İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, bugün (Çarşamba) Azerbaycan eyaleti halkından binlercesini kabul ettiği görüşmede, İran halkının 22 Behmen (10 Şubat) yürüyüşüne tutarlı, güçlü ve neşeli katılımını, "İran, nizam ve inkılâbın onur kaynağı" olarak niteleyerek, yetkililerin bu durumu halkın şikâyetçi olmadığı yönünde yorumlamamaları gerektiğini belirterek, “ABD, tehdit ve askeri savaş numarasını tekrarlamak suretiyle, İran İslam Cumhuriyeti yetkililerinin dikkatini gerçek savaş yani ekonomik savaş meydanından uzaklaştırmaya çalışmaktadır. Yetkililer uyanık olmalı ve tüm gayretlerini, işsizlik, ekonomik durgunluk, pahalılık ve ayrıma tahsis etmeliler” dedi.
İran halkının 22 Behmen (10 Şubat/İslam İnkılâbı Zafer yıl dönümü) yürüyüşlerine geniş katılımını "İran, nizam ve inkılâbın onur kaynağı" olarak niteleyen İslam İnkılâbı Rehberi, İran halkına teşekkür ederek, "bu yıl sadece iç kaynaklar bu geniş çaplı katılımdan söz etmekle kalmayıp hatta inkılâp düşmanları da önceki yılların aksine bu yürüyüşler hakkında "milyonluk" tabirini kullanarak, halkın bu onur verici katılımını itiraf etti ve bendeniz gerçekten de halka teşekkür etme konusunda dilim yetersiz kalmaktadır" ifadesini kullandı.
Ayetullah Hamanei, inkılâp ve İslam Cumhuriyeti aleyhinde propaganda yapmak ve ortam oluşturmak için CIA, MOSSAD ve İngiltere'nin istihbarat teşkilatının aralıksız çabaları ve Karun'ların petro-dolarlarını harcamalarına temasla, yıllar boyunca, yüzlerce uydu kanalı, sanal âlem ve İran'dan firar eden müflislerin, İslam nizamını aşağılamak, zayıflatmak ve suçlamakla meşgul olduğunu; ancak halkın 10. Şubat’taki saf ilahi yağmuru örneği yoğun katılımının bu puslu havayı temizlediğini ve zülal ve mübarek bir ırmak misali kirlilikleri giderdiğini vurguladı.
İslam İnkılâbı Yıl dönümü yürüyüşlerine katılan kitlelerin terkip ve oluşumunun çok önemli ve dikkat çekici olduğunu hatırlatan İslam inkılâbı Rehberi, bu kitlelerin büyük bir bölümünün tağut dönemindeki dikta ortamını, İslam İnkılâbının zaferi günlerini, rahmetli İmam Humeyni’yi ve kutsal müdafaa savaşı dönemini görmediklerini, fakat marifet, aydınlık ve idrak duygusuyla cadde ve sokakları doldurduklarını bildirdi.
3. ve 4. neslin inkılâbın ve nizamın müdafaası alanındaki umut bahşedici ve direnişçi varlığı inkılâbın gelişim ve açılımını göstermekte olup bunun kendisi dikkate değer çok önemli bir husustur” diyen İslam İnkılâbı rehberi, düşmanın İran ekonomisine baskı uygulamak isteyerek halkın sorunlarla karşılamak istediğini belirterek, İran’ın da tüm dünya ülkeleri gibi bir takım sorunlarının olduğunu, ancak bu sorunları kendi haline bırakmayacağını, düşman’ın son 38 yıl içinde yapılan hizmetler ve ilerlemeyi hiçe sayarak halkı umutsuzluğa kaptırmaya çalıştığını, yetkililerin çalıştığını fakat kapasitelerin daha yüksek olduğunu bazı sorunların mevcut olduğunu ancak sorunlardan çıkmak yöntemlerinin de belli olduğunu söyledi.
Ayetullah Hamanei, ‘’Düşmanın hem eski hem de yeni ABD hükümetinde sürekli savaş tehditleri dillendirmekte. Sürekli savaş seçeneğinin masa üstünde olduğunu ifade ediyorlar. Bunlara binaen Avrupa ülkeleri sürekli Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olmasaydı savaşın kesin olduğunu söylüyorlar. Bunlar neden savaştan bahsediyorlar? Bunların maksadı zihinlerin savaşla meşgul olmasıdır. Gerçek savaş, ekonomik savaştır, ambargo, iş, teknoloji ve faaliyetlerin önünü kapatmaktır. Gerçek savaş kültürel savaştır. Bizim bunlarla meşgul olmamamız için bunlarla meşgul olmaya çalışıyorlar’’ dedi.
İran'ın son 40 yılda bazı alt yapı çalışmalarındaki ilerlemelerinin hayret verici olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, bu ilerlemeler ve sıçramaların bazılarının genellikle yüz yılda bile imkânsız olduğunu beyan etti.
