İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi

Kutsal Rezevi Külliye'de halka hitap eden İslam İnkılabı Rehberi:

Hş. 1398 yılı fırsatlar ve sorunların çözüm yılı olacak

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei kutsal Rezevi külliye’de ziyaretçilere ve çevre halkına hitaben yaptığı konuşmada, hş. 1398 yılını İran milleti için fırsatların ve sorunların çözüm yılı olacağını belirtti.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei hş. 1398 yılının ilk gününde İran’ın kutsal Meşhed kentinde bulunan kutsal Rezevi külliyede binlerce ziyaretçi ve çevre halkına hitaben yaptığı konuşmada hş. 1398 yılını “fırsatların yılı” niteledi. Ayetullah Hamanei bu yılın şiarı olan “Üretimin gelişme yılı” şiarı gerçekleştirildiği takdirde çeşitli sektörlerde değişim, istihdam alanlarının artışı, geçim sorunlarının çözümü, bankacılık sisteminin düzelmesi, milli para birimi değerinin yükselmesi ve bütçede denge gibi sonuçları olacağını vurguladı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında ülkenin cari meseleleri, Batılı devletlerin İran’a karşı tutumları, ekonomik meseleler ve üretimin geliştirilmesi gibi konuların hakkında önemli ve dikkat çekici beyanatta bulundu.

Ayetullah Hamanei konuşmasının dördüncü ekseninde ise gençlerin “ikinci adım” stratejik bildirisinde yer alan maddelerin gerçekleştirilmesi yönündeki görev ve sorumluluklarını anlattı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının başında adalet abidesi Emirülmüminin Ali’nin -s- mübarek veladetini hakiki Nevruz olarak kutladıktan sonra yeni yılı ve Nevruz bayramını da kutladı.

Ayetullah Hamanei itikaf günleri dolaysıyla itikafta bulunanları kutladı ve ilahi rahmet ve inayetin İran milletinin tüm kesimlerini kapsamasını diledi.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu merasimde yaptığı konuşmasını “hş. 1398 yılı ile ilgili meseleler”, “İslam Cumhuriyeti ile Batılı devletlerin arasındaki meseleler”, “Ekonomi meseleleri ve üretimin geliştirilmesi şiarı” ve “Ülkenin ve inkılabın ve geleceğin hakkında aziz gençlere hitaben tavsiyeler” başlıklarından oluşan dört önemli konuya ayırdı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei birinci konu hakkında şöyle buyurdu:

Bazı konuşmacılar ve yazarlar hş. 1398 yılını “tehditlerin yılı” olarak adlandırıyorlar, oysa ben kesinlikle bu algılamayı kabul etmiyorum ve 1398 yılı ilahi tevfik sayesinde İran milleti için “fırsatların yılı” ve “imkanların ve sorunların çözüm yılı” olacağına inanıyorum.

Ayetullah Hamanei tehditleri daima İran milletine hatırlatanları bilerek veya bilmeyerek İran düşmanlarının meydan okumaları veya psikolojik savaşının tesiri altında kalan kesim niteledi ve düşmanların hş. 1397 yılında meydan okuma örneklerine işaret ederek şöyle buyurdu:

Amerikalı bir numara ahmaklardan biri, eğer Bercam nükleer anlaşmasından çekilirsek, İran milleti ekmek bile satın alamaz ve İran sokaklarında isyan çıkar, demişti. Yine onlardan bir başkası da, biz 2019 Noel bayramını Tahran’da kutlayacağız, demişti. Bu sözler ya “ahmaklık”tan ya da “habaset ve psikolojik savaş”tan ya da ikisi birden kaynaklanır.

Hş. 1398 yılın fırsatlar yılı olacağı ile ilgili noktaya değinen Ayetullah Hamanei şöyle dedi: Ülkenin önemli meselesi, iktisadi mesele ve zayıf kesimlerin geçim meselesidir. Bu sorunun bir bölümü Avrupa ve Amerika’nın yaptırımlarından ve bir başka bölümü de içerideki eksiklikler ve yönetim zafiyetinden kaynaklanır.

Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: Hem yaptırım ülkemiz için fırsata çevrilebilir, hem eksiklikleri ve zafiyetleri görmek, gelecek için ve ülkenin gelecek yıllarında yönetimi için değerli deneyimler olacaktır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei “yaptırım ülke için nasıl fırsata dönüştürülebilir?” sorusuna ise şöyle cevap verdi: Deneyimlere göre, ülkemiz için petrol gelirlerinin azalmasından kaynaklanan baskı, iktisadi reformların uygulanması ve ülkemizin petrole olan bağımlılıktan kurtulması için büyük bir saik ve hareketlilik yaratır, nitekim şimdiden hükümet düzeyinde ve araştırma alanında ülkeyi petrol dışı gelirlerle yönetmek üzere geniş ve iyi araştırmalar başladı, oysa eğer petrol geliri yüksek olsaydı, bu düşünce ve bu hareketlilik oluşmazdı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei kutsal savunma yıllarının deneyimleri ve Doğulı ve Batılı güçlerin İran’a askeri ve savunma teçhizatı ve imkanlarını vermekten kaçınmalarından somut bir deneyim şeklinde söz ederek şöyle devam etti:

O zorlu deneyimler ve dayatılan kısıtlamalar gençleri çalışmaya ve yenilikleri ile ülkeyi askeri açıdan ecnebiye bağımlı olmayı değiştirmeye yöneltti, öyle ki bugün İran’ın savunma imkanları bölgede hemen hemen tüm ülkelerden daha iyi ve daha üstündür.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: Gerçi düşmanlar da İran’ın savunma üstünlüğünü itiraf ediyor ve bunu baskı uygulama bahanesi yapmaya çalışıyor, fakat bu asla olmayacak ve İslam Cumhuriyeti nizamı düşmanlara rağmen savunma gücünü geliştirmeye devam edecektir.

Yaptırımlarla mücadele planlarının gözden geçirilmesi ve uygulanmasının zaruretine vurgu yapan Ayetullah Hamanei şöyle dedi: Yaptırımlardan şikayetçi olmamalı ve yaptırımı uygulayanlardan, yani Amerika ve Avrupa’dan fazla bir şey beklememeliyiz. Bunun yerine hükümet erkanları ve araştırma merkezleri ve düşünceli tüm gençler ülke meselelerinin bilincinde hareket ederek, düşmanların habasetini ve yaptırımlarını boşa çıkaracak çeşitli yolları araştırmaları ve uygulamaları gerekir.

Hükümetin üst düzey yetkililerinin yaptırımlarla mücadele yollarını tedvin etmekte olduklarını belirten İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle dedi: Yetkililer pratikte ve uygulamada daha ciddi ve daha acil bir şekilde harekete geçmeli, işleri geciktirmemeli.

Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında hş. 1398 yılının fırsatlarını beyan ettikten sonra düşmanla iktisadi savaşta caydırıcılık yaratma zaruretine vurgu yaparak şöyle buyurdu: Bugün hamd olsun tüm yetkililer düşmanların bizimle savaş halinde oldukları inancına varmıştır ve bu savaş iktisadi alanda ortaya çıkmıştır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle devam etti:

Kuşkusuz biz bu savaşta düşmanı yenmeliyiz ve ilahi tevfik sayesinde elbette düşmanı yeneceğiz. Ancak bu yeterli değildir ve bunun yanında caydırıcı da olmalıyız, öyle ki düşman iktisadi meselelerin üzerinden ülkeye darbe vuramayacağını ve milleti baskı altında tutmayacağını anlasın.

