İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei:

"Düşman'ı tanımak ve dış görünüşüne aldanmamak gerekir"

İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bu sabah Kum şehrinde binlerce gence hitaben yaptığı konuşmada, basireti ‘tevhidi dünya görüşü' ile ‘olaylar' düzeyinde milli iktidarın sürekliliği için yapılan programların temel zemini olarak niteledi ve basiret ve coşku sahibi İran gençliğinin İslami İran'ın onuru yolundaki çabalarıyla bu toprakların tarihinde İslam'ın azameti hedefiyle iftihar verici adımlar atmakta olduklarını söyledi.
Ayetullah Hamanei milli basiretin zaruretini izah ederken, son iki yılda İran'da meydana gelen fitne hareketlerinin düşmanın orta ve uzun erimdeki planlarının sonucu olduğunu kaydetti ve şöyle konuştu: ‘Emperyalizmin sayısız başarısızlıklarına rağmen entrikalarını sürdürmesi, dünya zorbalarının me'yus olmadıklarını göstermektedir. Bu gerçek dikkate alınarak İslam nizamı ve İran milleti de büyük bir dikkat içerisinde uzun erimli planlamalarını yapmak zorundadır. Bu stratejik planlamanın zeminini başta gençlik olmak üzere halkın genelinin basiretinin güçlendirilmesi hazırlamaktadır. Gençlik, basiret alanının sahibidir. Basiret, karanlıklarda yol gösteren bir projektör gibidir. Şaşkınlık içinde çöllerde bocalayan insanların doğru hedefe doğru ilerlemelerini sağlayan bir pusuladır.'
İslam İnkılâbı Rehberi çeşitli olaylar karşısında basiretli davranmak gerektiğini yineleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Mü'minlerin Emiri açısından basiret, olayların doğru ve dakik olarak gözlemlenmesi, meselelerin ölçülüp tartılması ve bu bağlamda tedbirler alınmasıdır. Hakikatler karşısında gözlerini kapamak, insanın sapmaları arasındadır. Gözlerimizi açmalı ve olayların kenarından yüzeysel bir biçimde geçip gitmemeliyiz ki tefekkür, tedbir ve meselelerin sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi sayesinde basirete ulaşabilelim. Sıffin savaşında Hz. Ali (S)'in dostlarından kimilerinin aldanması, tarihteki basiretsizlik örneklerinden biridir. Muaviye'nin ordusu popülist bir davranışla İmam'a, İslami hükümdara karşı koyabilmek amacıyla Kur'an sahifelerini mızraklarının ucuna taktığında kimileri sahnedeki gerçekleri görmedi ve gözlerini açık hakikatler karşısında kapadılar.'
Ayetullah Hamanei, geçen yıl İran'da düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasındaki olaylarda da kimilerinin basiretsiz davrandıklarını hatırlatarak şöyle konuştu: ‘Bazı kimseler basiretsizlikleri yüzünden yanlışlıkla seçimlere hile karıştırıldığını iddia ettiler. Doğal olarak iddia sahiplerinin delil sunmaları ve daha sonra da kanunların gösterdiği kanallardan şikâyette bulunmaları gerekirdi. Böylelikle incelemeler sonrasında hakikat ortaya çıkacaktı. Ancak, hile iddiasında bulunanlar, bu somut yasal yola başvurmadılar. O zaman yasal şikâyet süresi bile uzatılmış ve denilmişti ki halkın oyları itiraz sahibi adayların temsilcileri önünde sayılsın. Ancak, bu yasal yolu kabul etmediler. Böylece kanunlara karşı çıktıkları anlaşılmış oldu. Basiret kazanmak zor değildir ve herkes ona ulaşabilir. Makul yasal yollar varken bu yolun dışına çıkmak ve ülkenin, milletin ve milli çıkarların zararına eylemlerde bulunmak, doğal olarak her tarafsız ve adil yargı ve bakış açısınca mahkûmdur.'
Ayetullah Hamanei sözün burasında basiretsizliğe neden olan unsurlardan birinin, gaflet olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: ‘Bazen insan önemli konularda da gaflete düşer. Bu tür sapmalar günah değildir, ancak onun tekrarı kabul edilemez bir basiretsizliktir.'
