İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

Ramazan bayramında İslam İnkılabı rehberinin ülke yetkilileri, müdürler ve İslam ülkeleri elçilerine hitaben konuşmasının tam metni:

 

بسم الله الرّحمن الرّحیم
و الحمدلله ربّ العالمین و الصّلاة و السّلام علی سیّدنا محمّد و آله الطّیّبین سیّما بقیّةالله فی الارضین.

Bu büyük mübarek bayramı siz muhteremlere ve bu toplantıya iştirak eden İslam ülkeleri elçilerine, tüm yüce İran halkına ve bütün İslam ümmetine kutlarım ve Allah Taala’dan bu bayramı kelimenin gerçek manasıyla İslam ümmeti için mübarek kılmasını, gerçek bir bayram kılmasını temenni ederim.

Bayram namazının kunut duasında da zikredildiği gibi Fıtır bayramı;

«وَ لِمُحَمَّدٍ صَلَّی‌ اللهُ ‌عَلَیهِ ‌وَ آلِهِ ذُخراً وَ شَرفاً وَ کَرامَةً وَ مَزیدا»

Nebiyyi mükerrem ‘in mukaddes varlığı için, yani İslam ve İslam toplumu için şereflilik kaynağıdır, keramet kaynağıdır ve rezervdir. Allah resulü, Müslüman halk, toplum ve İslam ümmeti için şerafet, keramet kaynağı olabilecek en önemli faktörlerden biri hiç kuşkusuz İslam ümmetinin birlik ve vahdetidir, anlaşmazlıkların giderilmesidir.

Değerli kardeşlerim! Aziz bacılarım!

Günümüzde müstekbirliğin izlediği asıl siyaset Müslüman halklar arasında, halklar içerisinde, halkların fertleri arasında ihtilaf çıkarmak ve bölücülük yaratmaktır. Katil Amerika ve Siyonistlerin, İslam aleminin en önemli bölgelerinden olan bölgemiz için tasarladıkları planladıkları komplo budur işte ve siz bunun belirtilerini müşahede etmektesiniz. Yemen’in üzücü olayları, Suriye olayları, Irak’ta olup bitenler ve öteki İslam ülkelerindeki olaylar. Yapılması gerekin şey Müslüman halkların asıl noktayı bulabilmeleridir. O asıl nokta ise, dünya müstekbirliğinin İslam toplumuyla; İslam ümmetiyle düşmanlığıdır. İşte meselenin temeli budur. Müstekbirlik siyasetleri karşısında durmalılar, bu hükümetlerin görevidir, devlet yetkililerinin görevidir, din, kültür ve siyasi elitlerin ve tüm İslam dünyasının görevidir, bir başka temel mesele de Siyonist rejim meselesidir. Aslında bu rejimi bu bölgede Siyonist İsrail rejimini, ihtilaf, fitne ve sorun çıkarmak için getirip yerleştirmişler.

Siyonist rejim de kalıcı değil; ve bunu tüm tarihi tecrübeler kat’i olarak bizlere anlatmaktalar. Siyonist İsrail rejiminin temel ve ilke sorunu var. Amerikalılar, Siyonist İsrail rejimi unsurları ve Amerika’nın çizgisinden giden iradeleri zayıf bazı yönetimler bugün Siyonist İsrail rejimi ile gizli veya açık diplomatik ilişki kurmakla kendi sorunlarını halledebileceklerini zannediyorlar; ama hayır böyle değil; Siyonist rejimin sorunu hükümetlerle diplomatik ilişkilerin olması veya olmaması değil. Zannediyorlar ki bir, iki veya birkaç yönetimin Siyonist rejimli gizli veya açık ilişki kurması durumunda bu rejimle ilişki kurma ayıbı giderilmiş olabilecek veya Siyonist rejimle el sıkışmaları durumunda bu rejimin meşruluk sorunu çözümlenebilecektir. Hayır, kesinlikle!. Zira Siyonist İsrail rejiminin sorunu, bu rejimin meşruluk temelinin olmaması sorunudur. Siyonist rejim gayrı meşrudur; bu rejimin kuruluşu batıl bir temel üzerine kurulmuştur. Bir halkı kendi vatanlarından, kendi ülkelerinden zorbalıkla, katliamla, tehditle ve silahlı güçler zoruyla kapı dışarı ettiler, tarihi bir halkı; yapay ve yeni oluşmuş bir halk olmayan Filistin halkını… Filistin ülkesi de bunun gibi, Filistin haritasını dünya coğrafyasının hafızasından silip atmak nasıl mümkün olabilir? Bu mümkün olabilir mi? Böyle bir durumda hadi gelsinler bölgenin dört zayıf yönetimini de kendileriyle diplomatik ilişki kurmaya mecbur etsinler acaba sorunları temelden çözümlenebilir mi? Onların sorununun temeli, meşruluklarının olmamasıdır.

