İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi
İndirin:

NAMAZ, ORUÇ VE İTİKÂF HÜKÜMLERİ

  • BİRİNCİ BÖLÜM NAMAZ
  • İKİNCİ BÖLÜM ORUÇ
    • Orucun Farz Olma Şartları ve Sıhhati
    • Orucun Farzları
    • Orucu Bozan Hükümlerin Bazıları
    • Oruçlu İçin Mekruh Olan Şeyler
    • Farz Kaza ve Kefareti Gerektiren Durumlar
    • Bilerek Orucu Bozmanın Kefareti
    • Sadece Kaza Orucunun Farz Olduğu Yerler
    • Kaza Orucu Hükümleri
    • Erteleme Kefareti
    • Baba ve Annenin Kaza Orucu Hükümleri
    • Yolcu Orucunun Hükümleri
    • Orucun Farz Olmadığı Kimseler
      Yazdır  ;  PDF
       
      Orucun Farz Olmadığı Kimseler

       

      Mesele 954: Doğumu yaklaşan hamile kadın orucun cenin veya kendisi için zararlı olacağından korkarsa oruç ona farz değildir ve birinci durumda (cenin için zararlı olması) her gün fakire fidye[1] unvanında 750 gr yiyecek, yani buğday, arpa ve benzeri gibi yiyecek vermeli ve Ramazan ayından sonra orucun kazasını tutmalıdır. Kendisi için zararlı olduğu ikinci durumda tutmadığı oruçlarını kaza etmelidir ve ihtiyat gereği fidye de vermelidir. Doğumu yaklaşmayan kadının fidye vermesi farz ihtiyat temeline dayanır.
      Mesele 955: Çocuğunu emziren kadın (ister kendi çocuğu olsun ister ücretli veya ücretsiz sütanneliği yapmış olsun) sütünün azalması veya sütünün kurumasından korkması sebebiyle orucun çocuğa zararlı olmasından korkarsa oruç ona farz değildir ve her gün fidye vermeli ve sonra da kazasını tutmalıdır. Ama oruç kadının kendine zararlı olursa ihtiyat gereği fidye farzdır.
      Mesele 956: Yukarıdaki iki meselede sonraki Ramazan ayına kadar oruç tutmazsa umursamazlık yapması durumunda kazaya ek olarak geciktirme kefareti de farz olur. Ama özür sebebiyle kaza tutmamışsa geciktirme kefareti gerekmez. Bu özür çocuğa zarar gelmesinden korkulması ise orucun kazasını istediği zaman tutabilir ve bu özür kadının kendine zarar gelmesinden korkması ise kaza düşer ve her gün için fidye vermelidir.
      Mesele 957: Kadının fidye veya kefaret vermesi, her ne kadar hamilelik veya süt emzirmeden dolayı oruç tutmamış olsa dahi, kendi üzerinedir ve kocasına farz değildir. Keza çocuğun kefareti veya fidyesi de babanın üzerine farz değildir. Elbette kadının kocası veya çocuğun babası kadın veya evlattan vekalet alarak onun adına fidye veya kefaret ödeyebilir.
      Mesele 958: Oruç tutmanın meşakkatli olduğu yaşlı erkek ve yaşlı kadın için oruç farz değildir ve her gün fakire bir mûd (buğday, arpa, pirinç vb.) yiyecek vermelidirler, ama kesinlikle oruç tutacak güçleri yoksa ihtiyat gereği fidye vermelidirler. Her iki durumda da Ramazan ayından sonra oruç tutabilirlerse müstehap ihtiyat gereği oruçlarının kazasını tutmalıdırlar.
      Mesele 959: Hastalığından dolayı çok susayan ve susuzluğa tahammül edemeyen veya susuzluğun meşakkatine dayanamayan kimse için oruç farz değildir. Elbette ikinci durumda (meşakkat) her gün için fakire bir mûd yiyecek vermelidir ve birinci durumda farz ihtiyat gereği fidye de vermeli ve Ramazan ayından sonra oruç tutabilirse müstehap ihtiyat gereği oruçlarının kazasını tutmalıdır.
      Mesele 960: Fidyenin miktarı ertelenen kefaret miktarı gibidir, yani fakire 750 gr buğday, un, pirinç ve diğer yiyecek maddelerinin verilmesidir.
       

      [1] - Bir özür sebebiyle yapılmayan bir ibadetin telafisi için belirli bir miktarın ödenmesi.
    • Ayın İlk Gününü İspatlama Yolu
    • Orucun Kısımları
    • Son: Orucun ve Mübarek Ramazan Ayının Adabı
    • ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İTİKÂF
  • Terimler Sözlüğü
700 /