Hicri-Şemsi 1390 yılının ilk günü olan bugün, İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei İran'ın Meşhed kentinde İmam Rıza (S)'in türbesi çevresinde toplanan onbinlerce müslümana hitaben yaptığı konuşmada ülkenin geçen yıl sürdürdüğü genel hareketi değerlendirdi ve özellikle ‘daha fazla çaba ve çalışma' ilkesinin hayata geçirilebilmesi için başta bilim ve teknoloji, subvansiyonların hedeflendirilmesi ve Batı'lı ambargolara dikkatli ve güçlü bir şekilde karşı konulması gibi alanlar olmak üzere tüm sektörlerde ne gibi ilerlemeler sağlandığına değindi.
Ayetullah Hamenei konuşmasında yeni yıldaki ‘ekonomik cihad' ilkesini açıklayarak bu büyük ekonomik hareketin gereksinimleri ve ölçülerini izah etti ve ayrıca İslam Cumhuriyeti'nin bölgedeki son halk kıyamları karşısındaki tutumunu ve Amerika ve Batı'nın bu bağlamdaki entrikalarını açıkladı.
İnkılap Rehberi konuşmasının başında kutlu Nevruz bayramı münasebetiyle İran halkı ile bu bayramı kutlayan tüm halkları tebrik ederek İran'ın geçen yıldaki faaliyetleri hakkında bir durum değerlendirmesinde bulundu ve şunları söyledi: ‘Ülkede bir kaç yıl öncesinden beri başlayan dolgun bilimsel hareket, şu anda daha bir ivme kazanmış olup, dünyanın en yeni ve üstün bilgi ve teknoloji düzeyini edinme hedefini gütmektedir.'
İran'lı genç bilginlerin uzay teknolojisi, nano-teknoloji, dev bilgisayarların üretimi, anti-kanser ilaçların üretimi, kök hücreleri ve yeni enerji sektörleri alanında büyük ilerlemeler kaydettiklerini hatırlatan Ayetullah Hamenei, İran'ın bilimsel ilerlemeler alanındaki hızının, dünya standartlarının üstünde olduğunu uluslararası bilim merkezlerinin de doğruladığını vurguladı.
İslam İnkılabı Rehberi, İran'daki bilimsel ilerlemelerin özelliklerine değinerek şunları söyledi: ‘Bu hareketin dikkat çekici özelliklerinden bazıları genç bilginlerimizin 35 olan yaş ortalaması, özgüvenleri ve bilimsel ilerlemelerin milli servete dönüştürülebilecek bir niteliğe sahip olmasıdır.'
Geçen yıl İran'da gerçekleştirilen önemli girişimlerden birinin de subvansiyonların hedeflendirilmesi olduğunu belirten İnkılap Rehberi, bu büyük girişimin hedeflerinden bazılarının, subvansiyonların adilane dağıtımı, sosyal adaletin temininde büyük bir adımın atılması, enerji tüketiminin doğru yönlendirilmesi, tüketim modelinde reform ve ülkenin ekonomik bünyesinin ıslahı olduğunu söyledi.
Ayetullah Hamenei ülke bütçesinin petrol gelirlerine olan bağımlılığının ortadan kaldırılması amacıyla petrol dışı ihracatın arttırıldığını ve bu arada halk ve yetkililerin Amerika'nın başını çektiği Batı'lı devletlerin ekonomik ablukası karşısında dikilmeleri sayesinde düşmanın planlarının suya düştüğünü ve hatta Batı'lıların artık ambargoların hiç bir etkisinin kalmadığını itiraf ettiklerini dile getirdi.
İslam İnkılabı Rehberi'nin konuşmasının ikinci bölümü, yeni yılın ‘ekonomik cihad yılı' olarak isimlendirilmesinin gerekçeleri hakkındaydı.
