Bismillahirrahmanirrahim
Azizler, gençler, yiğitler çok hoş geldiniz.Sizleri ziyaret etmekten çok mesrurum. İmkanı olsaydı sizlerin her birinizle tek tek yakından görüşür ve teşekkürlerimi bildirirdim. Fakat maşallah sayınız oldukça fazladır ve mümkün değil. Allah Taala’dan talebim siz tüm kardeşleri, eğitmenlerinizi ve müdürlerinizi kendi lütfü ve hidayetine mahzar kılmasıdır.
Her yarışta ve her alanda gençlerimizin elde ettikleri her zafer ardından şahsen ben özel olarak onlardan teşekkür ediyorum. Çünkü sizlerin zaferiniz, şampiyonluğunuz halkımıza gurur duygusu kazandırmakta. Bir halk için bunun önemi var. Her zaman bir halkın düşmanları o halkı aşağılamaya çalışmaktadırlar. Aşağılamak sadece o halka hakaret etmek değil, hakaretlerin en büyüğü bir halkın kendi içinde hakaret ve küçüklük duygusuna kapılmalarını sağlamaktır. Bir halk kendi üstünlükleri, özellikleri ve değerlerinden gaflet ederse, kendini tahkir ederse böyle bir halk bir daha bir yerlere ulaşamaz, yerinden kalkan her kes böyle bir halka, böyle bir millete musallat olur. Halklar kendi gururlarını, iftiharlarını tanımalılar. Bakınız belli bir tarihi geçmişi olmayan halklar bile sinema filmleri ve benzeri şeylerde kendileri için bir tarih oluşturmaya çalışmakta, şahsiyetler ortaya çıkarmaktalar. O zaman bizim halkımız gibi bir halk onca parlak geçmişi, tarih boyunca insanlık uygarlığı, kültürü ve biliminin zirvesinde yer almasıyla uzun yıllar boyunca böyle bir halkı sürekli olarak tahkir etmeye, aşağılamaya çalışmışlardır, söylenen sözleri görüyor ve işitiyorsunuz, işte bunlar bir halkın milli onurlarını, iftiharlarını görmezlikten geliyorlar. Bir halkın onur duyması, iftihar etmesinin kendisi büyük iftiharlara doğru bir adımdır. Ben, gençlerimizin spor alanlarında zafer elde etmelerinden ve bu zaferlerini kendi halkına takdim etmelerinden gurur duyuyorum, hem sözle ve hem pratikle kendi halkını mutlu kılmaktalar, onur duygusunu yüreklerin içine taşımaktalar ve bu benim için büyük bir nimettir, mesaj vermekte, teşekkürlerimi bildirmekteyim, söylediklerim yüreğimde hissettiklerimizin çok küçük bir parçasıdır. Bunun için sizlerden teşekkür ederim.
Burada önemli bir husus var ve o da şu ki sizler şampiyonluk setine çıktığınız zaman mümkün olan yollarla yüz milyonlarca insanın gözleri önünde yer alıyorsunuz; sizin davranış ve ahlakınız aynı zamanda halkınızı da tanıtmaktadır, kültürünüzü de yansıtmaktadır, milli kimlik ve şahsiyetinizi tanıtmaktadır. Burada sizlerin nasıl davrandığın önem taşıyor, Şampiyonluk setine çarşafıyla çıkan o genç bayan, dünyada kültür düşmanı, din düşmanı, ismet ve necabet düşmanı merkezler tarafından gözüken ve gözükmeyen yoğun saldırıları karşısında direnmektedir; işte bu bayan kendinden bir kişilik ortaya koyuyor, yani gerçekte kendi halkını tanıtıyor, kazandığı başarı ve zaferden sonra şükür secdesi yerine getiren veya yüksek sesle din büyüklerinin ismini ağzına alan, veya giydiği tişört ve formalar üzerinde Hz. Fatimei Zehra (selamullah aleyha) veya Hz. Ebul Fazlı Abbas (as)ın mübarek adının üzerine yazılı olmasıyla bu kendi halkını gerçekte tanıtıyor, halkın maneviyatını tanıtıyor, maneviyatı tanıtmanın yanı sıra halkın direnişini, mukavemetini tanıtıyor.
