İran'da İslam inkılabı tarihinin en görkemli Cuma namazı, bugün İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin imametinde ve halkın milyonluk katılımı ile Tahran Üniversitesi'nde kılındı.
İslam İnkılâbı rehberi Ayetullah Hamanei Tahran'ın bugünkü vahdet bahşedici Cuma hutbelerinde çok önemli konulara değinerek, Allah'ı yadetmenin, Allah'ın yardımlarına güvenmenin ve huzur ve sükunetin yüksek olmasının, mümin İran halkının son 30 yıl içindeki tüm tufan ve olaylardan alnı açık çıkmasındaki en önemli etken olduğunu belirterek, seçimlerdeki şeffaf rekabet ortamına temasla, “halkın 12 Temmuz seçimlerindeki eşsiz ve hamasi katılımı, ulusal coşku, itimat ve güvenin büyük gövde gösterisi, düşmanlar için siyasi bir deprem, İran ve inkılab dostları için tarihi bir bayram olup seçimlere katılan 40 milyonluk şuurlu ve coşkulu seçmen gerçekte imam, inkılab ve şehidlere oy verdiler. Seçimlerde yarışan adaylardan her dördü de İslam nizamına aittirler. Bu bakımdan her kes mevcut açık yasalar çerçevesinde meselelerini takib etmelidirler” dedi.
İslam İnkılabı Rehberi namaz hutbesinin ikincisinde ise seçimlerle ilgili muhtelif konulara temas ederek halka, cumhurbaşkanlığı adaylarına, aydınlara, siyaset sahnesindekilere ve batılı müstekbir devletlerden bazılarının liderlerine hitaben önemli konuları dillendirdi.
Mümin ve şuurlu İran halkını takdir eden İslam İnkılaıbı rehberi, 12 Temmuz seçimlerinden 40 milyonluk seçmenin katılımının büyük bir boy gösterisi, sorumluluk hissi ve toplu katılım ruhunu sergilediğini hatırlatarak, “Halkın yekvücut olarak İslam nizamına bağlılığını sergilediği bu hamasi coşku ve çok ender görülen %85'lik katılım Allah Taala'nın İran halkı ve İslam Cumhuriyetine rahmet ve lütfunu ve İmam Zaman Hz. Veliyi Asr (ac)'in inayetini göstermektedir” dedi.
10. Dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülke genelinde gençlerin tam bir şuur ve coşku içinde seçime katılmalarının, inkılabın birinci neslindeki siyasi taahhüt ve sorumluluk duygusunun günümüz gençliğinde de devam ettiğini gösterdiğini belirten İslam İnkılabı Rehberi, İran halkı ve gençliği karşısında derinden saygı gösterdiğini belirtti.
Ayetullah Hamanei ayrıca halkın zevk farklılıklarına ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhtelif adaylara oy kullandıklarına temasla şöyle dedi: Halkın farklı oylarının ötesinde ülke ve nizamın korunması doğrultusunda kitlesel sorumluluk duygusu yatmaktadır. Öyleki kadın, erkek, yaşlı ve genç ayrıca muhtelif kavmiyet ve mezheplerin mensupları, şehirlisiyle köylüsü unutulmayacak bir hamaseye imza attılar ve bu İran ve İnkılab düşmanları için siyasi bir deprem ve tüm dünyada İran dostları içinse gerçek ve tarihi bir bayram sayılmaktadır.
10. Dönem Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden genel seçmen kitlesinden 40 milyonluk bir seçmenin katılmasının, İmam'a, İnkılab'a ve şehidlere bağlılığı dillendirmek için halkın genel bir bayram şöleni olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei, “bu büyük hareketle İslam nizamı kalkınma ve yüceliş siyasetini sürdürmede yeni bir güç kazandı ve dini demokrasinin ne manaya geldiğini nizamın düşmanlarına haykırdı” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yoğun katılımın İran halkının müstekbir güçlerin kasıtlı propagandalarına verdiği cevap olduğunu söyleyen İslam İnkılabı Rehberi, “Halkın nizama güveni İran İslam Cumhuriyetinin en büyük kazanım ve sermayesi olarak 12 Temmuz seçimlerinden tecelli etti ve İran ve İslam'ın düşmanları seçimlerle ilgili kuşku ve şaibe hissi uyandırarak bu ulusal güveni sarsmak istemekte ve halk katılımını azaltarak nizamın meşruluğunu sorgulamak istemekteler. Bu iğrenç hedeflerinin tahakkuk bulması durumunda ise hiçbir zarar ve ziyanla mukayese olunamaz” dedi.
