Hatem'ul Enbiya Hz. Muhammed-i Mustafa sav. in mübarek veladet yıl dönümü ve Vahdet haftasının ilk günü "Filistin'in geleceği için İslami ve ulusal dayanışma" oturumuna katılmak için Tahranda bir araya gelen Filistin Cihad ve Mukavemet grupları liderleri İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei tarafından kabul edildiler.
Bu kabulde bir konuşma yapan İslam İnkılâbı Rehberi, "Filistin ve aziz Kudüs, "Direniş, Cihad ve İstikamet" sayesinde İslam ümmetinin kucağın dönecek ve gasıp İsrail'in kaderi ise mağlubiyet ve yok oluştan başka bir şey olmayacak" dedi.
Filistin halkı özellikle de Gazze halkının çelik gibi sağlam direniş ve mukavemetini takdir eden Ayetullah Hamanei "Filistin kesin kat'i olarak Filistin halkının unutulmaz direnişi sayesinde, mücadeleci grupların mukavemet ekseni etrafından birleşmesi, Allat Taala'ya iman ve tevekkül etmeyle kurtarılacaktır ve siyonist rejim destekçileri ise tarihi bir yüz karası ve kötü namdan başka bir şey elde edemeyecekler" ifadesini kullandı.
Filistin ve Gazze halkının takdire şayan direnişini Filistinlilerinin konumunun daha da güçlenmesi ve sağlama oturtulmasında tem bir faktör ve hayret uyandırıcı bir olay zikreden İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei konuşmasını şöyle sürdürdü: "Siyonist düşman ve öteki taraflar Gazze halkı ve batı kıyılarına ağır baskılar uygulayarak onları direnişten vazgeçirmeye ve teslime zorlamaya çalışmaktalar, fakat Filistin halkı giderek artan ve umutlandıran bir moralle, onların bu büyük hareketlerinin kesin sonuca varacağına emin olması gerekir. Direniş gücünün giderek açıkça artmakta olan gelişme ve istihkâmı, maneviyat unsurunun mücadeleye eklenmesi, iman ve Allah'a tevekkül etmenin gözle görülür bir sonucudur. Bu bakımdan Filistin halkı içerisinde din eğilim ve hakiki iman'ı daha da derinleştirmek ve Allah'ın sadık vaadinin tahakkuk edeceğine dair tevekkül, umut ve iyi niyet duygusunun daha da artırmak gerekir.
İran halkının zalim şah rejimine karşı zaferini Allah Taala'nın sadık vaadinin tahakkuk ettiğine dair en açık örneği olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei, "Tağuti yönetiminin tüm yönüyle Amerika ve Batının himayesi altında olan bir ülkede İslam Cumhuriyetinin kurulması imkânsız, mahal bir olay kabul ediliyordu, Fakat Allah'a tevekkül etmek, vahdet, iman ve direnişe dayalı mücadele sürdürmek ve İmam Humeyni (ra)in kararlılığı bu imkânsız olayı mümkün kıldı ve kesin olarak Filistin'in kurtarılışı, İran halkının zalim şah rejimi karşısındaki zaferinden daha çetin ve zorunlu olmayacak" dedi.
İslam İnkılâbı Rehberi konuşmasının bir diğer bölümünde ise Filistin meselesiyle ilgili olarak Batının gerçek dışı propagandalarına karşı koymak ve aydınlatıcı girişimlerde bulunmanın çok önemli olduğunu hatırlatarak 22 günlük Gazze savaşı sırasında başta Amerika olmak üzere genelde insan hakladı müdafaası havariliğinde bulunanların kendi tarihlerinde büyük bir rezalete düştüklerini belirtti ve "Amerika ve siyonistlerin öteki hamileri Gazze'de çok geniş kapsamlı ve feci insan hakları ihlalini açıkça göz ardı ettiler, fakat dünya halkları kendi gösteri ve yürüyüşleriyle sahneye geldikten sonra Avrupalılardan bazıları ve özgürlük ve insan hakları savunuculuğu iddiasında bulunan teşkilatlardan bazıları daha fazla rezil olmalarını önlemek amacıyla bu cinayetleri sadece sözle kınamakla yetindiler" dedi.
