İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

Nizam yetkililerini kabul eden İslam inkılâbı Rehberi:

“Düşman’ın hedefi tehdit ve tatmin etmeyle yetkililer arasında muhasebe hatası oluşturmaktır”

İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bugün (Pazartesi) öğleden sonra, İslam Cumhuriyeti nizamının üst düzey yöneticileri ile mülki ve askeri erkana hitaben yaptığı konuşmada iç ve dış konularda bir takım önemli hususları açıklayarak İran İslam cumhuriyeti nizamı organları ve yetkilileri arasında ihtilaf ve anlaşmazlık oluşturmanın Amerika öncülüğündeki dünya müstekbirliğinin takip ettiği hedeflerin başında geldiğini hatırlatarak dünyanın ve bölgenin kritik ortamına temasla İslam Cumhuriyeti'nin ‘Allah'a güven ve düşmana güvensizlik' ilkesiyle Müslüman halkın ideallerinin gerçekleştirilmesine kadar onurlu yolunu sürdüreceğini söyledi.

Ayetullah Hamanei konuşmasında Ramazan ayında şeytan ve şeytani davranışlar ile takva ve rahmani davranışlar ve ubudiyyet arasında kavga yaşandığını kaydederek “bu kavgada şeytanın önemli bir hedefi ve takvanın da çok önemli bir işlevi vardır. Şeytan, insanların muhasebe düzenini bozmaya, hesap hataları oluşturmaya ve insanların bu hatalara dayalı girişimlere başvurmasına çabalar. Oysa takva insanın bilincini yükseltmeye ve hak ile batılı ayrıştırmaya uğraşır. Şeytan bu yolda insanları tehdit ederek korkutur ya da aldatıcı vaatlerle insanların gözleri önünde yalan, hayal ve vehimlere dayalı seraplar oluşturur” dedi.

Ayetullah Hamanei, tehdit ve tatmin etmenin insanlarda muhasebe hatası oluşturmak için izlediği iki temel konu olduğunu belirterek, şeytan’ın bir yandan tehdit yoluyla insanları korkuttuğunu ve diğer yandan aldatıcı vaatlerle onlar karşısında serap gibi sahte bir gelecek oluşturduğunu söyledi.

İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının bu bölümünde Amerika ve sultacı güçlerin davranışlarıyla ilgili önemli bir hususu hatırlatarak, Amerika ve sultacı güçlerin davranışının şeytan’ın davranışı gibi olduğunu, zira onların da sürekli olarak tehdit ve işba yoluyla özellikle asla tahakkuk bulmayacak vaatlerle başka ülkeleri korkutarak kendi sultaları altına almaya çalıştıklarını, şeytanın da tehdit ve korkutma yoluyla insanların muhasebe mekanizmasını işten düşürmeye çalıştığını ve onu muhasebe’de hataya düşürmeye çalıştığını söyledi.

Muhasebede hatanın tehlikelerin en büyüklerinden biri olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, “Her kes bu büyük tehlikenin farkında olmalıdır, çünkü muhasebede hataya düşmek, alınan yanlış bir karar doğrultusunda insan iradesi ve zahmeti boşa harcanmış olur” ifadesini kullandı.

Bu hususta insanın kendini korumasının özellikle yetkililer açısından büyük önem taşıdığını ve zaruri olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, insanın manevi faktörleri ve ilahi gelenekleri görmezlikten gelmesi ve sadece hissolunan faktörler ve sadece maddiyat sınırları içinde kalmasının büyük muhasebe hatlarından biri olduğunu belirtti.

Konuşmasının bu bölümünde manevi faktörler ve ilahi geleneklerin önemiyle ilgili Kur’anı Kerimden bazı ayetleri örnek gösteren ve bu ayetlerin günümüz yaşantısındaki örneklerini hatırlatan Ayetullah Hamanei, “Allah Taala buyuruyor ki eğer Allah yolunda hareket eder ve Allah’ın dinine yardımcı olursanız ilahi yardım ve nusret sizin için kesin tahakkuk bulacak. Allah’ın bu sünnet ve geleneği tarih boyunca defalarca tekrarlanmıştır ve bunun en yakın örneği ise dünya tarihinin en kritik dönemlerinden birinde İran İslam İnkılabının zafer elde etmesidir” dedi.

