Aralarında Mısır, Tunus, Libya, Lübnan, Yemen, Bahreyn ve Filistin olmak üzere dünyanın 73 ülkesine mensup yüzlerce genç bu sabah İslamcı ve inkılapçı duyguların odaklaştığı bir ortamda İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei'yi ziyaret etti.
Bölgedeki çeşitli İslam ülkelerinin genç temsilcilerinin yaptıkları konuşmaları dinledikten sonra uşak diktatörlükler aleyhinde müslüman halkların başlattıkları kıyamı çok büyük ve kutlu eylemler olarak niteleyen Ayetullah Hamenei, bu sürecin emperyalist ve siyonistlerin çirkin ve kokuşmuş hegemonyası ve uluslararası diktası aleyhindeki başkaldırının başlangıcı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: 'Bu kutlu hareketin ufuklarında İslam ümmeti Allah'ın izniyle bağımsızlık, onur ve iktidarın zirvesine tırmanacaktır.'
Görüşmenin başlangıcında Tunus'lu inkılapçı gençlerden Ziyaeddin Moro, Tunus'daki hareketin bölgesel inkılapların öncüsü olduğunu belirterek, bu inkılabın halka dayandığını, bağımsız olduğunu ve oluşumunda herhangi bir siyasal parti ya da grubun rol oynamadığını söyledi. Moro şöyle konuştu: 'Bin Ali yönetiminin devrilmesiyle iş bitmiş değildir. Tunus halkı inkılabın tüm hedeflerine ulaşılması gerektiğini vurgulamakta ve inkılapçı gençler de Filistin'in özgürlüğü sorununun, inkılabın temel meselesini teşkil ettiğini belirtmektedirler.'
Mısır'lı inkılapçı gençlerden Ziya Essavi ise Mısır halkınca gerçekleştirilen inkılabın kimliği aleyhindeki olumsuz propagandalara değinerek şunları söyledi: 'Mısır halkı bu hareketi mescidlerden başlatmış olup, Allahu Ekber nidalarının yanı sıra İslamcı ve anti-siyonist sloganlar attılar. Mısır inkılabının hedefi, yalnızca özgürlük ve sosyal adalet değildir; son hedef Mısır'ın gerçek bağımsızlığına kavuşması ve Amerika ile siyonizme uşaklıktan kurtarılmasıdır. Mübarek rejiminin devrilmesi inkılabımızın ilk adımıdır. Mısır halkı, inkılaplarının tüm hedeflerine ulaşmak ve bu arada utanç verici Camp David anlaşmasını iptal ederek, eski rejimin yönetimdeki kalıntılarını dışlamak amacındadır.'
Yemen'deki halk inkılabında güçlü İslami motifler bulunduğunu hatırlatan Yemen'li genç Abdullah Abde Allav'in sözleri ise şöyleydi: 'Bizler Amerika, zulüm ve despotluklarla mücadelede İslam İnkılabı'nın tecrübelerinden yararlanmak için bilim ve teknoloji İran'ına, yenilikler İran'ına, direniş İran'ına gelmiş bulunmaktayız.'
Bahreyn'li genç müslümanlardan Ahmed Hasan Haciri de Bahreyn halkının duygularını ve Bahreyn'li inkılapçı gençlik ve şehidlerin yalnızlığını yansıtan şiirler okudu.
Daha sonra Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas'ı temsilen Muhammed Ali Muhammed Avvaz İran'daki 'İslami Uyanış ve Gençlik' adlı konferansın temel konusunun Filistin olduğunun altını çizdi ve İran'da İslam İnkılabı'nın zafere ermesi ve Dünya Kudüs Günü'nün ilanından sonra Filistin davasının taze kan kazandığını kaydetti.
Bir başka konuşmacı da Libya'dandı ve Halid Salim ülkesindeki inkılabı 'tekbir inkılabı' olarak niteleyerek şunları dile getirdi: 'Bu inkılap tekbirle başladı ve tekbirle sürecektir. Libya halkının inkılabı, halka dayanması açısından İran halkının İslam İnkılabı'na fazlasıyla benzemektedir.'