22 günlük Gazze savaşında siyonistlerin cinayetleri karşısında BM Teşkilatının tutumunun da diğer bir skandal olduğunu hatırlatan İslam inkılâbı Rehberi, Goldstone raporu uyarınca siyonist rejimin katil liderlerinin yargılanması ve cezalandırılması gerektiğini ama şimdiye kadar bu konuda en ufak bir girişimin olmadığı gibi hattı söz konusu devletlerin gasıp ve yapay siyonist İsrail rejimine olan desteklerinin daha da arttığını belirtti.
İslam İnkılâbı Rehberi konuşmasının bir diğer bölümünde ise 22 günlük Gazze savaşı esnasında Arap devletlerinden birçoklarının çok kötü sınav verdiklerini hatırlatarak, "Bu devletler Filistin meselesini bir Arap meselesi isimlendirmişlerdi. Fakat Filistinlilere yardım meselesi söz konusu olunca hatta bu temele bile bağlı kalmadılar ve kendi Arap Filistinli kardeşlerini düşman ve hamileri karşısında yalnız bırakmadılar ve onların bu tutumları tarihe geçecektir" dedi.
Yeni Amerikan başkanının "Değişim" sloganının Washington yönetiminin haysiyetsizlik ve kötü adının düzeltilmesi yönünde bir girişim olarak niteleyen İslam İnkılâbı Rehberi bu sahte çabanın sonuçsuz kaldığını, zira Filistin ve diğer birçok meselede Amerikalıların açıkça yalan söylediklerini ve İran halkının 30 yıldır bu gibi yalanlara alıştığını hatırlattı.
Ayetullah Hamanei Filistin meselesini batı uygarlığı ve liberal demokrasi karşısında ciddi bir sorun olarak tanımladı ve "Filistin halkı mukavemeti, özgürlük ve insan hakları konusundaki birkaç asırlık iddialarını tamamen çürütmüş ve onları rezil etmiştir ve Filistin meselesi artık bugün özgürlük ve insan hakları konusunda gerçek müdafilerle sahte müdafilerin bir birinden ayrıt edilmesi yönünde bir ölçeğe dönüşmüştür. Kuşkusuz Amerikan hükümetlerinin Siyonist İsrail rejiminin desteklenmesine yönelik son 60–70 yıllık icraatları bu ülkenin tarihte adının kötüye çıkmasına sebep olmuştur" dedi.
Yeni bir Ortadoğu, İslami bir Ortadoğu'nun kurulması zaruretini hatırlatan İslam İnkılâbı rehberi Filistin halkını savunmanın insani ve İslami bir vazife olduğunu bildirerek, İslam devletlerinin bu hususta ağır bir sorumluluk altında bulunduklarını, artık halkların da uyandıklarını ve Filistin halkının daha fazla savunulmasını istediklerine vurgu yaptı.
Ayetullah Hamanei Filistin'in himaye edilmesinin İran İslam Cumhuriyeti ve İran halkı açısından bir akide meselesi olduğunu belirten İslam İnkılâbı rehberi, "Filistin meselesi bizim ve halkımız için bir taktik ve hatta siyasi bir strateji değil, bilakis bir gönül ve iman işidir. Bunun için de İran halkı Dünya Kudüs Günü'nde (İslam İnkılâbının zafer bayramı) 11 Şubat gibi kendi ve kendi ülkelerinin kaderiyle ilgili bir mesele olarak kabul ediyor ve tüm ülkede sahneye çıkarak Filistin mazlumlarını savunma konusundaki gendi gerçek duygularını açığa çıkarıyorlar.
