İmam'ın İslam Ümmeti'nden ayrılışının 22. yıldönümünde mü'min ve kadirşinas İran halkı bugün İmam Humeyni'nin türbesi çevresinde büyük kalabalıklar oluşturarak, İmam'ın yoluna ve mektebine olan vefası ve bağlılığını bir kez daha ortaya koydu ve çoşkun duygularını sergileyerek İmam'ın halefi Ayetullah Hamenei'ye olan bey'atini yeniledi.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei ülkenin çeşitli noktalarından gelerek İmam'ın türbesi çevresinde toplanan yüzbinlerce kişiye hitaben yaptığı konuşmada bölge halkları arasındaki İslami uyanışın, İmam'ın tahminlerinin kutlu bir şekilde gerçekleştiğini ortaya koyduğunu belirterek, İran halkının rahmetli İmam'a olan saygı ve sevgisinin onun yoluna bağlılık şeklinde kendini gösterdiğini dile getirdi.
İnkılap Rehberi, İmam'ın bütünlük arzeden çok boyutlu mektebinin temel yapıtaşlarını maneviyat, akılcılık ve adaletin oluşturduğunu kaydederek şunları söyledi: 'İmam'ın bu kıymetli mirasına vefalı kalındığı takdirde, geçmişte olduğu üzere gelecekte de İran halkına ilerleme ve yükseliş nasip olacaktır. İmam Humeyni'nin mektebi, İran halkının en değerli birikimidir. İran halkı bu büyük sermayeye dayanmak suretiyle son 32 yılın en çetin dehlizlerinden başarıyla geçmesini bilmiştir ve gelecekte de bu başarısını sürdürecektir.'
İslam İnkılabı Rehberi, İmam'ın mektebindeki üç ana mihveri oluşturan maneviyat, akılcılık ve adalet unsurlarını izah ederken, İmam'ın bu boyutlara sözde ve amelde aynı zamanda dikkat etmiş olduğunu hatırlattı ve şöyle konuştu: 'İmam manevi süluk ve zikir ehli idi, Allah'a sonsuz bir ümitle bağlanmıştı. Ancak tüm durum ve şartlar altında bilgi, tedbir, muhasebe ve aklı dikkate alırdı. Adaleti de tıpkı maneviyat ve akılcılık gibi din ve İslam'ın içeriğine dayanarak izlerdi.'
İnkılap Rehberi, İmam'ın akılcı davranışlarına örnek olarak, siyasi düzenin temel yapılanması için dini demokrasiyi seçmiş olmasını gösterdi ve şunları dile getirdi: 'Halkın oyuna dayanmak ve halkın katılımı ve seçimini asırlar boyu despotizm ve diktatörlük altında yaşamış olan bir ülkede kurumlaştırmak, İmam'ın saadet verici mektebinin siyasi boyutlarından birinin de ülke idaresinde akılcı davranmak olduğunu göstermektedir.'
İmam Humeyni'nin akla dayalı davranışlarından başka örnekler de aktaran Ayetullah Hamenei, bu bağlamda düşmanı tanıma, onlar karşısında tavizsiz bir duruş ve halka özgüven aşılamak gibi özellikleri sıraladı ve Kacar ve Pehlevi hanedanları döneminde iç unsurlar ile emperyalistlerin İran halkını aşağılamaya çalıştığını ve halkın zihninde hiç bir şeye gücünün yetmeyeceği gibi bir vehmi oluşturduklarını hatırlatarak, İmam'ın, İran halkının ruhuna özgüven aşıladığını söyledi.
Ayetullah Hamenei aynı çerçevede İmam'ın şeffaf düşünce tarzı ve akla dayalı adımları hakkındaki bir başka örneğin de anayasanın tedvini süreci olduğunu belirterek, 'İmam dakik hesaplamalara dayanarak, hem anayasayı tanzim edenlerin seçimini ve hem de anayasanın bizzat kendisini halkın iradesi ve referandumuna sunmuştu' dedi.
İslam İnkılabı Rehberi sözünün burasında İmam'ın mektebinde halkın memleketin sahibi olduğunu ve despotlar ve diktatörlerin ülkenin sahibi olamayacaklarını dile getirdi.
