İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei bugün Kültür İnkılabı Yüksek Şurası Başkanı ve üyelerini kabulü sırasında yaptığı konuşmada kültür olgusunun bir milletin kimliği ve manevi çehresi olarak taşıdığı büyük öneme değinerek, kültürün ferd ve toplum hayatının çeşitli boyutlarında çok geniş bir alanda derin izler bıraktığını hatırlattı ve Kültür İnkılabı Yüksek Şurası'nın bu bağlamdaki sorumluluklarının çok büyük ve önemli olduğunu vurguladı.
Ayetullah Hamenei şunları söyledi: ‘Emperyalist cephenin İslam nizamı aleyhindeki karmaşık ve kapsamlı kültürel saldırısı sürerken, Kültür İnkılabı Yüksek Şurası bir komuta merkezi gibi olarak etkili kültürel kurumlar ve icrai sektörlerin yönlendirilmesi ve stratejik siyasetlerin belirlenip icrası görevine sahiptir.'
İnkılap Rehberi, kültürün bir milletin anatomisi ve iç dünyasında ne denli etkili bir rol oynadığını hatırlatarak, ‘bir milletin kültür ve kimliği ile ilgi alanlarını inançlar, ahlaki yapı, gelenekleri ile sosyal, ferdi ve milli davranışları gibi kriterler sayesinde teşhis etmek mümkündür' dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Dış görünüşü itibariyle kabul gören ve ilerlediği sanılan, ancak batını ve kültürel yapılanması açısından düzensizliklerle boğuşan bir millet iflasa sürüklenecektir. Ancak, kültürel açıdan zenginlik taşıyan bir millet, hatta eğer kimi ekonomik ve siyasal sorunlarla karşı karşıya olsa bile muktedir bir millet potansiyeline sahiptir. Bir milletin kimliği ve iç yapısının muhafazası için, kültür hayatındaki eksikliklerin giderilmesi ve muhtemel sızmaların önlenmesi gerekir. Aydınlar, elit tabaka, din uleması, siyasi şahsiyetler ve hepsinden daha da önemlisi devlet ve yöneticiler, milletlerin kültüründeki etkin kutupları oluştururlar ve hem kültürün güçlendirilmesi ve hem de kültürel düşüş yaşanmasında etkili olurlar.'
Ayetullah Hamenei bir kaç yıl önce Kültür İnkılabı Yüksek Şurası için nasıl olup da ‘ülke kültürünün temel komuta merkezi' deyimini kullandığını hatırlattı: "O zamanlar kimileri ‘niçin askeri bir deyim, kültürel meselelerle ilgili olarak kullanılıyor ?' gibi bir soruya sürüklenmişlerdi. Oysa, şu anda dünyada egemen olan kültürel şartlara bakıldığında, bu alanda dev ve karmaşık bir hücumun sürdüğü anlaşılacaktır. Telekomünikasyonun büyük ilerlemeleri yüzünden dünyada yeni gelişmeler yaşanmış olup, kültürel savaş yepyeni alanlara taşınmış bulunmaktadır. Bu kültürel savaşın asıl faili emperyalist cephedir ve savaş alanı tüm dünyayı kuşatmaktadır. Ancak, bu savaştaki en önemli hedef, İslam Cumhuriyeti nizamıdır. Zira İslam nizamı, sulta düzeni karşısında dikilmiş ve bu duruşunda sadakatli davrandığını, mukabele ve ilerleme kudretine sahip olduğunu ispatlamıştır."
İslam İnkılabı Rehberi daha sonra inkılabın genç kuşağından ‘mü'min, inkılapçı ve bilinçli bir nesil' olarak söz etti ve şöyle konuştu: ‘Benim bu nesle inancım sonsuz. Hem dini eğilimleri ve hem siyasal duyarlılıkları daha anlamlı, daha derin ve daha çekici. Ancak şunu kabul etmek gerekir ki İslami toplumumuz ve gençliğimizin sahip olduğu potansiyel, mevcut durumun daha da üstündedir. İslam ahlakı toplumda eksiksiz olarak egemen olmalı ve halkın genel kültürü sağlıklı ve İslami bir çizgide ilerlemelidir. Bu yüzden inançların halkın ve genç kesimin ruhuna işlemesi ve toplumdaki günah ortamlarının mahvedilmesi elzemdir. Bu arada eğitim, aile, sosyal ilişkiler, kollektif işbirliği ve çalışma vicdanı gibi alanlardaki eksikliklerin de düzeltilmesi lazımdır.'
