Umre ihramında zikri geçek konuların tamamı hac ihramı için de geçerlidir. İhram niyetle başlar ve mükellef niyet edip telbiye söylemesiyle ihrama girmiş olur. Elbette hac ihramının ileride açıklanacağı gibi kendisine has özellikleri vardır.
Mesele 375- Temettu haccının mikatı Mekke-i Mükerreme'dir ve temettu haccı için Mescidü'l Haram'dan başlanması daha iyidir. Mekke'nin her yerinde ve hatta şehre ilave edilen yeni yerlerde bile ihrama girilmesi sahihtir, ancak Mekke'nin eski yerleşim bölgelerinde ihrama girilmesi çok daha uygundur. İhrama girilen yerin Mekke şehrinin cüzünden olup olmadığı konusunda şek edilirse, şek edilen yerde ihrama girilmesi sahih değildir.
Mesele 376- İhrama girme zamanı için ihtiyari vakfe zamanının Arafat'ta derk edilmesi gereklidir. İhrama girmenin en iyi vakti Terviye günü (Zilhicce ayının sekizinci günü) zeval vakti olup özellikle izdihamdan korkan yaşlı ve hasta şahısların bu vakitten önce de ihrama girmeleri caizdir. Daha önce söylediğimiz gibi[1] zaruri işlerden ötürü umreden sonra Mekke'den çıkmak isteyen kimseler zikredilen zamandan önce de ihrama girebilirler.
Mesele 377- İhram giymeyi unutarak Mina ve Arafat'a giden mükellefin Mekke'ye dönmesi ve Mekke'de ihrama girmesi farzdır. Vakit darlığı ya da başka özründen dolayı Mekke'ye dönemeyen kimse, ihrama girmediğini hatırladığı yerde ihrama girerse haccı sahihtir. Meseleyi bilmeyen kimsenin hükmü de böyledir.
Mesele 378- İhrama girmeyi unutarak hac amellerini tamamlayan kimsenin haccı sahihtir ve meselenin hükmünü bilmeyen kimsenin de hükmü aynıdır. Müstehap ihtiyat gereği meselenin bilinmemesi veya unutulması durumunda sonraki yıl haccını iade etmelidir.
Mesele 379- Bilerek ve kasti olarak ihramı terk eden kimse, Arafat ve Müzdelife'de vakfetmeyi terk etmiş kimse gibidir ve haccı batıldır.
Mesele 380- Arafat ve Müzdelife'de vakfetmeden önce Mekke amellerini yerine getirmeye izni olan kimse, söz konusu amelleri ihramlıyken yapmalı, ihramsız yaptıysa ihramlı olarak iade etmelidir.
- ARAFAT'TA VAKFE
ARAFAT'TA VAKFE
Mesele 381- Haccın farzlarından ikincisi Arafat'ta vakfedir. Mekke yakınında meşhur bir bölge olan Arafat'ın sınırları şunlardan ibarettir: "Urnete", "Se-viyye", "Nemire" çölünden "Zilme-caz"a kadar ve "Me'zemin"den[1] vakfe yerinin sonuna kadardır. Bunlar Arafat'ın sınırlarıdır, vakfe yerleri değil.
Mesele 382- Arafat'ta vakfe, ibadetlerden olup ihramın niyetinde açıklandığı gibi, niyet eşliğinde olmalıdır.
Mesele 383- Vafelerden, ister binitli ister yürüyerek ister yatarak veya ayakta durarak Arafat'ta bulunmak kastedilmiştir.
Mesele 384- Dokuzuncu günün zeval anından (güneşin batıya yönelmesi) şer'i güneşin batışına kadar (akşam namazı vakti) Arafat'ta bulunması ihtiyata daha yakındır. Bununla birlikte vakfenin başlama vaktini, zeval anından mukaddimesiyle birlikte öğle ve ikindi namazını birleştirilerek kılınması ölçüsünde ertelenmesi caizdir.