Müstekbirlik cephesinin son birkaç ay içinde 12 Temmuz seçimlerine hile karıştırılacağı yolunda sürdürdüğü yoğun çalışma ve propagandalara temas eden İslam inkılâbı Rehberi, "Yeni Yıl münasebetiyle yaptığım Nevruz konuşmamda ülke içindeki güzel dostlarımıza tavsiyede bulunarak seçimlerin şaibeli geçeceği yolunda düşmanların iddialarını tekrar etmemelerini istemiştim. Çünkü ecnebiler son 30 yıl içinde nizam ve yetkililerinin elde ettikleri güveni sarsmak istemekteler.
Namaz hutbesinin bir diğer bölümünde ise seçimler öncesi adaylar arasında sürdürülen ciddi rekabet ve tartışma ortamına temas eden Ayetullah Hamanei, 4 seçim adayı arasında geçen sert rekabet ve tartışmaların İslam nizamına bağlı cereyan ve çizgiler arasında var olan bir rekabet olduğunu, fakat habis siyonistlere bağlı kitle iletişim araçlarının alenen yalanlar uydurarak bu olayları İslam nizamı yanlıları ile İslam nizamı aleyhtarları arasında cereyan eden bir kavgaymış gibi göstermeye çalıştıklarını söyledi.
Seçimdeki her 4 adayı da yakından tanıdığını ve fikirlerini yakından bildiğini belirten İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei, "adaylardan biri çalışkan, emekçi, hizmet eden ve güvenilen şimdiki cumhurbaşkanıdır. Bir diğeri bizzat benim kendimin 8 yıllık başbakanıdır. Bir başkası İslam İnkılâbı muhafızlar ordusunun komutanı ve mukaddes müdafaa savaşının asıl komutanlarından biridir ve adaylardan bir diğeri ise İslami Şura meclisinin8 yıllık dönemi için başkanlık yapmış biridir. Bu bakımdan bu kişilerin tümü düzenin temel unsurlarından olup bu düzene aittirler ve onlar arasında cereyan eden rekabet ise Amerika, İngiltere ve siyonist kitle iletişim araçlarının şeytani propagandalarının aksine sistem çerçevesi içerisinde cereyan eden rekabetlerdir" dedi.
4 adayın siyasi görüşleri ve programlarında görüş farklılığının ve ihtilafın var olmasına temas eden Ayetullah Hamanei bu konunun açıklanmasıyla ilgili de şunları söyledi:
"Görüş ve düşüncelerdeki bu ihtilaf ve görüş farklılıkları nizamın kendi çerçevesi içerisinde gerçekleşmektedir. Elbette ben bunlardan birilerini ülke idaresi için daha uygun bulmamla birlikte bu görüşümü şimdiye kadar alenen halk nezdinde açıklamadım ve halkın bu görüşler doğrultusunda hareket etmeleri de gerekmezdi, zira seçimler halka aittir ve onun sonucu halkın teşhisi uyarınca şekillenmektedir."
Adayların televizyon ekranlarında karşılıklı tartışmalar düzenlemelerinin yerinde bir uygulama olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, şeffaf, açık ve ciddi tartışmaların düşman'ın propaganda ve hedeflerini akamete uğrattığını ve halkın bu tartışmalar sayesinde teşhis verme imkânı bulduğunu ve İslam nizamının içi ve dışının farklı olmadığını, halkı yabancı görmediğini ve gerçekten de halk için seçme hakkı tanıdığını gördüklerini söyledi.
Münazaraların bir başka olumlu tarafının da münazaraların içeriğinin evlere ve caddelere taşınması olduğunu belirten İslam İnkılabı rehberi, "önceki seçimlere oranla on milyon kadar oy artışı halkın seçimlerdeki zihni ve fikri katılımından kaynaklandı. Bu yüzden münazaralar yerinde ve yararlı bir girişimdi. Ancak münazaraların yöneticiler düzeyinde sürdürülmesi hem iyi ve hem de zaruridir. Münazaraların olumsuz yanlarını gidererek bu girişimi sürdürmek gerekir. Böylece tüm yetkililer halk karşısında eleştirilere cevap vermek zorunda olduklarını unutmayacaklardır" dedi.