Son konuşmacı Lübnan Hizbullah hareketinin liderlerinden şehid İmad Muğniye'nin kızı Fatıma Muğniye idi. Muğniye konuşmasında şu noktayı vurguladı: 'Bölgedeki İslami uyanış ve mevcut inkılapların başlangıcı ve kaynağı, İran'da İmam Humeyni rehberliğinde zafere eren İslam İnkılabı'dır.'
Görüşmede Mısır, Tunus, Bahreyn, Filistin, Libya ve Lübnan gibi ülkelere mensup gençlik temsilcilerinin yaptıkları konuşmaların ardından, İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei yüzlerce müslüman inkılapçı gence hitaben bölgedeki İslami uyanış süreciyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
Ayetullah Hamenei, İslam ülkelerindeki genç kuşağı İslam ümmetinin geleceği için büyük müjdeler taşıyan kitleler olarak niteledi ve İslam dünyasının hemen her yerinde gençlik arasında yaşanan uyanışın, müslüman halkların genel uyanışı bağlamındaki umutları arttırdığını belirtti.
İnkılap Rehberi, beşer tarihinin şu anda büyük bir dönüm noktasına gelip dayandığını ve gerçekten de dev gelişmelerin eşiğine gelindiğini ifade ederek şöyle konuştu: 'Beşeriyet marksizm, liberal demokrasi ve laik nasyonalizm gibi tüm maddi ekoller ve ideolojileri geride bırakarak yepyeni bir çağın başlangıcına varmıştır. Bunun en büyük göstergesi, halkların Allahu tealaya olan ilgisi, O'nun bitimsiz ilahi gücüne güvenmeleri ve halkların vahy'e dayanmasıdır.'
Ayetullah Hamenei emperyalist güçler ve siyonistlerin tehlikeli, karmaşık, kokuşmuş ve şeytani diktatörlük şebekesinin dünya üzerindeki hegemonyasına işaretle şunları söyledi: 'Bölge halklarının, uşak diktatörlükler aleyhindeki kıyamı, siyonistlerin dünya çapındaki diktatörlüğü karşısında beşeriyetin baş koyduğu mücadelenin yalnızca bir bölümüdür ve beşer toplumu bu büyük tarihi dönemeçten geçerek mevcut tehlikeli diktatörlüklerin pençesinden kurtuluşa erecektir. Bu büyük gelişme milletlerin özgürlüğü ve manevi değerlerin egemenliğiyle ilgili olarak verilen ilahi vaad uyarınca gerçekleşmektedir.'
İslam İnkılabı Rehberi İslam ülkelerindeki gelişmeleri kurtuluş ve saadet yolunun başlangıcı olarak niteledikten sonra bu asrın, İslam ve maneviyat asrı olduğunu kaydetti ve İslam'ın milletlere akıl, maneviyat ve adalet sunduğunu ve İslam öğretisinin insanlara düşünce, tedbir, tevekkül, cihad, çaba ve eylemi öğütlediğini vurguladı.
Ayetullah Hamenei, düşmanın şu dönemde başvurduğu oyunlardan birinin şii-sünni ihtilafları çıkartmak olduğunu hatırlatarak, 'İslami uyanış şii ve sünni tanımamaktadır ve tüm İslam mezheblerinin mensupları dayanışma ve gönül birliği içerisinde mücadele meydanında yer almaktadır' dedi.
İnkılap Rehberi müslüman halklar arasında nice ortak ilkeler bulunduğunu hatırlatırken şöyle konuştu: 'Müslüman halklar arasında farklılıklar da bulunmaktadır ve coğrafi, tarihi ve içtimai farklılıklar nedeniyle tüm müslüman halklar için ortak bir mücadele şablonunun sunulması imkansızdır. Ancak, önemli olan şudur ki bütün bu hareketler, siyonistler ile Amerika'lıların şeytani egemenliğine muhaliftir ve İsrail adlı kanser tümörünün varlığını kabul etmemektedir. Müslüman halklar mevcut farklılıklara rağmen, Allah'a davet şemsiyesi altında bir aradadır ve İslam ümmetinin genç kuşağı bu ümmetin görkemli ve azametli dönemine tanık olacak ve bu büyük onuru daha sonraki nesillere aktaracaktır.'