Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed/i Mustafa (sav) ve onun değerli torunu Ehli Beyt İmamlarının altıncısı Hz. İmam Cafer Sadık (sa)in mübarek veladetleri yıl dönümünde İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bugün sabah üç erkin başkanlarıyla, İslam nizmanın maslahatlarını teşhis kurulu başkanı, ülke yetkililerini, 22. İslami Vahdet konferansı konuklarını, yabancı İslam devletleri elçilerini ve halk kitlelerinden kalabalık bir grubu kabul etti.
Bu kabul sırasında bir konuşma yapan İslam İnkılâbı rehberi, İslam peygamberi Hz. Muhammed (sav)in veladetinin beşeriyetin hedefi için belirleyici bir olay olduğunu hatırlatarak, “İslam Peygamberi (sav)in mensupları ve ümmetinin özellikle siyaset adamları, ulema, aydınlar ve İslam ümmeti üzerinde etkili olanların en önemli ve en büyük vazifesinin “İslami birliğin tahakkuku” uğrunda mücahidet etmek ve “Tefrika unsurları”na karşı koymaktı” dedi.
Resulullah efendimiz (sav) ve İmam Cafer Sadık hazretlerinin mübarek veladetleri dolayısıyla tüm dünya Müslümanlarına tebrik dileklerini belirten Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, Hz. Resulü Ekrem (sav)in veladetinin insanlık istikametinin belirlenmesindeki hayati önemine ve bu mübarek veladet esnasında dünyada olup biten bir takım anlamlı olaylara temasla, “Tarihte aktarıldığı üzere Hz. Muhammed (sav)in veladetleri esnasında vuku bulan bir takım olaylar, aslında bu veladet hakikatini dair bir takım sembol nitelikli alametler olup, dünyada artık şirk, küfr, maddecilik, zulüm ve isyancılığın kökünün kazındığı anlamına gelmektedir” dedi.
İslam Peygamberi(sav)in hidayetinin şu an tüm insanlığı kapsamamasına rağmen, bu aydın lamba ve giderek ışıldayan alevin tedrici olarak tüm insanlığı nur çeşmesine doğru hidayet edeceğini ve sonunda tüm alemi kaplayacağını hatırlatan İslam İnkılabı rehberi konuşmasının devamında tüm beşeriyetin Resulullah efendimiz (sav)in veladetine borçlu olduğunu belirterek, “bu ilahi nimet karşısında Müslümanların büyük vazifelerinden biri, vahdet meselesinin gereğini yerine getirmek ve bu yönde slogan variden çıkıp pratikte teşebbüste bulunmak olduğunu bildirdi.
“Vahdete amel etmek ve tefrika unsurlarını devre dışı bırakmak, mücahidet ve mücadele gerektirir. Bu birliğin sonucu ise İslam âleminin sorunlarının büyük bir bölümünün çözüme kavuşması ve İslam ümmetinin aziz olmasıdır” diyen İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei, ayrıca İslam ülkeleri ve Müslümanların mevcut konumlarına, yabancı güçlerin İslam ümmetini zelil etmek için güttüğü hedefler ve sultacı girişimlerine temasla düşmanların bu uğursuz hedeflerine karşı koymanın tek yolunun vahdetin gerçek manada hayata geçirilmesi olduğunu söyledi.
İslam İnkılâbı Rehberi daha sonra Müslümanlar arasında tefrika unsurlarını sıralayarak, deruni faktörler ve inanç üzerindeki taassupların bunlardan biri olduğunu bildirdi ve “İlkeler, esaslar ve inançlara iman beğenilen bir olaydır ancak bu inanç “isbat” sınırını aşıp düşmanlık ve saldırganlıkla birlikte “Nefy” sınırına varmamalıdır” dedi.
Şii ve Sünni Müslümanların birbirlerinin inancına ve düşüncesine saygı göstermesi zaruretine de temas eden Ayetullah Hamanei, “Bilimsel toplantılarda bu düşünceler ve akait hususunda bilimsel tartışma ve mücadelenin her hangi bir sakıncası yoktur ama bu bilimsel tartışmalar, bahisler kamuoyu boyutunda birbirine karşı hakarete dönüştürülmemelidir” dedi.