Ayetullah Hamenei, konuşmasının devamında İmam Humeyni'nin mektebinin önemli boyutlarından birinin de maneviyat olduğunu vurguladı ve maneviyatın en önemli sembolünün ihlas olduğunun altını çizdi. İnkılap Rehberi, İmam'ın mektebinde ahlaki kurallara riayet edilmesi zaruretini vurgularken günah, gıybet, sui zan ve gurur gibi sorunlardan uzak kalınması gerektiğini hatırlattı ve İmam'ın her zaman, sorumluların kendilerini halktan daha üstün, ayıpsız ve eleştirilemez sanmamaları gerektiğini vurguladığını söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının ikinci kısmını, bölgesel konuların incelenmesine ayırdı ve Kuzey Afrika ile Ortadoğu bölgesindeki büyük İslami uyanış dalgasını çok önemli ve tarihi olaylar olarak niteleyerek şöyle konuştu: 'Mısır, Tunus, Libya, Yemen ve Bahreyn'deki gelişmelerin her biri kendi özgün analizine muhtaçtır. Ancak, bir halk uyanarak güçlü olduğunu hissettiğinde artık hiç bir şey onun zaferini engelleyemez. Sulta düzeni, büyük şeytan ve hunhar siyonistler, halkların nihai zaferlerine ulaşmasını önlemek peşindeler. Ancak, halklar uyandıktan sonra Kur'an'ın sabır ve direniş nidasına bağlanır ve ilahi zafer vaadine güven duyarlarsa, hiç kuşkusuz zafer kazanacaklardır.'
Ayetullah Hamenei, Batı'nın Libya'da zayıf ve etkisiz bir devlet oluşturmayı hedeflediğini belirterek şöyle konuştu: 'Libya, zengin petrol kaynaklarına sahip ve Avrupa'nın bir adım ötesindeki önemli bir ülke olup, Batı bu ülkeyi iç savaş çıkartarak zayıflatmak ve daha sonra da doğrudan veya dolaylı olarak oranın yönetimini ele almak hesabını gütmektedir.'
İslam İnkılabı Rehberi Yemen'deki durumun da Libya'yı andırdığını kaydettikten sonra Bahreyn'deki gelişmelerle ilgili olarak şunları söyledi: 'Bahreyn halkı tam bir mazlumiyet içerisinde bulunmaktadır ve Batı ile yandaşları bu ülke halkının hareketinin şii bir hareket olduğunu vurgulayarak, bu mücadeleyi mezhebi bir mücadele gibi yansıtmaktalar. Elbette, Bahreyn halkının çoğunluğu tarih boyunca şii olagelmiştir. Ancak Bahreyn'deki sorun, şii ve sünni meselesi değildir. Tam tersine mazlum Bahreyn halkı, temel haklarını, yani oy kullanma ve devlet ve hükümetin teşkilinde rol oynamayı istemektedir. Yalancı ve hilekar Amerika'lılar, insan hakları ve demokrasi taraftarı oldukları yolundaki onca iddialarına rağmen, Bahreyn halkının bastırılmasında etkin rol oynamaktalar. Elbette onlar, Bahreyn'e Suudilerin girmiş olduğunu savunmaktalar. Ancak, onların Amerika'nın yeşil ışığı olmaksızın böyle bir müdaheleye girişemeyeceğini hemen herkes bilmektedir. Bu yüzden Bahreyn olaylarında, Amerika'lılar da sorumluluk taşımaktadırlar.'
Bölgedeki halk hareketlerinin üç önemli özelliğini değerlendiren Ayetullah Hamenei, bu hareketlerin İslami ve halka dayalı niteliğini hatırlatırken, bu arada Amerika ve siyonizm karşıtı özelliğinin de unutulmaması gerektiğini vurguladı ve şöyle konuştu: 'Bu özellikler, özellikle Mısır halkının görkemli inkılabında tamamen kendini göstermiş bulunmaktadır. İslam Cumhuriyeti, her nerede işte bu niteliklere sahip bir hareketle karşılaşsa onun hemen yanında yer alacaktır. Ancak, Amerika ve siyonistlerin tahrikinin yer aldığını gördüğümüz takdirde, bu tür bir hareketin yanında yer almamız düşünülemez. Çünkü, büyük şeytan ile siyonistlerin halkların lehine herhangi bir adım atmayacaklarına eminiz.'
