İslam İnkılabı Muhafızları Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutan ve Personelinden Bir Grubu ve Ailelerini Kabul Eden İslam İnkılabı Rehberi, bu kabulde yaptığı konuşmada, İslam İnkılabı devrim muhafızları deniz kuvvetleri mensubu inkılapçı gençlerle Güney bölgesinin gençlerinin denizlerin güvenliğinin sağlanması ve düşmanın yüreğine korku düşürülmesine temasla, düşmanların, yetkililerin muhasebelerinin değişmesi, başta gençler olmak üzere halk kitlelerinin düşüncelerinin değişmesini istediğini ve bu konuda her kesin çok dikkatli ve uyanık olmasının icap ettiğini söyledi.
Bu görüşmede denizin güvenliğinin önemini hatırlatan Ayetullah Hamanei, hazırlık ve teyakkuzun her zaman Kur’anı Kerim’in emri uyarınca düşman’da korku oluşturacak şekilde olması ve tecavüz fikrine düşmemesi gerektiğini, zira mevziilerin nüfuz etmeye el verişli olması durumunda düşman’ın nüfuz edeceğini söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi ayrıca şu anda ülkenin güneyinde devrim muhafızları ve yiğit gençlerden müteşekkil inkılapçı bir cephenin oluşması bereketiyle düşmanda korku oluşturulması yolundaki Kur’ani düsturun tahakkuk bulduğunu söyledi.
“Biz asla savaşı başlatan taraf olmayacağız” ifadesini kullanan İslam İnkılabı rehberi, düşmanın doğasının her zaman tecavüz ve nüfuz temeline dayalı olduğunu bunun için yenilikçilik kalıbında bilimsel ve teçhizat yeteneklerin her geçen gün daha da geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Devrim muhafızları ve ordu deniz kuvvetlerinin kendi kudretlerini sürekli artırmasının bir zaruret olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi, yiğitçe Amerikan filosu karşısında duran ve onlara unutmayacakları bir ders veren şehid Nadir Mehdevi ve beraberindekiler gibi imanlı ve inkılapçı gençlerin yad ve hatırasının her zaman canlı tutulması gerektiğine temasla, bu gibi yiğitlik ve direnişler sayesinde İslam nizamı düşmanlarının İran İslam cumhuriyeti nizamının, diledikleri şekilde davranabilecekleri ve tavır ortaya koyacakları bir nizam olmadığını anladıklarını söyledi.
Konuşmasının devamında müstekbirlik güçlerin bölge için korkunç plan ve programlarına temas eden Ayetullah Hamanei, bu güçlerin masum insanların katliam edilmesi yolunda insanlık dışı metotlardan yararlanma ve çok korkunç silahları kullanma konusunda hiçbir mülahazalarının olmadığını, insanlar hakları ve vatandaşlık haklarının korunması yolundaki iddialarının ise tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğunu bildirdi.
İslam inkılabı Rehberi, Afganistan’da hastaneye düzenlenen saldırı, Suriye, Irak, Yemen, Filistin ve Bahreyn’de insanların katliam edilmesinin müstekbirlik güçlerin işlediği facialar, acımasızlık ve katı yürekliliklerinin birer örneği olduğunu belirterek, “Bugün dünya için en büyük tehdit, insan hakları savunucularının nifak, sahtekarlık ve yalancılığıdır” dedi.
İran İslam cumhuriyetinin bölgedeki konumuna da değinen İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei, böyle bir şartta İran İslam cumhuriyetinin Allah’ın yardımı sayesinde ülke içinde düşman’ın nüfuzunu engellemenin yanı sıra hatta bölge sathında da bir çok hususta düşman’ın planının hayata geçmesine engel olduğunu söyledi.
Düşman’ın ülke içinde ve bölgede uğradığı yenilgi ve akametlerin inkılapçı gençlerin irade ve uyanıklığı ve İslam Cumhuriyetinin kudreti sayesinde olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei, bunun için de müstekbir güçlerin plan ve çabalarının önemli bir kısmının İran İslam nizamı ile düşmanlık amaçlı olduğunu ve Amerika’nın İran ile müzakere iddiasının da bu doğrultuda yapıldığını söyledi.
Ayetullah Hamanei, ülke içinde bu durumun vahametinin boyut ve derinliğinin farkında olmayan, basit ve sade düşünceli bazı kesimin tutumunu da eleştirerek, topluma karşı sorumsuz olan ve sade düşünen bu kesimin yanında ülkenin milli menfaatlerini kesinlikle dikkate almayan bazı kesimin de bulunduğunu söyledi.