Mesele 385- Arefe gününün öğlesinden akşam namazına kadar vakit aralığında vakfe farzdır, ancak bir veya iki dakika kadar Arafat'ta vakfeyi doğrulayacak miktarda olması, haccın rüknünün yerine getirilmesi için yeterli olur. Dolayısıyla kasten ve kendi ihtiyarıyla Arafat'ta vakfe yapılmasını doğrulayacak ölçüde vakfe yapmayan mükellefin haccı batıldır.
Mesele 386- Şer'i akşam vaktinden (akşam namazı vakti) önce Arafat'tan çıkmak haramdır ve kasten söz konusu vakitten önce dışarı çıkılır veya Arafat sınırlarının dışına gidilir de dönülmezse günah işlenmiş olur ve bir deve kefaret verilmesi gerekir, ancak hac sahihtir. Bir deve vermekten aciz olunması durumunda on sekiz gün oruç tutulmalıdır.
İhtiyat gereği devenin kurban bayramında Mı-na'da kesilmesi gerekir. Bununla birlikte Mina'da kefaret kurbanının kesilmesinin farz olmaması hiçte uzak bir ihtimal değildir. Şer'i akşam vaktinden önce Arafat'a dönülmesi halinde kefaret farz olmaz.
Mesele 387- Unutkanlık veya meselenin bilinmemesi sebebiyle şer'i akşam vaktinden önce Arafat'tan dışarı çıkılır ve vakfe vakti sona ermeden hatırlanırsa, dönülmesi farzdır ve dönülmemesi halinde günah işlenmiş olur, ancak kefareti yoktur. Vakfe vaktinin sona ermesinden sonra hatırlanması halinde her hangi bir şey farz olmaz.
[1]-Arafat sınırları içerisinde Arafat ve Meşaru'l Haram arasında, ancak, Arafat'tan sayılmayan bir geçittir.
- MEŞ'ARU'L HARAM'DA (MÜZDELİFE) VAKFE
MEŞ'ARU'L HARAM'DA (MÜZDELİFE) VAKFE
Mesele 388- Haccın farzlarından üçüncüsü Müz-delife'de vakfedir. Müzdelife'de vakfeden, vakfe amacıyla Arafat'tan Müzdelife'ye ( tanınmış meşhur bir yerdir) gitmek ve orada bulunmak kastedilmiştir.
Mesele 389- Müzdelife'de vakfe ibadetlerden olup ihramın, niyet kısmında açıklanan şartlarla birlikte niyetin eşliğinde yapılmalıdır.
Mesele 390- Müzdelife'de vakfenin farz vakti şafaktan önce kurban bayramı günü güneşin doğmasına kadardır ve ihtiyat gereği Arafat'tan ayrıldıktan sonra Müzdelife'ye giriş esnasında Müzdelife'de vakfe için niyet edilmelidir.
Mesele 391- Müzdelife'de şafağın sökmesinden güneşin doğmasına kadar kalınması farzdır, ancak bir veya iki dakika bile olsa Müzdelife'de vakfe yapmanın rüknü yerine getirilmiş olur. Eğer rüknün yerine geleceği miktarda kalınsa ve kalan vakitte kasten vakfe yapılmazsa, hac sahihtir, ancak haram işlenmiştir. Ama mükellef kendi ihtiyarıyla vakfenin rüknü yerine gelecek miktarda kalmazsa (Müzdelife-'de vakfe yapmazsa) hac batıldır.
Mesele 392- İzdiham veya hastalıktan ötürü özür sahibi olan kadınlar, güçsüzler, çocuklar ve yaşlılar ve aynı şekilde bu kimselere bakıcılık yapan ve hizmet eden kimseler de kurban bayramı gecesi bir miktar Müzdelife'de kaldıktan sonra Mina'ya gidebilirler.