Ayetullah Hamenei şöyle konuştu: ‘Ülkede nice temel ve zaruri işlere ihtiyaç olmasına rağmen, otoriteler şu dönemde ivedilikle üzerinde durulması gereken konunun ekonomik sorunlar ve bu alanda cihad gibi bir harekete başlanılması olduğunda ortak görüşe sahiptirler. Zira eğer İslam nizamı ekonomik problemlerin çözümündeki gücünü dünyaya ve tüm milletlere gösterebilirse, bu durum ülkenin gelişmesi ve İran milletinin onuru açısından önemli etkiler uyandıracaktır. Ekonomik süreçteki temel gösterge 5. kalkınma planında öngörülen gelişme düzeyidir ve bu plandaki minimum ekonomik gelişme yüzde 8 olarak öngörülmüştür. Bunun yanı sıra ekonomik alanlarda hayata geçirilmesi gereken önlemlerden bazıları şunlardır: İşsizlik oranının düşürülmesi ve iş alanlarının arttırılması, özel sektörde yatırımların arttırılması, kooperatiflerin açılmasıyla özel sektörün güçlendirilmesi, kanuni ve hukuki alt yapının hazırlanması, iş hayatının canlandırılması, su gibi temel maddelerin tüketiminde tasarrufta bulunulması ve halkın ekonomik hayattaki doğrudan katılımı.'
İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının üçüncü bölümünde ise bölgedeki son gelişmeler ve Tunus, Mısır, Bahreyn, Yemen ve Libya'daki halk hareketlerini analiz etti ve bu hareketlerin bölgede çok köklü ve önemli bir İslami uyanışın gerçekleşmekte olduğunu gösterdiğini belirterek, bu süreçte halkın sahnedeki katılımı ve hareketin dini istikameti şeklindeki iki temel unsurun dikkat çektiğini hatırlattı.
Bölgedeki son olayların temel saikinin, bölge halklarının gururu ve insanlık onurunun zalim yöneticilerinin yanlış girişimleri yüzünden zedelenmesi olduğunu söyleyen Ayetullah Hamenei şöyle konuştu: ‘Örneğin Mısır'da Hüsnü Mübarek tarafından gerçekleştirilen eylemler ve özellikle de siyonist rejimin vekili olarak Gazze'de başvurduğu cinayetler ve ayrıca Kazzafi'nin Libya'da yaptıkları ve ülkesinin nükleer imkanlarını Batı'nın içi boş tehditleri ve değersiz vaadleri karşısında Amerika'ya teslim etmesi gibi olaylar, halkın gururunu kırmıştır. Amerika'nın başını çektiği Batı'lı devletlerin tehditleri ve baskıları İran aleyhinde de söz konusu olmuştu ve şu anda da vardır. Ancak, İran'lı yöneticiler bu tehditler karşısında gerilemek bir yana, hatta nükleer imkanlarını her geçen yıl daha da arttırmayı becerdiler.'
İslam İnkılabı Rehberi daha sonra Amerika'lıların bölgedeki olaylar karşısında takındığı tavrı değerlendirerek şu görüşleri savundu: ‘Amerika'lılar bu olaylar karşısında önce hayrete düşmüşlerdi ve herhangi bir analizden yoksundular; bu yüzden tenakuz içerisinde hareket ettiler. Diktatörlerin desteklenmesi, Amerika'nın değişmeyen yöntemidir. Hüsnü Mübarek de Amerika tarafından sonuna kadar desteklendi. Ancak, artık Hüsnü Mübarek'in kalmasının imkansız hale geldiğini gördüklerinde onu bir mendil gibi fırlatıverdiler. Amerikan uşağı tüm devlet adamları bu durumdan ibret almalıdır. Mısır diktatörünün düşüşü, Amerika'nın Ortadoğu siyasetlerine büyük bir darbe indirdi. Amerika Hüsnü Mübarek ve Bin Ali'den ümidi kesince kirli ve fakat yüzeysel bir hileye soyundu ve Mısır ve Tunus'daki diktatörlük sistemlerinin ana çerçevesini korumaya çalıştı. Ancak halk kıyamının sürmesiyle birlikte, bu entrika da tutmadı. Amerika'lılar bu oyunları da bozulunca iki yeni komploya yöneldiler: fırsatçılık ve benzeri olayları yontmak. Fakat, bu yolla devrimleri sahiplenmek hevesleri de sonuç vermedi.'