Ayetullah Hamenei konuşmasında ayrıca ülkenin ihtiyaçları dikkate alınarak bir kültürel mühendislik haritası hazırlanması gerektiğini vurgulayarak, bu çerçevede mevcut ihtiyaçlar ve arzulanan durumun net olarak gösterilmesinin zaruretine dikkat çekti.
Ayetullah Hamenei şunları söyledi: ‘Emperyalist cephenin İslam nizamı aleyhindeki karmaşık ve kapsamlı kültürel saldırısı sürerken, Kültür İnkılabı Yüksek Şurası bir komuta merkezi gibi olarak etkili kültürel kurumlar ve icrai sektörlerin yönlendirilmesi ve stratejik siyasetlerin belirlenip icrası görevine sahiptir.'
İnkılap Rehberi, kültürün bir milletin anatomisi ve iç dünyasında ne denli etkili bir rol oynadığını hatırlatarak, ‘bir milletin kültür ve kimliği ile ilgi alanlarını inançlar, ahlaki yapı, gelenekleri ile sosyal, ferdi ve milli davranışları gibi kriterler sayesinde teşhis etmek mümkündür' dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Dış görünüşü itibariyle kabul gören ve ilerlediği sanılan, ancak batını ve kültürel yapılanması açısından düzensizliklerle boğuşan bir millet iflasa sürüklenecektir. Ancak, kültürel açıdan zenginlik taşıyan bir millet, hatta eğer kimi ekonomik ve siyasal sorunlarla karşı karşıya olsa bile muktedir bir millet potansiyeline sahiptir. Bir milletin kimliği ve iç yapısının muhafazası için, kültür hayatındaki eksikliklerin giderilmesi ve muhtemel sızmaların önlenmesi gerekir. Aydınlar, elit tabaka, din uleması, siyasi şahsiyetler ve hepsinden daha da önemlisi devlet ve yöneticiler, milletlerin kültüründeki etkin kutupları oluştururlar ve hem kültürün güçlendirilmesi ve hem de kültürel düşüş yaşanmasında etkili olurlar.'
Ayetullah Hamenei bir kaç yıl önce Kültür İnkılabı Yüksek Şurası için nasıl olup da ‘ülke kültürünün temel komuta merkezi' deyimini kullandığını hatırlattı: "O zamanlar kimileri ‘niçin askeri bir deyim, kültürel meselelerle ilgili olarak kullanılıyor ?' gibi bir soruya sürüklenmişlerdi. Oysa, şu anda dünyada egemen olan kültürel şartlara bakıldığında, bu alanda dev ve karmaşık bir hücumun sürdüğü anlaşılacaktır. Telekomünikasyonun büyük ilerlemeleri yüzünden dünyada yeni gelişmeler yaşanmış olup, kültürel savaş yepyeni alanlara taşınmış bulunmaktadır. Bu kültürel savaşın asıl faili emperyalist cephedir ve savaş alanı tüm dünyayı kuşatmaktadır. Ancak, bu savaştaki en önemli hedef, İslam Cumhuriyeti nizamıdır. Zira İslam nizamı, sulta düzeni karşısında dikilmiş ve bu duruşunda sadakatli davrandığını, mukabele ve ilerleme kudretine sahip olduğunu ispatlamıştır."
İslam İnkılabı Rehberi daha sonra inkılabın genç kuşağından ‘mü'min, inkılapçı ve bilinçli bir nesil' olarak söz etti ve şöyle konuştu: ‘Benim bu nesle inancım sonsuz. Hem dini eğilimleri ve hem siyasal duyarlılıkları daha anlamlı, daha derin ve daha çekici. Ancak şunu kabul etmek gerekir ki İslami toplumumuz ve gençliğimizin sahip olduğu potansiyel, mevcut durumun daha da üstündedir. İslam ahlakı toplumda eksiksiz olarak egemen olmalı ve halkın genel kültürü sağlıklı ve İslami bir çizgide ilerlemelidir. Bu yüzden inançların halkın ve genç kesimin ruhuna işlemesi ve toplumdaki günah ortamlarının mahvedilmesi elzemdir. Bu arada eğitim, aile, sosyal ilişkiler, kollektif işbirliği ve çalışma vicdanı gibi alanlardaki eksikliklerin de düzeltilmesi lazımdır.'
Ayetullah Hamenei konuşmasında ayrıca ülkenin ihtiyaçları dikkate alınarak bir kültürel mühendislik haritası hazırlanması gerektiğini vurgulayarak, bu çerçevede mevcut ihtiyaçlar ve arzulanan durumun net olarak gösterilmesinin zaruretine dikkat çekti.