Hatırlatma: Vakfelerden birisini (Müzdelife ve Arafat vakfeleri) veya her ikisini ihtiyari ya da zorunlu olarak veya kasten ya da unutarak terk etmenin her birisinin kendisine has hükümleri olup bunların geniş açıklanmasını diğer kitaplara bırakıyoruz.
- CEMERE TAŞLANMASI
CEMERE TAŞLANMASI
Mesele 393- Haccın dördüncü farzı ve Mina amellerinin ilki Cemerelerin taşlanmasıdır. Zilhicce ayının onuncu günü Akabe Cemere'sinin taşlanması gerekir.
Mesele 394- Akabe Cemeresi'nin taşlanmasının birkaç tane şartı şunlardan ibarettir:
1-Niyet; ihram niyetinde açıklandığı şekilde niyet edilmelidir.
2-Yedi çakıl taşı atılması. Yediden daha azı yeterli olmadığı gibi, çakıl taşı dışında başka taşlarların atılması da yeterli değildir.
3-Gücü olan kimse için Cemere'nin taşlanma zamanı güneşin doğuşundan batışına kadar olan zaman süresidir.
4-Çakıl taşlarının Cemere'ye isabet etmesi gerekir, dolayısıyla isabet etmeyen veya isabet ettiği düşünülen taşlar hesap edilmez ve bunların yerine başka taşların atılması gerekir. Aynı şekilde çakıl taşlarının isabet etmeksizin Cemere sınırları içerisine düşmesi yeterli değildir.
5-Yedi tane çakıl taşı fırlatılmalıdır.
6-Taşlar birbiri ardınca fırlatılmalıdır, o halde taşların hepsinin bir anda fırlatılması ister hepsi isabet etsin ya da birkaç tanesi değsin, yalnızca bir taş sayılacaktır.
Mesele 395- Son zamanlarda Cemere'nin Mekke ve Müzdelife tarafına doğru genişletilmesi dikkate alınarak (anlaşıldığı kadarıyla eski Cemere'nin yeri ortadadır) eski Cemere'nin nerde olduğu biliniyorsa, oradan şeytan taşlanmalıdır. Bununla birlikte eski Cemere'nin tanınması meşakkatliyse hali hazırda Cemere'nin taşlanan her yerinde şeytanın taşlanması yeterli olacaktır.
Mesele 396- Zahir gereğince Cemere'nin üst tabakasında (cemerelerin köprüsü) şeytan taşlamak caizdir, ancak ihtiyat gereği aşağıda kalan yerde taşlanması daha uygundur.
Mesele 397- Taşlamak için seçilen çakıl taşlarının şu özelliği taşıması gerekir:
1-Çakıl taşları harem sınırlarından alınmalıdır, dolayısıyla haremin dışından alınan taşlar yeterli olmayacaktır.
2-Başkaları tarafından daha önce kullanılmış olmamalı ve hatta bir önceki yıl doğru şekilde taşlama yapılan taşlardan istifade edilmemelidir.
3-Mübah olmalıdır, dolayısıyla gasbedilmiş veya izni olmaksızın başkalarının topladığı taşlarla Cemere'nin taşlanması sahih değildir, ancak taşların temizliği şart değildir.
Mesele 398- Kadın ve güçsüz kimseler - bayram gecesi Müzdelife'den Mina'ya gitmelerine izin verilenler - bayram günü Akabe Cemeresi'ni yapamamaları durumunda taşlama amelini gece yapabilirler, daha ötesi kendi hacları için taşlamaları şartıyla kadınların tamamı bu ameli gece yapabilirler. Ancak başkası için naiblik yapan kadının farz ihtiyat gereği her ne kadar gündüz taşlamaktan aciz olsa dahi, gece taşlaması sahih değildir. Bununla birlikte kadınların eşlik ettiği kimseler mazur olsalar, Akabe Cemere'-sini gece yapabilirler ve bunun haricinde taşlamanın gündüz olması gerekir.