Ayetullah Hamenei, münazaraların olumsuz yanlarıyla ilgili olarak da adaylar ve taraftarlar arasında kin ve kırgınlığa meydan vermek, şayialara dayanmak, tartışmaların mantığa dayalı yönünün zayıflığı ve münazaracıların duygusal ya da kızgın davranışlarına temasla, bu tartışmalardan bazılarının kişilere yönelik tahrip edici özellik kazandığını, şimdiki hükümetle daha önceki hükümetlere yönelik karşılıklı karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü ve bu durumun da adayların yandaşları arasında gerilime yol açtığını söyledi.
Ayetullah Hamanei tartışmalarda her iki tarafın da suçlu olduğunu hatırlatarak, "bir tarafta ülkenin yasal cumhurbaşkanına yönelik açık bir şekilde ve utanç verici iftira ve ihanetler yapılırken, sahte mektuplar yayınlanarak halkın oylarına dayanan cumhurbaşkanı yalancılıkla, hurafecilikle suçlanmakta, ahlak, kanun ve insaf ayaklar altına alınmaktadır. Karşı taraf da benzer tutum ve girişimlerle İslam İnkılabının 30 yıllık parlak bilançosunu karalamaya çalışmış ve yasal merciler nezdinde isbat olunmamış bir takım iddialar ortaya atmıştır" dedi.
Ayetullah Haşimiyi Refsencani ve Natık Nuri'nin çevresindekilerle ilgili mali yolsuzlukların gündeme getirilmesini eleştiren Ayetullah Hamanei, gerçi hiç kimsenin bizzat bu iki kişi hakkında her hangi bir suçlamada bulunmadığını bununla birlikte onların çevresindekiler hakkında bile kimin her ne iddiası varsa bunu bizzat gidip yasal merciiler nezdinde isbatlaması ve ancak isbatlandıktan sonra kitle iletşim araçlarında gündeme getirilebileceğini söyledi.
Ayetullah Rafsancani ile 50 yıllık bir tanışıklık geçmişinin bulunduğunu ve Ayetullah Rafsancani'nin İnkılaba ve nizama olan hizmetlerini çok iyi bildiğini belirten İslam İnkılabı Rehberi, Ayetullah Refsencani'nin zalim Şah rejimine mücadele döneminde hareketin en asli ve temel kişilerinden biri olduğunu ve İslam İnkılabından sonra da İmam Humeyni (ra)'in çevresindeki en etkili şahsiyetlerden biri olduğunu ve İmam (ra)'in vefatından sonra da günümüze kadar rehberliğin yanında yer aldığını söyledi ve şöyle dedi: "Sayın Haşimi İslam İnkılabından önce kendi malını mücadele yolunda harcamaktaydı ve son 30 yıl içinde de önemli görevlerde bulunarak en kritik anlarda İslam nizamı ve inkılabının yanında yer almış ve kesinlikle bu inkılabdan kendisi için bir mal biriktirmemiştir. Halk bu gerçekleri göz ardı etmemelidir."
İslam İnkılâbı Rehberi aynı zamanda kendisiyle Ayetullah Refsencani arasında doğal olarak bir takım konularda görüş farklılığı bulunduğunu, bu görüş farklılığının doğal olduğunu ve başkalarının bunu yanlış anlamamaları gerektiğini belirterek, "Sayın Haşimi Refsencani ile cumhurbaşkanı arasında 2005 yılından şimdiye kadar dış siyaset, sosyal adaletin icra şekli ve diğer bazı kültürel konularda görüş farklılığı bulunduğunu, ancak bu hususta cumhurbaşkanının görüşlerinin kendi görüşlerine daha yakın olduğunu söyledi.