İnkılâp Rehberi günümüzde düşmanın sürekli olarak ülkedeki siyasi atmosferi bozmaya çalıştığını hatırlatarak şu görüşleri dile getirdi: ‘Emperyalizm cephesi çeşitli modern araçlar ve metodlara dayanarak propagandalarını sürdürmekte olup, ülkedeki gerçekleri tam tersine göstermek amacındadır. Gençlerin bu bağlamdaki görevleri çok ağırdır. Zira böylesine karmaşık bir ortamda hakikati teşhis etmeli ve çevrelerinde basiretli davranmayı hâkim kılmalıdırlar. Emperyalistler, karmaşık propagandalar vasıtasıyla hak ve batılı birbirine karıştırmak ve insanları yoldan saptırmak peşindeler. Ülke içindeki bazıları da bilerek veya bilmeyerek düşmanın propagandalarını tekrarlayıp durmaktalar.'
Ayetullah Hamanei, nefsanî arzular, şahsi çıkarlar ve hırçınlık gibi faktörlerin bazı insanların hakkı savunmasını önlediğini ve hakkı savunmayarak düşmana katkıda bulunduklarını belirtti ve ‘şu anda İslam İnkılâbı’nın çizgisinden kopan ve inkılâp düşmanlarının hizmetine giren bazıları, bir zamanlar aşırı derecede inkılâpçı idiler, ancak çeşitli nedenlerle şu andaki duruma düştüler' dedi.
İslam İnkılâbı Rehberi konuşmasının diğer bir bölümünde ise Batı dünyasının son üç asırdır beşer toplumunda yol açtığı facialara değinerek şunları dile getirdi: ‘Hümanizm, liberalizm ve demokrasi gibi düşüncelerle bir zamanlar beşeriyetin huzur ve güvenliği peşinde olanlar, elde ettikleri bilim ve teknikten kaynaklanan kudret ve serveti kötüye kullanarak tarihte görülmemiş cinayetlere başvurdular ve başvurmaktalar. Onların çeşitli ülkelerde onlarca ihtilali örgütlemesi ve soğukkanlılık içerisinde Irak ve Afganistan gibi ülkelerde insanları öldürmesi Batı dünyasının maneviyat ve ilahi düşüncelerden uzaklaşmasından kaynaklanmaktadır. Bu tür gerçekler ve işledikleri cinayetler, Batı'lı sultacıların beşeriyet düşmanı olduğunu göstermektedir. İran milletinin hareketi, Batı'nın son üç asırlık sapmasının tam karşı noktasında yer almaktadır. Bilgiyi ilahi tefekkürle birlikte kazanmaya çalışan gençler program ve eylemlerinde hem kendi halkları ve hem de tüm beşeriyetin maddi ve manevi hayrı peşinde koşmaktalar. Bu hareket Allah'ın izniyle İslam ve inkılâbın tüm hedefleri elde edilinceye dek sürecektir.'
Bu görüşme sırasında söz alan çok sayıda genç çeşitli konulardaki görüş açılarını ortaya koydular. Konuşmacıların değindikleri sosyal, siyasal, bilimsel ve kültürel konulardan bazı başlıklar şöyle:
- Batı'nın karmaşık komploları karşısında yumuşak savaşın askerleri durumundaki gençlerin uyanış içinde bulunmaları,
- Dinin bireysel ve sosyal hayattaki somut işlevlerinin gençlerin zihninde yer kazanabilmesi ve İslam maarifinin doğru olarak sunulabilmesi için gerekli alt yapı çalışmalarının yapılması,
- Kollektif çalışmanın kültüre dönüştürülmesi ve üniversitelerde siyasal elitlerin yetiştirilmesine önem vermek,
- İnkılâp ve İran'ın ilerlemesi için halk ve yetkililer arasındaki dayanışmanın daha da güçlendirilmesi,
- Fitne eylemleri karşısında dikkatli davranmak,
- Nükleer enerji tartışmalarında milletin haklarının kesin bir tavırla savunulması,
- İslami düşünce merkezlerinde teori üretiminde görülen zaaflar ve kimi yüksek eğitim kurumlarında batılı teorik eğilimler gözlenmesinin nedenleri,
- Beşeri ilimlerde değişime olan ihtiyaç,
- İnkılâbın üçüncü kuşağının, İslami değerlerin savunulması yolunda her türlü fedakârlığı hazır bulunmaları,
- Sanat alanındaki alt yapı çalışmaları ile sanatçıların desteklenmesi,
- Başka ülkelerde fars dili ve edebiyatının yayılması,
- Üniversitelilerin itikadları ve basiretinin güçlendirilebilmesi amacıyla fikri ve kültürel odakların oluşturulması,
- Ülke çapındaki üniversiteler arasında mevcut imkânların adaletli olarak dağılımı,
- Toplu spora önem verilmesi,
- Plan ve programlarda inkılâbın 4. on yılının temel ilkesi olan ilerleme ve adalete daha fazla dikkat edilmesi,
- Tüm yetkililerin her düzeyde halka hizmet zaruretini akıllarından çıkartmamaları gerektiği.


700 /