Bugün (Çarşamba) Kum kenti halkından binlercesini kabul eden İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, 9 Ocak 1978'e denk gelen 19 Dey 1356 tarihli Kum halkının Pehlevi rejimine karşı kıyamı olayının unutulması yönünde yabancıların İslam inkılabı gerçeklerini unutturmaya çalıştıklarını ve bu duruma karşı konulması zaruretini hatırlatarak, Müstekbirliğin İran halkına karşı düşmanlığının son bulmak bilmediğini ve yetkililerin iç güçlere dayanarak, güvenilemeyecek düşman’ın elinden yaptırım kozunu almaları, aydın hakiki hususlardan ilham alınarak inkılab ve halkın parlak ülkülerinin tahakkuku hususundaki kendi vazifelerini yerine getirmeleri gerektiğini bildirdi.
Yüce İslam peygamberi Hz. Muhammed (sav) ve Hz. İmam Sadık (as)ın mübarek veladeti dolayısıyla tebriklerini bildiren Ayetullah Hamanei, 19 Dey 1357 olayının İslam İnkılabı tarihinin büyük ve belirleyici bir olayı olduğunu hatırlatarak, “İslam İnkılabı tarihindeki büyük ve belirleyici olayların unutturulması amacıyla çabaların yapıldığını, ancak İran milletinin yaşadığı, mümin ve hedefli yürekler ve hakkı söyleyen diller var olduğu müddetçe, böyle bir şeyin gerçekleşmeyeceğini kaydetti.
Miladi 9 Ocak’a 1978, Şubat 1979 ve Aralık 2009’a tekabül eden İran takvimiyle 19 Dey 1356, 22 Behmen 1357 ve 9 Dey 1388 tarihi olaylarının canlı tutulması önemini hatırlatan İslam İnkılabı Rehberi, “İslam nizamının karşıt cephesi 2. ve 3. nesle göz dikmiş ve onları İslam inkılabından uzaklaştırmak istiyordu. Fakat işte bu üçüncü nesil gençlerdi muhteşem 30 aralık 2009 hamasetini meydana getirdi ve İslam inkılabının istikametini fitneyle saptırmak isteyenlerin yüzüne sert bir tokat indirdiler” dedi.
Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında 9 Ocak 1976 yılı tarihi kıyamının önemini bir kez daha hatırlatarak, 9 Ocak’ın, İran’da genel bir hareketin başlangıcı olduğunu, İran halkını tağut rejimine karşı mücadele vadisine soktuğunu ve sonuçta diktatör zalim şahlık rejiminin bu ülkeden silinip atılmasını beraberinde getirdiğini bildirdi.
Ayetullah Hamanei, Pehlevi rejimi ile ilgili gerçeklerin saptırılmak istendiğini belirterek Pehlevi rejimi ile ilgili bir takım tarihi gerçekleri belirtti ve siyah diktatörlük, en katı metotlardan yararlanılmak ve en korkunç zindanlarda vahşi işkence metotlarından yararlanılmasının Pehlevi rejimini özelliklerinden biri olduğunu ve bugünkü insan hakları savunuculuğunu iddia edenlerin o dönemde böyle zalim, despot bir yönetimi tüm vücutlarıyla desteklediklerini söyledi.
Şah rejimi döneminde SAVAK rejimi gibi cehennemlik ve korkunç bir gizli istihbarat teşkilatının oluşturulmasında ve ülkede baskı ortamının egemen olmasında Amerika ve Siyonist İsrail rejiminin rolünü hatırlatan Ayetullah Hamanei, Amerika’da son dönemde CIA’nin gizli hapishaneleri ve işkence merkezleri ve metotlarıyla ilgili yapılan ifşaatın, gerçekte Amerika’nın beyan özgürlüğünü savunduğu yolundaki iddiaların ne kadar yalan olduğunu ve kesinlikle gerçeklerle bağdaşmadığını gösterdiğini belirtti.
İslam İnkılabı Rehberi, Pehlevi rejiminin yabancı güçlere zillet içinde bağımlılığını hatırlatarak, ABD'lilerin, İnkılap zaferi yüzünden İran gibi stratejik bir konuma sahip bir ülkenin ellerinden çıktığı için İran halkı ve İslam İnkılabıyla düşmanlık yaptıklarını beyan etti.
“Amerikalıların İran halkı ve İslam İnkılabına karşı ardı arkası kesilmeyen düşmanlık, kin ve nefretlerinin sebebi, İran gibi stratejik özellik ve önemdeki bir ülkenin İslam inkılabı vasıtasıyla onların kontrolünden çıktığını görmelerinden kaynaklanıyor” ifadesini kullanan İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının bir başka bölümünde ise Pehlevi rejiminin 3. özelliğinin yönetim kadrosunun en üst seviyesinde muhtelif cinsel, mali ve ahlaki fesada düşmesi olduğunu hatırlatarak, fasit Pehlevi rejimi döneminde halkın kesinlikle dikkate alınmadığını, halkın görüş ve oylarının en ufak bir öneminin olmadığını ve halkla devletin ilişkilerinin tamamen kopuk olduğunu bildirdi.