“İzin vermeyiniz düşman tehdit ve tatmin yoluyla sizin muhasebe mekanizmanızı etki altına alsın” diyen Ayetullah Hamanei konuşmasının bir başka bölümünde ise İslam cumhuriyetinin dünya müstekbirliği karşısındaki amansız ve aralıksız devam eden mücadelesinin gerçekte peygamberlerin tağut ve şeytanlarla mücadelesinin bir devamı olduğunu bildirerek, şeytanların dış görünüşündeki tüm aldatıcılık ve parlayıcılığa rağmen İran halkının ilahi hareketinin her geçen gün daha da derinleştiğini ve genişlemekte olduğunu söyledi.

Ayetullah Hamanei İslam Cumhuriyeti aleyhindeki ambargoların direniş ekonomisiyle etkisiz hale getirileceğini ve askeri tehditlerin ise içi boş gürültülerden ibaret olduğunu ifade ederek ‘defalarca söylediğim üzere, nükleer faaliyetler konusu batılılar için bir bahaneden ibarettir ve bu faaliyetler olmadığı takdirde insan hakları, kadın hakları ya da başka yapmacık bahaneleri ileri süreceklerdir' şeklinde konuştu.

Yaptırımların etkisiz hale getirtilmesi yollarını da irdeleyen İslam İnkılabı rehberi, sayın cumhurbaşkanının da belirttiği gibi, ekonomik planlama, düşman’ın yaptırımlardan en ufak taviz vermeyeceği şeklinde planlanması gerektiğini söyledi. Ayetullah Hamanei konuşmasının bu bölümünde Amerikalı yetkililerden, muhtemel nükleer anlaşmadan sonra bile İran aleyhindeki yaptırımların devam edeceği yolundaki açıklamalarına temas ederek, nükleer meselenin bir bahaneden ibaret olduğunu ve bunu defalarca dile getirdiğini, nükleer mesele olmasa bile insan hakları, kadın hakları ve diğer bazı haklar gibi bir takım uyduruk meseleleri gündeme getireceklerini söyledi.

İslam İnkılabı rehberi konuşmasının bu bölümünde askeri tehdit gibi Amerika’nın ikinci ana aracına temas ederek, “halkın katliam edilmesi, katliam, cinayet ve talancılık gibi mevzuların hiç biri artık Amerikalılar için engelleyici faktörler listesinde değil. Gerçeğe bakılacak olursa askeri saldırı bugün Amerika için karlı bir iş değildir ve bunun için dünya uzmanları ve gözlemcileri de İran gibi Amerika’nın tehditlerini pek ciddiye almamaktalar” ifadesini kullandı.

İslam İnkılabı rehberi, Amerika'nın Saddam adlı bir kurtu nasıl desteklediğini, İran'a ait bir yolcu uçağını düşürerek yüzlerce masum insanı nasıl katlettiğini, Irak ve Afganistan'da yüz binlerce insanı nasıl katliama uğrattığını ve çeşitli ülkelerde renkli devrimler adı altında nice kanlı buhranlara yol açtığını hatırlatarak, ‘Amerikalılar için milletlerin hayatı, huzuru ve güvenliğinin hiç bir değeri yoktur ve bir ülkeye saldırmaları durumunda yarar edinebileceklerini düşündüklerinde saldırıdan bir an bile geri kalmazlar' dedi.

İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının bir başka bölümünde ise sultacı güçler ve özellikle de Amerika’nın İranlı yetkililerin kafasında muhasebe hatası oluşturmak yönünde çaba harcamasıyla ilgili ince bir konuya temas ederek, “Düşman şunu çok iyi biliyor ki İran İslam cumhuriyeti eğer bir hedefi elde etmek isterse kesin o hedefe ulaşır, bunun için de İranlı yetkililerin muhasebe sisteminde hata ve aksama oluşturarak onları Amerika’nın çıkarlarına aykırı hesap etmemelerini sağlamaya çalışmaktadır. İşte bu yıllar önce dile getirtilen yumuşak savaştır” dedi.

