İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei İran'ın batısında yer alan Kirmanşah ilindeki incelemelerinin 6. gününde Pave ilçesinde halk kitlelerine hitaben yaptığı konuşmada şii ve sünni müslümanlar arasında tefrika çıkarmanın İslam düşmanlarının değişmeyen metodu olduğuna dikkat çekerek, dayanışma içerisindeki İran milletinin, İslam'a ve inkılapçı ideallerine olan bağlılığını akıl, bilimsel ve ekonomik ilerlemeler ve siyasal ve sosyal alanlardaki varlığıyla harmanladığını ve böylece bölge halklarının dev hareketini yönlendirebilecek bir modele dönüştüğünü söyledi.
Ayetullah Hamenei müslüman İran halkının kimliğine işaretle şunları dile getirdi: ‘İslam İnkılabı ve halkın temel meselelerle yakından ilgilenmesi vesilesiyle bugün dünya İran halkının bilinçli müslümanlığı ile çeşitli alanlardaki öncülüğüne dikkat etmekte olup, İran halkı işte bu ortak kimliği sayesinde İslami uyanış sürecinin hassas aşamasında etkin bir rol oynayabilir. İran halkı ve İslam nizamı, bölge halklarına liderlik iddiasında değildir. Her halk kendi yetenekleri ve kişiliğine göre ilgilendiği yolu seçebilir. Ancak bölge ülkeleri, İran halkının son 32 yıldaki tecrübe ve kabiliyetleri yüzünden, bu halkı özel bir bakışla izlemektedir. Bu yüzden İslam ve İran düşmanlarının tefrika çıkartıcı eylemleri İslam Cumhuriyeti'nin bölge ülkelerinin gözünde bir modele dönüşmesini önlemeye yöneliktir.'
İslam İnkılabı Rehberi, sünni ve şii müslümanlar arasında gerek İslam dünyası çapında ve gerekse İran içerisinde ihtilaflar çıkartılmasının yabancıların stratejik çizgisi olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: ‘Biz şii ve sünni müslümanlar, derin ve geniş dini ve ideolojik ortak noktalara ve somut ortak çıkarlara sahip bulunmaktayız; ancak, düşman bu müşterek noktaları inkarla sultacı hedeflerine varma uğraşındadır. İran'daki şii ve sünni müslümanların ihlas ve gönül birliği entrikacılar karşısındaki sımsıkı bir yumruk mesabesindedir. Bu yüzden müttehid İran halkı geçmişte olduğu gibi şimdi de kimseye taviz vermeyecek ve her türlü baskı karşısında bir adım bile gerilemeyecektir.'
İnkılap Rehberi konuşmasının sonunda İslam ve İslam ümmetinin habis düşmanlarının akamete uğratılabilmesi için tek yolun sürekli ve bilinçli direniş olduğunu vurgulayarak, müslüman halklara hitaben şu uyarıda bulundu: ‘Düşman karşısında tıpkı İran halkı gibi olanca kudretinizle durmalısınız. Aksi takdirde düşman daha da küstahlaşacak ve şii ve sünnileri birbirlerinden ayırdıktan sonra kesinlikle Ehli Sünnet mezhebleri arasında ihtilaflar çıkartmaya çalışacaktır.'
Ayetullah Hamenei müslüman İran halkının kimliğine işaretle şunları dile getirdi: ‘İslam İnkılabı ve halkın temel meselelerle yakından ilgilenmesi vesilesiyle bugün dünya İran halkının bilinçli müslümanlığı ile çeşitli alanlardaki öncülüğüne dikkat etmekte olup, İran halkı işte bu ortak kimliği sayesinde İslami uyanış sürecinin hassas aşamasında etkin bir rol oynayabilir. İran halkı ve İslam nizamı, bölge halklarına liderlik iddiasında değildir. Her halk kendi yetenekleri ve kişiliğine göre ilgilendiği yolu seçebilir. Ancak bölge ülkeleri, İran halkının son 32 yıldaki tecrübe ve kabiliyetleri yüzünden, bu halkı özel bir bakışla izlemektedir. Bu yüzden İslam ve İran düşmanlarının tefrika çıkartıcı eylemleri İslam Cumhuriyeti'nin bölge ülkelerinin gözünde bir modele dönüşmesini önlemeye yöneliktir.'
İslam İnkılabı Rehberi, sünni ve şii müslümanlar arasında gerek İslam dünyası çapında ve gerekse İran içerisinde ihtilaflar çıkartılmasının yabancıların stratejik çizgisi olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: ‘Biz şii ve sünni müslümanlar, derin ve geniş dini ve ideolojik ortak noktalara ve somut ortak çıkarlara sahip bulunmaktayız; ancak, düşman bu müşterek noktaları inkarla sultacı hedeflerine varma uğraşındadır. İran'daki şii ve sünni müslümanların ihlas ve gönül birliği entrikacılar karşısındaki sımsıkı bir yumruk mesabesindedir. Bu yüzden müttehid İran halkı geçmişte olduğu gibi şimdi de kimseye taviz vermeyecek ve her türlü baskı karşısında bir adım bile gerilemeyecektir.'
İnkılap Rehberi konuşmasının sonunda İslam ve İslam ümmetinin habis düşmanlarının akamete uğratılabilmesi için tek yolun sürekli ve bilinçli direniş olduğunu vurgulayarak, müslüman halklara hitaben şu uyarıda bulundu: ‘Düşman karşısında tıpkı İran halkı gibi olanca kudretinizle durmalısınız. Aksi takdirde düşman daha da küstahlaşacak ve şii ve sünnileri birbirlerinden ayırdıktan sonra kesinlikle Ehli Sünnet mezhebleri arasında ihtilaflar çıkartmaya çalışacaktır.'