Bu merhaleye ulaşmanın mümkün olduğunun altını çizen Ayetullah Hamanei şöyle dedi: Askeri meselelerde biz düşmanın hava saldırısı veya füzeli saldırısına karşı koyma imkanından yoksun olduğumuz şartların altındaydık, ancak şimdi bölgedeki düşmanlarımız veya bölgede askeri gücü bulunduran düşmanlar İran İslam Cumhuriyeti nokta vuruşu yapan dakik füzeleri ile her türlü saldırıya karşı koyabilecek ve ezici cevap verebilecek güçte olduğunu biliyorlar.

Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: İslam Cumhuriyeti nizamının savunma alanında gücü ve sıkı yumruğu gerçekte İran’ın caydırıcı gücüdür ve bu güç, yaptırımların sayesinde elde edilmiştir. İktisadi meselelerde de yaptırım fırsatından yararlanarak aynı caydırıcılığa kavuşabiliriz.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının ikinci ekseni olan “Batılı devletlerin İran’la yüzleşmesi” meselesine değinerek, iktisadi alanda caydırıcı olmanın tek yolu Batılı devletlerin yardımından ve birlikteliğinden umudu kesmekten ibaret olduğunu belirtti.

Ayetullah Hamanei bu konunun gerekçesini şöyle açıkladı:

Batılıların davranışları ile ilgili tarihî deneyimler ve somut gözlemler, onlardan ihanet ve komplo ve arkadan hançerlemeyi beklemek gerektiğini, fakat onlardan yardım, sadakat ve birlikteliği beklememek gerektiğini gösteriyor. Eğer bazı zamanlarda Batılılar görecede yardımda bulundularsa, gerçekte kendi işlerini yürütmek için olmuştur. Bu konu sadece İran’la ilgili bir konu da değildir. Batılı devletler güçleri yettikleri her ülkeye karşı aynı şekilde davranırlar.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Avrupalı sömürücülerin Asya, Afrika ve Latin Amerika bölgelerinde üç asır boyunca zayıf ülkeleri sömürdüklerini, bu ülkelerin bilimsel ve teknolojik ilerlemelerinin önlemeleri Avrupalıların habaset içerikli davranışlarının bariz örneği olduğunu belirterek şöyle devam etti:

İran konusunda da Avrupalıların habasetleri ve ihanetleri Gacarlar döneminin ortalarından başladı. İngilizlerin İran – Rusya savaşında ihaneti, tütün imtiyazı macerası, Emir Kebir’in kanının akıtılması, Rıza Han diktatörlüğünün işbaşına gelmesi, 28 Mordad (Ağustos 1953) darbesi ve Musaddık hükümetinin devrilmesi, İslam inkılabı zafere kavuştuktan sonra yaşanan çeşitli siyasi ve güvenlik olayları, dayatılan savaş, yaptırımlar ve Bercam meselesi, hepsi Avrupalıların İran’a karşı davranışlarının örnekleridir ve bu meseleleri unutmamak gerekir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Bercam meselesine temas ederek şöyle dedi:

İran ve altı ülke arasında bir anlaşma olan Bercam meselesinde Amerikalı taraf anlaşmadan çekildikten sonra Avrupalılar Amerika’nın önünde durmaları gerekirdi ve ayrıca yükümlülüklerini yerine getirerek yaptırımları da kaldırmaları gerekirdi, fakat şimdiye kadar bunu yapmadılar. Onlar sürekli İran’a Bercam’da kalmayı tavsiye ediyorlar, fakat kendileri pratikte Bercam’dan çekildiler, zira İran’a karşı yeni yaptırımlar çıkardılar.

Ayetullah Hamanei İran ve Avrupa arasında mali kanal kurma meselesine de işaret ederek şöyle dedi: Bu mali kanal, daha çok acı bir mizaha benziyor ve hiç bir anlam ifade etmiyor.

Avrupalı yetkililerin Bercam nükleer anlaşması ile ilgili sorumlulukları ile yaptıkları arasında yerden göğe kadar fark bulunduğunu belirten Ayetullah Hamanei, Avrupalılar Bercam meselesinde de arkadan hançerlediklerini vurguladı.

Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: Yapılan araştırmalara ve somut gözlemlere göre, ister Avrupa ve Amerika olsun Batı’da siyaset ve güç zalimane, zorbalık, mantıksız ve aşırı hırs temellerine dayanır ve Batılı devlet adamları şık ve kolonya sürülmüş görünüşlerinin aksine hakikaten barbar insanlardır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Avrupalıların Yeni Zelanda’da işlenen cinayette ve iki camide onlarca Müslümanın şehit düştüğü olaya karşı davranışların onların barbar batınını gösteren örneklerden biri olduğunu belirterek şöyle dedi:

Avrupalı politikacılar ve medya organları bu cinayet için “terör” tabirini kullanmadılar ve sadece “silahlı eylem” tabiri ile yetindiler, oysa dünyanın neresinde olursa olsun, Avrupalıların ilgi duyduğu birine karşı herhangi bir hareket olursa terörle mücadele ve insan haklarını savunma iddiasında bulunan örgütler yaygara koparırdı.

Bölgede Suud rejimi en despot, en diktatör, en zalim, en fesat ve en bağımlı rejimi olduğunu belirten İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle buyurdu: Batılı devletler böyle bir rejim için nükleer imkanlar ve füze üretim merkezleri tedarik görüyor, zira Suud rejimi onlara bağımlı bir rejimdir. Kuşkusuz biz Suud rejimi için nükleer ve füze merkezleri yapılmasından rahatsız olmayız, zira bu merkezler pek de uzak olmayan bir gelecekte ve ilahi fazl sayesinde İslam mücahitlerinin eline geçecektir.

Şirret ve şeytanlık etmek Avrupa ve Amerika’nın doğasında var olan özellikler olduğunu kaydeden Ayetullah Hamanei, Amerika birçok sebepten ötürü Avrupa’ya kıyasla daha fazla şer olduğunu, bu şirret Amerika’nın şimdiki başkanına özel bir durum da olmadığını vurguladı.

Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: Amerika’nın şirret örneklerinden biri kongrenin son iki yılda İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde 226 yasa tasarısı ve taslak sunması veya onaylamasıdır, gerçi kendi meclisimize de sitem etmek ve şimdiye kadar Amerika’nın habasetlerine karşı kaç tane yasa tasarısı veya taslak sunduğunu veya onayladığını sormak gerekir.

İçeride Batı’yı bezeme ve Batılıların habasetlerini düzeltme peşinde olan bazı kişilere ve medya organlarına işaret eden Ayetullah Hamanei şöyle dedi:

Bu kişiler ve medya organları, kamuoyu İngiltere ve Fransa gibi görecede maslahatçı gözüken devletlerin şirret batınını görmelerini istemiyorlar ve gerçekte Pehlevi döneminin “baştan başa Batılılaşmalıyız” diyen Takizadeleri sayılırlar.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle devam etti:

Bugün içeride sürekli Batılı yaşam tarzını, Batılı yöntemleri ve edebiyatımızda, üniversitelerle ve okullarda Batılı sözcükleri telkin etme peşinde olanlar gerçekte yeni Takizadeler sayılırlar, nitekim 2030 belgesini savunan ve destekleyenler de gerçekte Takizade düşüncesini sürdürmek isteyenlerdir. Ancak bugün inkılapçı halkımız ve mümin gençlerimiz yeni Takizadelerin sözü geçmesine müsaade etmeyecektir.

Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında önemli bir noktaya temas ederek şöyle ekledi: Bazıları benim sözlerim Batılı ülkelerle ilişkileri kesme anlamında olduğu yönünde demagoji yapmasın. Ben defalarca vurguladım, ilişki kurmakta herhangi bir sakınca yoktur ve çeşitli hükümetlerimizi de çeşitli ülkelerle ve hatta Avrupalılarla ilişki kurmaya teşvik etmişimdir. Ancak sakıncalı olan durum, onları izlemek ve onlara güvenmektir. Zira bizim birçok sorunumuzun sebebi, müzakerelerde, anlaşmalarda ve siyasi kararlarda Batılılara güvenmektir.

