İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyid Ali Hamenei dün sabah Kum kentinden binlercesini, hş 1356 yılında 19 Dey kıyamı yıl dönümü münasebeti ile kabulünde düşmanların halkın haklı taleplerini suiistimal etme komplosunun boyutları ve kademelerine açıklık getirdi.
İslam inkılabı rehberi bugünkü sözlerinde, İran'da yaşanan son olayların yorumunda iki önemli ve kilit konuya değindi.
Birinci konu, İslam cumhuriyeti nizamı ve inkılap düşmanlarının, İslam inkılabının zaferinden itibaren bugüne kadar çeşitli şekillerde ve sürekli olarak devam eden husumetlerinin köklerine dikkat edilmesi zaruretidir.
İkinci konu ise ülke içindeki zaaflar ve ülke dışındaki hasarlar arasındaki farkın bilinmesidir. Aslında bu konu son günlerde yaşanan itiraz gösterileri gibi olayların sebebi ve yaşanmasında dikkate alınması gerekiyor.
İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamenei söz konusu iki konuya değinerek bazı gerçekler ve eksikliklere işaretle, "halkın haklarının savunulması ve sorunlarının giderilmesinin" tüm yetkililer ve sorumluların görevi olduğunu belirtti. Ayetullah Hamenei şöyle buyurdu: halkın bazı kesimleri ve özellikle "zayıf kesimler" baskı altındalar ve yetkililerin tüm iradeleri, mevcut sorunların çözümlenmesi için harcanmalı.
Sözlerinin devamında başka gerçeklere de değinen İslam inkılabı rehberi ayrıca son olayların başka boyutlarını ele alarak, " mevcut kanıtlara göre yaşanan olayların organize edildiğini ve şekillenmesinde bir üçgenin faaliyet yaptığını" belirtti.
İslam inkılabı rehberi sözlerinin devamında şöyle konuştu: " Son olaylarla ilgili üçgenin bir yanını olayları planlayan ve aylarca planın üzerinde çalışan ABD ve Siyonist rejimdi. Onlar, olayların küçük şehirden başlatılıp, merkeze sıçramasını planlamışlardı." açıklamasında bulundu.
Ayetullah Hamanei, bu üçgenin ikinci yanının, Fars Körfezi'ndeki zengin bir devletten ibaret olduğunu ve bu planı finanse ettiğini ve üçüncü yanının da aylar öncesinden hazırlanan insan katili Münafıklar Örgütü uşaklarının olduğunu vurguladı.
Yapılan çağrılara da temas eden İslam İnkılabı Rehberi, bu çağrılarda bazılarını olaylara sürüklemek için çekici slogan olan "pahalılığa hayır" sloganının gündeme getirildiğini, işin başında bazıların bu sloganları atmaya başladığını, ancak halkın hedef ve sloganların değiştiğini görünce safını ayırdığını vurguladı.
İslam inkılabı rehberi İran'daki kargaşaların komşu ülkelerde organize edilerek yönlendirildiğine işaretle, bu konunun olayların daha derin kademelerini aydınlattığını söyledi. Tabi bu arada bri çok belge ve kanıt, söz konusu olayların sebepleri hakkında sınır dışındaki etkenler ve planlaycılardan gafil olmamayı göstermiştir. Bu yüzden benzer olayların incelenmesinde her zaman bu olayları oluşturan tüm sebeplere ve unsurlara dikkat edilmesi gerekir, böylce söz konusu gösterilerin halkın mneşru talepleri çizgisinden nasıl ve neden çıktığı veya bazı sanal ortamlar ile yabancı medyanın oluşturduğu ortamlarla, itirazların güdümlü ve devirme hedeflere doğru yönlendirildiği ele alınması gerken konulardır.
Fakat İran halkı son olaylara tepki olarak kendi bilinç ve basireti ile gösterdiği tepkide, sapkın hareketlerekarşı düşmanları iyi tanıdığını gözler önüne serdi.
İslam inkılabı rehberinin tabirine göre bu mücadele, " milletin millet karşıtı" mücadelesi, " İran'ın İran karşıtı" mücadelesi, "İslam'ın İslam karşıtı" mücadelesidir ve bundan sonra da devam edecektir.