İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, bahar mevsimi ve hicri-şemsi yeni yılın ilk gününde İmam Rıza (S)'in Meşhed şehrindeki türbesi civarında toplanan büyük bir kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada ‘daha fazla çaba ve çalışma yılı' olarak adlandırılan yeni yılda bu sloganın çeşitli alanlarda hayata geçirilebilmesi için gerekli olan faktörlere değindi ve İran'daki son seçimlerden sonra meydana gelen olaylar sırasında düşmanların sürdürdüğü çabalar karşısında halkın nasıl birlik ve dayanışma içerisinde hareket ettiğini hatırlatarak, bundan böyle de Allah'ın yardımıyla İran halkı ve ülkesinin kaderinin zafer ve ilerleme, düşmanların kaderinin ise yenilgi ve geri kalış olacağını vurguladı.
Ayetullah Hamenei bu heyecanlı topluluğa hitaben yaptığı konuşmada yeni yılın başlaması münasebetiyle halkı tebrik ederek, İslam Cumhuriyeti'nin temel kriterlerinin ‘Yaratıcı'ya iman ve enbiyanın öğretisini izleme'‘Allah'a iman ve İslam öğretisiyle amel, manevi yüceliş ve ruhi huzurun yanısıra beşerin dünyevi ve maddi saadetine de yol açar ve insan toplumunu gelişme ve refaha kavuşturur. Bu yüzden, İslam nizamının temeli bu kriterlere göre şekillenmiştir.'
İslam İnkılabı Rehberi, hicri-şemsi 1389 yılının ‘daha fazla çaba ve çalışma yılı' olarak adlandırılmasına değinerek şunları söyledi: ‘Her yıl vurgulanan bu sloganlar, göstermelik ibareler değildir ve doğal olarak tüm sorunları da çözüme kavuşturmamaktadır. Buna karşılık bir yol ve yönteme işaret konumundadır. Bu yıl da millet ve ülkemizin hedefleri dikkate alınarak daha fazla çaba harcamak ve daha ciddi ve daha fazla çalışmak zorundayız.'
Ayetullah Hamenei, ülke yetkililerinin geçen yıl tüketim modelinin düzeltilmesi bağlamında yaptıkları girişimler ve araştırmalara değinerek şöyle konuştu: ‘Bu hedefe ulaşılması için, uzun bir yolu katetmemiz gerekir. Ancak, önemli olan bu temel ilkeyi izlemektir. Zira, tüketim modeli ıslah edilmedikçe, mevcut problemler sürüp gidecektir.'
İslam İnkılabı Rehberi, bu yılki sloganın pratikteki tecellisinin önemli boyutlarından birinin ilim ve araştırma olduğunu belirterek şu görüşleri dile getirdi: ‘Üniversiteler ve araştırma merkezleri tüm alanlarda yüksek hedefler edinmeli ve üstün bir çaba ve sıkı bir çalışmayla bu iftihar verici hedeflere doğru hareket etmelidirler. Bu durumda aziz İran, bunca yıldan sonra dünya halklarının başvurabileceği bir ilmi kaynağa dönüştürülebilir.'
Ayetullah Hamenei, mevcut kaynaklar ve imkanlardan verimli bir şekilde yararlanılması bağlamında daha fazla çaba ve çalışmanın, halkın refahı ve hayat düzeyinin iyileştirilmesinde etkili olacağını hatırlatarak, bu çerçevede subvansiyonların hedefinin doğru tayin edilmesi zaruretine dikkat çekti.