Mesele 399- Bayram gecesi ihtiyari olarak şeytan taşlamakla yükümlü olan kimselerden başka bayram günü bu ameli yerine getirmekten aciz olan kimseler bayram gecesi veya bir sonraki gece şeytanı taşlayabilirler. Aynı şekilde Zilhicce ayının on bir ve on ikinci günü özrü olan kimseler bir önceki gün veya bir sonraki günün gecesinde taşlayabilirler.
- KURBAN KESMEK
KURBAN KESMEK
Mesele 400- Haccın farzlarının beşincisi ve Mina amellerinin ikincisi kurban kesmektir.
Mesele 401- Temettu haccını yapan kimsenin, deve veya sığır veya koyun ya da keçi kesmesi gerekir. Kesilecek kurbanın erkek ya da dişi olması arasında fark yoktur ve deve kesmesi daha iyidir. Ancak zikri geçen hayvanların dışında diğer hayvanların kesilmesi yeterli olmayacaktır.
Mesele 402- Kurban kesmek ibadetlerden olup ihram niyeti hakkında açıklanan niyetle birlikte olması gerekir.
Mesele 403- Kurban edilecek hayvanın taşıması gereken şart ve özellikler şunlardan ibarettir:
1-Far ihtiyat gereği kesilecek kurban deveyse altı yaşına, sığır ve keçiyse üç yaşına ve koyunsa iki yaşına girmiş olması gerekir ve zikri geçen bu yaş sınırlarının açıklanmasıyla kesilecek hayvanın en az yaşı sınırı belirtilmiştir ve daha yukarısı için bir ölçü yoktur. Dolayısıyla çok yaşlı olmaması şartıyla konu edilen yaşların daha üstünde olması yeterli olacaktır.
2-Kurbanlık özürlü olmamalıdır.
3-Zayıf olmamalıdır.
4-Beden azaları eksik olmamalıdır, buna göre kısırlaştırılmış veya husyeleri (erlik bezi) alınmış eksik hayvanın kesilmesi yeterli değildir. Husyeleri ezilmiş, ancak alınmamış hayvanın kurban edilmesi yeterli olacaktır. Keza kuyruğu kesik, kör, çolak, kulağı kesilmiş veya kulağı delinmiş, boynuzu içeriden kırılmış ya da sıralanan bu ayıplardan birisiyle doğmuş hayvanın kurban edilmesi yeterli değildir. Dolayısıyla kendi cinslerinde yokluğu eksiklik sayılan uzuvlardan birisi nakıs olan hayvanın kurban edilmesi de yeterli değildir. Ancak boynuzunun dış kısmının bir bölümünün kırılmış olmasının sakıncası yoktur.
Mesele 404- Sağlıklı ve eksiksiz olduğu düşüncesiyle bir hayvan kesilse ve daha sonra hasta veya eksik olduğu anlaşılsa, mali güce sahip olunması durumunda başka bir kurbanın kesilmesi farzdır.
Mesele 405- Farz ihtiyat gereği kurbanın Akabe Cemere'sinden sonra kesilmesi gerekir.
Mesele 406- İhtiyat gereği ihtiyari kurban kesiminin bayram sonrasına ertelenmesi gerekir. Kasten veya unutarak veya bilmeyerek ya da başka özürden dolayı kurban kesilmesi ertelenirse, farz ihtiyat gereği imkân varsa Zilhicce ayının on, on bir ve on ikinci günlerinin birisinde ve bu günlerde kesilmesi, mümkün olmazsa Zilhicce ayının diğer günlerinde kesilmesi gerekir. Zahiren kurbanın gündüz veya gece kesilmesi arasında fark yoktur.
Mesele 407- Kurbanın kesilme yeri Mina'dır ve Mina'da kurban kesilmesine engel olunması suretinde hali hazırda belirlenen yerde kesilmesinin sakıncası yoktur.
Mesele 408- Farz ihtiyat gereği kurban kesiminde naibin (vekil) on iki imam Şiası olması gerekir, ancak şahsın kendisinin niyet etmesi ve kurban kesiminin naib tarafından gerçekleşmesi durumunda Şia şartının olmaması hiçte uzak bir ihtimal değildir.