İslam düşmanları ve sultacı güçlerin tefrikacı girişimlerinin Müslümanlar arasındaki tefrikanın dış unsurları olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei, tefrika çıkarmak için düşmanların fitne ve planları karşısında Müslümanların uyanık olmaları ve kendilerini bu hilelerin esaretinden kurtarmaları gerektiğini, ancak ne yazık ki Müslümanlardan veya İslam ülkelerinden bazılarının tefrika yönünde düşmanlara alet olduklarını söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının bir başka bölümünde ise İslami direnişin 33 günlük Lübnan savaşında ayrıca 22 günlük Gazze savaşındaki üstün galibiyetini de hatırlatarak, “bu iki olay oldukça ibret vericiydi, zira Lübnanlı ve Filistinli gençlerin tam donanımlı Siyonist İsrail rejimi ordusuna karşı üstün ve parlak zaferinden ve Müslümanlar arasında dayanışma ruhunun daha da güçlenmesinden sonra düşman Lübnan’da Şii ve Sünni meselesini ve Filistin’de ise kavmiyet ve Arapçılık meselesini gündeme getirerek, bu kıvanç verici zaferlerin zevkini Müslümanlara tattırmak istemediler” dedi.
Böyle bir aşamada İslam ülkelerinde devlet adamları, siyaset adamları ve yetkililerin öncelikli vazifesinin düşman’ın bu komplolarının tahakkuk bulmasını önlemek olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei, “Biz ana unsuru tanımada yanlışa düşmeyeceğiz ve eğer İslam ümmeti içinden her hangi bir boğazdan bir feryat yükselse bile bu feryadın dünya müstekbirliğine ait olduğunu kabul ediyoruz, bunun için İslam ülkeleri yetkilileri uyanık olmalılar. Bu arada İslam dünyası uleması, aydınları ve etkili kişilerinin Müslümanlar içerisindeki tefrika girişimlerine karşı koyma ve bu tefrikanın asıl unsurlarını tanıtmadaki vazifesi ise oldukça önemlidir” dedi.
Rahmetli İmam Humeyni’nin değerli anısını da hatırlatan İslam İnkılabı rehberi, “ Allah’ın rahmeti İmam Humeyni’ye olsun ki bizim zamanımızda vahdet nidasını yükselterek dünya Müslümanlarını vahdete davet etti” dedi.
Bu görüşmenin sonunda İslami Vahdet konferansı konuklarından bazıları İslam İnkılabının huzuruna çıkarak muhtelif konularda görüşlerini dile getirdiler. İslam İnkılabı Rehberinin konuşmasından önce kısa bir konuşma yaparak tebrik dileklerini belirten İslami İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad çağımızda İslami diriliş ve uyanışın dalga dalga tüm dünyada yayıldığına temasla, “artık dünyada adalettaleplik, hayırtaleplik, mazlumların desteklenmesi ve zalimlere karşı mukavemet dalgasının daha da güçlendiğine tanık olmaktayız” dedi.
Bu kabul sırasında bir konuşma yapan İslam İnkılâbı rehberi, İslam peygamberi Hz. Muhammed (sav)in veladetinin beşeriyetin hedefi için belirleyici bir olay olduğunu hatırlatarak, “İslam Peygamberi (sav)in mensupları ve ümmetinin özellikle siyaset adamları, ulema, aydınlar ve İslam ümmeti üzerinde etkili olanların en önemli ve en büyük vazifesinin “İslami birliğin tahakkuku” uğrunda mücahidet etmek ve “Tefrika unsurları”na karşı koymaktı” dedi.
Resulullah efendimiz (sav) ve İmam Cafer Sadık hazretlerinin mübarek veladetleri dolayısıyla tüm dünya Müslümanlarına tebrik dileklerini belirten Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, Hz. Resulü Ekrem (sav)in veladetinin insanlık istikametinin belirlenmesindeki hayati önemine ve bu mübarek veladet esnasında dünyada olup biten bir takım anlamlı olaylara temasla, “Tarihte aktarıldığı üzere Hz. Muhammed (sav)in veladetleri esnasında vuku bulan bir takım olaylar, aslında bu veladet hakikatini dair bir takım sembol nitelikli alametler olup, dünyada artık şirk, küfr, maddecilik, zulüm ve isyancılığın kökünün kazındığı anlamına gelmektedir” dedi.
İslam Peygamberi(sav)in hidayetinin şu an tüm insanlığı kapsamamasına rağmen, bu aydın lamba ve giderek ışıldayan alevin tedrici olarak tüm insanlığı nur çeşmesine doğru hidayet edeceğini ve sonunda tüm alemi kaplayacağını hatırlatan İslam İnkılabı rehberi konuşmasının devamında tüm beşeriyetin Resulullah efendimiz (sav)in veladetine borçlu olduğunu belirterek, “bu ilahi nimet karşısında Müslümanların büyük vazifelerinden biri, vahdet meselesinin gereğini yerine getirmek ve bu yönde slogan variden çıkıp pratikte teşebbüste bulunmak olduğunu bildirdi.