Yetkililere hitap eden Ayetullah Hamanei şu vurguyu yaptı: Çeşitli ülkelerle ilişkiniz olsun, fakat karşı tarafı tanıyın ki onların tebessümü ve numaraları ve yalan sözlerine kanarak yanlış yola girmeyin. Gerçi bugün bizim hükümet yetkililerimiz Batılılarla aynı yolda ilerlemenin mümkün olmadığı sonucuna varmıştır ve umarız gelecekte bu yetkililerin Batılılara karşı davranışları ve tutumu, bu yeni idrake göre değişir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında Batı hakkında iki zıt ve yanlış eğilime işaret ederek şöyle buyurdu:

Gericilik ve yersiz bağnazlık içeren bir eğilim Batı’nın müspet noktalarını ve bilim ve teknolojide ilerlemelerini ve onların bazı ahlaki iyi özelliklerini görmezken, ikinci eğilim de tamamen Batı’ya bağımlı ve Batızede olmaya inanır.

Batızede olmak büyük bir tehlike olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, batızede olma tehlikesini ilk kez merhum Celal Al-i Ahmet hş. 1342 yılında gündeme getirdiğini belirterek şöyle dedi: Batılıların deneyimlerinden ve bilimlerinden yararlanmak gerekir, ancak onlara asla dayanmamak ve güvenmemek de şarttır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının üçüncü eksenine şu önemli soru ile başladı: Eğer Batı güvenilmez ise, o zaman İran ekonomisinin gelişmesi için ne yapmalıyız.

Ayetullah Hamanei’nin bu soruya cevabı “mücahitçe ve alimane çaba” şeklinde özetlendi.

Ayetullah Hamanei şöyle dedi: Tembellik ve isteksizlikle iktisadi meseleleri çözemeyiz. Bunun için cihatçı çaba özelliklerini, yani yılmaz ve ihlaslı çalışmayı alimane ve bilimsel titiz kriterlere uygun çalışma ile birleştirmeli ve böylece eğitimli, becerikli ve cihatçı yöneticilerin iktisadi meselelerin hakkında karar vermeleri ve uygulamalarına zemin oluşturmalıyız. Eğer bunu yapabilirsek, hiç kuşkusuz İran ekonomisi gelişecektir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei uzmanların görüşlerine istinaden ülkenin insan gücü, doğal kaynakları ve coğrafi imkanları çok geniş ve kullanılmaya uygun kapasitelerine işaret ederek şöyle buyurdu:

Bol nakit kaynaklar iyi yönetildiği ve yatırım alanına yönlendirildiği takdirde bunca bol kapasitenin yanında mevcut sorunların çözümüne ivme kazandırabilir.

Ayetullah Hamanei başta tarım, su, toprak ve altyapı meseleleri ile ilgilenen bazı kurumların icraatını iyi değerlendirerek şöyle dedi: Ancak bazı alanlarda durgunluk hakim ve işler gecikmeli olarak yürütülüyor. Örneğin kaç yıldır hükümetin bankacılık sisteminde reformlarla ilgili yasa tasarısı halâ meclise sunulmadı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei uygun icraatı olan sektörleri teşvik etme ve durgunluğa yakalanan sektörleri ikaz etme zaruretine vurgu yaparak, kendisi bazı meseleleri kamuoyu ile paylaşmadan önce defalarca yetkilileri uyardığını ve ikazda bulunduğunu vurguladı.

Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında geçen sene yılın şiarı olan yerli ürünlere destek şiarının gerçekleşmesi doğrultusunda halkın ve birçok üreticinin çok iyi faaliyetlerde bulunduğunu belirterek şöyle dedi: Bu şiar gerçi tam olarak gerçekleşmedi ve halâ geçerli sayılır, fakat bu yılın esas meselesi, üretimi geliştirme meselesidir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei üretimin gelişmesi “çeşitli iktisadi sektörlerde değişim”, “işsizlik ve enflasyon ve yoksulluğun hafiflemesi”, “milli para biriminin değer kazanması” ve hatta “ülkenin bütçe açığının hafiflemesi ve bütçede denge kurulması” gibi sonuçları beraberinde getireceğini belirterek, hükümet, meclis ve üretim alanına girebilecek güçte olan herkes bu yılın şiarının gerçekleşmesi için ağır yükümlülükleri olacağını vurguladı.

