İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei bugün Ammar Film Festivali organizatörlerini kabulü sırasında yaptığı konuşmada bu festivalde din, İslam İnkılabı ve inkılapçı değerlere önem verilmesini güzel bir girişim olarak niteledi ve İslami sanat ile dini sinemanın maksimum etki uyandırabilmesi için geleceğe yönelik uzun erimli bir dakik planlamaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Ayetullah Hamenei, festivalin ‘Ammar’ olarak adlandırılmasını beğendiğini ifade ederek, Ammar’ın İslam Peygamberi (S)’in büyük sahabelerinden ve Hz. Ali (S)’in yakın dostlarından olduğunu hatırlattı ve bu büyük şahsiyetin İslam’ın ilk yıllarındaki çeşitli olaylarda çetin sıkıntılara göğüs germiş olduğunu belirtti.
İnkılap Rehberi, görüş ufkunun enginlendirilmesi ve geleceğe umutla bakışın İslam İnkılabı’nın idealleri ve hedeflerine ulaşma sürecinde büyük önem taşıdığını vurgulayarak şu görüşleri savundu: ‘1979 yılında zafer kazanan İslam İnkılabı ile Amerika’nın heybetli imajının yıkılması ve son 34 yılda meydana gelen
çeşitli olayların hepsi,
İslam nizamının temel hedeflerine ulaşılabilmesi sürecindeki başlangıç eylemleri olarak bilinmelidir. Bu yüzden olanca gücümüzle, düşman ve entrikalarından korkmaksızın, karamsarlıktan kaçınarak büyük bir hızla zirveye doğru hareket etmek zorundayız.’
Ayetullah Hamenei bu tür bir bakış açısına İslami sanat ve dini sinema alanlarında da sahip olunması gerektiğininin altını çizdi ve sinema sanatının Batı dünyasındaki konumuna işaretle sözlerini şöyle sürdürdü: ‘İslami sanat ve dini sinema alanında yetenek sahibi gençlerin yetiştirilebilmesi için proğramlı hareket edilmesi ve düşünce merkezleri kurulmalıdır. Bu arada tecrübeli, uzman, inkılapçı ve dindar şahsiyetlerin bu alanla ilgilenmeleri zaruridir. Buna karşılık, ibadet, zikr ve Allah’a yönelişin, her sanatsal zevkten daha üstün olduğu unutulmamalıdır. Aynı zamanda günümüzde mukaddes savunma savaşı ya da inkılapçı mazmunlarla film üretenlerin gerçekten de cihad yaptıklarını söyleyebiliriz.’
İslam İnkılabı Rehberi, mukaddes savunma savaşı, İslami uyanış ve İslam İnkılabı tarihi etrafındaki konularda film üretilebileceğini kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Dünyada yalana dayalı propagandalardan biri, sanat ve siyasetin birbirine karıştırılmaması gerektiği şeklindeki sözdür. Oysa Batı’daki çoğu sanat ürünleri ve bu arada Holywood tarafından yapılan filmler tamamen politiktir. Eğer böyle değilse, o halde niçin İran tarafından yapılan anti-siyonist filmler uluslararası festivallere sokulmamaktadır ? İran aleyhinde siyasi filmler üretilmesi veya İran aleyhtarı filmlere ödüller verilmesi, Amerika ve Batı’da sanat ve siyasetin ne denli kaynaşmış olduğunun göstergesidir.’
Ayetullah Hamenei, konuşmasının sonunda dine ve inkılaba ilgi gösteren sinema çevrelerini marjinalleşmekten uzak durmaya çağırdı.
Ayetullah Hamenei, festivalin ‘Ammar’ olarak adlandırılmasını beğendiğini ifade ederek, Ammar’ın İslam Peygamberi (S)’in büyük sahabelerinden ve Hz. Ali (S)’in yakın dostlarından olduğunu hatırlattı ve bu büyük şahsiyetin İslam’ın ilk yıllarındaki çeşitli olaylarda çetin sıkıntılara göğüs germiş olduğunu belirtti.
İnkılap Rehberi, görüş ufkunun enginlendirilmesi ve geleceğe umutla bakışın İslam İnkılabı’nın idealleri ve hedeflerine ulaşma sürecinde büyük önem taşıdığını vurgulayarak şu görüşleri savundu: ‘1979 yılında zafer kazanan İslam İnkılabı ile Amerika’nın heybetli imajının yıkılması ve son 34 yılda meydana gelen
çeşitli olayların hepsi,
İslam nizamının temel hedeflerine ulaşılabilmesi sürecindeki başlangıç eylemleri olarak bilinmelidir. Bu yüzden olanca gücümüzle, düşman ve entrikalarından korkmaksızın, karamsarlıktan kaçınarak büyük bir hızla zirveye doğru hareket etmek zorundayız.’
Ayetullah Hamenei bu tür bir bakış açısına İslami sanat ve dini sinema alanlarında da sahip olunması gerektiğininin altını çizdi ve sinema sanatının Batı dünyasındaki konumuna işaretle sözlerini şöyle sürdürdü: ‘İslami sanat ve dini sinema alanında yetenek sahibi gençlerin yetiştirilebilmesi için proğramlı hareket edilmesi ve düşünce merkezleri kurulmalıdır. Bu arada tecrübeli, uzman, inkılapçı ve dindar şahsiyetlerin bu alanla ilgilenmeleri zaruridir. Buna karşılık, ibadet, zikr ve Allah’a yönelişin, her sanatsal zevkten daha üstün olduğu unutulmamalıdır. Aynı zamanda günümüzde mukaddes savunma savaşı ya da inkılapçı mazmunlarla film üretenlerin gerçekten de cihad yaptıklarını söyleyebiliriz.’
İslam İnkılabı Rehberi, mukaddes savunma savaşı, İslami uyanış ve İslam İnkılabı tarihi etrafındaki konularda film üretilebileceğini kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Dünyada yalana dayalı propagandalardan biri, sanat ve siyasetin birbirine karıştırılmaması gerektiği şeklindeki sözdür. Oysa Batı’daki çoğu sanat ürünleri ve bu arada Holywood tarafından yapılan filmler tamamen politiktir. Eğer böyle değilse, o halde niçin İran tarafından yapılan anti-siyonist filmler uluslararası festivallere sokulmamaktadır ? İran aleyhinde siyasi filmler üretilmesi veya İran aleyhtarı filmlere ödüller verilmesi, Amerika ve Batı’da sanat ve siyasetin ne denli kaynaşmış olduğunun göstergesidir.’
Ayetullah Hamenei, konuşmasının sonunda dine ve inkılaba ilgi gösteren sinema çevrelerini marjinalleşmekten uzak durmaya çağırdı.