İslam İnkılabı Rehberi vahdet ve gönül birlikteliğinin zaruretini vurgulayarak, yetkililerin vahdet içinde olmalarının önemli bir farz olduğunu ve bu birlikteliği kasıtlı yok etmenin ise şeraite aykırı olduğunu bildirdi.
Ramaazn ayının tevbe ayı olduğunu, gönüllerin ve ruhların ilahi şeriat karşısında teslim olduğu, vücudun temizlenmesi, pisliklerden arınması ayı olduğunu hatırlatan İslam İnkılabı Rehberi, "Ramazan ayı, yıl ölçeğinde gece gündüz içinde kılınan yevmiye namazları gibi şuurlanma, Allah'la yalnız kalma ve nefis ve yürekte nurlanmaya yol açma gibi fırsatları oluşturmaktadır" dedi.
Ramazan ayı özellikleri içerisinde Tevbe'nin çok önemli bir özellik olduğunu hatırlatan ve sorumluların bu konudaki üzerine düşen ağır vazifeye temas eden Ayetullah Hamanei, 2Yalnış yol, düşünce ve uygulamadan dönüş ve Allah katına tevbede bulunmak ilk aşamada hataları, gafletler, taksirler ve noksanlıkların tanınmasını gerektirmektedir" dedi.
Tüm ferdi ve toplumsal ölçekte tevbe dairesinin çok geniş olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi, "Toplum'un muhtelif alanlarında etkili olan her kes kendi söz ve tavırlarında, emri altındaki topluluk ve merkezlerin tutumlarında çok dikkatli olmalıdır. Zira emri altındaki merkez ve topluluğun gaflet ve hataları da söz konusu yetkilinin söz ve gidişatından etkilenecek olursa bizzat onun kendi hesabına yazılacak" ifadesini kullandı.
"Sahife-i Seccadiyye"de mübarek Mekarim'ul ahlak duasına temas eden İslam İnkılabı Rehberi, adaletin yayılması, insanın kendi sinirine egemen olması, insanlar arasını bulmak, vahdet oluşturmak, toplumda oluşan fitne ateşinin söndürülmesi, mümin insanlar grubundan ayrılan kimselerin yeniden kazandırılmasının Takvanın önemli boyutlarından olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei, bu meselelerin günümüzün önemli meseleleri içerisinde yer aldığını belirtti.
Ayetullah Hamanei ayrıca tüm boyutlarda adaletin sağlanmasına çaba göstermenin takvanın en yüce boyutlarından olduğunu belirterek, yargı, yürütme ve sosyal alanlarda adalet,, kaynak ve fırsatların paylaşımında adaletin sağlanması ve insanların sorumluluklara getirtilmesine adalete riayet edilmesinin gerçek manada adalet örneklerini teşkil ettiğini belirtti.
İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının bir diğer bölümünde ise İran halkı ile müstekbirlik cephesi arasındaki kutuplaşmada var olan gerçeklerin dikkate alınmasının iç ve dış olayların doğru bir açıdan yorumlanması için zaruri olduğunu belirterek, "bu 32 yıllık kutuplaşma gerçeğine dikkat etmek şunu gösteriyor ki İran halkı ve İran İslam Cumhuriyeti, İmam ve İnkılabın yol ve ilkelerini, hedeflerini aynen takip etmiştir, fakat karşı cephe değişime uğramıştır" dedi.
Ayetullah Hamanei bu süre içinde düşman cephesinin sürekli zaafa uğramasını ve İran İslam Cumhuriyetinin giderek güçlenen hareketinin dikkate alınması gerekin ikinci bir gerçek olarak gündeme getirdi ve "İran İslam Cumhuriyetinin karşısındaki cephe gerçi yalandan kendini dünya topluluğu olarak vasıflandırmaktadır ama bu cephenin ana ekseni sadece Amerika ve siyonist İsrail rejimi'dir" dedi.
Ayetullah Hamanei konuşmasının bir diğer bölümünde ise şunları belirtti:
"Amerika'nın bize bakışı, İran İslam Cumhuriyetinin değişmesi zarureti hakkındaki Amerikalıların tüm söylemlerine rağmen tamamen İran İslam Cumhuriyeti düzeni varlığının reddedilmesi esasına dayalıdır ve biz de mütekabilen Amerika'nın müstekbirlik ve süper güçlük tutumunu reddediyor ve kabul etmiyoruz."