Nizamın mali yolsuzluklar ve fesatla mücadelede konusunda kararlı olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei şöyle dedi: Eğer ülkede mali yolsuzluklar bulunmasaydı bundan birkaç yıl önce sekiz maddelik mektub üç güç başkanına hitaben yayınlanmazdı. Fakat hiç kuşku yok ki İslam cumhuriyeti dünyanın en sağlıklı siyasi-sosyal düzenlerindendir ve siyonist kaynaklar ve merkezlerin iddialarına dayanarak ülkeyi yolsuzlukla suçlamamak veya mali yolsuzluklar hususunda kişileri gereksiz ve kanıtsız yere sorgulamamak gerekir."
İslam İnkılâbı Rehberi konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Değerli İran milleti 12 Haziran günü tarihi ve evrensel bir hamasi eylem gerçekleştirdi. Ancak kimi düşmanlar İslam nizamının bu mutlak zaferini milli bir yenilgiye dönüştürmek istemekte ve seçimler üzerine gölge düşürmek suretiyle dünya çapında çok yüksek olan katılım oranının tarihe geçmesini önlemek peşindedirler. Elbette bu gerçek tarih sayfalarına yazılmıştır ve bu gerçeği değiştirmek mümkün değildir. Her 4 adaydan herhangi birine oy veren herkes inkılâp cephesi içinde yer almıştır ve İslam nizamına aittir. Bu insanlar inşaallah ilahi sevaba da nail olurlar. Bu yüzden şunu söylemek gerekir ki, inkılap çizgisi 40 milyon oya sahiptir, yalnızca cumhurbaşkanına verilmiş 24,5 milyona değil... Buna rağmen, bir takım kimselerin kuşkuları karşısında Anayasayı Gözetleme Şurası'nın, delillere dayalı şikayetleri mutlaka incelemesi yolunda talimat verilmiştir. Hatta eğer sandıklardaki oyların yeniden sayılması gerekirse, bu işlemin tüm adayların temsilcilerinin huzurunda yapılması uygundur."
Ayetullah Hamenei, mevcut kuşkuların yalnızca yasal yollardan soruşturulması gerektiğini yineleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Yasal olmayan bid'atleri kabul edecek değilim. Zira her seçimde bazıları seçimi kazanmayacaklardır. Eğer bugün yasal çerçeveler kırılacak olursa, gelecekteki hiç bir seçime güven duyulmayacaktır.'
İslam İnkılabı Rehberi, Cuma hutbesinin devamında politikacılar, adaylar, parti önderleri ve siyasal akımların liderlerine hitaben şunları söyledi: ‘Bugün ülkemiz için hassas ve tarihi bir zaman dilimindeyiz. Dünya, Ortadoğu, komşu ülkeler ve dünyadaki ekonomik duruma bir baktığınızda ne denli tarihi bir noktada yer aldığımızı görürsünüz. Bu yüzden böylesine tarihi bir aşamada dikkatli ve uyanık olmalı ve yanlışa düşmemeliyiz. Her türlü aşırı hareket, bir başka aşırılığı tetikleyecektir. Eğer siyasal elitler yasaları çiğnerlerse ister istemez dökülen kanların, şiddet eylemlerinin ve kargaşa ortamının sorumlusu olacaklardır.'
Ayetullah Hamanei konuşmasının burasında İslam İnkılâbı düşmanlarından ‘pusuya yatmış aç kurtlar' olarak söz etti ve ‘seçimler halkın ne istediğinin sandıklarda anlaşılmasını sağlamak içindir, caddelerde değil' dedi.
İslam İnkılabı Rehberi seçimler sonrasında sokaklara dökülüp gövde gösterisinde bulunmanın seçimler ve dini demokrasiyle boy ölçüşme çabaları olduğunu belirterek, bu yanlışa son verilmesi gerektiği, aksi halde bu kişilerin doğacak olumsuz sonuçlar ve kaos ortamından sorumlu olacakları uyarısında bulundu ve şöyle konuştu: ‘Bazıları şunu bilmelidirler ki, sokak hareketleriyle sistem üzerinde baskı kurmak ve yöneticilere maslahat adına kendi isteklerini dayatmak imkansızdır. Zira baskı altında yasal olmayan taleplere boyun eğmek, bir tür diktatörlüğün başlangıcı demektir. Bu tür muhasebeler bir yanılgıdan ibarettir.'