Bölge ve Kuzey Afrika halklarını Batı kaynaklı entrikalar karşısında uyanık olmaya çağıran İnkılap Rehberi, 'Amerika'nın görünüşte dostane olan yardımları, bölge halklarına ve özellikle de o zengin İslami kültürel mirasa sahip Mısır halkı üzerinde sulta kurma hedefiyle gerçekleştiriliyorsa, kapıdan atılan düşmanın pencereden geri dönmemesi için dikkatli olunması gerekir' dedi.
Ayetullah Hamenei, Mısır halkının Filistin konusundaki büyük hareketi ve Gazze'deki Refah sınır kapısını açma eyleminin çok değerli olduğunu, ancak Mısır inkılabının hedeflerine ulaşabilmesi için bu tür eylemlerin sürdürülmesi gerektiğini belirtti.
İslam İnkılabı Rehberi, sulta düzeninin İran halkı ve bölge halklarının arasını açmaya çalıştığını kaydederken, bazı ülkelerde tekfirciler ile vehhabilerin müslüman halklar arasında ihtilaflar oluşturma uğraşında olduklarını hatırlatarak, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
İnkılap Rehberi konuşmasının sonunda Filistin sorununa değinerek şöyle konuştu: 'Filistin bölünemez ve tek bir bütün halinde müslümanlara ait olup, hiç kuşkusuz İslam'ın kucağına dönecektir. Filistin konusunda Amerika'lıların sundukları çözüm yolları bir netice vermeyecektir. Bu sorunun çözüm yolu, İran İslam Cumhuriyeti'nin bir kaç yıl önce sunduğu tekliftir. Bu teklif uyarınca, Filistin'e hakim olacak rejimin şeklini bu topraklarda yaşayan halkın referandumu belirlemelidir. Filistin halkının uygun bulduğu devlet, bu ülkenin her yerinde egemen olduğunda, bu ülkeye dışarıdan gelen siyonistler hakkında da bir karar verilecektir.'
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei ülkenin çeşitli noktalarından gelerek İmam'ın türbesi çevresinde toplanan yüzbinlerce kişiye hitaben yaptığı konuşmada bölge halkları arasındaki İslami uyanışın, İmam'ın tahminlerinin kutlu bir şekilde gerçekleştiğini ortaya koyduğunu belirterek, İran halkının rahmetli İmam'a olan saygı ve sevgisinin onun yoluna bağlılık şeklinde kendini gösterdiğini dile getirdi.
İnkılap Rehberi, İmam'ın bütünlük arzeden çok boyutlu mektebinin temel yapıtaşlarını maneviyat, akılcılık ve adaletin oluşturduğunu kaydederek şunları söyledi: 'İmam'ın bu kıymetli mirasına vefalı kalındığı takdirde, geçmişte olduğu üzere gelecekte de İran halkına ilerleme ve yükseliş nasip olacaktır. İmam Humeyni'nin mektebi, İran halkının en değerli birikimidir. İran halkı bu büyük sermayeye dayanmak suretiyle son 32 yılın en çetin dehlizlerinden başarıyla geçmesini bilmiştir ve gelecekte de bu başarısını sürdürecektir.'
İslam İnkılabı Rehberi, İmam'ın mektebindeki üç ana mihveri oluşturan maneviyat, akılcılık ve adalet unsurlarını izah ederken, İmam'ın bu boyutlara sözde ve amelde aynı zamanda dikkat etmiş olduğunu hatırlattı ve şöyle konuştu: 'İmam manevi süluk ve zikir ehli idi, Allah'a sonsuz bir ümitle bağlanmıştı. Ancak tüm durum ve şartlar altında bilgi, tedbir, muhasebe ve aklı dikkate alırdı. Adaleti de tıpkı maneviyat ve akılcılık gibi din ve İslam'ın içeriğine dayanarak izlerdi.'