İnkılap Rehberi, Amerika'nın, dini demokrasinin hakim olduğu İran'da bölgedeki olaylara benzer eylemleri kışkırtmaya heveslendiğini hatırlatarak şunları söyledi: ‘Onlar, nefsani heveslerinin esiri alçak uşaklarından yararlanarak, İran'da çok komik bir karikatür oluşturmaya uğraştılarsa da İran milleti düşmanın ağzını yumrukladı ve bu oyun da suya düştü.'
Ayetullah Hamenei, Amerika'nın bölgedeki gelişmeler karşısındaki tutumu ve milletleri savunmakta olduğu şeklindeki iddialarını ‘münafıklık' olarak niteledi ve Amerikan Başkanı'nın İran halkını desteklediklerine dair son konuşmasına işaretle şunları dile getirdi: ‘Biz, Amerikan Başkanı'nın ne söylediğinin farkında olup olmadığını ya da gafil ve şaşkın olup olmadığını bilmemekteyiz. Tahran'ın Özgürlük Meydanı'ndaki halkın, Et-Tahrir Meydanı'ndaki Mısır halkının aynısı olduğunu söylüyor. Oysa halkımız, her yıl 11 Şubat günü İslam İnkılabı'nın yıldönümünde Tahran'ın Özgürlük Meydanı'nda toplanmakta ve temel sloganları olan ‘Kahrolsun Amerika' haykırışlarını yinelemektedir. Amerika'nın, milletleri savunduğu şeklindeki iddiası daima bir yalandan ibarettir. Onlar, bölgedeki milletlere acımadıkları gibi, kendi milletlerine de acımamaktalar. Zira Amerika'nın mevcut başkanı ülkenin en büyük ekonomik bunalımı sırasında Amerikan halkının trilyonlarca dolarını silah ve petrol şirketlerinin kasasına dökmektedir.'
Ayetullah Hamenei konuşmasının devamında Libya'daki gelişmelere değinerek şunları söyledi: ‘İran İslam Cumhuriyeti Libya olaylarında hem bu ülke devletinin halka yönelik katliamını kınamakta ve hem de Amerika ve Batı'nın bu ülkeye yönelik saldırılarını yüzde yüz reddetmektedir. Amerika ve Batı'nın Libya halkını savunmak adına askeri harekata başlaması kabul edilebilecek gibi değildir. Onlar gerçekten de Libya halkının taraftarı iseler, neden geçen bir ay boyunca süren halk katliamını seyrettiler ve hiç bir şey yapmadılar ? Amerika ve Batı, Libya'nın yalnızca petrolü peşindedir ve buna ilave olarak gelecekteki Tunus ve Mısır yönetimlerini kollamak için Libya'da tutunacak bir yer edinmeye çalışmaktadır.'
