Bismillahirrahmanirrahim
Ülkenin mühendislik birimleri yetkilileri baylar hoş geldiniz.
Mühendislik meseleleriyle ilgili Sayın Mühendis Bahüner söylenmesi gerekenleri söyledi. Mühendislik sektörünün bu geniş alanı (elbette kendisi bu meseleyi insani bilimlere kadar dayadılar ve onun nedenini ise ülkenin kültürel mühendisliği olarak açıkladılar) orada elbette mühendislik lügat anlamında kullanılmış olup toplum içinde yaygın olan anlamda değildir ama yine de kendisinin bu konuda açıkladığı miktarıyla bu mesele doğrudur. Ülkede mühendislik alanı gerçekten de hakikaten de yaygındır; aslında iyi bir tanımlamada bulundu; daha önce bana yazmış olduğu ve benim mütalaa ettiğim mektubunda da bir takım teklifleri dile getirmiş olup bu teklifler de yerinde tekliflerdi ve ben onları teyit ediyorum.
Ülkenin mühendislik meselesiyle ilgili bir husus onun açıklamasında gündeme getirtilmedi ve o da genç mühendisler topluluğunun İnkılâp meselelerindeki rolü meselesidir; gerek İnkılâp mücadelesi döneminde teknik üniversitelerimiz tüm ülkede mücadelenin en ön saflarında yer almışlardı ve hem de İslam inkılâbının zaferinden sonra özellikle de mukaddes müdafaa savaşı döneminde mühendisler gerçekten de orada kendi canlarını ortaya koyan askerler konumunda olup, kendi tüm yeteneklerini, kabiliyetlerini, sanatlarını, dehalarını kullanmışlardır ve biz savaş döneminde bunlara tanık olduk. Mühendislik branşını geçiren bu yetenekli gençlerden her gün yeni bir buluş ve icada tanık olduğumuzu söylemek gerekir. Kutsal savunma savaşı sonrası da durum aynen böyleydi. Şimdi burada dile getirdiği Nano branşı, Kök ve Bio hücreler ve benzerleri tüm bunlar kutsal savunma savaşı sonrası gerçekleşen çalışmaların birer ürünleridirler ve halen de mühendis gençlerimizin bu alandaki çalışmaları devam etmektedir. Önemli sorumluluklara da sahiplerdi; şimdi de baktığımda Elhamdülillah ülkenin yetkililerinden önemli bir bölümünün mühendislerden olduğunu görüyorum ve hatta bu bazılarının itirazına bile sebep olmuştur ve sürekli mühendislerin sorumluluklara getirtildiklerini söylüyorlar.
Sizlerin yapmanız gereken şudur ki birincisi ülkede tüm insaflı insanlar tarafından makbul bir slogan olan “Biz başarabiliriz” meselesini tüm halka ispatlamalısınız; kendisinin yazısında da belirtildiği üzere muhtelif alanlarda tahakkuk bulmamış çalışmaları tahakkuk ettirmelisiniz. Örneğin mühendislik hizmetlerinin ihracatında genellikle inşaat ve bayındırlık alanındaki hizmetleri müşahede ediyoruz; sizler mühendislik ürünlerin ülkenin mübadelelerinde var olmasına çalışmalısınız yani bizler kendi fabrikalarımızın ürünlerini, mühendislik kazanımlarımızı, muhtelif alanlarda yedek parça ürünlerimizi uluslar arası mübadeleler piyasalarına sunmalıyız ve bu önemli bir meseledir; ancak sizlerin uhdenizden gelebilir. Yani sizler şu anda sorumlusunuz, hükümette veya meclistesiniz ve bu konuda karar alabilirsiniz.
İthalatın ülke üzerindeki baskısını azaltmaya çalışınız; bu gerçekten de önemli bir mevzuudur. Bugün ithalat baskısı ülkeyi gerçekten de dize getiriyor; bu hususta muhtelif bahaneler de mevcuttur. Örneğin kaçak meselesi, bugünlerde dile getirtilen rakamlar, 20 küsur milyarlık gibi acayip ve insanı sarsıcı bir rakamı dile getiriyorlar, insanın başı gerçekten de dönmekte. Şimdi mesela kaçakçılığın önünü almak bahanesiyle biz kalkıp da gümrükleri açarak biraz kar etmek için ithalata izin verilmesi bana göre güçlü bir mantık değil; ülke ürünlerinin ithalatın etkisi altında kalmamasına çaba göstermelisiniz. İşte bu ürünler muhtelif sektörlerde yetenekli gençlerimiz, mümin, muktedir ve bazen de dahi insanlarımız tarafından oluşturulmuş ve üretilmektedir. Bu husus benim şimdilik aklımda olan bir husustur.
Temas ettiğiniz “Direniş Ekonomisi” meselesine gelince; bu mevzuu gündeme getirtildiği günden şimdiye kadar belki de bin kez biraz eksi veya artısıyla yetkililer tarafından teyit edilmiş, dillendirilmiştir; muhtelif yetkililer, ekonomi aktivistleri, hatta siyasi aktivistler, hükümet, meclis vs. mesulleri sürekli olarak hep “Direniş Ekonomisi”, “Direniş Ekonomisi” lafları etmiş bulunmaktalar iyi de; dile getirtilmesi güzel; ama bunun sadece dillendirilmesi ve lafta kalmasıyla her hangi bir gelişme olmaz ki. İlaç adının zikredilmesi ve bunun tekrarlanmasıyla hiçbir hasta iyileşmez; ilacın tüketilmesi gerekir. Sizler mecliste, hükümette gerçek anlamıyla “Direniş Ekonomisi” için neler yapılabileceğini ve yollarının ne olduğunu araştırmanız gerekir. Bana göre bunu çok ciddi olarak takib etmelisiniz. Bu da ikinci mevzuu.
Üçüncü mevzu da şudur ki mühendislik meseleleriyle ilgili olarak belirttiğim gibi boşlukları araştırıp bulmalısınız. Bakınız bizlerin neresinde bir boşluk var. Mesela makinecilik dalında yedek parça üretimimiz çok iyi olabilir ve ilerleme kaydetmiş olabiliriz, muhtelif alanlarda bir takım başarılar ve ilerlemeler kaydetmiş olabiliriz, tasarımda mühendislik, fabrika yapımında mühendislik bizim bu hususta ciddiye almamız ve takib etmemiz gereken hususlardandır. Eğer sizler bu tasarım geleneği ve tasarımda yenilikler hususunda muhtelif gereksinimleri cevaplayacak konuma gelmeniz durumunda bu çalışmanız sizin için hasene sünnet olur ve bu ülke var olduğu müddetçe Allah Taala sizin sevap hanenize sevap yazar. Ülkenin boşlukları ve gereksinimleri olan alanlarda çalışmaları sürdürmelisiniz. Her halükarda Allah Taala’dan sizler için Tevfik ve başarı talep ediyor ve çalışmalarınızda başarılı olmanız için size yardımcı olmasını temenni ediyorum.
İyi çok şükür sohbetlerimin başında da belirttiğim gibi kritik merkezlerde mühendislerimizin sayısı çoktur ve sizler de mecliste çok sayıda mühendise sahipsiniz. Hem hükümette mühendis boldur ve hem öteki sektörlerde. Mühendislik araçlarından yararlanma konusunda kendi sorumluluğunuzun farkında olmalı, özen göstermelisiniz. Neyin yapılması gerektiğini belirlemeli ve bizzat onları yerine getirmelisiniz inşallah.
İnşallah Allah Taala tüm sizleri başarılı kılar ve teyit eder.