İnkılap Rehberi, İmam'ın akılcı davranışlarına örnek olarak, siyasi düzenin temel yapılanması için dini demokrasiyi seçmiş olmasını gösterdi ve şunları dile getirdi: 'Halkın oyuna dayanmak ve halkın katılımı ve seçimini asırlar boyu despotizm ve diktatörlük altında yaşamış olan bir ülkede kurumlaştırmak, İmam'ın saadet verici mektebinin siyasi boyutlarından birinin de ülke idaresinde akılcı davranmak olduğunu göstermektedir.'
İmam Humeyni'nin akla dayalı davranışlarından başka örnekler de aktaran Ayetullah Hamenei, bu bağlamda düşmanı tanıma, onlar karşısında tavizsiz bir duruş ve halka özgüven aşılamak gibi özellikleri sıraladı ve Kacar ve Pehlevi hanedanları döneminde iç unsurlar ile emperyalistlerin İran halkını aşağılamaya çalıştığını ve halkın zihninde hiç bir şeye gücünün yetmeyeceği gibi bir vehmi oluşturduklarını hatırlatarak, İmam'ın, İran halkının ruhuna özgüven aşıladığını söyledi.
Ayetullah Hamenei aynı çerçevede İmam'ın şeffaf düşünce tarzı ve akla dayalı adımları hakkındaki bir başka örneğin de anayasanın tedvini süreci olduğunu belirterek, 'İmam dakik hesaplamalara dayanarak, hem anayasayı tanzim edenlerin seçimini ve hem de anayasanın bizzat kendisini halkın iradesi ve referandumuna sunmuştu' dedi.
İslam İnkılabı Rehberi sözünün burasında İmam'ın mektebinde halkın memleketin sahibi olduğunu ve despotlar ve diktatörlerin ülkenin sahibi olamayacaklarını dile getirdi.
Ayetullah Hamenei, konuşmasının devamında İmam Humeyni'nin mektebinin önemli boyutlarından birinin de maneviyat olduğunu vurguladı ve maneviyatın en önemli sembolünün ihlas olduğunun altını çizdi. İnkılap Rehberi, İmam'ın mektebinde ahlaki kurallara riayet edilmesi zaruretini vurgularken günah, gıybet, sui zan ve gurur gibi sorunlardan uzak kalınması gerektiğini hatırlattı ve İmam'ın her zaman, sorumluların kendilerini halktan daha üstün, ayıpsız ve eleştirilemez sanmamaları gerektiğini vurguladığını söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının ikinci kısmını, bölgesel konuların incelenmesine ayırdı ve Kuzey Afrika ile Ortadoğu bölgesindeki büyük İslami uyanış dalgasını çok önemli ve tarihi olaylar olarak niteleyerek şöyle konuştu: 'Mısır, Tunus, Libya, Yemen ve Bahreyn'deki gelişmelerin her biri kendi özgün analizine muhtaçtır. Ancak, bir halk uyanarak güçlü olduğunu hissettiğinde artık hiç bir şey onun zaferini engelleyemez. Sulta düzeni, büyük şeytan ve hunhar siyonistler, halkların nihai zaferlerine ulaşmasını önlemek peşindeler. Ancak, halklar uyandıktan sonra Kur'an'ın sabır ve direniş nidasına bağlanır ve ilahi zafer vaadine güven duyarlarsa, hiç kuşkusuz zafer kazanacaklardır.'
Ayetullah Hamenei, Batı'nın Libya'da zayıf ve etkisiz bir devlet oluşturmayı hedeflediğini belirterek şöyle konuştu: 'Libya, zengin petrol kaynaklarına sahip ve Avrupa'nın bir adım ötesindeki önemli bir ülke olup, Batı bu ülkeyi iç savaş çıkartarak zayıflatmak ve daha sonra da doğrudan veya dolaylı olarak oranın yönetimini ele almak hesabını gütmektedir.'