İslam İnkılabı Rehberi daha sonra yerli üretimde kalitenin arttırılması, kamu selameti, yatırım, fikir üretimi, kitap okuma alışkınlığı, genel kültürün arttırılması, yoksullukla, fesad ve adaletsizlikle mücadele gibi alanlarda daha fazla çaba ve çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Ayetullah Hamenei, konuşmasının devamında İran'da geçen yıl seçimlerden sonra meydana gelen olayları irdeledi ve şunları söyledi: ‘Halkın seçimlerdeki 40 milyonluk coşkun ve tarihi katılımının yüzde 80'in üzerine çıkması, çok önemli bir olaydır ve sistemin meşruiyetinin ilginç bir göstergesidir. Uluslararası politikacılar ve tahlilciler hatta zahirde bu parlak gerçeği gizleseler de İran milletinin kendi sözüne sadık kaldığını ve 30 yıldan sonra hala İslam nizamının temeline bağlılığını gösterdiğini algılamış bulunmaktadırlar.'
İslam İnkılabı Rehberi, İran'daki siyasal sistemde İslamiyet ve cumhuriyetin birbirinden ayrılamayacağını hatırlatarak şunları dile getirdi: ‘Ben hiç kimseyi itham etmiyorum, ancak düşmanın üslubunu bilmekte ve teşhis etmekteyim. Halkın ile bağımsız, sadık ve zeki tahlilciler de bu olayların başlaması ve sürmesi üzerine biraz kafa yorduklarında, olayların dış unsurlarla ilişkisi olduğunu farketmektedirler.'
Ayetullah Hamenei, yabancıların başka ülkelerde de benzeri planlara başvurduklarını belirterek şöyle konuştu: ‘Bu gerçekler şunu göstermektedir ki, emperyalistler herhangi bir ülkeden rahatsız olduklarında seçimleri fırsat bilmekte ve kendilerinin beğenmedikleri insanlar seçimi kazandıklarında bir grubu sokağa dökerek ortalığı karıştırmak ve hatta gerekirse karışıklıklar çıkartarak, seçimlerin yasal sonucunu şiddete başvurarak değiştirmek peşindedirler. Seçim sonuçlarının şiddet ve anarşiyle değiştirilmesine çabalamak, şer'i ve kanuni açıdan suçtur. Halkın bu olaylardaki zaferi, nice ibretli derslerin devşirilmesine yol açmıştır.'
Milletin ‘azınlık ve çoğunluk' ya da ‘galip ve mağlup' olarak iki ayrı gruba bölünmesi ve sonra da karşı karşıya getirilmesinin düşmanın açıkça milleti parçalaması planı olduğunu söyleyen Ayetullah Hamenei, bu arada bir grup anarşistin ortaya çıkıp düşmanın arzusunu yerine getirerek İran'da iç savaş çıkartmaya çalıştıklarını, ancak halkın uyanık davranarak bu oyunu bozduğunu kaydetti.
İslam İnkılabı Rehberi şöyle konuştu: ‘Seçim gününde halk 14 milyonluk ve 24 milyonluk iki ayrı gruba bölündü ve herkes seçtiği adaya oy verdi. Ancak bu iki grup kısa bir süre geçmeden ecnebilerin planını gördü ve biraraya gelerek düşman karşısında bilinçli bir bütün halinde hareket etti ve isyancılar ve anarşistler karşısında dikilmesini bildi.'
Ayetullah Hamenei, İslam ve İran düşmanlarının anarşistleri desteklediğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Eğer Amerika'lılar, İngiltere'liler ve siyonistler becerebilseydiler, hedeflerine varmak amacıyla sokaklara kendi güçlerini sokarlardı. Ancak, böyle bir eylemin kendi zararlarına tamamlanacağını pekala bilmekteydiler. Bu yüzden siyaset ve propaganda alanında hareket ettiler. Böylelikle anarşistleri desteklemek ve iç ve dış kamuoyunu saptırmak amacını güttüler, ancak bunu da başaramadılar.'
İslam İnkılabı Rehberi basiret sahibi ve dayanışma içindeki İran halkının 30 Aralık ve 11 Şubat günlerinde yabancılara son darbesini indirdiğini belirterek çeşitli adaylara oy vermiş bulunan insanların bu iki büyük olay sırasında biraraya gelerek ortak sloganlarla yürüyüş yaptıklarını ve doğru yolda, inkılap yolunda birlik içerisindeki halkın zafere ereceğini vurguladıklarını kaydetti.
