Şaban ayının, zikir, tevessül ve tezkiye ayı olduğunu belirten ve bu aydaki kutlu doğum yıl dönümleri dolayısıyla tebriklerini dile getiren Ayetullah Hamanei İslam İnkılabı muhafızlar ordusunun Allah aşıkları ve imamların yolunun sadık takipçileri olduklarını, Bakiriler, Himmetler, Brucerdiler ve diğer yiğit şehitleri kendilerine örnek edindiklerini, tüm alanlarda Allah yolunda cihad etmeyi kendi temel vazifesi olarak bildiğini söyledi.
Hakkı görmek ve hakkı tanımak yaklaşımının İslam İnkılabı Muhafızlar ordusunun temel özelliklerinden biri olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi, “Bu hakkı görme yaklaşımı tüm şartlarda hatta ortamın bulanık ve kuşkulu olduğu dönemlerde bile sahnenin gerçeğini teşhis ettiğini, insanın kendi vazifesini tanıması ve vazifesini yerine getirme imkanını elde etmesine sebep olmaktadır” dedi.
Muhafızlar ordusunun oluşum sürecine de değinen İslam İnkılabı Rehberi bu ordunun camiler, okullar ve üniversitelerin içinden kaynaklanarak mümin haklın gönül evinden çıktığını belirtti ve “hiç kimse muhafızlar ordusunu yaratmadı, bilakis bu kurum zamanın şartlarına göre şekillendi ve gerek duyulan her yerde İslam İnkılabı ve ülkenin gereksinimini cevaplandırdı” ifadesini kullandı.
Ayetullah Hamanei konuşmasının bir diğer bölümünde ise Muhafızlar ordusunun zamanın gereğine uygun olarak kendi vazifesini yerine getirmesinin bu kurumun esas yapısının korunması olduğunu hatırlatarak şöyle dedi: “Muhafızlar ordusu inkılabın ilk yıllarında Tahran caddelerinde karşı devrimciler karşısında ve 8 yıllık kutsal müdafaa savaşı sırasında ise sınır bölgelerindeki meselelere karşı mukabelede sürekli olarak kendi kimliğini korumuş, bu arada kendi sorumluluklarını daha iyi yerine getirebilmesi için gerekli inisiyatifler göstererek zamanın gereklerine uygun olarak kendi varlığını ayarlamayı da ihmal etmemiştir.
Dönem hükümetlerin, savaş sonrası muhafızlar ordusunun ülke onarım hizmetlerine katılması yolundaki taleplerine de değinen İslam İnkılabı Rehberi, “Bu hususta da muhafızlar ordusu şimdiye kadar nerede var olduysa en iyi onarım hizmetinde bulunmuştur. Bu gerçek ise şunu göstermiştir ki bu halka dayanan organ kendi manevi yapısına bağlı kalarak kendini şartlara göre uyarlandıracak bir oluşuma sahiptir ve zamanın şartlarına uygun olarak her geçen gün daha da değişmekte ve gelişmektedir” dedi.
Muhafızlar ordusu ve yapım ve onarım cihadı gibi kurumların teşkilinin İslam İnkılabının en büyük sanatlarından olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei, bu kurumların tamamen kanun ve kurallar çerçevesinde faaliyet gösterdiğini ve öteki kurumların kırılgan özelliklerinden uzak olduğunu söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi ayrıca bugünkü gerçekleri tanımak, yarınki şartları tahmin etmek ve incelemek için sahih bir planlamaya gerek duyduğunu hatırlatarak, muhafızlar ordusunun manevi yapısının tamamen korunmasının bugünkü gerçeklerin teşhisini ve gelecek olayların tahminini mümkün kılabildiğini, böyle bir tanım ve şuurun ise sahih bir planlama ve teşebbüsü gerekli kıldığını söyledi.
Daha sonra ülke içindeki ve uluslararası alandaki bazı gerçekleri dile getiren İslam İnkılabı Rehberi, ilk olarak inkılabın istikrarı konusuna değindi ve İslam İnkılabı ile Fransız devrimini mukayese ederek Fransız devriminin yapılanması ve zaferi ile ilk aşamalarındaki çeşitlilik, farklılık ve hatta paradokslara işaretle şunları söyledi: “İslam İnkılabı son asırlardaki diğer sosyal ve siyasal hareketlerin tersine inişli çıkışlı 31 yıldan sonra hala İslam’ın çizdiği yolda ilerlemektedir ve bu durum, yaratıcının bu inkılabı desteklemekte olduğunu göstermektedir.”