Ayetullah Hamanei iktisadi aktivistlerin yerli üretimi geliştirme yönündeki çabaları ilahi mükafatı olacağını belirterek şöyle devam etti: İlgili kurumlar üreticilere, yatırımcılara ve iktisadi aktivistlere yasaların ve çalışma ortamı ile ilgili kuralların düzeltilmesi başta olmak üzere çeşitli açılardan yardım etmeleri gerekir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei fırsatçılarla mücadele etmeyi üretimi geliştirmenin bir başka zarureti olduğunu belirterek şöyle buyurdu: Maalesef İranlıların yaratıcı zihni şeytani işlerde aktif hale gelince, durumdan nemalanmak için çok acayip ve tuhaf yöntemleri buluyor. Bu yüzden yürütme ve yasama kurumları ve gözlemci kurumlar bu alanda çok dikkatli olmaları gerekir.

Ayetullah Hamanei, fabrikaların satışı, makinelerin ve teçhizatların satışı, işçilerin işten atılması ve fabrikaların arazilerinde inşaatlar yapılması ve özellikle mali kurumlar ve bankaların çoğalması yönünde izlenen yanlış politikalardan halkın paralarından gayri meşru servetlerin elde edilmesi yolunda nemalanma gibi durumları mücadele edilmesi gereken sui istifade durumları niteledi.

Ayetullah Hamanei üretim alanı küçük ve büyük sanayi sektörleri, tarım ve besicilik sektörleri ve beyaz eşya gibi alanları kapsadığını belirterek, bu süreçte bilim temelli firmaların da tam olarak gözetilmeleri gerektiğini kaydetti.

Orantısız ithalatın önlenmesi, üretimin gelişmesi ve direniş ekonomisinin elzemlerinden sayıldığını belirten Ayetullah Hamanei, yetkililer sürekli direniş ekonomisinden söz ettiklerini, fakat piyasa yabancı ürünlerle dolup taştığını, bu durum yerli üretimi olumsuz etkilediğini ifade etti.

Bu yıl tüm ilgili kurumların üretimi geliştirme üzerinde odaklanmaları gerektiğinin altını çizen Ayetullah Hamanei bu yıl yerli üretimin gelişmesi gerektiğini vurguladı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının son bölümünde kutsal Rezevi külliyeyi ziyarete gelenlere ve çevre halkına ve özellikle gençlere hitaben bazı noktaları beyan etti.

Toplumun elit kesimi, gençler, öğrenciler, ulema ve talebelerin (inkılabın zafer yıldönümünden hemen sonra yayımladığı) “İkinci adım” bildirisine yönelik olumlu tepkilerinden duyduğu memnuniyeti dile getiren İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle buyurdu:

Bu mesele ülkede ve özellikle gençlerin arasında bu bildirinin gerçekleşmesi için gerekli hazırlığın var olduğunu gösteriyor. Yetkililer bu kapasitelerden yararlanmaları gerekir. inkılabın ikinci adımında gençler irili ufaklı işleri omuzlamaları gerekir, nitekim birinci adımda da İmam Humeyni’nin -ks- hidayeti ile gençler ülkeyi ileriye taşıdılar.

