İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei bu sabah Tebriz halkından binlerce kişiye hitaben yaptığı konuşmada Amerika'lı devlet adamlarının İran'la müzakere konusundaki mantıksız söz ve davranışları ile İran halkı ve yönetiminin bu bağlamdaki mantıklı tutumunu değerlendirdi.
İran halkının uluslararası güçlerin baskıları ve ambargoları karşısında sarsılmamasının temel nedeninin dini inançları olduğunu hatırlatan İnkılap Rehberi şöyle konuştu: ‘Onlar aylar öncesinden beri İran'ı felce uğratabilecek yaptırımları başlattıklarını ve hatta inkılap yıldönümüne bir kaç gün kala yaptırımların yeni aşamasına geçildiğini duyurdular. Hedefleri, İran halkını gevşetmekti. Ancak, İran halkı 11 Şubat günü İslam İnkılabı'nın yıldönümü törenlerinde geçtiğimiz yıllara göre daha coşkun olarak yer aldı ve onlara gereken cevabı verdi ve her yıl olduğu gibi büyük bir çığ gibi düşmanlarının üzerine düştü.'
Ayetullah Hamenei, İran halkının imanı, yılmaz azmi, basireti, cesareti ve tahammül gücü karşısında düşmanın infiale kapıldığını ve bu yüzden mantıksız eylemlere başvurduğunu söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi Amerika'lı yöneticilerin söz ve fiillerine dayanarak onlardan çelişkili söz ve eylemlere sahip zorba insanlar olarak söz etti ve şu görüşleri savundu: ‘Amerika'lılar işbu mantıksız söz ve zorbalıkları karşısında başkalarının eğileceğini sanmaktalar. Bazıları bu zorbalıklar karşısında teslim oldular. Ancak İran halkı ve İslam Cumhuriyeti nizamı teslim alınamaz. Zira mantık ve kudret sahibidir.'
Ayetullah Hamenei, Batı'lı devletler ve liderlerinin mantıksız tutumlarına örnek olarak insan hakları konusundaki davranışlarını gösterdi ve şunları dile getirdi: ‘Onlar, insan haklarına saygılı olduklarını savunarak, insan hakları bayrağını dünyada dalgalandırdıkları iddiasındalar. Ancak, aslında insan haklarına en büyük darbeyi bunlar indirmekte ve Guantanamo ve Ebu Gureyb gibi yerlerde yol açtıkları facialar ile Afganistan ve Pakistan halklarına yönelik katliamlarla insan haklarına en büyük hakaretleri yapmaktalar.'
İnkılap Rehberi Batı'lıların bir başka çelişkisinin de nükleer silahlara karşı oldukları iddiaları olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: ‘Amerika'lılar bu iddiayla 11 yıl önce Irak'a saldırdılar ve daha sonraları bu iddianın yanlış olduğu anlaşıldı. Amerika'lı yöneticiler bu iddialarına rağmen, nükleer silahlarla donanmış ve başkalarını tehdit edip duran siyonist rejimi desteklemektedirler.'
Ayetullah Hamenei ayrıca Amerikan yetkililerinin demokrasiyi yaymakta oldukları iddiasını hatırlattı ve buna rağmen sürekli olarak İran'la çatıştıklarını, oysa İran'ın bölgedeki en aydın ve en net demokrasisine sahip olduğunu belirterek şu eleştiride bulundu: ‘Amerika'lılar öylesine şartlar altında demokrasi savunuculuğuna soyunmuş durumdalar ki bu bölgede olanca alçaklıklarıyla hatta demokrasinin kokusundan bile habersiz olan devletleri, halklarına bir kez dahi oy kullanma ve seçimlere katılma iznini vermemiş olan yönetimleri desteklemektedirler.'
İslam İnkılabı Rehberi daha sonra Amerika Başkanı'nın, İran'ın nükleer silah yapmasını önlemeye çalıştıkları şeklindeki konuşmasını hatırlatarak, ‘eğer İran nükleer silah yapma amacını gütseydi, Amerika hiç bir şekilde İran milletini önleyemezdi' dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: ‘İran İslam Cumhuriyeti nükleer silah üretimi peşinde değildir ve bu karar Amerika'nın rahatsız olup olmayacağından da kaynaklanmamaktadır. Tam tersine itikadi ve ideolojik bir karardır ve İran, nükleer silah kullanımını beşeriyet aleyhinde cinayet olarak bilmektedir. İran, bu tür silahların üretimine karşı çıktığı gibi, dünyada mevcut tüm atom silahlarının mahvedilmesinden yanadır. İran tarafından atom silahları üretildiğine dair Amerika'lılarca ileri sürülen iddialar bir söz aldatmacasından ibarettir. İran'ın nükleer faaliyetleri konusundaki tartışmanın özü, nükleer silah meselesi olmayıp; İran milletinin kesin hakkı olan barışçıl amaçlı nükleer enerjiden yararlanmasının önlenmesidir. Ancak, onlar İran halkını önleyemeyecek ve bu halk kendi hakkını korumasını bilecektir.'
Daha sonra Amerika'nın İran'la müzakere isteğine değinen İslam İnkılabı Rehberi şunları söyledi: ‘Gerçekte, bu sözler de önceki aldatmacalarını andırmaktadır. Onlar, hakiki ve adilane müzakereler peşinde olmayıp, İran halkının teslim olmasını beklemektedirler. Oysa İran halkı Amerika'lılara teslim olmak isteseydi, ilke olarak inkılap yapmazdı.'