Bu kesimin, “Nasıl oluyor da Hz. Ali (as ve Hz. İmam Hüseyin (as) kendi düşmanları ile müzakerede bulundu ama şimdi Amerika ile görüşmeye karşı çıkılıyor?” diye bir soru yönelttiklerini hatırlatan İslam İnkılabı Rehberi bu soruya cevap olarak da, “İslam tarihi ve ülke meselelerine karşı böyle bir yorum, basit görüşlüğün en son noktasıdır. Zira Hz. Ali (as) Zübeyr ve İmam Hüseyin (as) da Ömer bin Saad ile bugünkü ifadeyle alışveriş anlamında olan müzakerede bulunmadılar. Bilakis bu azizlerin her ikisi de düşmana haykırarak onlara öğütte bulundu ve onlardan Allah’tan korkmalarını istediler. Ama ne yazık ki birileri İran İslam cumhuriyetinin büyük şeytan ile müzakerelerini basit bir bakışla gazeteler, konuşmalar ve sanal alemde bu gibi görüşleri gündeme getirmekteler ki bu kesinlikle yanlıştır” ifadesini kullandı.
Konuşmasının devamında Amerika ve insanlık düşmanı Siyonizm akımının yakın işbirliği ve koordinesine temas eden Ayetullah Hamanei, Amerika ile görüşmelerin, ekonomik, kültürel, siyasi ve güvenlik alanlarında yolu nüfuz için açmak anlamında olduğunu belirterek, “bu görüşmelerde karşı taraf, nüfuz ve ülkenin milli çıkarlarına aykırı bir harekette bulunmak için her türlü fırsattan yararlanmak istemiştir. Elbette İranlı müzakere heyeti durumun farkındaydılar, ama yine de Amerikalılar bazı yerlerde fırsat ele geçirdiler. Amerika ile görüşme yasaktır, çünkü görüşmelerin hiçbir çıkar ve yararı olmadığı gibi hatta sayısız zararları da var” dedi.
“Mevcut şartlar, bizim tamamen bilgimiz dahilinde olan İran İslam cumhuriyeti düşmanlarının faaliyet ve çabaları açısından önemli bir dönemdir. Çünkü onlar inkılapçı, dini meseleler ve ülkenin çıkarları açısından yetkililer ve kamu oyunun muhasebesini değiştirme peşindeler” diyen Ayetullah Hamanei, kamu oyunun görüşünün değiştirilmesi konusunda özellikle gençleri hedef aldıklarını belirterek gençlerin bu konuda uyanık olmalarını istedi ve Allah’ın lütfü sayesinde kendisinin bu konuda bir kaygısının bulunmadığını ve gençlerin uyanık ve sahnede olduklarını söyledi.
Mübahile yıl dönümüne ve Allah Resulü (saav) ve mutahhar ehli Beyti (as)ın küfür akımı karşısında durmasına değinen İslam İnkılabı Rehberi, asrı saadet döneminde mubahile olayı sırasında tüm imanın küfür karşısında yer aldığı gibi bugün de İran İslam Cumhuriyetinde tüm imanın küfür karşısında yer aldığını, o dönemde Allah Resulü (saav) ve Ehli Beytinin manevi safa ve samimiyetinin düşmanı meydandan çıkardığı gibi bugün de İran halkının kendi manevi kudreti sayesinde düşmanı meydandan çıkaracağını söyledi.
İslam İnkılabı Rehberinin konuşmasından önce İslam İnkılabı muhafızlar ordusu deniz kuvvetleri komutanı amiral Fedevi bir konuşma yaparak, kutsal savunma savaşı döneminde İslam inkılabı Muhafızlar Ordusunun sergilediği yiğitlik ve cesarete temasla, Askerleriniz, büyük şeytan ve onun bölgedeki çocuk katili, misafir katili uşaklarına gereken tarihi dersi vermek için sizin fermanınızı beklemektedir” dedi.
Amiral Fedevi, kendilerinin çok yüksek bir hazırlık konumunda bulunduklarını, İslam İnkılabı Muhafızlar ordusu deniz kuvvetlerinin kendi askeri kabiliyet ve kudretlerinin bir bölümünü sergileyerek, düşman’ın kendi deniz stratejisini değiştirmekten söz etmesine sebep olduğunu, oysa düşman’ın kendileri hakkında bilmedikleri çok şeyin mevcut olduğunu bildirdi.