İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei bugün yüzlerce üniversite öğretim üyesi ve araştırmacıya hitaben yaptığı konuşmada dünyanın yepyeni bir siyasal, sosyal ve ekonomik yapılanmaya doğru ilerlediğini hatırlatarak, İran milletinin bu büyük ve tarihi geçiş süreci ve gelişmelerdeki konumu ve rolünü açıkladı.
Ayetullah Hamenei, dünya çapındaki derin değişim ve gelişmeler zincirini analiz ederken İslami uyanış sürecine değinerek şunları söyledi: 'Çeşitli müslüman uluslar arasında kendini gösteren İslam'a dayalı uyanış ve kimlik duygusu, dünyanın gelecekte sahip olacağı yapılanmanın derinliklerinden haber vermektedir. Amerika'nın hassas ve mühim batı Asya bölgesinde Irak ve Afganistan gibi ülkelerdeki başarısız atakları dünyanın karşı karşıya olduğu derin değişikliklerin başka göstergelerindendir. Bu arada Avrupa'da meydana gelen olaylar, liderlerin stratejik ya da taktik hatalarından değil, çarpık dünya görüşlerinden kaynaklanmaktadır.'
İnkılap Rehberi, Amerika'nın dünyada giderek prestij kaybına uğradığını belirterek şöyle konuştu: 'Amerika bilim ve servet ile sivil ve askeri teknoloji gibi alanlarda birinci güç olması nedeniyle çeşitli milletler arasında itibar sahibiydi. Ancak bu ülke şu anda prestijini tamamen yitirmiş olup, dünya kamu oyunda zorbalık, zulüm, milletlerin iç işlerine karışma ve savaş çığırtkanlığının sembolüne dönüşmüştür.'
Ayetullah Hamenei buna karşılık İslam İnkılabı'ndan kaynaklanan uyanış süreci ile iman, akıl ve duygunun harmanlandığı İslam nizamının İran'a dünyadaki mevcut gelişmelerde özgün bir konum kazandırmış olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bunlara ilave olarak İran'ın sahip olduğu servet ve doğal kaynaklar, insan gücü ve enerji kaynakları da değişen dünyada İran'ın önemini arttırmaktadır. Bu arada beşeriyete yeni düşünceler sunulması alanında Batı tam bir kısırlık yaşarken, İslam Cumhuriyeti siyaset, ahlak, kültür ve ekonomi alanlarında beşer toplumuna yepyeni düşünceler sunmaktadır. Bu bağlamda İran milleti ve İslam nizamının dünya milletlerine ilettiği yeni düşüncelerden bazıları dini demokrasi, maneviyata dayalı bir uygarlık ve ayrıca siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda din ve hayatın birlikteliğidir.'
İslam İnkılabı Rehberi, İran milleti ve İslam nizamının Batı'nın sultası karşısında dikilmiş olduğunu hatırlatarak, 'İran, halkıyla, elitleriyle ve yöneticileriyle Batı'lı tehditler, savaş çığırtkanlığı, terör, katliam ve tefrikalar karşısında direnmektedir ve bu gerçeklik, bu ülkeye ayrı bir özellik daha katmaktadır' dedi.
Ayetullah Hamenei konuşmasının sonunda İran'daki bilimsel merkezler ile üniversite camiasının dünyadaki bu gelişmeler sırasında ne gibi bir rol oynayabileceği konusu üzerinde durdu ve şunları söyledi: 'Bilim, hakikatlerin keşfi sırasında tarafsızdır. Ancak, özel bir yönelişin hizmetine girerse tarafsızlığını yitirir. İşte dünyanın şu andaki durumu buna tanıklık etmektedir. Uzun asırlar boyunca bilim sultacılık ve milletlerin istismarı ve sömürülmesi, silah üretimi ve insanların katliamı ile savaş çığırtkanlığının hizmetindeyken, şimdi neden İslam adaleti, değerleri ve mesajının hizmetinde olmasın. Bu yüzden, Hak cephesi için cihad kültürünün üniversitelerde geliştirilmesi gerekir ve üniversite hocalarının bu alandaki rolü büyüktür. Bu faaliyet aslında yumuşak savaşın komutası demektir.'