Bugün (Pazar) Dışişleri Bakanı ve İslam Cumhuriyeti'nin yabancı ülkelerdeki büyükelçileri ve maslahatgüzarlarını kabul eden İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, ana yasada dış siyasetteki değişmez istikrarlı ilke ve stratejiyi ve bu ilke ve siyasetlerden kaynaklanan zaruretleri açıklayarak, İran’ın başta Suriye, Yemen ve Bahreyn olmak üzere bölgenin önemli meseleleri hakkındaki güçlü ve mantıklı çözüm yollarını açıklayarak Amerika’nın bölgedeki hedeflerinin İran’ın hedefleri ile 180 derecelik bir farklılık ve tezat içinde olduğunu bildirdi.
Ülkenin dış siyasetinin, anayasada belirtilen dış siyaset çerçevesinde olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, bu dış siyasetin İslam’dan kaynaklandığını, İslam İnkılâbının hedef ve ülkülerinden kaynaklandığını, dışişleri bakanlığı yetkilileri, elçiler ve maslahatgüzarların gerçekte bu ilke ve ülkülerin temsilcileri, askerleri ve hizmetçileri olduklarını söyledi.
“Ülkenin dış siyaseti tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi uzun vadeli çıkarlara, ilke ve değerlere dayalı olduğunu, muhtelif zevk ve siyasetlere sahip hükümet ve iktidarların değişmesiyle bu ilkeler değişmemektedir. Hükümetler sadece dış siyasetlerin icra stratejisini ve taktiklerinde etkili olabilmektedirler” diyen Ayetullah Hamanei, muhtelif iktidarlarda tüm diplomasi taktiklerin, anayasada belirlenen dış siyaset ilkeleri hizmetinde olması gerektiğini ve yurt dışındaki İran’ın siyasi temsilcilerinin kendilerini nizamın ciddi ve mantıklı savunucusu ve temsilcisi olarak görmeleri gerektiğini söyledi.
İran İslam Cumhuriyetinin dış siyasetinde mecburi veya gönüllü değişim konusunda yabancıların geniş çaplı propagandalarına değinen İslam İnkılâbı Rehberi, “Batılıların bu rahatlıkla yaptıkları yorum aslında İran İslam Cumhuriyetinin dış siyasetinin başta Amerika olmak üzere sultacı güçlerin cirit atmaları karşısında en azından bölge düzeyinde güçlü bir baraj ve engel teşkil etmiştir ve onlar sürekli olarak bu siyasetlerin değişmesini istemekteler” dedi.
ABD'nin kritik Batı Asya (Ortadoğu) bölgesindeki siyasetlerinin, bölgedeki karışıklıkların asıl sebebi olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, "ABD'yi bölgesel sorunların çözümü olarak gören bazılarının görüşlerinin tersine, ABD, Ortadoğu'daki sorunların esas sebebidir" dedi.
İran İslam cumhuriyeti dış siyasetinin birilerinin oyuncağı durumunda olmadığını, anayasa menşeli güçlü ilkelere dayandığını belirten Ayetullah Hamanei, “Anayasa’da İslam, dış siyasetin esas kriteridir. Bu bakımdan ülkeler ve muhtelif meseleler karşısında izlenen siyasetler dini özellikleri içermelidir” dedi.
İslam İnkılâbı Rehberi konuşmasının devamında İran anayasasında dış siyasetle ilgili belirlenen bir diğer önemli kriteri belirterek, tüm dünya Müslümanlarına karşı kardeşçe sorumluluk hissetmek, dünya mustaz’aflarına karşı sonsuz destek, sömürünün kökten reddedilmesi ve tüm alanlarda yabancıların nüfuzunun engellenmesi, tüm alanlarda bağımsızlığın korunması, tüm Müslümanların haklarının müdafaası, sultacı güçlere karşı sorumluluk içinde olmak, düşman olmayan devletlerle karşılıklı barışçı ilişkiler içinde olmak, halkların içişlerine her türlü müdahaleden kaçınmak ve dünyanın her yerinde müstekbirlere karşı mücadelede mustaz’afların hak talep mücadelesinin savunulmasının bu siyasetlerden bazı örnekler olduğunu belirterek, bu cazip, yeni ve üstün ilkelerin başta elit sınıf olmak üzere halkların dikkatini kendi üzerinde topladığını söyledi.