22 Behmen’in halkın tutum ve taleplerinin dile getirtilmesi yönünde ilahi bir nimet ve değerli bir fırsat olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, halkın bu yıl düşman karşısında direndiğini, İslam’ın tahakkuku ve İslam nizamının ilerlemesi hususunda azimli olduğunu, halkla birlikte olmayan her yetkilinin halk tarafından tereddütsüz olarak etkisiz kılınacağını gösterdiğini söyledi.
İslam İnkılâbı Rehberi konuşmasının devamında yetkililere hitaben, halkın, pusuya yatmış düşman karşısındaki coşkulu varlığının halkın yetkililerin çalışmalarından şikâyetçi olmadıkları anlamında olmaması gerektiğini, zira halkın bir takım sorunlardan şikâyetçi ve rahatsız olduklarını söyledi.
“Direniş Ekonomisi, eylem ve amel” yılının sona yaklaşmakta olduğunu, hükümet yetkilileri ve öteki erklerin sorumlularının bu alanda yapmış oldukları çalışmalar hakkında rapor vermeleri gerektiğini belirten Ayetullah Hamanei, yetkililerin halka, “böyle olması gerekir” dememesi gerektiğini bilakis halka böyle oldu demelerinin icap ettiğini söyledi.
Düşmanın İran ekonomisine baskı uygulamak isteyerek halkın sorunlarla karşılamak istediğini ifade eden Ayetullah Hamanei, yetkililerin çalıştığını fakat kapasitelerin daha yüksek olduğunu bazı sorunların mevcut olduğunu ancak sorunlardan çıkmak yöntemlerinin de belli olduğunu söyledi.
Düşman’ın. İran halkına yönelik baskıların artırılması ve halkın umutsuzluğa kapılmasını amaçladığı hususunda kendisinin bundan 6 yıl önceki bir konuşmasını hatırlatan Ayetullah Hamanei, yetkililerin kültürel ve bilimsel çalışmaların yanı sıra ekonomik meselelere de özel bir önem vermeleri gerektiğini, kısa vadede ekonomik meselelerin öncelikli olduğunu söyledi.
İslam İnkılâbı Rehberi, tağut’un aşağılayıcı dönemine kıyasla İranlıların milli izzet ve onurunu, İslam inkılâbının büyük ve iftihar verici kazanımlarından niteleyerek, "Bugün herkes İran halkının onur ve iktidarı ve belirleyici rolüne itiraf ediyor ve biliyorlar ki, bütün bölge meselelerinde eğer İran olmaz ve irade etmezse, bir şey yapılamaz" ifadesini kullandı.
Ayetullah Hamanei, ABD'nin önceki ve şimdiki yönetiminin "İran'ı savaşla tehdit etme" numarasını tekrarlamadaki gerçek hedefini analiz ederek, "Bugün de eskiden olduğu gibi, masadaki askeri seçeneklerden söz ediyorlar ve o Avrupalı yetkili de İranlı yetkililere "Eğer nükleer anlaşma olmasaydı, savaş kaçınılmazdı" diyor; ancak bu söz sadece yalandan ibarettir ve onlar, bizim zihnimizi gerçek savaş yani ekonomik savaştan uzaklaştırmaya ve askeri savaşa sürüklemeye ve böylece ülke yetkililerini ekonomi alanındaki ilerlemeler ve Batılıların İran halkına karşı kültürel savaşı üzerine yoğunlaşıp, odaklanmalarından alıkoymaya çalışıyorlar" ifadesini kullandı.
Ayetullah Hamanei, proje ve planların tamamen denetim altında sürdürülmesi zaruretini hatırlatarak, saygıdeğer cumhurbaşkanından, müdürlere, tamamen şeffaf ve denetime açık bir faaliyet sürdürmeleri konusunda uyarıda bulunmasını istediğini ve bu konuda sadece sözle yetinilmemesi ve somut sonuçların olması gerektiğini söyledi.
«واعدوا لهم ما استطعتم من قوه» Ayetine de değinen İslam İnkılâbı Rehberi bu ayetten gayenin sadece askeri gücü dikkat edilmesi olmadığını, bilakis kendi içinizde her açıdan güçlenmek anlamında olduğunu ve bunu da kendisinin defalarca dile getirdiği iç istihkâmın güçlendirilmesi olduğunu söyledi.
Sadece zaaflar ve noksanlıklar üzerinde duran ve onları büyüten kesimi de eleştiren İslam İnkılâbı Rehberi, bu kesimle ilgili olan hususun bizzat bunların kendisinin düşmana yaptırım imkânı tanıması olduğunu söyledi
Konuşmasının bir başka bölümünde ise 17 Şubat 1978 tarihinde Tebriz olayının çok önemli bir ders içerdiğini ve İslam İnkılâbının zaferini harekete geçiren bir motor gücü özelliği taşıdığını belirten İslam İnkılâbı Rehberi, Tonbeku, meşrutiyet, petrolün millileştirilmesi, İslam İnkılâbı ve kutsal müdafaa savaşı gibi son 130 yılın en önemli siyasi-sosyal önemli olaylarında Azerbaycan halkının mücadelenin temel dinamiklerinden olduğunu, Azerbaycan’ın böyle kıvanç verici bir tarihe sahip olduğunu bildirdi.
