İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, bugün sabah (Pazar) Kum kentinden binlerce kişiyi kabul ettiği görüşmede, “iman ve dini marifet”, “ilim gücü”, “direniş ekonomisi” ve “milli onurunu korunması”nı İran halkı ve ülkesine kudret kazandıran dört temel faktör olduğunu bildirerek, Kum halkının 8 Ocak (19 Dey) kıyamından alınan en önemli dersin düşman’ın tanınması, düşmanlık metotların, yol ve yöntemlerin tanınması ve ona karşı zamanında ve dikkatlice girişimde bulunması olduğunu söyledi.
Kum halkının kıyamının 39. Yıl dönümü dolayısıyla gerçekleşen bu görüşmede İslam inkılâbı Rehberi, “anlık ihtiyaç”ı tanıma ve “Kum halkının zamanında girişimi”nin bu hareketinin en önemli özelliği olduğunu belirterek, bu sebeplerden ötürü de Kum halkının kıyamının çok etkili olduğunu ve bir sonraki hareketlere ortam hazırladığını ve sonunda da İslam İnkılâbının zaferiyle sonuçlandığını bildirdi.
Her farizanın kendine mahsus bir zamanının olduğunu ve farzın yerine getirilmesinin en iyi zamanının ise ilk vaktinde yerine getirilmesi olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, farizanın tehirle veya zamanın geçmesinden sonra yerine getirtilmesinin, Aşura kıyamından sonra tevvabinlerin kıyamı gibi çok geç ve etkisiz olacağını bildirdi.
Ayetullah Hamanei, İslam İnkılâbının, İran halkının bağımlılık ve geri kalmışlıktan kendini kurtarması için yüksek kalkışı niteleyerek kesinlikle bu hareketin, kendi çıkarlarını İran halkının bağımlılık ve geri kalmışlığında görenlerin muhalefetiyle karşılaşacağının belli olduğunu söyledi.
İran İslam İnkılâbı Rehberi, İran’ı düşman türetmekle suçlayan bazı iddialara değinerek, “İran milleti ve İslam İnkılâbı hiçbir zaman düşmanlık türetme peşinde olmamıştır. Ancak İslam İnkılâbı öncesi ülkeyi ellerinde tutup gasp eden zorbaların dışarı atılmasıyla bu güçler, İran halkının kanlı ve uzlaşmaz düşmanları haline geldiler” dedi.
Düşmanların umutlarının yitirmesiyle ancak bu düşmanlıkların yok olabileceğini belirten İslam İnkılâbı Rehberi, İslam nizamı ve İran halkına karşı düşmanlıkların halen var olduğunu ve buna karşılık en önemli vazifenin düşman ve onun hedeflerini tanımak ve düşmanların karşısında direnmek olduğunu söyledi.
Konuşmasının devamında, düşman’ın kim olduğunu sorusunu gündeme getiren İslam İnkılâbı rehberi, bağımsız ve kalkınmakta, gelişmekte olan bir İran’ın temel düşmanının, Amerika, İngiltere, uluslar arası para babaları ve Siyonistler olduğunu belirterek, “Elbette dış düşman’ın yanı sıra, hedefsizlik, umutsuzluk, halsizlik, zevksizlik, tembellik, yanlış siyasetler, yanlış davranışlar, muhtelif ihtilaflar ve kıt görüşlülükler gibi iç düşmanlarımız da var” dedi.
“Biz tembellik edersek, zamanında hareket etmeyecek olursak, düşmanı yanlış bellersek, gerçek büyük şeytan yerine, uğursuz bir kardeşi düşman sayarsak darbe yeriz” diyen Ayetullah Hamanei, dış düşman’ın varlığını bir slogandan ibaret olmayıp, güçlü kanıtlara dayalı bir gerçek olduğunu belirterek, ABD'nin sözde "iyi ahlaklı" Dışişleri Bakanı'nın vedalaşma mektubunda, bir sonraki yönetime "İran'ı sıkıştırın, yaptırımları koruyun zira sıkıştırma yoluyla İran'dan taviz koparabilirsiniz" diye tavsiyede bulunduğunu hatırlatarak, gülümseyen bu düşmanın İran'ı şer ekseni olarak niteleyen o düşmanla hiçbir farkı olmadığını kaydetti.
İslam İnkılâbı Rehberi ayrıca, İngilizlerin düşmanlığı hakkında, yıpranmış eski sömürgeci İngiltere'nin şu an Fars Körfezi'ne bir kez daha gelip, bölge ülkelerini kullanmak suretiyle kendi çıkarlarını sağlamaya çalıştığını, bu yüzden kendisi "gerçek bir tehdit"ken İran'ın tehdit olduğunu ileri sürdüğünü ifade etti.