Ayetullah Hamanei, bilimsel ilerlemeye karşı itinasızlık, kendini küçük görmenin teşviki, batı kültürünün dev aynasında gösterilmesi, yerli üretiminin ihya edilmesi yerine halkın ithalata alıştırılması, tarım ve milli sanayinin yok edilmesinin Pehlevi rejiminin siyah dosyasının bir parçası olduğunu belirten İslam İnkılabı rehberi, bu aşağılamaları, zulümleri ve fesatları gören zeki İran halkının rahmetli İmam Humeyni gibi ilahi bir insan vasıtasıyla meydana adım attığını ve sonunda zafere ulaştığını bildirdi.
Ayetullah Hamanei, “İran halkının mevcut kalkınması ve başarılı konumu, uyanışı, zalim, fasit ve bağımlı Pehlevi rejimi gibi büyük bir engelin yolu üzerinden kaldırılmasından dolayı olmuştur” ifadesini kullanarak, İslam İnkılabının zaferinden sonra dünya müstekbirliğinin de İran ve İran halkına karşı düşmanlığının başladığını belirtti ve düşman’ın komplo ve düşmanlıktan vazgeçeceğinin hiç kimse tarafından tasavvur dahi edilmemesi gerektiğini söyledi ve düşman karşısında gaflete düşülmesi ve ona itimat edilmesi durumunda, düşmanın da kendi hedeflerini ülke üzerinde hayata geçirmeye fırsat yakalayabildiğini, ancak güçlü olunması, hazırlıklı olunması durumunda, düşmanın tanınması halinde müstekbirliğin de düşmanlıktan el çekmeye mecbur kalabileceğini söyledi.
Ülkede tahakkuk bulan bilimsel ilerlemeler ve başarıları görmezlikten gelenleri eleştiren Ayetullah Hamanei, bu kişilerin, düşmanın bile itiraf etmeye mecbur kaldığı başarıları akılsızca görmezlikten geldiklerini ve insafsız eleştirilerde bulunduklarını ve bir halkın iftiharlarına karşı kuşku uyandırmaya çalıştıklarını belirtti.
Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında asrı saadet dönemi olaylarına da değinerek, o dönem de tüm ülkülerin tahakkuk bulmadığını, ama asıl önemli olan hususun hedefler doğrultusunda hareketin devam etmesi olduğunu, bugün de İran halkının aynı yolu iftihar, kudret ve direnişle sürdürmekte olduğunu söyledi.
İslam İnkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei konuşmasının devamında ülke ve toplumun önceliklerini açıklayarak, ittihat ve ittifak’ın bugünün en önemli ihtiyacı olduğunu belirterek, İran halkı arasında bölünmüşlük ve ihtilaf çıkarmanın ulusal çıkarlar ve İslam Cumhuriyeti ülkülerine aykırı olduğunu vurguladı.
İslami İran'ın günümüz dünyasında en önemli ihtiyacının milli birlik olduğunu ifade eden Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, halk arasında tefrika çıkarmanın hangi isim ve gerekçeyle olursa olsun milli çıkarlara ve ülkülere aykırı olduğunun altını çizdi.
İran'a yönelik haksız yaptırımlara da değinen İslam İnkılabı Rehberi, İran halkı ve yetkililerinin düşmanın yaptırımları kaldırmak için İslam, bağımsızlık ve bilimsel ilerlemeden vazgeçme şartını kabul etmeyeceğini belirtti.
Yaptırımlar karşısında İran'ı korumanın, düşmanın manevra gücünü kısıtlamak için yegane yolun olduğunu hatırlatarak, yetkililerin ecnebilerin eline göz dikmemeleri, hatta geriye bir adım atmanın, düşmanın ilerlemesine sebep olacağını bilmeleri gerektiğini, bu yüzden, düşman yaptırımları kaldırmasa bile, halkın refahı ve ilerlemesine zarar gelmeyecek şekilde hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, konuşmasının devamında, müstekbirlerin İran milletiyle husumetinin son bulmayacağını ifade ederek, yetkililerin iç güçlere dayalı olarak, yaptırım kozunu, etkisiz hale getirmeleri gerektiğini, onları, görevlerini yerine getirmekte başarılı kılabilecek şeyin halk ve iç güçlere yaslanmaları olduğunu beyan etti.
İran'ın geleceğini, oldukça parlak niteleyen İslam İnkılabı Rehberi, “Allah’ın izni ve yardımıyla ülkülerin tahakkuku yolu devam etmekte ve ülke gençleri bir gün, zorba ve zalim düşmanları kendi karşılarında diz çökmeye mecbur bırakacaklardır” dedi.