Mesele 409- Kurban kesimi bizzat şahsın kendisi veya kendisinin vekâletiyle olmalıdır, ancak vekil tutmaksızın başkasının kesmesi durumunda kesilen kurbanın sıhhatli olması sakıncalı olup ihtiyat gereği bununla yetinilmemelidir.
Mesele 410- Kurbanın kesildiği aletin demir olması gerekir ve paslanmaz madde karışımı çelik de demir hükmündedir, ancak kurban kesilme aletinin demir olup olmadığında şüphe edilmesi haline, demir olduğu ortaya çıkmadığı sürece bu aletle kurban kesilmesi yeterli olmayacaktır.
- TAKSİR VEYA HALK
TAKSİR VEYA HALK
Mesele 411- Haccın farzlarının altıncısı ve Mina amellerinin üçüncüsü taksir (saç veya tırnağın kısaltılması) veya halktır (başın tıraş edilmesi).
Mesele 412- Kurban kesildikten sonra başın tıraş edilmesi veya saçın ya da tırnağın kısaltılması farzdır. Kadınlar kesinlikle taksir yapmalıdır ve onlar için halk yeterli değildir. İhtiyat gereği bir miktar saç ve tırnağın kısaltılması gerekir, ancak erkekler halk veya taksir amellerinden birisini seçebilirler ve başın tıraş edilmesi erkekler için zorunlu değildir. Ne var ki ilk defa hacceden biri farz ihtiyat gereği halk (başın tıraş edilmesi) yapmalıdır.
Mesele 413- Halk ve taksir ibadetlerden olması hasebiyle Allah'a yakınlaşmak kastedilmeli, arındırılmış niyetle yapılmalı ve riya ve gösterişten uzak olunmalıdır ve böyle bir niyet olmaksızın yapılan halk veya taksir yeterli olmadığı gibi halk veya taksirden sonra mükellefe helal olan şeylerde helal olmayacaktır.
Mesele 414- Halk veya taksir yapılırken birisinden yardım alınması durumunda şahsın kendisinin niyet etmesi farzdır.
Mesele 415- Farz ihtiyat gereği farz olan halk veya taksirin kurban bayramı günü yapılması gerekir ve böyle yapılmaması durumunda Zilhicce ayının on birinci gecesinde veya ondan sonraki gecede yapılması da yeterli olacaktır.
Mesele 416- Her hangi bir sebepten dolayı kurban kesimini bayram gününden sonrasına erteleyen kimsenin halk veya taksirini de ertelemesi gerekmez, bilakis farz ihtiyat gereği taksir veya halkın bayram günü yapılması farzdır. Ancak hac tavafı ve Mekke'de yapılan diğer beş amelin böyle bir konuma sahip olması (kurbanın ertelenmesi) sorunlu olup söz konusu amellerin yapılması için kurban kesimine kadar beklenmesi gerekir.
Mesele 417- Halk veya taksirin Mina'da yapılması ve bu amelin ihtiyari olarak Mina'nın dışındaki bir yerde gerçekleşmesi caiz değildir.
Mesele 418- Kasten veya unutarak veya meselenin bilinmemesi sebebiyle halk ve taksir Mina'-nın dışında yapılırsa veya halk ya da taksir yapılmaksızın Mina'nın dışına çıkılarak diğer ameller yerine getirilirse, halk veya taksir için Mina'-ya dönülmesi ve diğer amellerin de iade edilmesi farzdır.
Mesele 419- Kurban bayramı günü Akabe Cemeresi'nin taşlanması, sonra - bayram günü kurban kesilmesinin mümkün olması durumunda - kurban kesilmesi ve ardından halk ve taksir yapılması farzdır. Zikredilen amellerin bilerek sırasına riayet etmemek günahtır, ancak zahir itibariyle ihtiyat gereği her ne kadar imkânlar dâhilinde amellerin tekrarlanması gerekirse de yukarıdaki amellerin sırasınca yapılması farz değildir.