“İran İslam Cumhuriyetinin dış siyaseti bu strateji ve kriterlerle inkılâpçı bir dış siyasettir ve eğer icrada akıllı metotlarla birlikte olursa çok ilginç etkileri beraberinde getirecek ve İslam dünyasının sorunlarının önemli bir bölümünü çözme kapasitesini sahiptir” ifadesini kullanan İslam İnkılâbı Rehberi, dış siyaset stratejisinin hayata geçirilmesinin kazandırdığı olumlu sonuca temasla, başta diplomatik alanlar olmak üzere tüm alanlarda inkılâpçı siyasetlerin uygulanmasının iktidar ve etkili olmanın artmasına, halklar içerisinde ülkenin konumu ve İranlıların onur ve itibarlarının yükselmesine sebep olduğunu bildirdi.
Ayetullah Hamanei dış siyasetteki değişmez stratejinin aralıksız devam etmesi zaruretini hatırlatarak şöyle dediler: “Tüm hedeflerimize ulaştığımız veya hatta yakınlaştığımızı iddia etmiyorum. Çünkü “İnkılâpçı Dış Siyaset”in icrası pratikte bir takım gafletlerin, akılsızlıkların, az gayretin olmasıyla birlikte olmuştur. Fakat ülkenin mevcut onurlu konumu, bu hakimane siyasetlere medyundur ve eğer bu ilkelere pratikte uymayacak olsaydık, Allah bilir ülke sınırları içinde ne gibi sorunlarla, acayip darbelerle baş başa kalmış olurduk.”
İslam İnkılâbı rehberi konuşmasının devamında dış siyasetin ilke ve stratejilerine bağlılıktan kaynaklanan gereklilikleri hatırlatarak, dış siyasetteki taktiklerin stratejik ilkelerin hizmetinde olmasına özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.
“Özgüven, sarahat ve muhalif ve engel faktörleri ile karşılaşıldığında sağlam duruş”un dış siyasetin öteki gereklerinden olduğunu hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi, diplomasi sanatın, fikir ve engellerin etki bırakacak şekilde gündeme getirtilmesini gerektirdiğini söyledi.
Bölgesel meselelerde İslam Cumhuriyetinin mantığının, güçlü ve sağlam olduğunu belirten ve bu meselelerle ilgili olarak İran’ın çözüm yollarını hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi, İran İslam Cumhuriyeti'nin Filistin meselesinde, gasıp ve sahte Siyonist rejimi reddedip, bu rejimin cinayetlerini şiddetle kınamakla birlikte, bütün Filistinlilerin katılımıyla seçimlerin düzenlenmesini önerdiğini, bunun da dünyadaki mevcut kurallarla birebir örtüştüğünü kaydetti.
İslam İnkılâbı rehberi, “Bu alandaki sözümüz sözlerin en muhkem ve güçlüsüdür. İnanıyoruz ki başka ülkelerin bir araya gelip bir yönetim hakkında ve onun başkanı hakkında karar vermek istemeleri korkunç bir bidattir. Ve dünyada hiçbir ülke böyle bir siyasetin kendisi hakkında uygulanmasını olumlu karşılamaz” dedi.
İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei, Suriye meselesinin çözümünün seçim olduğunu, bunun için önce silahlı muhalefete para ve silah yardımı geri çekilmesi suretiyle savaş ve olayların son bulması gerektiğini, ardından Suriye halkının huzur ve sükûnet için istediği kişiyi seçebileceğini vurguladı.
Bu konuyla ilgili olarak ülkelerin bölünmesine ve onların küçük kavmi birimlere çevrilmesini reddeden Ayetullah Hamanei, “silahlı gruplardan birini karar vermek ve yönetim kurmak konusunda alternatif göstermek mantıklı ve kabul edilebilir değil, bu gibi formüller pratikte savaşın devam etmesine yol açar” dedi.
Irak meselesine de değinen Ayetullah Hamanei, bu ülkenin Şii Arap, Sünni Arap ve Kürt olarak üçe bölünmesinin halkın çıkarlarına tamamen ters düştüğünü, anlamsız ve kabul edilir bir yanının olmadığını bildirdi.