Bölgemizde Siyonist rejimin temeli, yanlış, zayıf ve sarsıntılı bir temeldir. Bu ise, çözüm anahtarı başka yönetimlerin elinde olan bir mesele değil. Siyonist rejimle daha eski bir ilişki geçmişine sahip olan ülkelerden bazılarının halkının Siyonist rejime karşı duygusu başka ülkeler oranla çok daha serttir. Mesele halkların meselesidir, Siyonist rejimin gayrı meşru oluşu artık İslam ümmetinin kalbine işlenmiştir ve bu silinip atılamaz; Beyaz Saray’ın girişimleri ile, ABD’nin kendi elçilik binasını Kudüs’e aktarmasıyla ve bu gibi laflarla bu sorun çözümlenemez; bu sorun aslında çözümsüzdür ve kuşkusuz batıl bir temel üzerine kurulu olan Siyonist İsrail rejimi, Allah’ın yardımı ve Müslüman halkların gayretiyle yok olacaktır.

Dünyanın tüm özgür ülkeleri gibi Filistin halkı da (Filistin’in gerçek halkı) referanduma katılarak görüşlerini bildirmeliler; Müslüman’ıyla, Hıristiyan’ıyla ve Yahudi’siyle yani gerçek Filistinliler. Başka yerlerden Filistin topraklarına getirtilenler bunun dışında kalmalı. Gerçek Filistinlilerin oyuna baş vurulmalı ve onların görüşüne baş vurulmalı. Onlar bağımsız Filistin devletinin yönetim biçimini belirlemeli ve böyle bir yönetim, başka yerlerden bu bölgeye getirtilenler, Siyonistler, liderleri ve başkaları hakkında karar vermeliler. Filistin’in tek çözüm yolu bundan başka bir şey olamaz ve bu ise yapay ve gayrı meşru Siyonist rejimin yok olup gitmesidir.Bu ise kesin olarak yakın bir gelecekte, pek uzak olmayan bir zamanda Allah’ın yardımıyla tahakkuk bulacak.. İşte bu gerçekleştiğinde bölgenin Müslüman halkları inşallah kendi vahdetlerini tahakkuk ettirebilirler.

Bölgede ihtilaf kaynağı böyle bir düşman’ın olmasıdır, her zaman ortak düşman vahdete yol açmakta; ama burada bunun tam aksini yapmıştır, bu düşman, ihtilaf kaynağı, nifak kaynağı, İslam ülkelerinin bazılarında yetkililerin hıyanet damarlarıdır. Bu durum ortadan kalktığında ise ülkeler birbirlerine yaklaşabilir, kendi aralarında birlik, vahdet ve dayanışmalarını sağlayabilirler. İslami izzet ve onur da İslam ümmetinin birlik ve beraberliğindedir, İslam ümmeti inşallah birlik ve vahdet sayesinde zirveye ulaşır ve inşallah da böyle olacak.

Temennim odur ki Allah Taala bu ramazan bayramında ve tüm mübarek günlerde İslam ümmeti için hayır, bereket mukadder eylesin ve tüm İslam ümmeti fertlerine ve tüm Müslüman halklara bu uğurda ciddi bir hareket imkanı versin.

Allah’ın selam ve bereketi sizlerine üzerine olsun.