İran genelinden seferberlik güçleri komutanlarından binlercesini bugün (Çarşamba) sabah saatlerinde kabul eden İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, bu kurumu, halk genelinin bereketli ve güçlü bir temsilcisi niteledi.
Müstekbirlik düşman’ın İran halkı aleyhindeki düşmanlık metotlarını hatırlatan Ayetullah Hamanei, “İran halkı kendi bağımsızlık talep ve kimlik isteyen tutumuyla müstekbirlik cephesinin gerçek kavgası ve savaşı karşısında, başta kahraman Filistin halkı ve Ürdün Nehri Batı yakası intifadası olmak üzere tüm mazlumları müdafaa etmedeki kendi sorumluluk ve vazifelerini yerine getirecektir” dedi.
25 Kasım Seferberlik gücünün teşkili konusunda İmam Humeyni (ks)’in tarihi mesajının yayınlanış yıl dönümü dolayısıyla tebriklerini belirten ve bu mesajı rahmetli İmam Humeyni’nin bir dehası ve mübarek ve olay niteleyen İslam İnkılâbı Rehberi, bazı ülkelerde ve diktatörlük döneminde seferberlik güçlerinin teşkili meselesi daha önceden mevcut olduğunu, ama zafer sonrası direniş birimlerinin kendi varlıklarını, gelişerek ve kalitesini artırarak sürdürmesi meselesinin sadece İran’da seferberlik güçlerine mahsus bir mesele olduğunu söyledi.
Seferberlik gücünün halkın içinden kaynaklandığını ve halkın gerçek bir temsilcisi olduğunu, seferberlik güçlerinin tüm alanlarda kendi varlıklarını ispatladıklarını belirten Ayetullah Hamanei, kutsal müdafaa savaşının büyük komutanları ve kahramanlarını yanı sıra, nükleer şehitleri gibi bilim ve teknoloji alanında da büyük başarılara imza attıklarını bildirdi.
Seferberliğin en önemli özelliğini muhtelif, askeri, bilim, teknoloji, sanat, kültürel ve direniş ekonomi alanında varlığını sürdürmesi olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, “hükümet yetkililerine, direniş ekonomi dalında seferberlik güçleri kapasitesinden yararlanmaları yönünde tavsiyede bulundum ama seferberlik güçleri komutanları çok dikkatli olmalılar. Çünkü mali ve ekonomik meseleler, düşman’ın tuzağı ve ayağı kaydırıcı meselelerdendir” ifadesini kullandı.
Amerikan hükümetinin bugün İran halkına karşı müstekbirliğin düşmanlığının bir örneği olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, halı hazırda dünya sahnesinde asıl çatışmanın Amerikan liderliğindeki müstekbirlik hareketi cephesi ile İran İslam cumhuriyeti eksenli değerler, milli bağımsızlık ve kimlik cephesi arasında devam etmekte olduğunu, dünya müstekbirliğinin bu savaşta siyasi kurumlar ve teşkilatların yanı sıra büyük Siyonist şirketleri ve kumpanyalarının mali gücü ve desteğinden yararlanmakta olduklarını, müstekbirlik cephesinin para, zorbalık ve şeytanlık taktiklerini kullanarak sürekli plan ve program hazırlamakta olduklarını bildirdi.
“Müstekbirlik diplomasi ve siyasi kurumlarında tezvir ve hilekârlık şu demektir ki size karşı gülümsedikleri ve sizleri kucakladıkları anda kendi hançerlerini de sizin kalbinize saplamaktalar” diyen Ayetullah Hamanei, düşman’ın her alanda ve farklı metotlardaki metotları karşısında çok dikkatli ve uyanık olunması zaruretini hatırlatarak, yumuşak düşmanlık alanında söz konusu olan çok önemli bir hususun “Nüfuz” (sızma) projesinden yararlanmak istemesi olduğunu söyledi.
İslam İnkılâbı Rehberi su hususla ilgili olarak şunları belirtti: “Bazıları, nüfuz (sızma) meselesinin gündeme getirilmesine tepki gösterdi ve bu meseleden bazı siyasi grupların amaçları doğrultusunda yararlandığını söylediler. Elbette bu mevzudan grupsal amaçlarda yararlanan kimseler yanlış bir iş yapıyorlar ama bu sözler “nüfuz” meselesi karşısında gaflete düşülmesine ve unutulmasına sebep olmamalıdır. Asıl önemli husus şudur ki düşman’ın bu alanda plan ve tasarım içinde olduğunu bilmemiz ve kabullenmemizdir.”