“Vahdete amel etmek ve tefrika unsurlarını devre dışı bırakmak, mücahidet ve mücadele gerektirir. Bu birliğin sonucu ise İslam âleminin sorunlarının büyük bir bölümünün çözüme kavuşması ve İslam ümmetinin aziz olmasıdır” diyen İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei, ayrıca İslam ülkeleri ve Müslümanların mevcut konumlarına, yabancı güçlerin İslam ümmetini zelil etmek için güttüğü hedefler ve sultacı girişimlerine temasla düşmanların bu uğursuz hedeflerine karşı koymanın tek yolunun vahdetin gerçek manada hayata geçirilmesi olduğunu söyledi.
İslam İnkılâbı Rehberi daha sonra Müslümanlar arasında tefrika unsurlarını sıralayarak, deruni faktörler ve inanç üzerindeki taassupların bunlardan biri olduğunu bildirdi ve “İlkeler, esaslar ve inançlara iman beğenilen bir olaydır ancak bu inanç “isbat” sınırını aşıp düşmanlık ve saldırganlıkla birlikte “Nefy” sınırına varmamalıdır” dedi.
Şii ve Sünni Müslümanların birbirlerinin inancına ve düşüncesine saygı göstermesi zaruretine de temas eden Ayetullah Hamanei, “Bilimsel toplantılarda bu düşünceler ve akait hususunda bilimsel tartışma ve mücadelenin her hangi bir sakıncası yoktur ama bu bilimsel tartışmalar, bahisler kamuoyu boyutunda birbirine karşı hakarete dönüştürülmemelidir” dedi.
İslam düşmanları ve sultacı güçlerin tefrikacı girişimlerinin Müslümanlar arasındaki tefrikanın dış unsurları olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei, tefrika çıkarmak için düşmanların fitne ve planları karşısında Müslümanların uyanık olmaları ve kendilerini bu hilelerin esaretinden kurtarmaları gerektiğini, ancak ne yazık ki Müslümanlardan veya İslam ülkelerinden bazılarının tefrika yönünde düşmanlara alet olduklarını söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının bir başka bölümünde ise İslami direnişin 33 günlük Lübnan savaşında ayrıca 22 günlük Gazze savaşındaki üstün galibiyetini de hatırlatarak, “bu iki olay oldukça ibret vericiydi, zira Lübnanlı ve Filistinli gençlerin tam donanımlı Siyonist İsrail rejimi ordusuna karşı üstün ve parlak zaferinden ve Müslümanlar arasında dayanışma ruhunun daha da güçlenmesinden sonra düşman Lübnan’da Şii ve Sünni meselesini ve Filistin’de ise kavmiyet ve Arapçılık meselesini gündeme getirerek, bu kıvanç verici zaferlerin zevkini Müslümanlara tattırmak istemediler” dedi.
Böyle bir aşamada İslam ülkelerinde devlet adamları, siyaset adamları ve yetkililerin öncelikli vazifesinin düşman’ın bu komplolarının tahakkuk bulmasını önlemek olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei, “Biz ana unsuru tanımada yanlışa düşmeyeceğiz ve eğer İslam ümmeti içinden her hangi bir boğazdan bir feryat yükselse bile bu feryadın dünya müstekbirliğine ait olduğunu kabul ediyoruz, bunun için İslam ülkeleri yetkilileri uyanık olmalılar. Bu arada İslam dünyası uleması, aydınları ve etkili kişilerinin Müslümanlar içerisindeki tefrika girişimlerine karşı koyma ve bu tefrikanın asıl unsurlarını tanıtmadaki vazifesi ise oldukça önemlidir” dedi.
Rahmetli İmam Humeyni’nin değerli anısını da hatırlatan İslam İnkılabı rehberi, “ Allah’ın rahmeti İmam Humeyni’ye olsun ki bizim zamanımızda vahdet nidasını yükselterek dünya Müslümanlarını vahdete davet etti” dedi.
Bu görüşmenin sonunda İslami Vahdet konferansı konuklarından bazıları İslam İnkılabının huzuruna çıkarak muhtelif konularda görüşlerini dile getirdiler. İslam İnkılabı Rehberinin konuşmasından önce kısa bir konuşma yaparak tebrik dileklerini belirten İslami İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad çağımızda İslami diriliş ve uyanışın dalga dalga tüm dünyada yayıldığına temasla, “artık dünyada adalettaleplik, hayırtaleplik, mazlumların desteklenmesi ve zalimlere karşı mukavemet dalgasının daha da güçlendiğine tanık olmaktayız” dedi.