Ayetullah Hamenei konuşmasının devamında millet düşmanlarıyla mücadeledeki iki önemli faktörün tedbir ve cesaret olduğunu vurgulayarak, bu bağlamda düşmanın planlarınının anlaşılıp bilinçli davranılması ve tutarlı kararlara başvurulması gerektiğini söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi, geçen yılın başında Amerikan Başkanı'nın İran İslam Cumhuriyeti ile adalete dayalı ilişkiler kurmaya ilgi duyduğunu bildirmesini hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu: ‘İran'lı yöneticiler dikkatli bir biçimde Amerikan Başkanı'nın güya uzatmış olduğu elini gözetlemeye koyuldular ve kadife eldiven içerisinde çelikten bir pençenin yer alıp almadığını anlamaya çalıştılar. Maalesef, sanıldığı gibi oldu. Bu iddialar amelde tam tersini gösterdi. Amerikan Başkanı seçimler sonrasındaki olaylarda en kötü tavrı takındı ve halka saldıran anarşistleri bir sivil hareketin izleyicileri olarak tanımladı ve böylelikle hedefini ortaya koymuş oldu. Amerikan hükümeti İran halkının seçimlerdeki dev hareketini görmezlikten geldi ve fakat Afganistan ve Irak'da halkın katliamına devam etti, Gazze'deki Filistin'li çocukların katillerini destekledi ve yine de insan hakları savunuculuğuna soyundu. Ancak, gerçekler şunu göstermektedir ki bu devlet prensip olarak demokrasi ve insan hakları üzerine konuşmak hakkına sahip değildir.'
Ayetullah Hamenei, konuşmasının sonunda emperyalist devletleri bir kez daha uyardı: ‘İslam Cumhuriyeti ve İran milletiyle boy ölçüşmeye kalkışan emperyalist devletlere bir kez daha sesleniyorum: İran milleti ve yetkilileri onları alaşağı ve mahkum etmiştir. Hangi elbiseye bürünürlerse bürünsünler onları tanımaktadır. İslam Cumhuriyeti asla milletin çıkarları ve İran'ın ilerlemesinden geri adım atmayacaktır.'
Ayetullah Hamenei bu heyecanlı topluluğa hitaben yaptığı konuşmada yeni yılın başlaması münasebetiyle halkı tebrik ederek, İslam Cumhuriyeti'nin temel kriterlerinin ‘Yaratıcı'ya iman ve enbiyanın öğretisini izleme'‘Allah'a iman ve İslam öğretisiyle amel, manevi yüceliş ve ruhi huzurun yanısıra beşerin dünyevi ve maddi saadetine de yol açar ve insan toplumunu gelişme ve refaha kavuşturur. Bu yüzden, İslam nizamının temeli bu kriterlere göre şekillenmiştir.'
İslam İnkılabı Rehberi, hicri-şemsi 1389 yılının ‘daha fazla çaba ve çalışma yılı' olarak adlandırılmasına değinerek şunları söyledi: ‘Her yıl vurgulanan bu sloganlar, göstermelik ibareler değildir ve doğal olarak tüm sorunları da çözüme kavuşturmamaktadır. Buna karşılık bir yol ve yönteme işaret konumundadır. Bu yıl da millet ve ülkemizin hedefleri dikkate alınarak daha fazla çaba harcamak ve daha ciddi ve daha fazla çalışmak zorundayız.'
Ayetullah Hamenei, ülke yetkililerinin geçen yıl tüketim modelinin düzeltilmesi bağlamında yaptıkları girişimler ve araştırmalara değinerek şöyle konuştu: ‘Bu hedefe ulaşılması için, uzun bir yolu katetmemiz gerekir. Ancak, önemli olan bu temel ilkeyi izlemektir. Zira, tüketim modeli ıslah edilmedikçe, mevcut problemler sürüp gidecektir.'