Mesele 420- Bayram günü Mina'da kurban kesilemezse ve hali hazırda Mina dışındaki mezbaha hanede kurban kesilmesi mümkün olsa, ihtiyat gereği önce kurban kesilmeli ve sonra halk veya taksir yapılmalıdır. Mina dışında kurban kesilmesi mümkün olmazsa farz ihtiyat gereği ihramdan çıkılması için bayram günü halk veya taksir yapılmalı ve Mekke'de yapılması gereken diğer beş ameli, kurban kesilmesinden sonraya bırakmalıdır, zira böyle yapılmaması durumunda amellerin doğruluğu sakıncalı olacaktır.
Mesele 421- Halk veya taksirden sonra hac için ihram giymiş şahsa haram olan -güzel koku ve eşi dışında- şeylerin tamamı helal olur.
- MEKKE-İ MÜKERREME'NİN AMELLERİ
MEKKE-İ MÜKERREME'NİN AMELLERİ
Mesele 422- Mina'da kurban bayramı gününün amellerinden sonra Mekke-i Muazzama'da yapılan beş amel şunlardan ibarettir: Hac tavafı (başka bir ismi ziyaret tavafıdır), tavaf namazı, Safa ve Merve arasında sa'y, nisa tavafı ve nisa namazı.
Mesele 423- Kurban bayramı günü Mina'da yapılan amellerden sonra Mekke'ye dönülmesi ve iki tavafı, iki tavaf namazı ve sa'yi kapsayan Mekke'nin diğer amellerinin yapılması caiz, hatta daha ötesi müstehaptır.
Bu amellerin Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci gününe ve hatta Zilhicce ayının sonuna kadar ertelenmesi de caizdir.
Mesele 424- Tavaf, tavaf namazı ve Safa ve Merve arasında sa'yin yapılış şekli umrenin tavafı, tavaf namazı ve sa'yi gibidir ve sadece niyeti farklı olup burada hac için niyet edilmesi gerekir.
Mesele 425- Yukarıdaki amellerin ihtiyari olarak Arafat ve Müzdelife vakfelerinden ve Mina amellerinden önce yapılması caiz değildir, ancak üç grup için caizdir:
Birincisi: Hayız veya nifasa müptela olan ve Mekke'ye döndükten sonra tavaf ve tavaf namazını yerine getirememekten korkan ve temizlenmeyi bekleyemeyen kadınlar.
İkincisi: Mekke'ye döndükten sonra izdiham sebebiyle tavaf ve tavaf namazını yerine getirme gücü olmayan kadın ve erkekler veya asıl itibariyle Mekke'ye dönmekten aciz olan kimseler.
Üçüncüsü: Mekke'ye döndükten sonra izdihamdan korkan ve tavaf amelini yapmaktan aciz olan hastalar.
Mesele 426- Zikri geçen gruplar tavaflarını, tavaf namazlarını ve sa'yi daha önce yapar ve sonra özürleri ortadan kalkarsa, her ne kadar ihtiyat gereği iade edilmesi gerekse de amellerini iade etmeleri farz değildir.
Mesele 427- Özründen ötürü Mekke amellerini önceden yapan (sözü geçen gruplar) kimseye kadın ve güzel koku helal değildir, bilakis böyle kimselere halk veya taksirden sonra haramların tamamı helal olacaktır.
Mesele 428- Nisa tavafı ve nisa namazı farzdır, ancak haccın rüknünden değildir, dolayısıyla bu ikisi kasten terk edilirse hac batıl olmaz, ne var ki söz konusu kimseye kadın helal olmaz (eşiyle cinsel ilişkiye giremez).
Mesele 429- Nisa tavafı erkeklere has değildir, aksine kadınlara da farzdır. Dolayısıyla nisa tavafı yapmayan erkeğe hanımı ve nisa tavafı yapmayan kadına kocası helal olmayacaktır.