Konuşmasının burasında Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın Libya karşısındaki vurdumduymazlığını da eleştiren Ayetullah Hamenei, bu uluslararası kuruluşun tavrını utanç verici olarak niteledi ve ‘Birleşmiş Milletler Teşkilatı milletlerin hizmetinde olmak yerine, Amerika ve Batı'nın oyuncağına dönüşmüştür' dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının son bölümünde Bahreyn'deki gelişmeleri irdeleyerek görüşlerini şöyle açıkladı: ‘Bahreyn halkının kıyamı, Mısır, Tunus, Libya ve Yemen halklarının kıyamından farklı değildir. Zira Bahreyn halkı da özgür seçimlerde oy verebilmek gibi hiç de lüks olmayan bir hakkı savunmaktadır. Amerika'lılar duruma müdahele edebilmek için Bahreyn'de şii ve sünni ihtilaflarını gündeme getirmek ve böylelikle Bahreyn halkının kıyamına olan halk desteğini kırmak peşindeler. Bahreyn olaylarıyla ilgili olarak şii-sünni konularını gündeme getirmek, Amerika'ya ve İslam ümmetinin tüm düşmanlarına yapılabilecek en büyük hizmettir. İran İslam Cumhuriyeti Filistin halkını özellikle Gazze'deki 22 günlük savaşta desteklemişti. İslam Cumhuriyeti şimdi de Tunus, Mısır, Libya ve Yemen'deki halk hareketlerini, bu ülkeler şii olmamasına rağmen desteklemektedir. Zira bu olaylarda şii-sünni konularının bir anlamı yoktur. Bu yüzden, Bahreyn halkı şiidir diye bu kıyam karşısında sessiz kalmamak gerekir.'
Ayetullah Hamenei, Suudi yönetiminin Bahreyn'e müdahelesini de eleştirdi ve şöyle konuştu: ‘Amerika'lılar ve bölgedeki yandaşlarının alçaklıkları şu tavırla zirveye çıkmıştır: Onlar, Suudi tanklarının Bahreyn'e girmesini müdahele olarak görmemekte ve fakat ulemanın, halka yönelik katliamı protestosunu İran'ın müdahelesi olarak yansıtmaktalar !'
İslam İnkılabı Rehberi, Suudi yönetiminin Bahreyn'e askeri müdahelesinin büyük bir yanılgı olduğunun altını çizerek bu girişimin Suudi devletine bölgede büyük bir nefret duyulmasına neden olacağına ve Arabistan'a çok pahalıya patlayacağına işaret etti.
Ayetullah Hamenei, konuşmasını şöyle sonuçlandırdı: ‘Bölgede başlayan yeni hareket, İslam ümmetinin İslami hedeflerle başlattığı bir harekettir. Bu hareket, ilahi vaad uyarınca kesinlikle zafere erecek ve Amerika'nın bölgedeki mağlubiyetleri birbiri ardınca sürecektir. İran İslam Cumhuriyeti'nin bölgedeki gelişmeler karşısındaki tavrı, milletlerin ve haklarının savunulması ve ayrıca diktatörler ve emperyalistlerle muhalefettir.'
Ayetullah Hamenei konuşmasında yeni yıldaki ‘ekonomik cihad' ilkesini açıklayarak bu büyük ekonomik hareketin gereksinimleri ve ölçülerini izah etti ve ayrıca İslam Cumhuriyeti'nin bölgedeki son halk kıyamları karşısındaki tutumunu ve Amerika ve Batı'nın bu bağlamdaki entrikalarını açıkladı.
İnkılap Rehberi konuşmasının başında kutlu Nevruz bayramı münasebetiyle İran halkı ile bu bayramı kutlayan tüm halkları tebrik ederek İran'ın geçen yıldaki faaliyetleri hakkında bir durum değerlendirmesinde bulundu ve şunları söyledi: ‘Ülkede bir kaç yıl öncesinden beri başlayan dolgun bilimsel hareket, şu anda daha bir ivme kazanmış olup, dünyanın en yeni ve üstün bilgi ve teknoloji düzeyini edinme hedefini gütmektedir.'
İran'lı genç bilginlerin uzay teknolojisi, nano-teknoloji, dev bilgisayarların üretimi, anti-kanser ilaçların üretimi, kök hücreleri ve yeni enerji sektörleri alanında büyük ilerlemeler kaydettiklerini hatırlatan Ayetullah Hamenei, İran'ın bilimsel ilerlemeler alanındaki hızının, dünya standartlarının üstünde olduğunu uluslararası bilim merkezlerinin de doğruladığını vurguladı.