Ayetullah Hamanei, Amerikalı yetkililerin “İran”ın davranış biçimini değiştirmesi gerektiği” şeklindeki açıklamalarına işaretle bu sözün aslında “İslam İnkılabı’nın hareket çizgisinin değiştirilmesi” anlamına geldiğinin altını çizdi.
İslam İnkılabı Rehberi, İranlı mü’min kalplerin ilahi kudretin aynası olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “İnkılap hareketini asli istikametinde muhafaza eden faktör, İran milletinin İslam”a olan aşkıdır ve bu aşk, İslam İnkılabı ile ülkemiz için aşılması mümkün olmayan büyük surlar mesabesindedir. Eğer çizgimiz değişir de İslam’ı yitirirsek, bu surlar da yıkılacak ve zorbalarla mütecavizler topraklarımıza gireceklerdir.”
Ayetullah Hamanei ikinci önemli gerçeğin, ülkedeki ilerlemeler olduğunu söyleyerek, dünyadaki istatistiklere göre İran’ın bilimsel ilerleme ivmesinin dünya ortalamasının bir kaç misli olduğunu hatırlattı ve “elbette bilim kafilesi ile aramızdaki fasıla büyüktür, ancak iftihar verici hızımız gözden ırak tutulmamalıdır” dedi.
Günümüz İran”ının gerçeklerinden bir başkasının da halkın siyasi tecrübesi olduğunu hatırlatan İslam İnkılabı Rehberi konuşmasına şöyle devam etti: “Halk ve genç kuşak, birbiri ardısıra gelişen olaylar karşısında siyasal alanda iyi tecrübeler kazandılar. Meseleleri büyük oranda çok iyi kavramaktalar. Hatta kuşkulu bir mesele dikkatlerini çekmiş olsa da gerçekleri algılayarak süratle yönlerini değiştirebilmektedirler ki geçen yılki seçimler sonrasında bu gerçek açıkça gözlemlenmiştir.”
Ayetullah Hamanei İran”daki önemli gerçeklerden birinin de dinin, gençliğin hayatında kazandığı konum olduğunu söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının devamında İslam İnkılabı tefekkürünün dünyada yayılmasına işaretle “inkılabın ihracı” deyiminin asıl anlamının İslam İnkılabı’nın idealleri ve fikri esintileri olduğunu, düşmanların bunca çabalarına rağmen İslam ve İslam İnkılabı’nın esintilerinin dünya milletlerinin kalplerinde coşku uyandırdığını söyledi.
Ayetullah Hamanei İslam İnkılabı’nın çevresindeki gerçeklerle ilgili olarak inkılap düşmanlarının faaliyetlerinin sürmekte olduğunu hatırlatarak siyonist rejim ve Amerika’nın, müslüman İran halkının büyük hareketi aleyhindeki aralıksız ancak başarısız çabalarına işaretle şunları dile getirdi: “İslam İnkılabı, stratejik konuma ve sayısız çıkarlara sahip büyük İran”ı Amerikalıların kancasından çıkartmış ve dünya zorbalarının bu ülkeye dayattığı hakaret düzenini parçalamıştır. İran milleti karşısında bunca yıldır entrika ve düşmanlıklara başvurmalarının nedeni işte budur.”
İslam İnkılabı Rehberi, Amerika’yı “dünya çapında haraç peşinde olan ve fakat durumu her geçen gün daha bir kötüye giden bir zorba”ya benzeterek şöyle konuştu: “Kimileri kazançlarını korumak için bu uluslararası zorba önünde eğilmekteler. Nisbi bir güce sahip olan ve fakat Amerika’yla takışmamak isteyen kimileri de siyasi ve askeri açıdan pratikte onun kuyrukçusu durumuna dönüşmekteler. Ancak bazıları bu tür zorbalıklar karşısında dikilmektedir. İşte İslam Cumhuriyeti, halk ve yetkililerinin direnişi sayesinde bu cephenin en ön safında yer almıştır.”
Ayetullah Hamanei, dünya halklarının Amerika’ya duydukları nefretin, bu ülkenin iddiasınca Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku’nun çöküşünden sonra gün geçtikçe artan nefretlerine işaretle şöyle konuştu: “Amerika devleti o sıralarda Beyaz Saray şefliğinde yeni bir dünya düzeni iddiasındaydı. Ancak günümüzde bu ülkenin liderleri dünyanın her tarafında halkların muhalefeti ve protesto gösterileriyle karşılaşmakta ve her ne yaparlarsa yapsınlar onlara duyulan öfke ve nefret azalmamaktadır.”