Ayetullah Hamanei Amerika’nın bu planını da yenilgiye mahkum niteleyerek, İran İslam Cumhuriyetinin daha ilk günden itibaren aklani mantık ve iki temel faktör yani Allah Taala’ya güven ve sunnetullah” ve “düşman tanımı ve güvenilmezliği” üzerine kurarak ve kendi davranışını akıl gücü üzerine kurduğunu ve bundan sonra da aynen böyle olacağını bildirdi. Ayetullah Hamanei, Amerika’nın İran İslam cumhuriyetine muhalefetinin de gerçekte bu aklaniyet özelliğine muhalefet olduğunu, aksi takdirde sadece İslam adı ve İslami tabirlerin onlar için önemli olmadığını ve muhalefeti gerektirmediğini söyledi.

Daha sonra resmi bir Amerikan yetkilisinin ‘İran ve Amerika barışabilir ama İslam Cumhuriyeti ve Amerika asla !' şeklindeki sözüne işaret eden Ayetullah Hamanei “Bu, doğru bir sözdür. Zira Amerika ile Pehlevi zamanındaki uşak İran arasında hiç bir problem yoktu. Ancak Amerika bağımsızlık, iman, zulüm karşısında direniş ve İslami dayanışmaya çağıran İslam Cumhuriyeti ile düşmanlıkta bulunmaktan geri duramaz” dedi.

Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında bazı önemli hususları hatırlattılar.

Bölge ve dünyanın kritik ortamına temas eden İslam İnkılabı Rehberi tüm ülke yetkililerine hitaben, “Kelimenin gerçek anlamıyla tarihi bir aşamadan geçmekteyiz ve güçlü olmazsak her kes bize zor diyecek. Bunun için güçlü olmalıyız. Üstün morale, umutlu bakışa, çaba ve çalışmaya sahip olmak, ekonomik, kültürel ve güvenlik alanındaki nüfuz edilebilecek bölgelerin belirlenmesi ve bu deliklerin kapatılması İran’ın kudretinin artırılması unsurlarındandır” dedi.

Ayetullah Hamanei, konuşmasının sonunda ‘düşmanın eli hem ambargolar açısından ve hem de tehditler bağlamında boştur; yeter ki biz iman ehli olarak meydanı terk etmeyelim' dedi.

İran halkı tarafından seçilen ve göreve getirilen tüm hükümetleri desteklediklerini belirten Ayetullah Hamanei, geçmiş tüm hükümetlerin artı ve eksileri olduğuna işaret ederek, "eleştirilerin kamuya açık alanlarda alenen yapılmasının, ülke yararına olmayacağı" uyarısında bulundu.
Ayetullah Hamanei, "Nükleer müzakereleri yürüten heyetimize güvenimiz tam ve onların İran halkının haklarına el uzatılmasına izin vermeyeceklerine eminiz" diyerek, "Gerçek şu ki müzakerelerde karşı taraf mağdur rolü oynatarak taviz kapma peşinde. Hedefleri iki taraf arasındaki ihtilaflı konulardan olan uranyum zenginleştirme konusunda İran'ı 10 bin ayrıştırma birimine (seperative work unit/SWU) ikna etmek ancak uzmanlarımızın belirttiği rakamlar, hâlihazırda ülkenin ihtiyacının 190 bin SWU olduğu yönünde. Müzakere heyetimizin İran halkının ihtiyaçları ve haklarına el uzatılmasına izin vermeyeceğine eminiz" dedi.

İslam İnkılabı Rehberinin konuşmasından önce bir konuşma yapan İslami İran cumhurbaşkanı Huccet’ul İslam Hasan Ruhani, mübarek Ramazan ayının ahlaki ve kültürel hidayet ve bereketlerine temasla, İslam İnkılabının ana amacının ilahi peygamberlerin bisetinin amacı yani mekarimi ahlakı tamamlamak olduğunu hatırlatarak, hükümetin, kültürel sorumlulukları ve direniş ekonomisi genel siyasetlerini uygulamayı kendi asli vazifesi bildiğini belirtti.

Ruhani, “Kültürel mühendislik”, “Eğitim ve Öğretimde köklü Değişimler Oluşturulması” ve “Elitler” olmak üzere üç önemli belgenin hayata geçirilmesinin içinde bulunduğumuz yılda hükümetin kültürel alandaki önemli programları olduğunu belirterek bu hususta kültürel sorumlulukların önemli bir bölümünün dini ilim merkezleri, aydınlar, sanatçılar ve kültürel çevreler gibi dini ve sosyal kurumların üzerinde olduğunu belirtti.