Mesele 430- İhtiyari olarak sa'yin hac tavafı ve tavaf namazından önce yapılması caiz değildir. Keza nisa tavafının hac tavafı, tavaf namazı ve sa'yden önce yapılması caiz değildir ve zikredilen sıralamaya riayet edilmezse amellerin iade edilmesi gerekir.
Mesele 431- Unutarak veya kasten nisa tavafı yapmadan vatanına dönen kimse, meşakkat olmaksızın Mekke'ye dönebilirse, Mekke'ye dönüp nisa tavafını yapması farzdır ve böyle yapılmaması durumunda naib tutulması gerekir. Şahsın bizzat kendisi veya naibi nisa tavafını yerine getirmediği sürece erkek için eşi helal olmayacaktır.
Mesele 432- Hac ihramının giyilmesiyle birlikte zikri geçen umre ihramı giyen kimseye haram olan şeylerin tamamı haram olur ve haram şeyler tedricen üç aşamada helal olur:
Birincisi: Halk veya taksirden sonra; kadın ve güzel kokunun dışında her şey, hatta harem sınırları içerisinde her zaman için haram olan avlanmak bile, helal olur.
İkincisi: Sa'yden sonra; güzel koku kullanılması helal olur.
Üçüncüsü: Nisa tavafı ve nisa namazından sonra; kadın helal olur.
- Beytute
Beytute[1]
Mesele 433- Haccın farzlarından on ikincisi ve Mina amellerinin dördüncüsü geceyi Mina'da geçirmektir.
Mesele 434- Zilhicce ayının on birinci ve on ikinci gecesi Mina'da konaklamak farzdır. Dolayısıyla kurban bayramı günü iki tavafı, tavaf namazlarını ve sa'yi yerine getirmek için Mina'dan Mekke'ye giden kimsenin, zikri geçen gecelerde konaklaması için Mina'ya dönmesi gerekir.
Mesele 435- Zikri geçen gecelerde (Zilhicce ayının on birinci ve on ikinci gecesi) Mina'da konaklanması aşağıdaki gruplara farz değildir:
A- Hasta ve hastaların bakıcıları ve hatta zikri geçen gecelerde kendileri için Mina'da kalmalarını zorlaştıracak özrü olan kimseler.
B- Kaybolmaktan veya mal ve azığının çalınmasından korkan kimseler.
C- Bu iki geceyi şafak sökünceye kadar Mekke'de ibadetle geçiren ve gerekli miktarda yeme, içme, ihtiyaç giderme ve abdest yenilemenin dışında sürekli ibadetle meşgul olan kimseler.
Mesele 436- İki geceyi Mina'da geçirmek ibadetlerdendir ve daha öce nasıllığı açıklanan niyetle birlikte olması gerekir.
Mesele 437- Güneşin batmasından gece yarısına kadar konaklanması yeterli olacaktır ve özrü olmaksızın gecenin ilk yarısını veya bir kısmını Mina'da geçirmeyen kimse, her ne kadar ihtiyari olarak gecenin ikinci yarısını Mina'da geçirmesi caiz olsa bile, gecenin ikinci yarısını Mina'da geçirmelidir.
Mesele 438- Mekke'de ibadetle meşgul olmaksızın Mina'da farz olan konaklamayı terk eden kimse her bir gecenin karşılığında bir koyun kefaret vermelidir. İhtiyat gereği söz konusu bu hükümde özür sahibi olanla olmayan ve bilmeyenle unutan arasında fark yoktur.
Mesele 439- On ikinci gün Mina'nın dışına çıkma izni olan kimse zeval vaktinden sonra (güneşin batıya meyletmesinden sonra) çıkması gerekir ve zeval vaktinden önce çıkması caiz değildir.