İslam İnkılabı Rehberi, Amerika’nın Irak, Afganistan, Lübnan ve Filistin”deki başarısızlıklarını hatırlatarak şu görüşleri dile getirdi: “Amerika bunca iddiasına rağmen, siyonist rejimle birlikte Gazze Şeridi”ndeki Hamas hükümetini devirmekte aciz kalmıştır. Bu, inkar edilemeyen bir gerçeği, yani bu ülkenin giderek zaafa uğramakta olduğunu göstermektedir.”
Ayetullah Hamanei, İran aleyhinde yeni yaptırımlar için yayınlanan kararnameye de değindi ve Batı cephesinin görünüşte renkli kimi sözlerine paralel olarak kimi zamanlar da askeri saldırı tehditlerinde bulunduklarını hatırlatarak şu konuşmada bulundu: “Onlar, bu tehditlerin arkasında ne gibi olağanüstü tehlikeli bir durum olabileceğini düşünmemiz için bu tür konuşmalarda bulunmaktalar. Elbette tehditler kof da olsa, gerçek de olsa hiç kuşkusuz biz hepimiz, İslam İnkılabı, aziz İran halkı ve kendisiyle iftihar ettiğimiz ülkemiz İran”ın korunması için her türlü şartlara hazır olmak durumundayız.”
İslam İnkılabı Rehberi bu bağlamda Amerika’nın çoğu plan ve programlarının
ekseriya siyasi olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçen yılki
fitnede de Amerikalılar süratle meydana çıktılar ve sevinç içinde fitne
liderlerini açıkça desteklediler. Ancak, Allahu teala ve milletimizin uyanışı
ve direnişi bu oyunu bozdu.”
Konuşmasının sonunda ülke içinde ve dışındaki gerçeklere sürekli olarak dikkat etmek ve düşmanın girişimlerinin içeride nasıl yankılandığını dikkatle izlemenin tüm siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik yetkililerin görevi olduğunu vurgulayan Ayetullah Hamanei şu görüşleri savundu: “Hiç kuşkusuz İran milleti, İslam İnkılabı ve İslam Cumhuriyeti geçmişte olduğu gibi bu hesaplaşmadan da yüz akıyla çıkacaktır. Zira Allahu teala kendi yolunda mücadele edenlere kesin zafer sözü vermiştir ve Allah”ın vaadi küçük bir şüphe olmaksızın gerçekleşecektir. İslam ve İslam İnkılabı düşmanlarıyla karşılaşmada kesin zafere erişebilmek için iman, takva ve salih amele ihtiyaç vardır. Bu unsurlar, inkılabı her türlü entrika ve eylem karşısında muzaffer ve istikrarlı kılmıştır ve bundan sonra da böyle olacaktır.”
Ayetullah Hamanei konuşmasının son bölümünde ise düşmanların ve onların ülke içindeki uzantılarının İslam İnkılabı Muhafızlar ordusu aleyhindeki geniş çaplı propagandalarının, İran halkının onurlu ve muktedir hareketini devam ettirmede muhafızlar ordusunun ne kadar başarılı olduğunu gösterdiğini hatırlattı.
Muhafızlar ordusunu çok büyük, dinamik ve coşkulu bir aile niteleyen ve bu kurumun muhtelif birimleri arasında teamül ve organizenin gerekli olduğunu hatırlatarak, bu ordunun emekli olmuş personelinin bile halen bu büyük teşkilatın bir parçası olduklarını, teşkilatın öteki birimleri gibi emeklilerin de kurumu kendilerine ait bilmeleri ve kurumun da onlara sahip çıkması gerektiğini hatırlattı.
İslam İnkılabı Rehberinin konuşmasından önce Veliyi Fakih’in muhafızlar ordusu içindeki temsilcisi Huccet’ul İslam Saidi yaptığı konuşmada İslam İnkılabı Muhafızlar ordusunun dini kurallar çerçevesindeki hareketine temasla , matlup muhafız ölçüleri, teşkilat yapısı ve kurum içindeki matlup kural ve kültür başlıkları altında ordunun üç temel amacının hazırlandığını ve yakında ilan edileceğini söyledi.
İslam İnkılabı Muhafızlar ordusu komutanı general Caferi de bir konuşma yaparak, muhafızlar ordusunun tüm alanlarda gerekli taktikleri öğrenmesi, muhafızlar ordusunun İslam İnkılabının 4. on yılındaki rolü yani kalkınma, adalet, değişim ve tekamülündeki rolü, muhafızlar ordusunun gelişimini sağlama ve düşman’ın siber savaşına karşı koyma taktiklerini elde etmesinin İslam İnkılabı Muhafızlar ordusunun şu an önceliklerinden olduğunu belirtti.