Taklit mercileri ve dini çevrelerin bu husustaki rolünün çok önemli olduğunu belirten cumhurbaşkanı, bugün dini mercilik kurumunun istikbar ve siyonizmin komploları karşısında çok güçlü bir baraj oluşturduğunu ve bunun en somut örneğini şu anda Irak’ta müşahede etmekte olduğumuzu söyledi.

Cumhurbaşkanı konuşmasının bir bölümünde ise hükümetin ekonomik sahadaki 11 aylık çalışmasını değerlendirerek bu süre içinde bazı çizelgelerin beklentilerin üstünde olduğunu, enflasyonda büyük azalma yaşandığını ve bir yıl içinde enflasyon’un %45’den %14.6’ya düşürülmesinin ise parlamento, yargı gücü, nizamın maslahatını teşhis kurum ve silahlı kuvvetlerin yardımıyla gerçekleştiğini ve geçmiş hükümetler tarihinde bunun eşsiz olduğunu söyledi.

Ruhani, hükümetin 1394 yılında enflasyon’u %20’nin altına düşürmeyi ve 1395 yılında da tek rakamlı etmeyi planladığını söyledi.

Ekonomik canlılığın enflasyonun aşağı çekilmesinden de zor olduğunu belirten cumhurbaşkanı, hükümetin direniş ekonomisi genel siyasetleri doğrultusunda ekonomideki duraksamayı kırmayı, üretimi rekabet ortamına ve ihracata hidayet etmeyi planladığını ve bu husustaki kendi siyasetlerini yakında halka ilan edeceğini söyledi.

Ruhani bu hususta komşu devletler başta olmak üzere tüm dünya ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi ve teamülün artırılmasının şart olduğunu ve hükümetin bu hususta bir takım etkili adımlar attığını söyledi.

İslami İran cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, hükümetin dış siyasetinin tamamen İslam inkılabı rehberinin ilan ettiği siyasetler çerçevesinde olduğunu söyledi.

İslami İran düşmanlarının İranofobi siyasetlerinin tamamen yenilgiye uğradığını belirten cumhurbaşkanı Hasan Ruhani; dünya kamuoyunun İran'ın nükleer faaliyetlerinin tamamen barışçı ve şeffaf olduğunu gördüğünü; bunun ispatlanması ile de İran aleyhindeki bahanelerin ortadan kalktığını söyledi.

Hiçbir gücün kitle imha silahları ile mücadele bahanesiyle İran aleyhinde adaletsiz ve zalim yaptırımları sürdüremeyeceğine de işaret eden Ruhani, İran aleyhindeki yaptırım duvarlarının kırıldığını ve İran devletinin de nükleer müzakerelerde ciddi olduğunu söyledi.

İslami İran cumhurbaşkanı, müzakerelerde İran'ın karşı tarafının gerçekçi olmasını beklediklerini zira onların daha önce çıkmaz bir yolu tecrübe ettiklerini hatırlatarak; İran stratejisinin kazan-kazan esasına göre olduğunu ama düşmanın aşırıya gitmesi halinde nükleer müzakerelerin yenilgiye uğrayacağını ve o zaman da bunun sorumlusunun karşı taraf olacağını dünya kamuoyunun da pekala bildiğini söyledi.

Bölge meselelerine ve bölgenin içinde bulunduğu durumun zor olduğuna da temas eden Ruhani, İran İslam inkılabı mesajının, kardeşlik, dostluk ve dünya Müslümanları arasında vahdet olduğunu belirterek; dünyanın bu mesajı duyduğunu ve aldığını; ama kötülük yanlılarının İslami İran'ın kardeşlik bayrağının İslam ülkelerinde dalgalanmasını istemediklerini söyledi.

İslami İran cumhurbaşkanı, sözde İslami Cihad adı altında bir grubun yaptığı girişimlerin gerçekte İslam dünyasında çatlağa yol açtığını da belirterek; bunların düşünce olarak Selefilere, mali açıdan ise bazı ülkelere bağlı olduklarını ve siyasi açıdan ise uluslar arası Siyonizm tarafından beslendiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani konuşmasının son bölümünde ise hükümetin kendi tüm başarılarını, halkın katılım, dayanışma ve birlikteliği sayesinde ve İslam İnkılabı rehberinin hidayetleri, Allah Talanın lütuf ve yardımları ve Hz. Veliyi Asr İmam Zaman (ac.)in teveccühleri ile tahakkuk bulduğunu söyledi.


700 /