İslam İnkılâbı Rehberi, müstekbirlik tasarımcıları ve komplocularının bu hususta “belli bir hususta sızma” ve “şebeke ve akım nüfuzu” gibi iki taktik hususunda tasarım halinde olduklarını belirterek, belli bir hususta sızma ve nüfuz konusuna temasla, siyasi, devlet ve hatta dini organlarda uzun bir geçmişi bulunan ve metotta, nüfuz faktörlerinin kendilerini davranış, söylem ve eylem maskeleri altında gizleyerek fertlerin, kurumların ve hatta yetkili kişinin teşkilatına sızdıklarını belirtti.
Ferdi nüfuz hedefleri arasında istihbarat toplama ve casusluk olduğunu, “karar oluşturma”nın bu hususta en önemli amacı olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, “karar oluşturma” metodunda sızan kişi toplum ve ülkenin hareketlerinde etkili olan kışı ve yetkilinin muhtelif meseleler karşısındaki bakış açısını değiştirmeye ve kendi hedefleriyle uyuşan kararlar almaya yönlendirmeye çalışmaktadır” dedi.
“Cereyan ve şebeke sızıntısı”nın öteki sızmalardan çok daha tehlikeli ve korkunç olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, bu metoda düşman’ın genellikle “para ve cinsel cazibe” gibi iki araçtan yararlandığını, halk içerisinde ve ülke içinde kanallar oluşturduğunu ve bu yolla halkın yaşam tarzını, ülkü ve inançlarını değiştirdiğini söyledi.
“Çok tehlikeli grupsal sızmalarda fertlerden bir grup sahte hedeflerle farklı metotlar takib ederek toplum insanlarının muhtelif meselelerdeki görüş ve bakış açılarını değiştirmek ve düşman’ın bakış açısına benzetmek için birbirleri ile iletişim içindedirler” ifadesini kullanan Ayetullah Hamanei, bu yolla yabancıların kendileri tanınmaksızın ve tehlikeye düşmeksizin kendi amaçlarını tahakkuk ettirmeye çalıştıklarını belirtti.
Ayetullah Hamanei, bu meseleyle ilgili olarak değerler ve ilkeler üzerinde direten kimselerin aşırıcılık ve radikalizmle suçlandıklarını ve değerler ve ülküler zayıflatılarak sızma projesinin hayata geçirilmesine çalışıldığını belirterek, seferberlik güçlerini suçlayarak zan altına bırakan kimselere sert eleştiriler yöneltip, bu kişilerin bilerek ve kasıtlı olarak böyle bir davranışta bulunduklarını söylemek istemediğini ama su suçlamalarla gerçekte bilerek veya bilmeyerek sağlam seferberlik siperlerini zayıflatmakta olduklarını ve düşman’ın korkunç nüfuz projesini tamamladıklarını söyledi.
Kendi makamlarından ve tribünlerden yararlanarak inkılâbın temel ve ilkelerini zayıflatmaya çalışan kimselere nasihat ve öğütte bulunan İslam İnkılâbı Rehberi, inkılâp ve rahmetli imam Humeyni’nin değerlerinden söz eden her kesin derhal radikal girişimlerde bulunmak ve belli siyasal grupların yararına çalışmakla suçlanmaması gerektiğini söyledi.
Ayetullah Hamanei konuşmasının bir başka bölümünde ise seferberlik güçlerinin sürekli bereket ve etkili olması süreci ve gelişmekte olmasına değinerek, seferberliğin geleceğinin aydın olduğunu ama özellikle iç kesimden güçlü seferberlik ağacını tehdit eden afetlere dikkat etmek gerektiğini söyledi.
Seferberlik güçleri mensuplarının takvalı ve basiret sahibi olmaları zaruretini hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi, ülkenin iç sahnesi, düşmanların ayak izleri ve iç müstahkem alanların iyi idrak edilmesi, İran halkının bölge ve dünyadaki yüce ve onur dolu konumunun tanınması gerektiğini bildirdi.
Ayetullah Hamanei, batı karşısında hakaret duygusuna kapılarak İran halkının büyük yetenek ve kapasitesini inkâr edenleri eleştirerek, “elbette ülke içinde bir takım zaaflar mevcuttur ama yabancılara gıpta ederek ve halkı tahkir ederek bölge ve dünyada İran halkının, bu büyük, aziz ve şerefli halkın kazanım ve yeteneklerinin inkâr edilmemesi gerektiğini söyledi.