İslam İnkılabı Rehberi, İran'daki bilimsel ilerlemelerin özelliklerine değinerek şunları söyledi: ‘Bu hareketin dikkat çekici özelliklerinden bazıları genç bilginlerimizin 35 olan yaş ortalaması, özgüvenleri ve bilimsel ilerlemelerin milli servete dönüştürülebilecek bir niteliğe sahip olmasıdır.'
Geçen yıl İran'da gerçekleştirilen önemli girişimlerden birinin de subvansiyonların hedeflendirilmesi olduğunu belirten İnkılap Rehberi, bu büyük girişimin hedeflerinden bazılarının, subvansiyonların adilane dağıtımı, sosyal adaletin temininde büyük bir adımın atılması, enerji tüketiminin doğru yönlendirilmesi, tüketim modelinde reform ve ülkenin ekonomik bünyesinin ıslahı olduğunu söyledi.
Ayetullah Hamenei ülke bütçesinin petrol gelirlerine olan bağımlılığının ortadan kaldırılması amacıyla petrol dışı ihracatın arttırıldığını ve bu arada halk ve yetkililerin Amerika'nın başını çektiği Batı'lı devletlerin ekonomik ablukası karşısında dikilmeleri sayesinde düşmanın planlarının suya düştüğünü ve hatta Batı'lıların artık ambargoların hiç bir etkisinin kalmadığını itiraf ettiklerini dile getirdi.
İslam İnkılabı Rehberi'nin konuşmasının ikinci bölümü, yeni yılın ‘ekonomik cihad yılı' olarak isimlendirilmesinin gerekçeleri hakkındaydı.
Ayetullah Hamenei şöyle konuştu: ‘Ülkede nice temel ve zaruri işlere ihtiyaç olmasına rağmen, otoriteler şu dönemde ivedilikle üzerinde durulması gereken konunun ekonomik sorunlar ve bu alanda cihad gibi bir harekete başlanılması olduğunda ortak görüşe sahiptirler. Zira eğer İslam nizamı ekonomik problemlerin çözümündeki gücünü dünyaya ve tüm milletlere gösterebilirse, bu durum ülkenin gelişmesi ve İran milletinin onuru açısından önemli etkiler uyandıracaktır. Ekonomik süreçteki temel gösterge 5. kalkınma planında öngörülen gelişme düzeyidir ve bu plandaki minimum ekonomik gelişme yüzde 8 olarak öngörülmüştür. Bunun yanı sıra ekonomik alanlarda hayata geçirilmesi gereken önlemlerden bazıları şunlardır: İşsizlik oranının düşürülmesi ve iş alanlarının arttırılması, özel sektörde yatırımların arttırılması, kooperatiflerin açılmasıyla özel sektörün güçlendirilmesi, kanuni ve hukuki alt yapının hazırlanması, iş hayatının canlandırılması, su gibi temel maddelerin tüketiminde tasarrufta bulunulması ve halkın ekonomik hayattaki doğrudan katılımı.'
İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının üçüncü bölümünde ise bölgedeki son gelişmeler ve Tunus, Mısır, Bahreyn, Yemen ve Libya'daki halk hareketlerini analiz etti ve bu hareketlerin bölgede çok köklü ve önemli bir İslami uyanışın gerçekleşmekte olduğunu gösterdiğini belirterek, bu süreçte halkın sahnedeki katılımı ve hareketin dini istikameti şeklindeki iki temel unsurun dikkat çektiğini hatırlattı.
Bölgedeki son olayların temel saikinin, bölge halklarının gururu ve insanlık onurunun zalim yöneticilerinin yanlış girişimleri yüzünden zedelenmesi olduğunu söyleyen Ayetullah Hamenei şöyle konuştu: ‘Örneğin Mısır'da Hüsnü Mübarek tarafından gerçekleştirilen eylemler ve özellikle de siyonist rejimin vekili olarak Gazze'de başvurduğu cinayetler ve ayrıca Kazzafi'nin Libya'da yaptıkları ve ülkesinin nükleer imkanlarını Batı'nın içi boş tehditleri ve değersiz vaadleri karşısında Amerika'ya teslim etmesi gibi olaylar, halkın gururunu kırmıştır. Amerika'nın başını çektiği Batı'lı devletlerin tehditleri ve baskıları İran aleyhinde de söz konusu olmuştu ve şu anda da vardır. Ancak, İran'lı yöneticiler bu tehditler karşısında gerilemek bir yana, hatta nükleer imkanlarını her geçen yıl daha da arttırmayı becerdiler.'