“Irak’ın toprak bütünlüğü ve milli dayanışması ve halkın oy ve görüşlerinin ön plana çıkarılmasının İran’ın Irak krizinin çözümüyle ilgili ilkeleridir” diyen Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında Yemen olaylarına da değinerek, “Suudi cinayetlerine derhal son verilmesi ve Yemen/Yemen görüşmelerinin derhal başlatılması bu krizin sonlandırılmasına katkıda bulunabilir”dedi. Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında Suudilerin Suriye ve Yemen’deki davranışlarının çelişki arz ettiğini, Yemen’de firari ve müstafi cumhurbaşkanının kendisini davet ettiğini iddia ederken Suriye hakkında bu ülkenin yasal cumhurbaşkanının resmi talebi üzerine silahlı muhalif grupları desteklemekten bir türlü el çekmek istemediğini bildirdi.
Ayetullah Hamanei Bahreyn olaylarına da değinerek Bahreyn halkının kendilerine oy hakkı verilmesi, seçme haklarının olmasından başka hiçbir şey talep etmediklerini ve İran’ın onların bu taleplerini meşru gördüğünü söyledi.
İslam İnkılâbı Rehberi, bölgesel sorunlar hakkında ABD ile müzakere yapılmasını reddederek, ABD'lilerin sorunların çözümü değil, kendi çıkarları peşinde olduğunu, onların müzakerelerde taleplerinin yüzde 60, 70'ini dayatmak istediğini, diğer hedeflerini de, yasa dışı olarak pratikte uygulamak ve dayatmak istediğini belirtti, ardından, "öyleyse müzakerelerin ne anlamı var?" sorusunu gündeme getirdi.
Ayetullah Hamanei ayrıca uluslar arası alanda ön cephe savaşçıları tabirinin dışişleri bakanlığı yetkilileri ve çalışanlarına layık olduğunu hatırlatarak, dış işleri bakanlığının kendi hedef ve görevleri istikametinde en iyi şekilde faaliyetini sürdürdüğünü, özellikle son nükleer görüşmeler tecrübesinde Sayın Dr. Zarif ve çalışma arkadaşlarının iyi bir sınavı geride bıraktıklarını söyledi.
Müzakere heyetinin ciddiyet ve gayretini takdir eden İslam İnkılâbı Rehberi, dünyanın 6 gücü karşısında oturmak ve öz güven hissetmek ülkemizin nükleer müzakere heyetinin üstün özelliklerindendir” dedi.
Dindar olmanın, dışişleri bakanı Zarif’in en önemli özelliği olduğunu ve kendisinin sürekli olarak dış işleri bakanlığı çalışanlarına duacı olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, “Kapsamlı Ortak Eylem Planı KOEP’in hayata geçirilmesi hakkında önemli hususlara dikkat etmek gerekir ve bu hususların tahakkuk imkân dâhilindedir. Sayın cumhurbaşkanının da bana söyledikleri gibi bazı sonuçların elde edilmesi ilk önceleri pek mümkün gözükmüyordu, fakat sizler direndiniz, bizler de direndik ve mümkün oldu” dedi.
İslam İnkılâbı Rehberi konuşmasının son bölümünde ise İran İslam Cumhuriyetinin yurt dışındaki elçi ve maslahatgüzarlarına bir takım önemli tavsiyelerde bulundular.
İslam İnkılâbı Rehberinin konuşmasından önce dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif bir konuşma yaparak bölgenin özel kritik konumuna temasla, İslam inkılâbı rehberi tarafından verilmiş olan direktifler ve belirlenen çizgilerin dışişleri bakanlığının çalışmasının temelini oluşturduğunu ve yaptırımlar sonrası dönemde de Ayetullah Hamanei’nin KOEP’in icrasıyla ilgili cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye yazmış olduğu mektubun kendi çalışmalarının çerçeve ve temelini oluşturacağını söyledi.
Dışişleri bakanlığının, direniş ekonomisinin icrası, ayrıca düşman’ın nüfuzuna mukabele meselesine dışişleri bakanlığının büyük önem verdiğini belirten Zarif, elçi ve dış temsilciler toplantısında mevcut konumdan, direniş ekonomisi hedeflerinin tahakkuku ve ayrıca direniş hattının bölgede güçlendirilmesi ve Ortadoğu'nun sorunlarının çözümü yönünde yararlanılacağını söyledi.