Bugün Uluslar arası ve dünya medyası ve propaganda merkezlerinin asıl çabası maneviyatın, dinin, iffet ve ismetin yok edilmesi yönündedir ve bu siyonistlerin dünya genelinde izledikleri ana programlarından biridir, her geçen gün bu çalışmayı artırarak sürdürmekteler. Siz bugünkü filmlere, romanlara ve benzerlerine bir bakınız, son 50 yıl veya 100 yıl önceki Avrupa kadınlarının giyim tarzıyla bugünkü giyim tarzları bir karşılaştırın. Son 50 yıl veya 100 yıl önceki Avrupa'da cinsel ahlakla bugünkü durumun mukayesesini yapınız. Ne kadar değiştiğini görürsünüz. Günümüzde ahlaki çöküntü o hadde varmıştır ki eğer siz kalkıp da eşcinselliği kabul etmediğinizi söyleyecek olursanız sizlere karşı yoğun saldırılar başlatırlar! Ve bu ne kadar da garip bir durumdur. İffetsizlik ve çıplaklıkla iftihar ediyorlar, cinsel ahlaka uymamayla iftihar ediyorlar. Yani rivayetlerimizde belirtildiği gibi maruflar, iyi şeyler münker ve kötü şeyler olur ve kötü şeyler, münker de maruf olur. Ve bu şu anda batı dünyasında tahakkuk bulmuş vaziyettedir. 15 yıl, 20 yıl öncesine oranla gücü binlerce kez artan medya ve haber imparatorluğu, bunca imkanlarını, kudretini seferber ederek maneviyat ve ahlak aleyhinde yoğun propaganda yürütmekteler. İşte böyle bir ortamda İranlı bir genç kalkıp da maneviyat tecellisini göstermek istiyor. Bu ne demektir? Bunun anlamı şudur ki bu yürek, bu ruh, bu moral bu sapık dalgalar karşısında direnme gücüne sahiptir. İşte sizleri tanımlayan da budur. Doğrudur sizler spor sahalarında şampiyonalığı elde etmek için zahmetlere katlanıyorsunuz, kendinize baskı yapıyor ve zora sokuyorsunuz, fakat dünyanın basiretli halkları nezdinde bu manevi direniş, o bedensel direnişten az değildir, bazen fazladır ve bu halkın zararlı ve helak edici mekanizmaların propaganda kampanyaları karşısında direnmeye, mukavemet göstermeye muktedir olduğunu gösterdi.
Kadını o malum şekliyle beğenen ve onunla iftihar eden bir dünyada (bundan dört, beş ve belki de altı yıl önce Amerika’da bir dergi yarı çıplak kadınların çalıştırıldığı bir restoranın resimlerini yayınlamış ve restoran sahibi de bununla övünerek söz konusu dergide kendinin, çıplak çalışan kadınların ve söz konusu restoranın fotoğraflarını yayınlıyor) sapık, zararlı ve öldürücü çıplaklığın teşvik edildiği böyle bir dünyada bizim genç bayanımız gelip orada, sette duruyor veya genç erkek sporcumuz oraya madalya takmaya gelen bayanın elini sıkmıyor, bunların büyük değeri var. Bizler kuru taassup yüzünden iyi bir iş yapan birinin davranışını reklam etmiyoruz; bunlar direniş ve mukavemet alametleridir ve İran halkının o muhkem, bağlam metalidir. İşte bunlar bir halka değer katmakta. Bunların kadrini biliniz, elinizden geldiğinizce bunların reklamını yapınız, sporda maneviyat sporun kendisine de yardımcı oluyor, ulusal haysiyete de. Allah’a çok şükürler olsun ki gençlerimiz dindar gençlerdir.
Uluslar arası veya ülke içindeki yerel kanunlara aykırı davranmaktan da kesinlikle kaçınılmalıdır. Şampiyonluk uğruna her türlü kanun ve kuralın hiçe çiğnenmesinin göz ardı edilebileceği kesinlikle düşünülmemelidir. Hayır! Kanunsuzluk yukarıdan aşağıya kadar kanunsuzluktur, yetkililerin veya yetkili olmayanların, elitlerin veya elit olmayanların, bilimsel şampiyonların veya spor, sanayi, siyasi şampiyonların olması fark etmez, kanunsuzluklar karşısında mukabele edilmelidir. Spor konularında umursamazlık ve işi basite indirgemek kesinlikle doğru değil.
Ben şahsen teşekkür ederim sizlerden özellikle Asya oyunları dolayısıyla Allah’a şükürler olsun ki eli dolu geldiniz. Ben takib ediyordum, seyrediyordum. Ben şahsen pek televizyon programlarını seyretmem, genellikle zamanım da yoktur, ama haberler verildiğinde zevkle ve alakayla televizyonu seyrediyorum ve Elhamdülillah büyük başarılarla döndüğünüz için de Allah’a şükrediyorum, sizler de Allah’a şükrediniz. Sizler bir iftihar, başarı elde ettiğiniz zaman bu iftihar ve başarı Allah tarafındandır: “وَ ما بِکم مِن نِعمَةٍ فَمِنَ الله”[1] sahip olduğunuz her nimeti Allah size bahşetmiştir. Sahip olduğunuz bedensel yetenek ve gücünüzü de Allah size vermiştir, spor ve şampiyonluk alanında ilk sözü söyleyen irade ve kararlılık gücünü de Allah Taala sizlere vermiştir, bu karar alma gücünü Allah size vermiştir, bu zaferi de Allah sizin için kazandırmıştır, bunun için Allah Taala’ya şükran borcunuzu yerine getirmelisiniz, şükretmelisiniz.
Spor sahalarında mümkün olan yollarla şampiyonluk kazanan siz gençler halk içerisinde sevilmektesiniz, mahbubiyet ve sevilmenin de bir takım gerekleri var, bir takım zorlukları var ve sizler onları tahammül etmelisiniz.