Terör rejimi İsrail'in en büyük hamisinin Amerika olduğunu bildiren Ayetullah Hamanei, sözkonusu her iki rejimin de dünyada en nefret edilen rejimler olduğunun altını çizerek, dünya halkının bu rejimlere olan nefretlerinin, bu rejimlerin, Irak, Afganistan ve Filistin topraklarında şeytani siyasetlerinin gerçeklemesine engel olduğunu ve öte yandan bu iğrenç rejimlerin iktisadi bir çöküş trendine girdiklerinin altını çizerek; "Amerika, yaşadığı bu sorunlardan dolayı şimdi Irak ve Afganistan'dan çekilme arayışına girmiştir" dedi.
Ayetullah Hamanei İran İslam Cumhuriyetinin ilerleme kaydetmesi nedenlerini açıklayarak, İslami İran'ın muhtelif bilim ve teknik alanlarındaki başarı ve ilerlemesine temas etti ve muhtelif alanlardaki parlak başarılarına ek olarak İran halkının sosyal ve manevi açıdan da üstün bir morale sahip olduğunu ve geçen yıl düzenlenen seçimlerde 40 milyonun insanın katılımının ülkeye egemen sosyal ve siyasal coşku, dinamiklik ve şevki gösterdiğini söyledi.
Son 30 yıl içinde dünya halklarının da İran İslam Cumhuriyeti ve halkının arkasında yer aldığını belirten İslam İnkılabı Rehberi, "İran halkı başarılı siyasi tecrübeleriyle büyük bir coşku içinde kendi hareketini ileriye doğru sürdürmektedir. Bu gerçek ise İran İslam Cumhuriyetinin ilerlemekte olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir" dedi.
İslam İnkılabı Rehberi düşman cephesi karşısında direnmek için "Düşünme, Tedbir ve Planlama" zaruretini hatırlatarak, düşman'ın da bizim karşımızda planlamaya gittiğini ve bizlerin de el ele vererek, akıl ve cesarete dayalı olarak bu yolda ilerleme yönündeki hareketimizi sürdürmemiz gerektiğini belirtti.
Yabancıların planlarını da açıklayan Ayetullah Hamanei, ekonomik baskı, askeri tehdit, psikolojik savaş, siyasi aksama oluşturmak ve ülke içinde sabotajlara başvurmak gibi yöntemlere temasla, Amerikalıların tüm bu uygulamalara rağmen yine de görüşmelere hazır olduklarını iddia etmekte olduğunu belirtti.
Amerikalıların son 30 yıl içinde tüm bu yöntemlerden yararlandığını hatırlatan İslam İnkılabı Rehberi, "İran'a yönelik 30 yıllık ambargo, muhtelif ABD başkanları döneminde sürekli olarak İran'ın tehdit edilmesi, rahmetli İmam Humeyni ve İran halkı aleyhinde sürekli sürdürülen karalama kampanyası, geçmiş yıllarda iç piyonları vasıtasıyla ülke içinde kargaşa yaratmak hep şunu gösteriyor ki Amerika bugün de İran halkı karşısında tüm bu eskimiş metotlarını devreye sokmuştur" dedi.
Amerika'nın müzakere isteğini geçmişteki açıklamaların tekrarı olarak niteleyen İslam inkılabı rehberi, zorba güçlerin bu tür müzakere çağrısını kabul etmeyeceklerini belirterek, "Elbette, biz iki meselede yani Irak ile güvenlik konusunda Amerikalılarla müzakereye oturduk, ama tecrübeler, Amerika'nın söyleyecek sözünün olmadığı ve sıkıştığında tek taraflı olarak müzakereleri kestiğini gördük. Elbette açık delillerle Amerika ile görüşmeleri reddettik. Zira tehdit, baskı ve korkutma sayesinde gerçekleşen görüşmeleri görüşme olarak kabul etmiyoruz. Nitekim ülke yetkililerinin belirttiği gibi biz görüşme ehliyiz ama tehdit, yaptırım ve zorbalık sayesinde görüşme isteyen Amerikalılarla hayır. Dolayısıyla onlar eğer çürümüş süper güçlük merdiveninden iner, tehdit ve yaptırımdan vaz geçerlerse, görüşmeleri kendi hedefleri istikametinde ilerletmezlerse, daha önce de belirttiğimiz gibi biz görüşmeye hazırız. Fakat temelde onlar görüşme ehli değiller ve zorbalıkta bulunmak istiyorlar. Amerikalılar şunu bilmeliler ki İran'ı da başkaları gibi baskı altına alamazsınız. Zira İran İslam Cumhuriyeti hiçbir baskı altına girmeyecek ve kendi taktiğini kullanarak baskılara gereken cevabı verecektir" dedi.
