İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

İslam Uygarlığının İnşasında Yaşama Tarzının Önemi

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei Kuzey Horasan ilindeki incelemelerinin devamında bu sabah binlerce öğrenciye hitaben yaptığı konuşmada yeni İslam uygarlığı ve ilerleme sürecinin en önemli bölümlerinden birinin yaşama biçimi olduğunu söyledi ve elit tabaka ve düşünürleri bu önemli kavram üzerinde yoğunlaşmaya ve İran'daki mevcut yaşama biçiminin yanlışları ve zararlarını tesbite çağırdı.
İslam uygarlığı sürecinde bilimsel, endüstriyel, ekonomik ve politik ilerlemelerin, doğru bir hayat kültürü ve üslubu ile huzur, güvenlik ve hakiki ilerleme yolunda birer araç olduklarını söyleyen Ayetullah Hamenei, yeni İslam uygarlığında her ikisine de ihtiyaç duyulduğunu belirterek şöyle konuştu: ‘Bu uygarlığın donanım ve araçlar bölümü günümüz dünyasında ilerleme sembolleri olarak kendini göstermekte olup; bilimsel buluşlar ve keşifler ile ekonomi, politika, uluslararası prestij ve benzerleri buna örnektir. Elbette bu bağlamda büyük ilerlemeler hasıl oldu. Ancak bu ilerlemeler İslam uygarlığının hakiki bölümünü teşkil eden yaşama tarzı ve üslubuna ulaşılabilmesi yolunda yalnızca birer araç durumundadırlar. İnsanın hayatını şekillendiren giyinme tarzı, yaşama çevresi, aile, evlilik, tüketim modeli, dinlenme ve eğlence, çalışma biçimi ve çeşitli muhitlerdeki bireysel ve sosyal davranışlar gibi meseleler bu üslubu yansıtır.'
Yeni İslam uygarlığında ilerlemenin hakiki boyutunu oluşturan hayat tarzı ve üslubu alanında gelişmeler sağlanmadıkça bu büyük uygarlığın inşa edilemeyeceğini savunan İnkılap Rehberi şu değerlendirmede bulundu: ‘Üzüntüyle belirtmek gerekir ki bu alanda çok önemli işler başaramadık ve ilk bölümü oluşturan bilim, endüstri ve benzerlerindeki kadar ilerleyemedik.'
Ayetullah Hamenei daha sonar çeşitli soruları gündeme getirerek şöyle bir öz eleştiride bulundu: ‘Niçin kollektif çalışma kültürü İran'da zayıftır ? Niçin sosyal ilişkilerde karşılıklı haklar gözetilmemektedir ? Niçin bazı bölgelerde boşanma vak'aları daha fazladır ? Niçin trafik kültüründe gereken inzibata riayet edilmemektedir ? Apartman hayatında uyulması gereken zorunluluklar nedir ve uyulmakta mıdır ? Sağlıklı eğlencenin kriterleri nedir ? Gün boyunca süren ilişkilerimizde birbirimize daima doğru mu söylemekteyiz ? Toplumumuzda ne kadar yalan söylenmektedir ? Sosyal ilişkilerdeki sabırsızlık ve öfkelerin sebebi nedir ? Giyim-kuşam biçiminin belirlenmesi ve kentlerin mimarisinde ne ölçüde akıl ve mantık dairesinde hareket etmekteyiz ? Bireylerin haklarını medyalarda ve internette gözetmekte miyiz ? Bazı bireyler veya kurumların kanun dışı hareket etme hastalığının sebebi nedir ? Çalışma vicdanı ve sosyal düzenliliğin ölçüsü ne kadardır ? Niçin kimi sözler ve iyi fikirler yalnızca söz ve rüya düzeyinde kalmaktadır ? Niçin kimi kurumlarda yararlı çalışma saati çok azdır ? Faizin kökünü kazımak için ne yapmalıyız ? Ailelerde karı-koca ve çocukların karşılıklı haklarına tamamen saygı duyulmakta mıdır ? Niçin tüketicilik kimileri için bir öğünme vesilesidir ? Kadınların ailevi onurunun korunabilmesi ve sosyal görevlerini yerine getirebilmeleri için neler yapmalıyız ? Bu sorulara ek olarak onlarca soru daha zikredilebilir ve bütün bunlar yaşama biçimi, kültürü ve üslubuyla alakalıdır. Bu meselenin önemi nedeniyledir ki, herhangi bir uygarlık hakkında değerlendirilmede bulunulduğunda hayat tarzındaki ilerlemeler dikkate alınır.'