Birincisi elde ettiğiniz mahbubiyeti sadece sahalarda olmamasına özen gösterin. Eminullah ziyaretinde şöyle deniliyor: “مَحبوبَةً فی اَرضِک وَ سَمائِک”[2]böyle bir mahbubiyet iyidir , hem yer yüzünde mahbubtur hem de gökte. Allah’ın melekleri de sizleri sevmekteler, Tayyib ruhlar da sizleri sevmekteler.
İkincisi ülke gençleri içerisinde mahbub olduğunuz zaman artık gözleri sizin üzerinizde, sizleri kendilerine örnek yapmakta ve davranışlarınızı taklit ediyorlar. Sizin iyi her bir hareketiniz, bazen gençler içerisinde milyonlarca iyi harekete sebep olmakta. Bakınız ne kadar değeri var. Sizin yaptığınız iyi bir hareket, iyi bir davranış, iyi bir ahlakınız, iyi bir sözünüz, iyi bir niyetiniz örnek teşkil ettiğiniz için milyonlarca kez tekrarlanmakta, yayılmakta; işte bunun büyük bir önemi var, toplumda iyi işlerin yayılmasına sebep olmakta. Emri Bil maruf yani iyi işlerin yayılmasına özen göstermeliyiz ve sizler bu işinizle gerçekte pratikte bir Emri bil maruf yapmaktasınız ve Allah muhafaza eğer bunun aksi de olursa durum bunun gibidir. Eğer bir bölümde, bir davranışıyla ahlaka, takvaya, temizliğe aykırı bir davranışı olursa bu da örnek teşkil eder. Buna da çok dikkat ediniz, çünkü bu da yayılıyor. Bunun için şampiyon olmak, mahbub olmak, halkın yüreğinde yer etmek iki tarafı keskin bir kılıç gibidir; onun gereklerine riayet edecek, uyacak olursak çok iyidir, yok eğer Allah muhafaza onun gereklerini yerine getiremeyecek olursak çok tehlikelidir. Benim sizlere arzlarım bunlardan ibarettir.
Saygıdeğer spor bakanının[3]da burada belirttiği hususlar iyi mevzulardı, bu başlıklar iyi başlıklardır, onun açıkladığı, ben de de notlarım arasında bu tavsiyeyi sizlere aktarmak niyetindeydim. Öncelikleri belirlemenizi, sporu genelleştirmenizi söylemek istiyordum. Sağlık geneldir, spor da geneldir. Ben elbette daha önceden bazılarının spora şart koştukları dönemden beri ben her zaman şampiyonluk sporunu savunmuşumdur. Bunun nedeni ise muhtelif sebeplerden dolayıdır ve burada onlardan bazılarını burada hatırlattım. Ama ne yazık ki genel spor ve genel sağlık durumu bugün istediğimiz gibi değil, şehir yaşantısına bakınız, hareketsizlik, uygun olmayan gıdalar, bu mağazaların bazılarında halka sunulan taklit yiyecekler ve halkın da bunlara rağbet emesi bunlar hepten halkın vücudunu zayıflatmakta, bedenler güçlü olmalıdır, vücutlar sağlıklı olmalıdır. Bu ise genel sporla elde edilir. Bu hususa kesinlikle dikkat ediniz.
Genellikle toplum içinde iyi işlerin yayılmasına sebep olan sporun iyi çocukları, sporun mütedeyyin çocukları bazen oluşturulmak istenen yapay gündemin dışında kalmalı, korkunuz olmamalı ve önem vermemelidir. İyi bir iş yaptığınızda, sizleri mercek altına alanlar sizin bu iyi işinizle birlikte derhal sarı medyada, sosyal medya ve benzerlerinde sizlere saldırı başlatıyorlar. Bunlara kesinlikle itina etmeyiniz, gerçeklerin ne olduğuna, gerçeklere, şuurlu yüreklerin ne istediğine dikkat ediniz.
Her haliyle sizlerin varlığınızdan ötürü Allah Taala’ya şükrediyoruz. Ülkemiz şampiyonlar diyarı olduğu için de mutluyuz. Sizlerin bulunduğunuz spor sahalarının yanı sıra hatta ülkemizin tüm alanları yiğit ve şampiyon yetiştirme alanıdır. Bilim alanında da ülkemiz şampiyon yetiştirmektedir. İran toplumu, İslam İnkılabı ve mukaddes İslam cumhuriyeti bilim dalında da, ahlak dalında da muhtelif alanlarda da şampiyon yetiştirmektedir. Ama sürekli olarak bunu tahrip etmeye, küçümsemeye çalışıyorlar. Ama gerçek dediğim şeydir. Şampiyon yetiştirmek elhamdulillah bu ülkede bir sünnet halini almıştır ve her gün bunu güçlendirmeli, takviye etmeliyiz. Bu ise sizlerin elinizdedir. Sizlerin tümünüzü Allah’a emanet ediyorum ve sizler hakkında hayır dualarda bulunacağım.
Vesselamu aleyküm ve rahmetullah ve Berekatuhu