Ayetullah Hamanei, İngiliz çevrelerin İran ve bölge ülkeleri için plan ve kararlar yapmakta olduğuna temasla, onların hedeflerinden birinin "Irak, Suriye, Yemen ve Libya"yı bölmek olduğunu ve İran ile ilgili de aynı niyet sahibi olduğunu, zira İran kamuoyundan ciddi biçimde korku duyduğunu, ancak bunu dile getirmediğini beyan etti.
İslam İnkılâbı Rehberi, İngilizlerin kendilerince, nükleer anlaşmanın ardından kısıtlamalar ve yaptırımlar için yeniden planlama yapmakta olduğunu ve hala, İran başta olmak üzere bölgede yerel kişileri eğitip, silahla donatmak olduğunu, böylece bu kişileri İslam nizamı ve milletin üzerine saldırtmak istediğini vurguladı.
İngilizlerin somut düşmanlıklarından örnekler sıralayan Ayetullah Hamanei, bu bir düşman değil mi? Bundan daha habis bir düşman kim olabilir? Bunun için de düşmanı ve onun düşmanlık metotlarını tanımak gerekir” dedi.
Sorumlular, gençler, işçiler ve üniversiteliler başta olmak üzere tüm toplum fertlerinin düşman ve amaçlarını tanıyıp bilmeleri gerektiğini belirten İslam inkılâbı Rehberi, “Düşman’ın asıl amacı, İran halkı ve İslam nizamıdır. Bazen de bir takım şahıslar veya kurum ve teşkilatlara karşı özellikle düşmanlık yaptığı durumlarda ise bunun nedeni bu kişiler veya kurumların İran halkı ve İslam nizamına karşı kendi göğüslerini siper etmeleridir ve düşman bu kişileri ve kurumları kendi yolu üzerinden kaldırmak istiyor” ifadesini kullandı.
Ülkenin kudret ve hareketlenmesinde en önemli etkenlerden birinin, başta gençler olmak üzere halkın dini imanı olduğunu, zira son 140 yıl boyunca ülkede meydana gelen her etki uyandıran ve akım oluşturan hareketin dini iman unsurundan kaynaklandığını belirten İslam İnkılâbı Rehberi, dini imanın 15 Hurdat kıyamı, İslam İnkılab'ı zaferi ve Kutsal Savunma savaşı dönemi’ndeki eşsiz etkisine işaret ederek, “Günümüzde, başta gençler olmak üzere milletin dini imanını ortadan kaldırmak istiyorlar, ancak bu güçlendirici etkeni korumamız ve takviye etmemiz lazım” dedi.
Dini imanın toplumda etkili olmasının şartının ise onun dini marifeti içermesi olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, dini marifetin ise toplumda, siyasette, ekonomide ve devlet idaresinde olması olduğunu ve rahmetli Müderris’in tabiriyle “Diyanetimiz siyasetimizin aynısıdır” anlamının tahakkuk etmesi olduğunu bildirdi.
İslam İnkılâbı Rehberi, Amerikan ve İngiliz düşünce heyetlerinin "siyasi din" ve "dinin siyasetten ayrılması" için planlar yaptığına işaretle, onların ekonomi ve siyasette eylemle birlikte olup düşmanın zorbalığını kabul etmeyen bir din değil, cami köşesi, evler ve sadece insanların içiyle sınırlı olan bir din istediğini kaydetti, ardından, "devlet, ekonomi, güç, siyaset, ordu ve finans ve yürütme sistemine sahip dinden korkuyor, bu yüzden, doğru dini marifet, dinin yaşam ve siyasetten ayrılmamasıdır" beyanatında bulundu.
Ayetullah Hamanei, birkaç gün önceki Şerif Teknik Üniversitesi’nin elit öğrencileriyle görüşmesini hatırlatarak, bilimsel gücün de ülkenin ikinci güçlendirici etkeni olduğunu açıkladı.
Gençleri umutsuzlandırarak ülkeden göç ettirmeye çalışan bir takım satılık kişilerin habis ve olumsuz girişimlerine rağmen, mümin ve inkılâpçı gençlerin direnerek kendi bilimsel çalışmalarını sürdürmekte olduklarını belirten Ayetullah Hamanei, ülkenin güçlendirilmesi yollarından birinin, bilimsel hareketin devam ettirilmesi olduğunu ve bilimsel hareketin kesinlikle durdurulmaması gerektiğini hatta hızının dahi azalmaması gerektiğini söyledi.
