İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, İslam Peygamberi Hz. Muhammed (S)'in bi'setinin yıldönümünde İslam Cumhuriyeti'nin önde gelen yöneticileri, İslam ülkelerinin Tahran'daki büyükelçileri ve şehid ailelerinden oluşan büyük bir topluluğa hitaben bu sabah yaptığı konuşmada beşeriyetin bugün bi'setin nice nurlarından ikisine büyük ihtiyaç duyduğunu ve bunlardan birinin düşüncede diriliş ve ötekisinin de ahlaki tehzib olduğunu vurguladı.
Ayetullah Hamenei bi'set bayramı münasebetiyle tüm İslam ümmetini kutladığını belirterek şunları söyledi: 'Müslüman halkların Hz. Muhammed (S)'in dinine olan coşkun yönelişleri, şunu göstermektedir ki dünya halkları bunca tecrübeden sonra Batı'lı ve Doğu'lu maddi ekollerin beşerin hakiki ihtiyaçlarını gidermede ne denli yetersiz olduklarını algılamışlardır. Gerçekten de beşeriyeti yalnızca Bi'set'in öğretileri gerçek saadet ve ilerlemeye ulaştırabilir.'
İnkılap Rehberi beşer toplumlarındeki sorunların köklerinin iki temel meseleden kaynaklandığını belirterek şöyle konuştu: 'Bu iki konu, düşünce ve nefis tezkiyesidir. İnsanın sıkıntıları ve ahlaki zaaflarından kurtulabilmesi, bi'setin gözettiği büyük hedeftir ve bu gerçekleştiği takdirde, halkların temel problemlerinin çözümü yolunda gereken ortam da hazırlanacaktır.'
Ayetullah Hamenei daha sonra zorba güçlerin bazı bölge ülkelerinde zulüm ve katliamlara yol açtıklarını hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu: 'Dünya zalimleri açısından beşer herhangi bir konuma sahip değildir. Bu siyah bakış açısını Batı'lı ülkelerin içine düştüğü ekonomik sorunlarda izlemek mümkündür. Sultacı güçler, bu ülkelerde halkın problemlerini çözüme kavuşturmak yerine kapitalist şirketler ve banka sahiplerini kurtarma peşindedirler. Dünya halkları bu açık gerçek üzerinde düşünmelidirler. Bütün bu sorunların kaynağı, sulta düzeninin dünyadaki hakimiyeti ve sultacı ve sulta altındaki iki kutbun oluşmasıdır. Bu durumun tek çözüm yolu, halkların sulta altındaki hareketsiz duruşlarını terketmeleridir.'
İnkılap Rehberi dünya zorbalarının bölge halklarının sürdürdüğü devrimleri kontrol altına almak ya da saptırmak için yoğun çaba harcadığını hatırlatarak şunları dile getirdi: 'Bölge halkları bilgi, düşünce ve ilahi zafer vaadine iyimser bakış sayesinde kendi ayakları üzerinde durabilmeli ve sultacılar karşısında dikilerek, kendi alınyazılarını biçimlendirmelidirler. Cihad ve direnişin sonuçlarının açık bir örneği, İran milletinin iktidar ve onurudur. Anlayışlı halkımız ve ülkemiz, son 33 yıl boyunca aralıksız olarak dünyadaki güç sahiplerinin entrikalarına maruz kalmıştır. Bunun hedefi, ülkemiz ve halkımızın başka milletler için bir model haline dönüşmemesidir. Ancak, İran milletini sahneden dışlamak peşindeki sultacıların tüm çabaları, Allah'ın izniyle bu kez de kesinlikle bir yere varamayacaktır.'
Ayetullah Hamenei, ilahi yardımların kazanımı için mücahede, hareket ve gözüpek eylemlere ihtiyaç olduğunu belirtirken, 'zafer için mü'min olmak yetmez; sabırla cihad etmek gerekir' dedi.
İslam İnkılabı Rehberi İslam Cumhuriyeti'nin düşmanlarına hitaben şu öğütlerde bulundu: 'İran'ın sabırlı ve mücahid halkıyla boy ölçüşmeye kalkışanların başarısız tecrübelerinden ders almak gerekir. Şu bilinmelidir ki, direniş ve vahdeti Kur'an'dan öğrenerek kendini tanıyan bir millet karşısında gurur, kibir ve yersiz beklentiler hiç bir yere varmayacaktır.'
Ayetullah Hamenei İslam düşmanlarının şii ve sünni müslümanları birbirinden korkutma siyasetlerine de değinerek şunları söyledi: 'İslam dünyasının en önemli ihtiyacı vahdettir. İslam'ı kabul etmeyen ve şii ve sünnileri asla tanımayan bazı kimseler, sultacıların casusluk servislerinin isteklerini yerine getirmekte, şianın yayıldığı iddiasıyla kaygılanmakta ve tefrika ateşini körüklemektedirler.'
İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının sonunda müslüman halkları bilgelik, direniş ve dayanışmaya çağırdı ve Allah'ın yardımı sayesinde İslam ümmetinin düşmanları karşısında zafere ermesi ve Bi'set'in büyük hedeflerinin hayata geçirilmesi niyazında bulundu.
Ayetullah Hamenei bi'set bayramı münasebetiyle tüm İslam ümmetini kutladığını belirterek şunları söyledi: 'Müslüman halkların Hz. Muhammed (S)'in dinine olan coşkun yönelişleri, şunu göstermektedir ki dünya halkları bunca tecrübeden sonra Batı'lı ve Doğu'lu maddi ekollerin beşerin hakiki ihtiyaçlarını gidermede ne denli yetersiz olduklarını algılamışlardır. Gerçekten de beşeriyeti yalnızca Bi'set'in öğretileri gerçek saadet ve ilerlemeye ulaştırabilir.'
İnkılap Rehberi beşer toplumlarındeki sorunların köklerinin iki temel meseleden kaynaklandığını belirterek şöyle konuştu: 'Bu iki konu, düşünce ve nefis tezkiyesidir. İnsanın sıkıntıları ve ahlaki zaaflarından kurtulabilmesi, bi'setin gözettiği büyük hedeftir ve bu gerçekleştiği takdirde, halkların temel problemlerinin çözümü yolunda gereken ortam da hazırlanacaktır.'
Ayetullah Hamenei daha sonra zorba güçlerin bazı bölge ülkelerinde zulüm ve katliamlara yol açtıklarını hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu: 'Dünya zalimleri açısından beşer herhangi bir konuma sahip değildir. Bu siyah bakış açısını Batı'lı ülkelerin içine düştüğü ekonomik sorunlarda izlemek mümkündür. Sultacı güçler, bu ülkelerde halkın problemlerini çözüme kavuşturmak yerine kapitalist şirketler ve banka sahiplerini kurtarma peşindedirler. Dünya halkları bu açık gerçek üzerinde düşünmelidirler. Bütün bu sorunların kaynağı, sulta düzeninin dünyadaki hakimiyeti ve sultacı ve sulta altındaki iki kutbun oluşmasıdır. Bu durumun tek çözüm yolu, halkların sulta altındaki hareketsiz duruşlarını terketmeleridir.'
İnkılap Rehberi dünya zorbalarının bölge halklarının sürdürdüğü devrimleri kontrol altına almak ya da saptırmak için yoğun çaba harcadığını hatırlatarak şunları dile getirdi: 'Bölge halkları bilgi, düşünce ve ilahi zafer vaadine iyimser bakış sayesinde kendi ayakları üzerinde durabilmeli ve sultacılar karşısında dikilerek, kendi alınyazılarını biçimlendirmelidirler. Cihad ve direnişin sonuçlarının açık bir örneği, İran milletinin iktidar ve onurudur. Anlayışlı halkımız ve ülkemiz, son 33 yıl boyunca aralıksız olarak dünyadaki güç sahiplerinin entrikalarına maruz kalmıştır. Bunun hedefi, ülkemiz ve halkımızın başka milletler için bir model haline dönüşmemesidir. Ancak, İran milletini sahneden dışlamak peşindeki sultacıların tüm çabaları, Allah'ın izniyle bu kez de kesinlikle bir yere varamayacaktır.'
Ayetullah Hamenei, ilahi yardımların kazanımı için mücahede, hareket ve gözüpek eylemlere ihtiyaç olduğunu belirtirken, 'zafer için mü'min olmak yetmez; sabırla cihad etmek gerekir' dedi.
İslam İnkılabı Rehberi İslam Cumhuriyeti'nin düşmanlarına hitaben şu öğütlerde bulundu: 'İran'ın sabırlı ve mücahid halkıyla boy ölçüşmeye kalkışanların başarısız tecrübelerinden ders almak gerekir. Şu bilinmelidir ki, direniş ve vahdeti Kur'an'dan öğrenerek kendini tanıyan bir millet karşısında gurur, kibir ve yersiz beklentiler hiç bir yere varmayacaktır.'
Ayetullah Hamenei İslam düşmanlarının şii ve sünni müslümanları birbirinden korkutma siyasetlerine de değinerek şunları söyledi: 'İslam dünyasının en önemli ihtiyacı vahdettir. İslam'ı kabul etmeyen ve şii ve sünnileri asla tanımayan bazı kimseler, sultacıların casusluk servislerinin isteklerini yerine getirmekte, şianın yayıldığı iddiasıyla kaygılanmakta ve tefrika ateşini körüklemektedirler.'
İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının sonunda müslüman halkları bilgelik, direniş ve dayanışmaya çağırdı ve Allah'ın yardımı sayesinde İslam ümmetinin düşmanları karşısında zafere ermesi ve Bi'set'in büyük hedeflerinin hayata geçirilmesi niyazında bulundu.