İslam İnkılabı Rehberi, bu yılki sloganın pratikteki tecellisinin önemli boyutlarından birinin ilim ve araştırma olduğunu belirterek şu görüşleri dile getirdi: ‘Üniversiteler ve araştırma merkezleri tüm alanlarda yüksek hedefler edinmeli ve üstün bir çaba ve sıkı bir çalışmayla bu iftihar verici hedeflere doğru hareket etmelidirler. Bu durumda aziz İran, bunca yıldan sonra dünya halklarının başvurabileceği bir ilmi kaynağa dönüştürülebilir.'
Ayetullah Hamenei, mevcut kaynaklar ve imkanlardan verimli bir şekilde yararlanılması bağlamında daha fazla çaba ve çalışmanın, halkın refahı ve hayat düzeyinin iyileştirilmesinde etkili olacağını hatırlatarak, bu çerçevede subvansiyonların hedefinin doğru tayin edilmesi zaruretine dikkat çekti.
İslam İnkılabı Rehberi daha sonra yerli üretimde kalitenin arttırılması, kamu selameti, yatırım, fikir üretimi, kitap okuma alışkınlığı, genel kültürün arttırılması, yoksullukla, fesad ve adaletsizlikle mücadele gibi alanlarda daha fazla çaba ve çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Ayetullah Hamenei, konuşmasının devamında İran'da geçen yıl seçimlerden sonra meydana gelen olayları irdeledi ve şunları söyledi: ‘Halkın seçimlerdeki 40 milyonluk coşkun ve tarihi katılımının yüzde 80'in üzerine çıkması, çok önemli bir olaydır ve sistemin meşruiyetinin ilginç bir göstergesidir. Uluslararası politikacılar ve tahlilciler hatta zahirde bu parlak gerçeği gizleseler de İran milletinin kendi sözüne sadık kaldığını ve 30 yıldan sonra hala İslam nizamının temeline bağlılığını gösterdiğini algılamış bulunmaktadırlar.'
İslam İnkılabı Rehberi, İran'daki siyasal sistemde İslamiyet ve cumhuriyetin birbirinden ayrılamayacağını hatırlatarak şunları dile getirdi: ‘Ben hiç kimseyi itham etmiyorum, ancak düşmanın üslubunu bilmekte ve teşhis etmekteyim. Halkın ile bağımsız, sadık ve zeki tahlilciler de bu olayların başlaması ve sürmesi üzerine biraz kafa yorduklarında, olayların dış unsurlarla ilişkisi olduğunu farketmektedirler.'
Ayetullah Hamenei, yabancıların başka ülkelerde de benzeri planlara başvurduklarını belirterek şöyle konuştu: ‘Bu gerçekler şunu göstermektedir ki, emperyalistler herhangi bir ülkeden rahatsız olduklarında seçimleri fırsat bilmekte ve kendilerinin beğenmedikleri insanlar seçimi kazandıklarında bir grubu sokağa dökerek ortalığı karıştırmak ve hatta gerekirse karışıklıklar çıkartarak, seçimlerin yasal sonucunu şiddete başvurarak değiştirmek peşindedirler. Seçim sonuçlarının şiddet ve anarşiyle değiştirilmesine çabalamak, şer'i ve kanuni açıdan suçtur. Halkın bu olaylardaki zaferi, nice ibretli derslerin devşirilmesine yol açmıştır.'
Milletin ‘azınlık ve çoğunluk' ya da ‘galip ve mağlup' olarak iki ayrı gruba bölünmesi ve sonra da karşı karşıya getirilmesinin düşmanın açıkça milleti parçalaması planı olduğunu söyleyen Ayetullah Hamenei, bu arada bir grup anarşistin ortaya çıkıp düşmanın arzusunu yerine getirerek İran'da iç savaş çıkartmaya çalıştıklarını, ancak halkın uyanık davranarak bu oyunu bozduğunu kaydetti.