Ülkenin iktidarının üçüncü faktörünün ise direniş ekonomisi olduğunu bildiren İslam İnkılâbı rehberi, yetkililerin sadece laf ettikleri bir ortamda halkın işsizlik, enflasyon, ekonomi durgunluğu gibi ekonomik sorunlarla karşılaşmamaları gerektiğini hatırlatarak, “Otoriteyi sağlayan unsurlardan biri, ekonomik gelişme ve ekonomik sorunların halledilmesidir. Düşmanın yaptırımlardan amacı halkı sistemden uzaklaştırmak ve halkı sorunlara, işsizliğe ve durgunluğa düşürmektir. Sözde kaldırdıkları yaptırımları da sorunları azaltmayacak şekilde kaldırmaktadırlar. Bizim panzehirimiz, güçlü, gelişmiş ve kararlı bir ekonomiye sahip olmaktır yani Direniş Ekonomisine” dedi.
Ayetullah Hamanei, milli iktidarın dördüncü etkenini de uluslararası ilişkilerde milli onurun korunması ve baskılar karşısında boyun eğmemek olduğunu ifade etti.
İslam İnkılâbı Rehberi, düşmanın milli iktidarı ortadan kaldırmaya çalıştığını bildirip onların ülkenin iktidarını temsil eden organları hedef aldığını söyledi.
İslam inkılâbı Muhafızlar ordusu, seferberlik güçleri ve anayasa kollama konseyine yönelik yapılan saldırıların, düşman’ın İslam nizamını ve organlarını zayıflatmak amacıyla yapıldığını belirten Ayetullah Hamanei, farklı organların başkanları arasındaki tartışmalarla ilgilenmediğini açıklayarak, “Yüce Allah’ın yardımıyla bunların hepsi bitecektir. Ancak cesur ve bağımsız bir yargı erkinin var olmasını herkes desteklemelidir. Düşmanın planlarını boşa çıkaran ise güçlü bir yargı erkiyle beraber amaçlı ve korkusuz bir devletin bulunmasıdır. Güçlendirmemiz gereken şey budur” dedi.
Kendisinin her zaman hükümetlere, İslami Şura Meclisine ve yargı gücüne destek verdiğini ve vermekte olduğunu, ama düşman’ın neyin peşinde olduğuna bakmak ve onu kendi amacında akamete uğratmak gerektiğini söyledi.
Ülkede mümin ve inkılâpçı gençlerin sayısız bilimsel hareket ve başarılarına temas eden Ayetullah Hamanei, bugün bilimsel harekette ülkenin en iyi sahipleri, halk seferberlik güçlerine mensup gençlerin olduğunu, elit ve zeki gençlerin, ayrıca inkılâpçı düşünce ve hedefe sahip hocaların bilimsel, kültürel, sanat ve siyasi alanlarda aktif olduklarını ve kendilerinin bu gençleri alabildiğince desteklemekle sorumlu olduklarını söyledi.
İslam İnkılâbı Rehberi, 2009 yılı fitnesinin düşman’ın muhasebe hatalarından olduğunu belirterek, "2009 fitnesi"nin düşmanın hesaplarının yanlış olduğunu gösteren bir örnek olduğunu, düşmanın 2009 yılında, fitne yaratarak, kendi hayalince işi kritik ve hassas noktaya vardırdığını, oysa birden, 19 Dey 56 hareketi türünden halkın 9 Dey hareketinin herkesi hayrete düşürdüğünü vurguladı.
İslam İnkılâbı rehberi konuşmasının son bölümünde bir kez daha ülkenin tüm halk kitlelerinin asli görevinin, milli iktidar faktörlerinin korunması ve takviye edilmesi olduğunu belirterek, din ve şeriata bağlı olmayan, dost kisvesine bürünüp de hain ve düşman olmayan ama İran’ı seven kimselerin bile gençlerin İslami imanlarını hedef almanın, İran ve ülkeye hıyanet olduğunu bilmeleri gerektiğini söyledi.
Ayetullah Hamanei 8 Ocak olayının verdiği dersin, düşman tanımı ve düşman’ın metotları tanımı ve zamanında ve yerinde direnmek olduğunu hatırlatarak, bu dersin gereklerinin yerine getirtilmesi durumunda, inançtı ve global düşman’ın İran halkı karşısında hiçbir halt edemeyeceğini söyledi.