Ayetullah Hamanei şöyle devam etti:

Ülke gençleri bir gün tağut rejimi ile mücadele bedelini ödeyerek inkılabı zafere götürdüler ve tağut rejimini devirdiler. Kutsal savunma yıllarında da aileler ve gençler ülkeyi savunma bedelini üstlendiler ve böylece bugünkü kuşak bunun getirisinden yani güvenlikten yararlandılar. Bugün düşmana karşı direnişin bedelini ödeme sırası aziz vatanımızın gençlerine gelmiştir, böylece gelecek kuşaklar bu direnişin sonuçları ve getirilerinden yararlanabilir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ikinci adım bildirisinin ruhu ve özü bir yandan ülkenin sahip olduğu meziyetleri ve kapasiteleri tanımak ve öbür yandan afetler ve fesat ve düşmanın nüfuz yolları ile ciddi mücadele yollarını tanımaktan ibaret olduğunu belirterek, gençler bu iki tanımdan hareketle sorunlara göğüs germeleri gerektiğini vurguladı.

Batılı devlet adamlarının İran milletinin milli iradesi ile mücadele etmenin mümkün olmadığı sonucuna vardıklarına işaret eden Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: Bu tespit düşmanların İran milletinin iradesini zayıflatma üzerinde odaklanmaya yöneltti, öyle ki İranlı gençlerin siyasi ve dini inançlarına nüfuz etmek ve iradelerini ve hareket etme saiklerini ve emeklerini zayıflatmak için milyarlarca para harcıyorlar. İran devleti ve milletinin düşmanları bu milletin İranlı – İslami kalkınma ve İslami toplum ve medeniyeti oluşturma yönündeki iradesinin şekillenmesini engellemek istiyorlar, ancak ilahi fazl sayesinde bunu başaramayacaklar.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei kalkınma için dini bir kenara bırakma zaruretini telkin etmek, düşmanların bir başka komplosu olduğunu belirterek şöyle devam etti: Ancak tüm bu çabalara rağmen bugün İran’da füze sanayii, nükleer sanayii, biyo teknoloji gibi en gelişmiş ve en iyi sanayilerin genellikle mümin ve dindar gençlerin sayesinde şekillenmiştir.

Ayetullah Hamanei gençlere vahdet içinde olmaları ve marjinal ve ihtilafa yol açan meselelerin üzerinde durmamaları ve düşmanla konu bir şekilde sınırları belirlemeleri ve aynı zamanda yerli güçlerin arasında sınır belirlememeleri  yönünde tavsiye bulunarak şöyle dedi:

Sevgili gençler, İmam’ın belirttiği üzere her ne kadar haykırışınız varsa Amerika’nın başına haykırın ve bilim ve fikir ve marifet ve siyaset ve çaba meydanında çabalarınızı ikiye katlayın.

Üç erki de gençlere ülkenin kalkınma yolundaki çabalarına destek vermeye çağıran Ayetullah Hamanei, ilahi fazl sayesinde aziz İran’ın yarını bugününden çok çok daha iyi olacaktır.

Bu merasimde kutsal Rezevi külliyenin mütevellisi Hüccetülislam Seyyid İbrahim Reisi bir rapor sunarak, külliyenin son üç yılda faaliyetlerini “ilk kez ziyarete gelen bir milyon ziyaretçi”, “adakların ve vakıfların iki kat artışı”, “ mümin ve inkılapçı gençlerin uzmanlık kapasitelerinden yararlanılması”, “başta sağlık ve tedavi bölümü olmak üzere halkın ihtiyaçları olan faaliyetlere asalet kazandırmak ve iktisadi projelerde sırf ticari eğilimden kaçınmak”, “mağdurlarla ilgilenmek ve onları takviye etmek”, “külliyeye ait olan alanlardan gençlere özel kültürel ve talim ve terbiye merkezlerinin kurulmasında yararlanmak” şeklinde beyan etti.

Kutsal Rezevi külliyenin mütevellisi Hüccetülislam Reisi tüm kurumların görevi halkın nizama olan güvenini arttırmak için gerekli uygulamalarda bulunmalarından ibaret olduğunu ve buna göre bugünden itibaren “Rezevi şeffaflık sistemi” çalışmaya başlayarak külliyeye ait tüm iktisadi firmaların bilgileri halkla paylaşılacağını ifade etti.

700 /