Seferberlik güçlerinin her an nazırlık konumunda ve teyakkuz halinde olması zaruretini hatırlatan Ayetullah Hamanei, “Müstekbirlik cephesinin değerler ve bağımsızlık talep cephesi karşısındaki kavgada sorumsuz kalamayız. Bunun için de muhtelif bölgesel meseleler özellikle Filistin, Yemen, Bahreyn, Suriye ve Irak meselelerinde İran İslam Cumhuriyetinin tutumu tamamen mantıklı ve açıktır” dedi.
Müstekbirliğin temel hedeflerinden birinin Filistin davasını unutturmak olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, müstekbirlik cephesinin tüm çabalarına ve hatta Arap yönetimlerinin işbirliğinde bulunmasına rağmen Ürdün Nehrinin batı yakasındaki Filistin halkının intifadasının başladığını söyledi.
Filistin meselesiyle ilgili olarak müstekbirlik medyanın zalimce tutumuna değinen Ayetullah Hamanei, bu medyanın, kendi topraklarının işgali ve evlerinin tahrip edilmesini protesto amacıyla taş fırlatan bir halkı terörist nitelediklerini ve Filistinlilerin haysiyet ve yaşamını mahveden bir grubu savunarak onların kendilerini savunduklarını söylediklerini belirtti.
“acaba Filistin meselesine böyle bir bakış ve yaklaşım, yanından basitçe geçilebilecek çok küçük bir hata ve zulüm müdür? Diye soran Ayetullah Hamanei, “Biz tüm varlığımızla her türlü ve mümkün olan her zaman Filistin halkının hareketini müdafaa edeceğiz” dedi.
Bahreyn meselesine de değinen İslam İnkılâbı Rehberi, Bahreyn halkının suçu peki nedir? Acaba onlar tüm fertler için oy hakkı verilmesini talep etmekten başka bir şey mi istiyorlar? Peki demokrasi bu değil mi? Batılılar şimdiye kadar hep demokrasi müdafisi olduklarını iddia etmemişler mi?” dedi.
Ayetullah Hamanei, azınlık zalim, despot bir grup tarafından Bahreyn halkının zulüm ve baskıya tabii tutulmakta olduğunu belirterek, bu azınlık zalim işi daha da ilerleterek artık resmen mukaddesata ve Bahreyn halkının muharrem törenlerine karşı hakarette bulunmaya kadar vardırdığını belirtti.
Aylardır mazlum Yemen halkının da ağır hava saldırılarına hedef olduğunu ve böyle bir şartta insan hakları ve demokrasi iddia eden organların, Yemen halkına saldıran kesime destek vermekte olduklarını belirten İslam İnkılâbı Rehberi, Suriye ve Irak meselelerine de değinerek, müstekbirlik cephesinin bu iki ülkede en gaddar, zalim ve habis teröristleri himaye ettiklerini ve Suriye’de kendi belirledikleri yönetim tarzının uygulanmasında ısrarcı olduklarını söyledi.
“Seferberlik gücü, İran İslam cumhuriyetinin Filistin, Suriye, Irak, Yemen ve Bahreyn hususundaki tutumunun, insaflı ve akıl sahibi bir insanın takınabileceği en mantıklı tutum olduğuna açıklık getirebilir” diyen Ayetullah Hamanei konuşmasının son bölümünde ise seferberlik gücünün sonsuz bir hazine ve rezerv olduğunu, Allah’ın yardımıyla İran halkının bu değerli hazineyi koruyarak onu daha fazla istihraç edeceğini ve bu hususta düşmanın elinden de hiçbir şey gelmeyeceğini belirtti.
İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei’nin konuşmasından önce İslam İnkılâbı Muhafızlar Ordusu komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi bir konuşma yaparak seferberlik gücünün Yüce İran İslam cumhuriyeti Kurucusunun manevi bir mirası olduğunu, seferberlik gücünün kendini, dengeyi mustaz’aflar ve Müslümanların yararına değiştirmek ve İslam İnkılâbı ülküleri doğrultusunda dünya çapında sorumluluk üstlenmeye hazırlamakta olduğunu söyledi.
Mustaz’aflar seferberlik kurumu başkanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Nakdi’de yaptığı konuşmasında, seferberlik gücünün tüm kitleler içerisine yayılması konusunda rahmetli İmam Humeyni’nin arzularının tahakkuk bulduğunu ve seferberlik güçlerinin kendi kanlarının son damlasına kadar şehitlere karşı olan ahitlerine bağlı kalacaklarını ve zulmün tamamen yok edilmesine kadar mücadeleden el çekmeyeceklerini söyledi.