İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei:

“Hak ve Batıl, simalar ve kişilerle değil de basiretle belirlenmelidir”

Bugün Hz. Fatime-i Masume (sa) külliyesinin rahmetli İmam Humeyni salonunda Kum eyaleti seferberlik güçlerinden kalabalık bir gruba hitap eden İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei, seferberliğin muhtelif boyutlarını ve bu gücün teşkilindeki faktörleri açıklayarak zamanında ve ölçüsünde basiret, ihlâs ve amel faktörlerinin seferberlik güçlerinin en belirgin özelliği olduğunu belirterek, “İslami İran’ın göz kamaştırıcı ilerlemelerini ters göstermek için düşmanlar tarafından sürdürülen çok geniş propaganda, onların İran halkı ve yetkililerinin büyük hareketinden geri kaldıklarını ve düşmanların arzularının aksine bu hareket duraksamaksızın devam edecek ve İran halkının geleceği sürekli gelişme kaydedip aydındır” dedi.

Ayetullah Hamanei bu konuşmasında başta kum kenti olmak üzere tüm İran’daki gönüllü seferberlik güçlerinin İran halkının düşmanların derin komploları karşısındaki dayanaklık ve gelişmesindeki en mantıklı ve sağlam delili teşkil ettiğini hatırlatarak, “Besic (gönüllü seferberlik) ilahi kudretin nişanelerinden biridir ki onun teşkili çağımız tarihinin eşsiz şahsiyetlerinden ve Salih kullardan rahmetli İmam Humeyni’nin eliyle oldu ve 30 yıl aradan sonra bu Tayyibe ağaç geçmişe oranla daha güçlü ve muktedir olarak İran halkı ve İslam inkılâbı için meyvesini vermektedir” dedi.

Ayetullah Hamanei konuşmasını şöyle sürdürdü: “Rahmetli İmam Humeyni eşsiz basiretiyle sürekli olarak ilahi kudret elini kendi üzerinde hissediyordu ve bu bakışla da halka güvendi ve halk da sahneye geldi ve tarihin o büyük, eşsiz, inanılmaz olayı yani İslam İnkılâbının zaferi tahakkuk buldu. Gönüllü seferberlik güçleri teşkili düşüncesi, o basiret bakışın ve halka olan güvenin devamı olarak rahmetli İmam Humeyni tarafından gündeme getirtildi. Nitekim bugünkü gençlik ve gönüllü seferberlik gücü rahmetli imam Humeyni’nin eliyle dikilen o mübarek Tayyibe ağacın tatlı bir ürünü, meyvesidir.”

İman, amel ve cihadın gönüllü seferberlik gücünün teşkilindeki üç temel kriter olduğunu hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi gönüllü seferberlik gücünün mücadele alanlarının çok geniş ve yaygın olduğunu, ilim, siyaset ve toplum alanlarından uluslar arası alanlara kadar yayıldığını belirtti.

Son 30 yıl içinde gönüllü seferberlik güçlerinin muhtelif sınavlardan geçtiğini belirten Ayetullah Hamanei, gönüllü seferberlik güçlerinin nitelik ve miktar bakımından sürekli ileriye dönük bir hareket ve kalkınma halinde olduğunu ve her türlü vesveseler karşısında durduğunu söyledi.

Zamanında ve ölçüsünde basiret, ihlâs ve amelin gönüllü seferberlik güçlerinin en belirgin özelliği olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei şöyle dedi: “gönüllü seferberlik güçlerinin başarılarından biri, düşmanların karmaşık komploları karşısındaki basiret ve kudretinin artması olmuştur. Nitekim 2009 yılındaki fitne olayları bu konunun açık örneğidir. 2009 yılı fitne olaylarında birçokları hataya düştüler ve bu topluluktan bazıları da bir süre sonra kendi hatalarından geri döndüler. Fakat gönüllü seferberlik güçlerinin basiret bayrağını koruyarak istikametinde sapmaya düşmedi ve hak köprüsünde sabit kalmayı başardı.

Ayetullah Hamanei, hakkın teşhisinde kriterin çehreler olmadığını hatırlatarak şöyle konuştu: ‘Bazen kimi tanınmış çehreler de yanlış bir çizgiye sapmış olabilirler. Bu yüzden ‘hak ve batıl'ı şahıslara göre değil, basiretle ayırmak gerekir. Rahmetli İmam Humeyni buyurmaktaydı ki, ‘eğer ben İslam'dan koparsam, halk benden yüz çevirir.' Demek ki, hakkı teşhis kriteri, İslam'ın kendisidir ve basiretli hareket sayesinde düşmanın planını kavramak gerekir.”

Zamanında ve ölçüsünde amel etmenin çok önemli olduğunu belirten hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi, amelde ifrat ve tefritçilikten kaçınmanın, gönüllü seferberlik güçlerinin hareketinin gereklerinden olduğunu, zira amel etmemenin zararlı olduğu kadar aşarı derecede amel etmenin de o kadar zararlı olduğunu söyledi.

Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında gönüllü seferberlik güçlerinin inkılâpçı coşkularının bir zerre dahi azalmaması gerektiğini hatırlatarak, bu inkılâpçı coşkunun her geçen gün artması gerektiğini, ancak yerli yerinde olmasına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Gönüllü seferberlik üyelerini nefisle mücadeleye, cihad-ı ekbere daha fazla uymaya çağıran İslam İnkılâbı Rehberi sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Bugün olayların doğru bir biçimde anlaşılabilmesi için var olan yollardan biri düşmanın gündemini takip etmektir. Günümüzde düşmanın gündeminde yer alan temel çizgilerden biri yumuşak savaş ve ülkedeki gerçeklerin tersyüz edilmesidir.'
İslam İnkılâbı Rehberi düşmanın İslami İran'daki gerçekleri değişik göstermek için sürdürdüğü yoğun propagandalara işaretle konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Bu durum düşmanın içine düştüğü zaafı ve milletimiz ve yetkililerimizin sürdürdüğü büyük hareket karşısında acze düştüklerini göstermektedir. Bu propagandalarda ülkedeki ekonomik durum umut kırıcı ve çıkmaza doğru gidildiği imajıyla birlikte yansıtılmak istenmektedir. Oysa durum tamamen tersinedir. İslam nizamının gerçeklerini tersyüz etme propagandaları düşmanın otuz yıldır başvurduğu bir yöntemdir. Elbette bu propagandalar son yıllarda yoğunluk kazanmıştır. Zira hükümet ve yetkililer inkılâbın temel ilkelerini daha ciddi ve yüksek perdeden dillendirmektedirler. Son yıllarda yetkililer tıpkı halk gibidir, onların benzeridir. Halk da bunu hissetti ve bu konu İslam nizamının muhaliflerinin rahatsızlığına yol açtı.

Ayetullah Hamanei, dış politika alanında da benzeri yöntemlere başvurulduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: ‘İslam nizamının düşmanları ve kimi fitneciler, İran'ın dünyada haysiyetini yitirdiğini ve alçaldığını iddia etmekteler. Oysa bugün İran İslam Cumhuriyeti'nin onur ve haysiyeti dünyanın diğer milletlerine oranla azalmak bir yana, giderek artmış durumdadır.”

İslam İnkılâbı rehberi konuşmasının devamında Lübnan halkının İslami İran cumhurbaşkanını görkemli bir coşkuyla karşılaşmasını bu gerçeğin açık bir örneği olarak zikrederek, “Bu görkemli karşılama dünyanın hiç bir yerinde ve hiç bir cumhurbaşkanı için gerçekleşmeyecektir. İran Cumhurbaşkanı'nın Lübnan ziyareti ve orada nasıl karşılandığının küçümsenmemesi gerekir. Bugün İslam nizamının önemli yetkilileri hangi İslam ülkesine giderlerse gitsinler, halk önlenmediği takdirde Lübnan'daki karşılama yine tekrarlanır. Bu durum İran milleti için azamet ve iftihar kaynağıdır. Eğer devlet, kendi halkından kopsa ve eğer milyonlarca genç de onu coşkuyla desteklemeseydi, kesinlikle Lübnan'da da bu sahneler yaşanmazdı.”

Gönüllü seferberlik güçleri ile ilgili olarak İran İslam Cumhuriyeti düşmanlarının propagandalarını hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi daha sonra İslami İran ve İslam ümmetini aydınlık yarınların beklediğini ifade ederek “İran halkının İslam ve Kur'an çizgisindeki kesintisiz hareketi İslami İran için parlak ve modern bir geleceği müjdelemektedir. Bu durum İslam dünyası ve Müslüman halkların uyanışı üzerinde etkili olacaktır” dedi.

İslam İnkılâbı rehberinin konuşmasından önce Kum kenti gönüllü seferberlik güçlerinden Hamit Abdullahi ve Bayan İhsani birer konuşma yaparak, muhtelif boyutlarda düşman’ın yumuşak savaş stratejisini açıklayarak, inkılâpçı gençlere daha fazla meydan verilmesi zaruretini hatırlattı, elit gönüllü seferberlik gençlerinin muhtelif ilmi ve yürütme mevkilerinde işe alınmalarını istediler.

Kum İmam Ali (as) kolordusu komutanı Tuğgeneral İbrahim Cabbari de yaptığı kısa konuşmasında basiretin başta Kum gönüllü seferberlik güçleri olmak üzere tüm ülke gönüllü güçlerinin başlıca özelliği olduğunu ve gönüllü seferberlik güçlerinin bu özellikten yararlanarak düşman’ın tüm komplolarını etkisiz bırakma konusunda kararlı olduklarını, özellikle son dönemlerde gönüllü seferberlik güçlerinin muhtelif alanlarda kenti yetenek ve kudretlerini daha da artırdıklarını ve yeri gelince bu güçlerini sergilemeye hazır olduklarını söyledi.


700 /