Ayetullah Hamanei konuşmasının bir başka bölümünde de bazı Avrupa ülkeleri ve Amerika'lı yetkililerin İran seçimleriyle ilgili tavırlarını eleştirerek şu görüşleri dile getirdi: ‘Seçimlerin başlamasından önce batılı medyalar ve devlet adamları seçimlere gölge düşürmek ve halkın seçimlere ilgisizliğini sağlamak peşindeydiler. Ancak 40 milyon kişinin oy kullanması bu medyalar ve batılı yetkilileri şoke etti ve onlar İran İslam Cumhuriyeti'yle ilgili olarak yepyeni bir durumun ortaya çıktığını fark ederek bu gerçeği kabullenmek zorunda kaldılar.'
Kimi protestolar karşısında bazı batılı yetkililerin fırsatı ganimet bilerek manipülasyona yeltendiklerini ve söylemlerini değiştirerek yüzlerindeki maskeyi çıkardıklarını hatırlatan Ayetullah Hamanei şunları kaydetti: ‘Hafta başından beri bazı batılı liderler ve dışişleri bakanları tavır takındılar ve İslam nizamıyla olan düşmanlıklarını ortaya koydular ve hepsinden daha çirkini İngiltere hükümeti idi.'
İslam İnkılabı Rehberi, bazı Amerikan yetkililerinin ‘biz halkın sokaklara döküleceği böylesine günleri beklemekteydik' şeklindeki sözlerine işaretle şu değerlendirmeyi yaptı: ‘Bu sözler şu şartlar altında sarf edilmektedir ki bir yandan da bize mektup yazıp İslam Cumhuriyeti'ne saygı duyduklarını ve ilişki kurmak istediklerini savunuyorlar. Hangisine inanmak gerekir? Aynı anda ülke içerisinde de bu yabancı unsurların uşakları yola koyuldular ve tahripkâr eylemleriyle kamuya ait malları yakıp yağmalamaya başladılar, halkın güvenliğini ihlal ettiler. Elbette bu tahrip eylemlerinin halkla ya da adayların taraftarlarıyla herhangi bir ilgisi yoktur. İran milletinin kötülüğü isteyen bu unsurlar, siyonist rejim ve batılı casusluk servislerinin kuklalarıdır. Bu durum düşmanların iştahını kabarttı ve İran'da da tıpkı bazı küçük ülkelerdeki gibi bir siyonist sermayedarın bir kaç milyon dolar harcamasıyla kadife devrim yapabileceklerini sandılar. Ancak bu cahil düşmanların temel sorunu İran milletini hala tanıyamamış olmalarıdır. Bu arada hepsinden daha çirkin olanı Amerikan yetkililerinin İran'da halka ne denli baskı yapıldığı şeklindeki iddiaları ve insan hakları savunuculuğuna soyunmaları idi. Ancak, Afganistan ve Irak'da o cinayetleri işleyen ve zalim siyonist rejimi maddi ve siyasi açıdan destekleyenler, nasıl oluyor da insan haklarından dem vurabiliyorlar ?'
Ayetullah Hamenei, demokrat Clinton hükümetinin Davudi cemaati üyesi sekseni aşkın insanı nasıl katletmiş olduğunu hatırlatarak, ‘sekseni aşkın kadın, erkek ve çocuğu diri diri yakan sizler, insan haklarının ne olduğunu anlamakta mısınız ?' dedi.
İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının bir bölümünde ise, "İran İslam Cumhuriyeti, insan hakları ve mazlumların savunuculuğunun bayraktarıdır ve batılıların nasihatine ihtiyacı yoktur. Avrupa'lı ve Amerika'lı politikacılar, biraz utanarak bu tür hareketlerden el çeksinler!" dedi.
Cuma namazının ikinci hutbesinin sonunda Ayetullah Hamanei hz. Veliyullah'ıl A'zem İmam Zaman (ac) hitaben şöyle dedi: "Ey seyidimiz ve mevlamız! Biz üzerimize düşeni yaptık ve söylenmesi gerekeni söyledik ve söyleyeceğiz de. Canımızı ve az da olsa haysiyetimizi avucumuzun içine almış ve onu İslam ve İnkılab uğrunda feda edeceğiz. Yolumuzu tam kararlılıkla sürdürmeye kararlıyız ve bu inkılâbın ve ülkenin asıl sahibi sizsiniz ve sizin duanıza muhtacız.