Kasten veya kasti olmayarak mukavemeti reddetmenin Filistin halkına darbe vurulması manasında olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei, bu gerçeklerin kamuoyu nezdinde sürekli açıklanması ve hatırlatılması gerektiğini söyledi.
İlahi yardımın hem dünya ve hem ahirette müslümanları kuşattığını belirten İslam İnkılâbı rehberi, "İran halkının iktisadi, siyasi, askeri ve propaganda imkânları Amerika'ya oranla azdır ama hissettiğimiz bu ilahi yardımlar sayesinde Amerika'dan daha güçlüyüz ve kendimizin gelişmesi, Amerikanın geri tepmesinde bu yardımı tamamıyla müşahede ediyoruz" dedi.
İslam İnkılâbı Rehberi konuşmasının son bölümünde ise aziz Kudüs'ün müslümanların kucağına dönmesi temennisinde bulunarak dünya halkları ve özellikle direniş sahibi Filistin halkının bu büyük güne tanık olacağını hatırlattı.
Bu konuşmanın başında İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Menuçehr Muttaki "Filistin'in geleceği için İslami ve ulusal dayanışma" konferansının hedefleri hakkında kısa bir açıklama yaparak Filistin halkının giderek artan anti-siyonist mücadelesine temas etti ve "artık şartlar öyle bir hal almış bulunuyor ki siyonist rejim hamileri bu rejimi destekleme konusunda ciddi terdit ve kuşkuya düşmüşlerdir. Uluslar arası teşkilatlar da siyonistlerin birkaç on yıllık cinayet dosyalarından bazı bölümleri incelemeye mecbur kalmışlardır" dedi.
Daha sonra söz alan Filistin direniş hareketi HAMAS siyasi büro başkanı Halid Meşal ise Vahdet Haftası ve Hz. Peygamber'in doğduğu haftada Filistin direnişine destek olmak için düzenlenen konferanstan ötürü teşekkür ederek, bugün Allah'ın lütfu, İran İslam cumhuriyetinin cesur tutum ve direnişi, mukavemet ve mücadele cephesinin direnişi sayesinde siyonist rejim karşısında birçok güçlü ve büyük kazanım elde edilmiştir ve geçmişti onların tasavvurunun dahi imkânı yoktu" dedi.
Siyonist İsrail rejiminin artık yokuş aşağı çöküşe yüz tuttuğunu hatırlatan Meşal, "tek zafer yolu direniştir. Bizlerin tümü tek bir mevzi ve tek bir siperde yer alıyoruz, direniş cephesinde ihtilaf çıkarmak isteyenler elbette başarısız kalacaklar ve bundan birkaç gün önce Şam'da Suriye ve İran cumhurbaşkanlarının dilinden duyduğumuz gibi direniş cephesinin sözü, hedefi ve mantığı birdir" dedi.Ayetullah Hamanei'nin Filistin davasına karşı duruşunu takdir eden Meşal, İran halkının ve İslam Cumhuriyeti liderlerinin tehlike altında olan Mescid-i Aksa için yaptıklarından ötürü teşekkür etti.
Bölgedeki durumun geçmişten çok farklı olduğunu belirten Meşal, "Allah'ın yardımı ve İslam Cumhuriyeti'nin direnişi, cesur duruşundan ötürü direniş cephesi bugün güçlendi, zaferler kazandı. Geçmişte Siyonist rejime karşı zafer kazanmak kesinlikle mümkün değildi. İşgalciler bugün yok oluş yolunda ilerliyor. Direniş ise zafer yolunda ilerliyor. Biz, hepimiz biriz ve bir tek safta duruyoruz. Direniş cephesinde tefrika çıkartmak isteyenlerin tüm planları nafiledir. Hiçbir başarı elde etmeleri mümkün değildir. Suriye ve İran Cumhurbaşkanı, geçtiğimiz gün Şam'da ifade ettiği gibi, direniş cephesinin sözü de hedefi de mantığı de birdir" dedi.