İslam İnkılabı Rehberi daha sonra yaşama kültürünün objektif önemini izah ederken İslam'ın bu konuya yaklaşımına değinerek şunları söyledi: ‘İslam sağlıklı bir hayatın mayası olarak akıl, ahlak ve hukuka önem vermektedir. Bizler de bu konulara ciddi olarak eğilmek zorundayız. Aksi halde yeni İslam uygarlığının inşası mümkün olmayacaktır. Yaşama kültürü, bizim hayatı nasıl yorumlamamıza bağlıdır ve hayat için gözeteceğimiz her hedef, özgün bir üslubu beraberinde getirecektir.'
Ayetullah Hamenei sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Her türlü ekol ile siyasal, sosyal ve ekonomik teorideki önceden belirlenen hedefin hayata geçirilmesi için o hedefe duyulan inanca ihtiyaç vardır ve ciddi bir inanç ve çaba sarfedilmeksizin hiç bir hedefe ulaşmak mümkün değildir.'
İnkılap Rehberi sözün burasında kimi batılı sözde filozoflar ile onların yerli taklitçilerinin demagojisine değinerek şunları dile getirdi: ‘Bunlar ideoloji ve mekteb ile bir toplumun idare edilemeyeceğini savunmaktalar. Ancak uygarlık kuran tüm tecrübeler şunu göstermiştir ki, mekteb büyük sosyal hareketleri yönlendirip idare etmiştir ve mekteb ve ideoloji olmaksızın, inanç ve çabaya dayanmaksızın, dava uğrunda fedakarlıkta bulunmaksızın hiç bir uygarlık kurulamamıştır. Elbette bazı ülkeler herhangi bir ekole inanmaksızın batı uygarlığını taklit ettiler. Bu ülkelerin kimi zahiri ilerlemelere ulaşmaları da mümkündür. Ancak, taklitçiliğin dayattığı bitimsiz alçalışlar, onları ciddi aksaklıklar ve zararlara uğratacak, köklerini kurutacak ve eğer bir fırtına koparsa, kendilerini savunamayacaklardır. Bununla birlikte batı uygarlığı karşısında tevhid mektebini benimseyenler hem hakiki ve eksiksiz bir ilerlemeye ulaşacaklar ve hem de kendi düşünce ve kültürlerini dünyaya yayacak olan derin ve köklü bir uygarlığı inşa edeceklerdir. Bu yüzden, batı taklitçiliğinin hiç bir milleti bir yere vardırmayacağını ve batılı yaşama üsluplarının taklidinden kaçınılması gerektiğini vurgulamak zorundayız.'
Ayetullah Hamenei konuşmasının devamında batı kültüründeki açmazları eleştirerek şöyle konuştu: ‘Batı kültürü prensip olarak saldırgan bir kültürdür ve hangi nedenle olursa olsun bir ülkede yaygınlık kazanırsa, o milletin kültür ve kimliğini tedrici olarak yok eder. Batı'da eşcinsellik gibi günahların sıradanlaşması, aile kurumunun dağılması ve diğer derin bunalımların batılı ülkeler ve taklitçilerinde yayılması şunu göstermektedir ki batı kültürünün kabuğunda zahiri bir ilerleme gözükmekte; ancak onun batını ve iç yüzünde şehvete bulanmış, günahkar, kimlik ve maneviyat düşmanı ve materyalist bir hayat tarzı yatmaktadır.'
İnkılap Rehberi daha sonra kaba softalık ve laiklikten aynı anda kaçınmak gerektiğinin altını çizerken ‘bazı sözler ve propagandalar dini bir kisveye bürünmesine rağmen, batınında dinin hayattan ayrılması gibi bir hedefi gütmektedir' dedi.
Görüşme sırasında çeşitli siyasal, sosyal ve kültürel alanlardaki görüşlerini dile getiren çok sayıda üniversite öğrencisi ise özellikle şu konular etrafında durdu: Öğrencilerin ruhi ve manevi yücelişi için etkin proğramlamalara başvurulması, gençlerin yumuşak savaş karşısında güçlendirilmesi için gerekli eğitimin verilmesi, düşünce üretimi ve yetiştirilmesi için etüd merkezlerinin kurulması, yetkililerin eleştirileri ciddiye almaları, bir Kur'an şehri kurulması teklifi ve İslami uyanış atmosferinde İslam uygarlığının yeniden ihyası yönünde etkili bir planın hazırlanması zarureti.
700 /