- AnchorÜÇ CEMERE'NİN TAŞLANMASI
ÜÇ CEMERE'NİN TAŞLANMASI
Mesele 440- Haccın on üçüncü farzı ve Mina amellerinin beşincisi Cemerelerin taşlanmasıdır. Taşlamanın yapılış şekli ve şartlarının, kurban bayramı günü Akabe Cemeresi'nin taşlanmasıyla bir farkı yoktur.
Mesele 441- Konaklamanın farz olduğu gecelerden sonra ilk, orta ve son Cemere'nin taşlanması gerekir.
Mesele 442- Taşlama zamanı, güneşin doğuşundan batışına kadar olan süredir. Dolayısıyla ihtiyari olarak gece taşlayamayanlar, çobanlık yapanlar ve can veya mal veya ırzının tehlikeye düşmesinden korkarak gündüz taşlama yapabilecek kimseler, bu hükümden müstesnadır. Aynı şekilde gündüzün şiddetli izdihamından korkan ve gündüz taşlamanın kendileri için meşakkatli olan kadınlar, yaşlılar ve çocuklarda taşlama amelini gece yapabilirler.
Mesele 443- Gündüz taşlama amelinden özrü olan, ancak gece taşlama yapabilecek kimselerin naib tutmaları caiz değildir, bilakis şahsın kendisinin bir önceki gece veya bir sonraki gece taşlama yapması gerekir. Bununla birlikte hatta gece bile taşlamaktan mazur olan kimseler (hastalar gibi) naib tutabilirler, ne var ki naib tutma esnasında özrünün bertaraf olacağından ümitsiz değilse, farz ihtiyat gereği gece özrünün bertaraf olmasından sonra kendisinin de taşlamayı tekrarlaması gerekir.
Mesele 444- Taşlama amelinden mazur olan kimse naib tutarda naibi taşlama yapar ve taşlama vaktinden önce özrü bertaraf olursa, naib tutma esnasında özrünün gitmesinden ümidi yoksa ve tuttuğu naibi taşlama yaptıysa, yeterli olacak ve kendisinin tekrarlamasına gerek kalmayacaktır. Ancak özrünün kalkmasına ümidi varsa, her ne kadar özrün ortaya çıkmasıyla birlikte naib tutulması caiz olsa da farz ihtiyat gereği özrü kalktıktan sonra kendisinin taşlama amelini tekrarlaması gerekir.
Mesele 445- Üç Cemere'nin taşlanması farzdır, ancak haccın rükünlerinden sayılmaz.
Mesele 446- Taşlama esnasında sıralamaya dikkat edilmelidir, yani önce ilk Cemere, sonra orta Cemere ve daha sonra Akabe Cemeresi taşlanmalı ve Cemerelerin her birisine daha önce şart ve keyfiyeti açıklanan yedi taş atılmalıdır.
Mesele 447- Üç Cemere'nin taşlanması unutulur ve Mina'nın dışına çıkılırsa, onuncu, on birinci ve on ikinci günlerde hatırlanması durumunda, imkân dâhilinde Mina'ya dönüp taşlama yapması farzdır ve dönme imkânı yoksa naib tutmalıdır. Zikri geçen günlerden sonra hatırlanılması veya kasten bu günlerden sonrasına ertelenmesi durumunda farz ihtiyat gereği şahsın kendisi veya tuttuğu naibi Mina'ya dönerek taşlama yapmalı ve sonraki yılda ya kendisinin ya da naibinin kaza yapması gerekir. Cemerelerin taşlanması unutulurda Mekke'nin dışına çıkılırsa, farz ihtiyat gereği sonraki yıl ya kaza edilmesi ya da bu iş için naib tutulması gerekir.
Mesele 448- Cemerelerin her tarafından taşlanması caizdir ve ilk ve orta Cemerenin taşlanması anında kıbleye dönmek ve aynı şekilde Akabe Cemeresinin taşlanması anında kıbleye sırt çevirmek şart değildir.
-
- İSTİFTAAT HAC VE UMRE HAKKINDA FIKHÎ SORULAR VE CEVAPLARI