İslam İnkılabı Rehberi şöyle konuştu: ‘Seçim gününde halk 14 milyonluk ve 24 milyonluk iki ayrı gruba bölündü ve herkes seçtiği adaya oy verdi. Ancak bu iki grup kısa bir süre geçmeden ecnebilerin planını gördü ve biraraya gelerek düşman karşısında bilinçli bir bütün halinde hareket etti ve isyancılar ve anarşistler karşısında dikilmesini bildi.'
Ayetullah Hamenei, İslam ve İran düşmanlarının anarşistleri desteklediğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Eğer Amerika'lılar, İngiltere'liler ve siyonistler becerebilseydiler, hedeflerine varmak amacıyla sokaklara kendi güçlerini sokarlardı. Ancak, böyle bir eylemin kendi zararlarına tamamlanacağını pekala bilmekteydiler. Bu yüzden siyaset ve propaganda alanında hareket ettiler. Böylelikle anarşistleri desteklemek ve iç ve dış kamuoyunu saptırmak amacını güttüler, ancak bunu da başaramadılar.'
İslam İnkılabı Rehberi basiret sahibi ve dayanışma içindeki İran halkının 30 Aralık ve 11 Şubat günlerinde yabancılara son darbesini indirdiğini belirterek çeşitli adaylara oy vermiş bulunan insanların bu iki büyük olay sırasında biraraya gelerek ortak sloganlarla yürüyüş yaptıklarını ve doğru yolda, inkılap yolunda birlik içerisindeki halkın zafere ereceğini vurguladıklarını kaydetti.
Ayetullah Hamenei konuşmasının devamında millet düşmanlarıyla mücadeledeki iki önemli faktörün tedbir ve cesaret olduğunu vurgulayarak, bu bağlamda düşmanın planlarınının anlaşılıp bilinçli davranılması ve tutarlı kararlara başvurulması gerektiğini söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi, geçen yılın başında Amerikan Başkanı'nın İran İslam Cumhuriyeti ile adalete dayalı ilişkiler kurmaya ilgi duyduğunu bildirmesini hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu: ‘İran'lı yöneticiler dikkatli bir biçimde Amerikan Başkanı'nın güya uzatmış olduğu elini gözetlemeye koyuldular ve kadife eldiven içerisinde çelikten bir pençenin yer alıp almadığını anlamaya çalıştılar. Maalesef, sanıldığı gibi oldu. Bu iddialar amelde tam tersini gösterdi. Amerikan Başkanı seçimler sonrasındaki olaylarda en kötü tavrı takındı ve halka saldıran anarşistleri bir sivil hareketin izleyicileri olarak tanımladı ve böylelikle hedefini ortaya koymuş oldu. Amerikan hükümeti İran halkının seçimlerdeki dev hareketini görmezlikten geldi ve fakat Afganistan ve Irak'da halkın katliamına devam etti, Gazze'deki Filistin'li çocukların katillerini destekledi ve yine de insan hakları savunuculuğuna soyundu. Ancak, gerçekler şunu göstermektedir ki bu devlet prensip olarak demokrasi ve insan hakları üzerine konuşmak hakkına sahip değildir.'
Ayetullah Hamenei, konuşmasının sonunda emperyalist devletleri bir kez daha uyardı: ‘İslam Cumhuriyeti ve İran milletiyle boy ölçüşmeye kalkışan emperyalist devletlere bir kez daha sesleniyorum: İran milleti ve yetkilileri onları alaşağı ve mahkum etmiştir. Hangi elbiseye bürünürlerse bürünsünler onları tanımaktadır. İslam Cumhuriyeti asla milletin çıkarları ve İran'ın ilerlemesinden geri adım atmayacaktır.'