İslam İnkılabı Rehberi daha sonra Amerika'lıların bölgedeki olaylar karşısında takındığı tavrı değerlendirerek şu görüşleri savundu: ‘Amerika'lılar bu olaylar karşısında önce hayrete düşmüşlerdi ve herhangi bir analizden yoksundular; bu yüzden tenakuz içerisinde hareket ettiler. Diktatörlerin desteklenmesi, Amerika'nın değişmeyen yöntemidir. Hüsnü Mübarek de Amerika tarafından sonuna kadar desteklendi. Ancak, artık Hüsnü Mübarek'in kalmasının imkansız hale geldiğini gördüklerinde onu bir mendil gibi fırlatıverdiler. Amerikan uşağı tüm devlet adamları bu durumdan ibret almalıdır. Mısır diktatörünün düşüşü, Amerika'nın Ortadoğu siyasetlerine büyük bir darbe indirdi. Amerika Hüsnü Mübarek ve Bin Ali'den ümidi kesince kirli ve fakat yüzeysel bir hileye soyundu ve Mısır ve Tunus'daki diktatörlük sistemlerinin ana çerçevesini korumaya çalıştı. Ancak halk kıyamının sürmesiyle birlikte, bu entrika da tutmadı. Amerika'lılar bu oyunları da bozulunca iki yeni komploya yöneldiler: fırsatçılık ve benzeri olayları yontmak. Fakat, bu yolla devrimleri sahiplenmek hevesleri de sonuç vermedi.'
İnkılap Rehberi, Amerika'nın, dini demokrasinin hakim olduğu İran'da bölgedeki olaylara benzer eylemleri kışkırtmaya heveslendiğini hatırlatarak şunları söyledi: ‘Onlar, nefsani heveslerinin esiri alçak uşaklarından yararlanarak, İran'da çok komik bir karikatür oluşturmaya uğraştılarsa da İran milleti düşmanın ağzını yumrukladı ve bu oyun da suya düştü.'
Ayetullah Hamenei, Amerika'nın bölgedeki gelişmeler karşısındaki tutumu ve milletleri savunmakta olduğu şeklindeki iddialarını ‘münafıklık' olarak niteledi ve Amerikan Başkanı'nın İran halkını desteklediklerine dair son konuşmasına işaretle şunları dile getirdi: ‘Biz, Amerikan Başkanı'nın ne söylediğinin farkında olup olmadığını ya da gafil ve şaşkın olup olmadığını bilmemekteyiz. Tahran'ın Özgürlük Meydanı'ndaki halkın, Et-Tahrir Meydanı'ndaki Mısır halkının aynısı olduğunu söylüyor. Oysa halkımız, her yıl 11 Şubat günü İslam İnkılabı'nın yıldönümünde Tahran'ın Özgürlük Meydanı'nda toplanmakta ve temel sloganları olan ‘Kahrolsun Amerika' haykırışlarını yinelemektedir. Amerika'nın, milletleri savunduğu şeklindeki iddiası daima bir yalandan ibarettir. Onlar, bölgedeki milletlere acımadıkları gibi, kendi milletlerine de acımamaktalar. Zira Amerika'nın mevcut başkanı ülkenin en büyük ekonomik bunalımı sırasında Amerikan halkının trilyonlarca dolarını silah ve petrol şirketlerinin kasasına dökmektedir.'