İslam İnkılabı Rehberi Yemen'deki durumun da Libya'yı andırdığını kaydettikten sonra Bahreyn'deki gelişmelerle ilgili olarak şunları söyledi: 'Bahreyn halkı tam bir mazlumiyet içerisinde bulunmaktadır ve Batı ile yandaşları bu ülke halkının hareketinin şii bir hareket olduğunu vurgulayarak, bu mücadeleyi mezhebi bir mücadele gibi yansıtmaktalar. Elbette, Bahreyn halkının çoğunluğu tarih boyunca şii olagelmiştir. Ancak Bahreyn'deki sorun, şii ve sünni meselesi değildir. Tam tersine mazlum Bahreyn halkı, temel haklarını, yani oy kullanma ve devlet ve hükümetin teşkilinde rol oynamayı istemektedir. Yalancı ve hilekar Amerika'lılar, insan hakları ve demokrasi taraftarı oldukları yolundaki onca iddialarına rağmen, Bahreyn halkının bastırılmasında etkin rol oynamaktalar. Elbette onlar, Bahreyn'e Suudilerin girmiş olduğunu savunmaktalar. Ancak, onların Amerika'nın yeşil ışığı olmaksızın böyle bir müdaheleye girişemeyeceğini hemen herkes bilmektedir. Bu yüzden Bahreyn olaylarında, Amerika'lılar da sorumluluk taşımaktadırlar.'
Bölgedeki halk hareketlerinin üç önemli özelliğini değerlendiren Ayetullah Hamenei, bu hareketlerin İslami ve halka dayalı niteliğini hatırlatırken, bu arada Amerika ve siyonizm karşıtı özelliğinin de unutulmaması gerektiğini vurguladı ve şöyle konuştu: 'Bu özellikler, özellikle Mısır halkının görkemli inkılabında tamamen kendini göstermiş bulunmaktadır. İslam Cumhuriyeti, her nerede işte bu niteliklere sahip bir hareketle karşılaşsa onun hemen yanında yer alacaktır. Ancak, Amerika ve siyonistlerin tahrikinin yer aldığını gördüğümüz takdirde, bu tür bir hareketin yanında yer almamız düşünülemez. Çünkü, büyük şeytan ile siyonistlerin halkların lehine herhangi bir adım atmayacaklarına eminiz.'
Bölge ve Kuzey Afrika halklarını Batı kaynaklı entrikalar karşısında uyanık olmaya çağıran İnkılap Rehberi, 'Amerika'nın görünüşte dostane olan yardımları, bölge halklarına ve özellikle de o zengin İslami kültürel mirasa sahip Mısır halkı üzerinde sulta kurma hedefiyle gerçekleştiriliyorsa, kapıdan atılan düşmanın pencereden geri dönmemesi için dikkatli olunması gerekir' dedi.
Ayetullah Hamenei, Mısır halkının Filistin konusundaki büyük hareketi ve Gazze'deki Refah sınır kapısını açma eyleminin çok değerli olduğunu, ancak Mısır inkılabının hedeflerine ulaşabilmesi için bu tür eylemlerin sürdürülmesi gerektiğini belirtti.
İslam İnkılabı Rehberi, sulta düzeninin İran halkı ve bölge halklarının arasını açmaya çalıştığını kaydederken, bazı ülkelerde tekfirciler ile vehhabilerin müslüman halklar arasında ihtilaflar oluşturma uğraşında olduklarını hatırlatarak, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
İnkılap Rehberi konuşmasının sonunda Filistin sorununa değinerek şöyle konuştu: 'Filistin bölünemez ve tek bir bütün halinde müslümanlara ait olup, hiç kuşkusuz İslam'ın kucağına dönecektir. Filistin konusunda Amerika'lıların sundukları çözüm yolları bir netice vermeyecektir. Bu sorunun çözüm yolu, İran İslam Cumhuriyeti'nin bir kaç yıl önce sunduğu tekliftir. Bu teklif uyarınca, Filistin'e hakim olacak rejimin şeklini bu topraklarda yaşayan halkın referandumu belirlemelidir. Filistin halkının uygun bulduğu devlet, bu ülkenin her yerinde egemen olduğunda, bu ülkeye dışarıdan gelen siyonistler hakkında da bir karar verilecektir.'