İslam inkılâbı rehberi, nükleer enerji faaliyetlerine de temas ederek, nükleer enerji için uranyum zenginleştirmenin İran'ın en tabii hakkı olduğunu belirterek, "İran milleti ve devleti bu konuda asla geri adım atmaz ve Allah'ın izniyle de, nükleer yakıt konusu ülke içinde hallolacaktır" dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının devamında nükleer enerji meselesine değinerek, bu alanda yakıt üretimi sistemine ulaşmanın İran milletinin doğal hakkı olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: ‘İran halkı ve yetkilileri bu haktan geri adım atmayacak ve Allah'ın izniyle nükleer reaktörler oluşturmak ve onların yakıtını ülke içerisinde üretmek suretiyle bu doğal haklarına kavuşacaktır. Biz, dünyadaki pazarlık örfüne uyarak yaklaşık 20 yıl kadar önce bu reaktörün yakıtını satın almıştık. Ancak onlar bizim yüzde 20 oranındaki yakıta yeniden ihtiyaç duyduğumuzu hissettiklerinde kötü bir oyuna başvurdular. Elbette Amerika ve Batı'nın bu büyük yanlışı onların zararına tamamlanmıştır.'
Ayetullah Hamanei, Batı'nın yüzde 20'lik yakıt temini konusundaki oyununun
sonuçlarına değinerek, İran'ın bu nedenle yüzde 20'lik yakıt üretimine teşvik
edildiğini ve Amerika ve diğer yakıt üreticisi devletlerin ne denli güvenilmez
olduklarının ispatlandığını kaydetti ve ‘bu serüvende onların gerçekten de
güvenilmez olduklarını tüm milletler anlamış oldu' dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, Amerika'nın askeri tehditleri çevresinde de şunları
dile getirdi: ‘Onların böyle bir aptallığa yeltenmeleri uzak bir ihtimaldir.
Ancak herkes şunu bilsin ki eğer bu tehdit gerçekleşirse İran milletinin
karşılık verme alanı yalnızca bölgemiz olmayacak ve daha geniş bir coğrafyada
karşılık verilecektir.'
Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında İran'da insan haklarına riayet
edilmediği şeklinde Amerika'lılarca sürdürülen menfi propagandaları ‘gülünç'
olarak niteledi ve şunları belirtti: ‘Irak, Afganistan ve Filistin'de
insanların canlarının hiç bir değer taşımadığını gösterenler utanmadan insan
haklarının İran'da çiğnendiğinden dem vurabiliyorlar !'
İnkılap Rehberi, İslam Cumhuriyeti yetkililerinin düşmanın ekonomik ambargo
gibi programları karşısında dikkate aldıkları çok güçlü tedbirlere işaretle
konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Ülke yetkilileri, ambargo kararnamesi ve Amerika
ile Avrupa'nın tek taraflı yaptırımları karşısında çok tutarlı kararlar
aldılar. İnşallah bu tedbirler ile dayanışma ve gönül birliği sayesinde
ambargolar bir fırsata dönüştürülecektir. Akıl, tedbir ve cesaretle, yılmaz bir
azimle, hiç bir şekilde sarsılmaksızın ve hep aydınlık ufuklara bakarak,
yolumuzu sürdüreceğiz.'
Bu görüşme sırasında konuşan İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, hükümetin çeşitli
kültürel, ekonomik ve siyasal alanlardaki etkinlikleri hakkında ayrıntılı bir
rapor sundu.
Ahmedinejad, ülkeyi büyük bir yapım atölyesine benzeterek, yüzlerce barajın
yapılmakta olduğunu, petrol ihtiyaçlarının yerel imkanlarla giderilmeye
çalışıldığını, tüm şehirler ve köylere yönelik doğal gaz ağının
genişletildiğini ve ülkedeki bilimsel çalışmalarda önemli bir sıçrama
yaşandığını belirtti.
İran Cumhurbaşkanı İran aleyhindeki ekonomik yaptırımların yeni dalgasına
işaretle şöyle konuştu: ‘İran milleti Allah'ın lütfu sayesinde düşmanların bu
rahatsızlıklarını ekonomide gelişme ve reform sağlanması ile milli üretimin
nitelik ve nicelik açısından yükselmesi yolunda bir fırsata çevirmesini
bilecektir.'
İran milletinin düşmanlarının bu millet aleyhinde kararnameler yayınlamakla bir
yere varamayacaklarını söyleyen Ahmedinejad, düşmanın pek yakında bu
girişimlerinden pişman olacağını hatırlattı.
İslami İran Cumhurbaşkanı, İran milletinin adalet çerçevesindeki bir diyalog ve
mantıktan yana olduğunu kaydederek, “İran halkı adalete dayalı bir söyleşiden yana
olduğu kadar aynı zamanda kendi haklarından zerre kadar geri adım atmayacaktır”
dedi.