İnkılâbın ilk yıllarında Tebriz’de bazı grupların bölücü girişimlerine de değinen Ayetullah Hamanei, rahmetli İmam Humeyni, İngilizlerin eski siyasetlerinin bir uzantısı olan o tefrika çıkarıcı hareketler karşısında, “Hiç kimse endişe etmesin zira bizzat Tebriz halkının kendisi onlara gereken cevabı verecektir dediğini ve böyle de olduğunu söyledi.
Azerbaycan halkının ihtilaf yaratmaya çalışanlar ve düşmanların vesveseleri karşısında uyanıklığının takdire şayan olduğunu ifade eden Ayetullah Hamanei, ‘’Azerbaycan İnkılâbın ve İslami Düzenin güç noktasıdır ve Azerbaycan halkı milli birliği savunmak için canlarından vazgeçtiler ve herkes bu fedakârlığı minnettar olmalı’’ dedi.
Türk, Fars, Lor, Arap ve Beluç gibi kavimlerin İran’da olmasının ülke için değerli bir fırsat olduğunu vurgulayan Ayetullah Hamanei, ‘’Düşmen her zaman kavimler arasında ihtilaflar yaratıp ve kendilerince deprem yaratmak istemekte fakat İran’da hiçbir fay hattı mevcut değildir. İran milleri birlik ve beraberlik içindedir’’ dedi.
İran halkının özellikle de Azerbaycan halkının düşmanların fitneci girişimleri karşısındaki direniş ve fedakârlıklarına da örnek olarak, Ehli Sünnetin Beluç din âlimlerinden rahmetli Mevlevi Abdülaziz Sadati, Kürdistan Ehlisünnet din âlimlerinden rahmetli şehid Şeyh’ul İslam, ayrıca Huzistan bölgesinin genç Arap komutanı Şehid Ali Haşimi’yi, İran halkının İslam ve İnkılâbı savunma yönündeki ortak ve koordineli girişimine örnek olarak zikrederek, birleşik İran halkının gönül birliği içinde olduğunu bildirdi.
Son günlerde gündeme getirtilen “Milli Uzlaşı” meselesine de değinen Ayetullah Hamanei, bunun anlamsız olduğunu ve gazetelerin bu konuda abartıya kaçıcı ifadeler kullandıklarını, zira İran halkının birbiri ile küs olmadıklarını bunun için de uzlaşmak istemelerinin bir anlam ifade etmediğini belirterek, “ancak halkımız, 2009 olayları sırasında Hüseyni Aşura gününe hakaret eden ve büyük bir gaddarlık ve zalimlikle genç gönüllü genci sokak ortasında çırılçıplak soyarak dayak atan kimselerle küstürler ve onlarla kesinlikle de uzlaşmayacaklar” dedi.
“Elbette temelde İslam İnkılâbına karşı olanlar seçimlerin bir bahaneden ibaret olduğunu ve asıl amaçlarının İslam nizamı olduğunu açıkça dile getirdiklerini belirten İslam İnkılâbı rehberi şöyle dedi: İran halkı İslam, İran, ülke bağımsızlığı ve düşman karşısında direniş söz konusu olduğunda bir birinin yanında durup ve birlik içinde olur. Bazı siyasi konularda belki birkaç kişinin bir biri ile görüş ayrılığı olabilir, fakat bu önemli bir şey değildir ve normal meseledir’’ dedi.
Her zaman halkın yüreğini ısıtan ve umut veren mukaddes ve ilahi umut alevlerine değinen Ayetullah Hamanei, “Tüm ilerlemelere rağmen biz şimdiye kadar, İslam ve inkılâp ilkelerinin gerçekleşmesi için sadece kısa bir adım atmış bulunmaktayız ve adalete dayalı, güçlü, izzetli ve ilerlemiş bir İslam ülkesi yönünde adım atmalıyız ve Allah’ın inayeti ile zafer ve gelecek aziz İran milletinin olacaktır” dedi.
İslam İnkılâbı Rehberinin konuşmasından önce kısa bir konuşma yapan Veliyi Fakih’in Azerbaycan temsilcisi ve Tebriz Cuma İmamı Ayetullah Müçtehid Şebüsteri, Hz. Fatime’nin vefat yıl dönümü olan Fatimiyye günleri dolayısıyla taziyetlerini bildirerek, Azerbaycan halkının 17 Şubat 1978 tarihinde unutulmaz önemli bir hamaset yarattıklarını ve bu yılki 10 Şubat yürüyüşlerinde de bir kez daha kendi şuur, basiret ve bilincini sergileyerek rehberleri ile biatlerini yenilediklerini söyledi.
İran halkının kesinlikle büyük şeytan Amerika’ya aldanmadıklarını ve bundan böyle de aldanmayacaklarını belirten Ayetullah Şebüsteri, İran halkının birlik ve bütünlük içinde, milli güvenlik ve çıkarların korunması olunda bir parça olduklarını ispatladıklarını söyledi.