Ayetullah Hamenei konuşmasının devamında Libya'daki gelişmelere değinerek şunları söyledi: ‘İran İslam Cumhuriyeti Libya olaylarında hem bu ülke devletinin halka yönelik katliamını kınamakta ve hem de Amerika ve Batı'nın bu ülkeye yönelik saldırılarını yüzde yüz reddetmektedir. Amerika ve Batı'nın Libya halkını savunmak adına askeri harekata başlaması kabul edilebilecek gibi değildir. Onlar gerçekten de Libya halkının taraftarı iseler, neden geçen bir ay boyunca süren halk katliamını seyrettiler ve hiç bir şey yapmadılar ? Amerika ve Batı, Libya'nın yalnızca petrolü peşindedir ve buna ilave olarak gelecekteki Tunus ve Mısır yönetimlerini kollamak için Libya'da tutunacak bir yer edinmeye çalışmaktadır.'
Konuşmasının burasında Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın Libya karşısındaki vurdumduymazlığını da eleştiren Ayetullah Hamenei, bu uluslararası kuruluşun tavrını utanç verici olarak niteledi ve ‘Birleşmiş Milletler Teşkilatı milletlerin hizmetinde olmak yerine, Amerika ve Batı'nın oyuncağına dönüşmüştür' dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının son bölümünde Bahreyn'deki gelişmeleri irdeleyerek görüşlerini şöyle açıkladı: ‘Bahreyn halkının kıyamı, Mısır, Tunus, Libya ve Yemen halklarının kıyamından farklı değildir. Zira Bahreyn halkı da özgür seçimlerde oy verebilmek gibi hiç de lüks olmayan bir hakkı savunmaktadır. Amerika'lılar duruma müdahele edebilmek için Bahreyn'de şii ve sünni ihtilaflarını gündeme getirmek ve böylelikle Bahreyn halkının kıyamına olan halk desteğini kırmak peşindeler. Bahreyn olaylarıyla ilgili olarak şii-sünni konularını gündeme getirmek, Amerika'ya ve İslam ümmetinin tüm düşmanlarına yapılabilecek en büyük hizmettir. İran İslam Cumhuriyeti Filistin halkını özellikle Gazze'deki 22 günlük savaşta desteklemişti. İslam Cumhuriyeti şimdi de Tunus, Mısır, Libya ve Yemen'deki halk hareketlerini, bu ülkeler şii olmamasına rağmen desteklemektedir. Zira bu olaylarda şii-sünni konularının bir anlamı yoktur. Bu yüzden, Bahreyn halkı şiidir diye bu kıyam karşısında sessiz kalmamak gerekir.'
Ayetullah Hamenei, Suudi yönetiminin Bahreyn'e müdahelesini de eleştirdi ve şöyle konuştu: ‘Amerika'lılar ve bölgedeki yandaşlarının alçaklıkları şu tavırla zirveye çıkmıştır: Onlar, Suudi tanklarının Bahreyn'e girmesini müdahele olarak görmemekte ve fakat ulemanın, halka yönelik katliamı protestosunu İran'ın müdahelesi olarak yansıtmaktalar !'
İslam İnkılabı Rehberi, Suudi yönetiminin Bahreyn'e askeri müdahelesinin büyük bir yanılgı olduğunun altını çizerek bu girişimin Suudi devletine bölgede büyük bir nefret duyulmasına neden olacağına ve Arabistan'a çok pahalıya patlayacağına işaret etti.
Ayetullah Hamenei, konuşmasını şöyle sonuçlandırdı: ‘Bölgede başlayan yeni hareket, İslam ümmetinin İslami hedeflerle başlattığı bir harekettir. Bu hareket, ilahi vaad uyarınca kesinlikle zafere erecek ve Amerika'nın bölgedeki mağlubiyetleri birbiri ardınca sürecektir. İran İslam Cumhuriyeti'nin bölgedeki gelişmeler karşısındaki tavrı, milletlerin ve haklarının savunulması ve ayrıca diktatörler ve emperyalistlerle muhalefettir.'